10 Aralık 2004 Kamil AĞACANwww.avsam.org Abhazya'da iki aydır süregelen seçim krizi nihayet çözülmüştür. 3 Ekim 2004'te yapılan devlet başkanlığı seçimlerini muhalefetin adayı Sergey Bagapş kazanmış, seçimle ilgili bütün yetkili kurumların bu yönde kararına rağmen mevcut Abhaz yönetimi ve Rusya Federasyonu Bagapş'ın devlet başkanlığı koltuğuna oturmasına izin vermemiştir. Uzun süren müzakereler sonrasında Bagapş geri adım atarak seçimlerin yenilenmesini kabul etmiş ve yeni seçimlerin 13 Ocak'tan önce yapılmasına karar verilmiştir. Ayrıca, mevcut Abhaz yönetiminin 3 Ekim seçimlerindeki adayı Raul Hacımba Bagapş'ın Başkan Yardımcısı adayı olarak aynı ekipte seçimlere katılacaktır. Yenilenecek seçimlerdeki muhtemel gelişmeler bir tarafa, son iki ayda Abhazya'da yaşananlar bir takım şeylerin sorgulanmasını gerekli kılmaktadır: 1. Rusya Federasyonu'nun demokrasi anlayışı. Abhazya seçimlerinden önce Rusya Federasyonu yetkilileri seçimlerde Raul Hacımba'yı desteklediklerini açıkça beyan ederek Abhazya seçimlerine doğrudan doğruya müdahil olmuşlardır. Fakat seçmenler tercihlerini Bagapş'tan yana kullanınca Moskova, hiçbir sebep göstermeden seçim sonuçlarını tanımayarak Bagapş'ın devlet başkanlığına izin vermemiştir. Böylece tamamen kendi denetimi altında bulunan ve zaten Moskova'nın talepleri dışında davranmasına olanak bulunmayan bir bölgede bile bir muhalifin iktidara gelmesine tahammül edemediğini göstermiştir. Bu durum Moskova'nın demokrasi anlayışının ne kadar kıt olduğunu açıkça göstermektedir. Abhazya ile olan demiryolu bağlantısını kapatarak ve sınır ticaretini de yasaklayarak Bagapş'ı seçtikleri için Abhaz halkına göz dağı veren Moskova, yalnız yenilenecek seçimlerde Hacımba'nın Başkan yardımcılığının kabul edilmesinden sonra kısıtlamaları kaldırmıştır. Dolayısıyla, Abhaz halkı seçimlerde tercih etmediği Hacımba'ya minnet duymaya zorlanmıştır. Moskova'nın Abhaz halkına verdiği mesaj oldukça açıktır: "Yediğiniz ekmeği tercih etmediğiniz Hacımba'ya borçlusunuz". 2. Abhazya'nın Bağımsızlığı. Sorgulanması gereken ikinci husus ise Abhazya'nın bağımsızlığıdır. Genellikle Abhazya'nın Gürcistan'dan ayrılığı de fakto bağımsızlık olarak takdim edilmektedir. Fakat son yaşanan olaylar Abhazya'nın durumunun bağımsızlıkla yakından uzaktan ilgili olmadığını ortaya koymuştur. Abhazya krizinin çözümü konusunda Moskova'da Başsavcı Yardımcısı gibi alt düzey ve iç işlerle ilgili kurumların görevlendirilmesi Abhazya'nın "uydu devlet" bile olmadığını göstermektedir. Öte yandan Abhazya'nın durumunu Rusya Federasyonu'na bağlı federe cumhuriyetlerle hayali olarak kıyaslarsak, kuvvetle muhtemel Moskova federe cumhuriyetlerde aynı şekilde davranamazdı. Özetlemek gerekirse son iki ayda Moskova'nın Abhazya'ya yaklaşımı "koloni" muamelesini çağrıştırmaktadır. 3. Rusya'nın Yetenekleri. Abhazya'da son dönemde yaşanan gelişmeler Moskova'nın yeteneklerinin sanıldığının aksine çok sınırlı olduğunu ortaya koymuştur. Tamamen kendi denetimi altında bulunan ve yaklaşık 200 binlik nüfusu olan bir bölgede Moskova süreçleri meşru araçlarla yönlendirememiştir.