Çerkes Hakları İnisiyatifi Doğruyu mu Söylüyor?

Sosyal medya üzerindeki Çerkes gruplarında ve özellikle “Çerkes Hakları İnisiyatifi Kayseri Mitingini Destekliyoruz” adlı grupta bazı iddialar kafamı karıştırmıştı. 25-26 Şubat tarihlerinde Kocaeli Üniversitesi’nin Derbent Uygulama Oteli’nde yapılan Çerkes Çalıştayı’na davet edilen milletvekilleri Emine Ülker Tarhan ve Engin Özkoç’a KAFFED’ten “katılmama” yönünde bir talebi olduğu iddiası vardı.  Ayrıca Habertürk televizyonunda Balçiçek Pamir’in sunduğu, Çerkes Hakları İnisiyatif sözcüsü Kenan Kaplan’ın ve siyaset bilimci Doğu Ergil’in katıldığı Söz Sende programına Çerkes dernekleri tarafından telefonlar edildiği programda da söylendi. İddia ise programdan sonra Balçiçek Pamir’in Kenan Kaplan’a arayan olarak Vacit Kadıoğlu’nun ismini vermesiydi.

Bunlar ciddi iddialardı. Doğruluğunun araştırılması gereken iddialardı. Öncelikle CHP milletvekillerine ulaşmaya çalıştım. TBMM sitesinden makamlarının telefon numaraları zaten var. Emine Ülker Tarhan’ın danışmanıyla görüştüm. Danışmana, “geçen haftalarda yapılan Çerkes Çalıştayı’na davet edilen Emine Ülker Tarhan’ın katılmama sebebi, KAFFED tarafından katılmamaları yönünde talepte bulunulması mı acaba?” diye sorduğumda güldü. Öyle bir şeyin imkânsız olacağını, Ülker hanımın katılmayı düşündüğünü ancak aynı döneme CHP 16. Olağanüstü Kurultayı denk geldiğinden katılamadığını belirtti. KAFFED başkanında ya da başka bir görevliden böyle bir talep almadıklarını da yineledi. Daha sonra Engin Özkoç’un makamını aradım. Telefona çıkan bayan bu konuda herhangi bir bilgisi olmadığını söyleyip, bilgilerimi alıp vekiline ileteceğini açıkladı. Bu satırlar yazılırken daha bir geri dönüş yapmamışlardı bana.

Şimdi ikinci iddiaya geçelim. KAFFED Başkanı Vacit Kadıoğlu’nun Söz Sende programı sırasında Balçiçek Pamir’e Çerkes Hakları İnisiyatifi’ni kastederek “onlar Çerkesleri temsil etmiyor” demesi doğru muydu? Habertürk televizyonunun telefon numarasına ulaşıp Balçiçek Pamir’in asistanına ulaştım. Ancak kendisi bu konuda bir bilgisi olmadığını, bunu konuklarla ilgilenen yetkilinin cevaplayabileceğini belirterek beni yönlendirdi. Yetkili kişiyi aradığımda ise, bizzat böyle bir telefon almadıklarını söyledi. Zaten Söz Sende programına canlı telefon bağlantısı yapılmadığını belirterek sadece bazı vatandaşlardan mail yoluyla böyle duyumlar aldıklarını söyledi. Mailler içerisinde Kafkas Dernekleri Federasyonu Başkanı Vacit Kadıoğlu adına hiç rastlayıp rastlamadıklarını sorduğumda ise gelen maillerde böyle bir imza bulunmadığını belirtti. Teşekkür edip telefonu kapattım.

Şimdi bu iddiaların yalan olduğuna ben kişisel olarak ikna oldum. Ancak bu iddiaları ortaya atan ÇHİ’nin kendisi mi yoksa destekçileri mi? Bu soru önemli. Anladığım kadarıyla Söz Sende programına mail atan birkaç vatandaş üzerinden KAFFED ve başkanı suçlanmaya çalışmakta. Bu üzücü bir durum. Cihan Candemir dönemimde KAFFED’in yavaş kaldığını kabul etmekteyim. Ancak Vacit Kadıoğlu döneminde de böyle bir politika izleyip pasifist kalıp kalmayacaklarını merak ediyordum bende.

Bunun üzerine de küçük bir araştırma yaptım. KAFFED’e yakın kaynaklarla görüştüm.  Bilirsiniz ki, Cihan Candemir zamanında başlayan anayasa çalışmalarını Vacit Kadıoğlu devam ettiriyor.  Mayıs ayından taslak anayasa açıklanacak. Bugüne kadar KAFFED halk meclisini kurarak delege olmayan hemşerilerinin de anayasa talepleri ile ilgili bilgi topladı. Bunları anayasa komisyonuna gönderdi. Bunun üzerine anayasa komisyonu kendileriyle yüz yüze de görüşmek istemişler.  Anladığım kadarıyla KAFFED’in yeni yönetimi sokağa çıkmaktan kaçmıyor. Ancak haklıyken haksız duruma düşmek istemiyor. Bunca başvuru yapmış iken, anayasa komisyonu ile görüşülmüşken sokağa çıkmanın gereksiz olduğunu düşünüyor. Ancak mayıs ayında anayasa taslağı açıklanınca, içeriğinde Çerkes talepleri olmaz ise işte o zaman “gün bugündür” deyip demokratik yollardan sokağa çıkarız diyor. O zaman miting de yaparız eylem de diye düşünüyor.

Peki, ÇHİ’nin Kayseri mitingini neden desteklemiyor? Hatırlarsınız ki, Kayseri’de ki Erciyes Üniversitesi’nde Çerkesce bölümü açmak için çalışmalar KAFFED tarafından yürütülmüştü. Ancak şehrin muhafazakâr ve milliyetçi kesimi tarafından tepki toplamış ve engellenmişti. KAFFED hem anayasa çalışmaları yaptığı şu günlerde daha önce tepki çektikleri bir yerde miting yapmanın gerginliği arttırmaktan başka bir işe yarayacağını düşünmüyor. Kısacası kendilerine göre haklı sebepleri var.

Benim kişisel görüşlerime gelir isek, ÇHİ’nin yanlış yaptığını düşünüyorum. Bu konuda KAFFED’e hak veriyorum ve KAFFED’in yeni yönetimine bir şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum.  Temsiliyet konusuna gelince, toplumumuzda ÇHİ destekçileri de KAFFED destekçileri de her zaman olacaktır ancak resmi anlam temsiliyet dediğimizde bu KAFFED’tir. Çünkü seçilmiştir. Bazı söylemlerde ortaya atılıyor. 12bin üyesi olan bir kurum 5 milyonluk Çerkesleri nasıl temsil edecek diye. Geriye kalan 4 milyon 988 bin Çerkes’e derneklere üye olmayın, seçimlere katılmayın diye baskı mı yapıldı acaba? Hiç sanmıyorum.

ÇHi’nin talepleri ile KAFFED talepleri zaten aynı talepler. Ancak KAFFED işleri diplomatik yönden çözmeye çalışıp, çözemezse sokağı adres olarak göstermek istiyor. Böylelikle ileride “siz resmi başvuruda bile bulunmadan sokağa çıkıyorsunuz” suçlamasıyla karşılaşmak istemiyor. Bu yüzden ÇHİ ile arasına net bir çizgi çekiyor. Karıştırılmak istemiyor.

İleriki günler ne gösterir bilinmez ancak ÇHİ’nin bu iddiaların yalan olduğunun ortaya çıkması ile ilgili doyurucu bir açıklama yapmasını umuyorum.

http://gujanceyhan.wordpress.com