NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
3
1
35WERE~1.MP3
4WORED1.MP3
11

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
FİLİSTİNİN KURTULUŞ MÜCADELESİNİ BAŞLATAN HACI EMİN EL-HÜSEYNİ NİN KAFKAS K

Filistin davasının ilk lideri ve hareketin kurucusu oldukça tanıdık bir isim. Kafkas asıllı , Çanakkale'de işgalcilerle savaşan ve Teşkilat-ı Mahsusa'da çalışan Hacı Emin el-Hüseyni... TURAN KIŞLAKÇI / FATMA DURMUŞ Bugün birçoklarının uttuğu ya da adını hiç anmadıkları, "Filistin Ulusal Hareketi"nin kurucusu Kudüs Müftüsü Hacı Emin el-Hüseyni'nin bir Osmanlı beyefendisi olduğunu biliyor muydunuz? Çanakkale'de savaşan ve Teşkilâtı Mahsûsa'da çalışan el-Hüseyni, Sultan Abdülhamid hayranı biriydi. 1893'te Kudüs'te dünyaya gelen Hacı Emin el-Hüseyni'nin, doğum tarihi bazı kaynaklar 1895 veya 1897 olarak'ta geçmektedir. 1893 yılında Kudüs'te doğan Emin el-Hüseyni, Kudüs ve Mısır'da gördüğü öğreniminin ardından eğitimini tamamlamak için İstanbul'da geldi. 1. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Osmanlı ordusuna girdiği için eğitimi kesintiye uğradı. Türk topçu birliğinde görevlendirildi. Çanakkale savaşında İngilizlere karşı mücadele etti. Daha sonra İstabul'da bulunan aile fertlerinin desteğiyle "Teşkilâtı Mahsûsa"ya girdi. Burada Kudüs'ün sorumlusu olarak atandı. 1917'de Kudüs'ün İngilizlerin denetimine geçmesiyle Filistin'e döner. Burada, Filistin davasını unutup kendi bağımsızlıklarıyla uğraşan Arapları, buna sahip çıkmaları için harekete geçer.  
08-01-2005 - kez okundu

1922'de Kudüs Müftüsü oldu

1922 yılında Emin el-Hüseyni, genç yaşında Kudüs müftüsü seçildi. İsrail devletinin kuruluşunun ilan edildiği 1948 yılına kadar el-Hüseyni 30 yıl boyunca Filistinlilerin lideri oldu. El-Hüseyni, mücadelesi esnasında Yahudi terör örgütleri olan Hanagah, Irgun ve Stern'in her lahza aradıkları ve hayatına kasdetmek istedikleri biriydi. Filistinli Müslümanlar işgal yönetimine ve yahudi göçüne karşı mücadele ettiler. Bu doğrultuda zaman zaman ayaklanmalar gerçekleştirildi. Filistinliler mücadelelerini organize için örgütler de kurdular. Yahudi göçüne karşı gerçekleştirilen en geniş çaplı hareket 15 Nisan 1936'da Kudüs müftüsü Emin el-Huseyni'nin öncülüğünde başlatılan genel grevdir. Altı ay süren grevden sonra Yahudi göçünü durdurma sözü veren İngilizler daha sonra sözlerinden döndüler. Grevde öncülük edenleri de ya öldürdü, ya sürgün etti, ya da hapse attılar. İsrail devletinin kurulmasının ardından Arap devletleri tarafından dışlanan el-Hüseyni, 1974'te Lübnan'da vefat etti.

Arafat, onu örnek edindi

11 Kasım 2004'de vefat eden Filistin'in efsane lideri Yaser Arafat, el-Hüseyni'den çok etkilenmişti. Küçüklüğünün dayısının yanında geçiren Arafat, dayısının arkadaşı olan el-Hüseyni ile günlerde tanışmış ve onun Filistin için verdiği mücadeleden çok etkilenmişti. Aynı zamanda el-Hüseyni ile akraba'da olan Yaser Arafat'ın asıl adı Muhammed Abdürrauf Arafat el-Kudva el-Hüseyni olarak bilinmektedir. Hacı Emin 1974'de Lübnan'da hayata gözlerini yumduğunda Arafat, el-Hüseyni'nin evine gözleri yaşlı olarak gitmişti. Arafat'ın imzasınında bulunduğu FKÖ'nün bildirisinde Emin el-Hüsyeni için şöyle deniliyordu: "Filistin Devrimi Komuta Heyeti ve Filistin halkı bugün öğleden sonra saat 3:30'da Beyrut'ta 90 yaşındayken aramızdan ayrılan büyük önder el-Hüsyeni'nin ölümüyle derin acılara boğulmuştur. O yaşamı boyunca Filistin halkı için hiç durmaksızın zorlu bir mücadele vermiştir." Filistinliler bugün el-Hüseyni'nin başlattığı mücadeleyi sürdürmektedirler. Ayrıca, onun siyasal öğretiler ve oluşturduğu dilden yararlanmaktadırlar. El Hüseyni'nin mücadelesi hâlâ Filistin davasının öncülerine ışık tutuyor.

Atatürk destekledi

Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale savaşına katılan ve Teşkilat-ı Mahsusa'da görev alan Yaser Arafat öncesi ilk Filistin lideri ve Kudüs Müftüsü Hacı Emin el-Hüseyni'yi de hep destekledi. Mustafa Kemal'in ölümünden sonradır ki İngilizler el-Hüseyni'ye verdikleri sözlerden ve Peel paylaşma planından vazgeçtiler. Takiben de Filistin'de İsrail devletinin kurulması yolunda birbiri ardınca adımlar atıldı. İngilizlerin Filistin'in paylaşımında Araplara karşı çok tavizkar davranmasında Atatürk'ün dış politikasının ve Kudüs Müftüsü el-Hüseyni'ye verdiği tam desteğin büyük tesiri bulunuyordu.

Hayatı çarpıtılıyor

Hacı Emin el-Hüseyni üzerine yazılan biyogfilerinin çoğu İngiliz ve Yahudi yazarlar tarafından yazıldı. Bu biyogrofilerde genelde el-Hüseyni'nin siyasi yönünü ele alan yazarlar, onu Filistinlilerin başına gelen felaketin sorumlusu olan uzlaşmaz ve aşarı bir insan olarak tanımlamışlardır. Özellikle Hitler ile görüşmesini çarpıtarak onu Hitler hayranı biri olarak göstermeye özen gösterirler. Ancak, o dönemin koşullarında Türkiye'nin dahil tüm İslâm ülkelerinin İngilizlere karşı Almanya'nın yer aldığına değinmezler. Filistin'de İsrail devletinin kurulmasının arkasında'da İngilizlerin parmağının olduğunu zikretmezler. Türkiye'de dahi Emin el-Hüsyeni'nin biyografisi üzerine yazılan makalelerin bazıları genelde İngiliz ve siyonist kaynalara dayanılarak yazılmıştır.

OSMANLI, FİLİSTİN'İN İDARESİNİ AİLESİNE VERDİ

1517'den 1917'ye Filistini idaresi altında bulunduran Osmanlı, Filistin'in denetimin Hacı Emin el-Hüseyni'nin ailesini verdi. Hüseyni'ler, yerel Osmanlı yönetimin yönetici seçkinleri olarak Filistin siyasetinde egemen olan ve önde gelen ketsoylu bir aileydi. Yüzyıllar süren dini sorumluluk, vergi toplama, toprak sahipliğine dayalı geleneksel nüfuzları, onlara, hem kırda, hem de Osmanlı İmparatorluğunun otoritesini uygulamasını mümkün kılan yerel güç merkezleri olan Kudüs, Hayfa ve Nablus gibi şehirlerde bir güç haline getirmişti. Genel Hüseyni'ler ve diğer önde gelen soylular, siyasi statükonunu koruyucuları olmuşlar, nüfuzlarını kullandıkları bölge veya şehirlerde istikrarı sağlamak ya da sağlamlaştırmak için yerel ya da imparatorluk hükümetiyle birlikte çalışmışlardı. Hiçbir zaman Osmanlı yönetiminin Filistin'den atılmasını amaçlayan hareketlerde bulunmamışlardır. Onlar, özde, İmparatorluk hükümetinde Müslüman kardeşlerinin çalışma arkadaşlarıydı. Kudüslü Hüseyni ailesinin kökleri Hz. Ali ve Hz. Fatıma'nın oğulları Hz. Hüseyin'e dayanmaktadır. Osmanlı Mebusan Meclisinde el-Hüseyni'nin ailesinden birçok mebus tarihin belirli dönemlerinde yer aldı. El Hüseyni'nin ailesinden, 1876 yılında Said el-Hüseyni, Yusuf Ziya Paşa, Ruhi el-Halidi, Hafız es-Said, Şeyh Ahmed el-Hemaş ve Şeyh Es'ad el-Halidi mebus olarak seçildi, 1912 yılında Ahmed Arif el-Hüseyni, Osman en-Neşaşibi, Haydar Tokan, Şeyh Ahmed eş-Şakiri ve Ruhi el-Halidi mebus olarak seçildi ve son olarak 1914'te ise Said el-Hüseyni, Ragıb en-Neşaşibi, Feyzi el-İlmi, Tevfik Hammad, Emin Abdulhadi ve Abdulfettah es-Saidi meclise mebus olarak seçildi. Hacı Emin el-Hüseyni'nin ailesi aynı zamanda Osmanlı idaresinin desteğiyle siyasi aktiviteler içinde de bulundu. Şürki el-Hüseyni ve Cemal el-Hüseyni Osmanlı-Arap Kardeşliği cemiyeti, Muhammed Salih es-Semadi el-Hüseyni Edebiyat Kongresi, Said el-Hüseyni Arap Parlamento Kitlesi ve Merkezi olmayan Osmanlı Partisi adlı cemiyetler altında çalışmalarda bulundular.

ALİ ULVİ KURUCU:

Çanakkale'yi ondan dinleyin

Tanınmış tarihçilerimizden Ertuğrul Düzdağ, Ali Ulvi Kurucu hocanın hatıratında Hacı Emin el-Hüseyni'den uzun uzadıya bahsettiğini ifade etti. Kurucu hoca'nın hatıratının kendisinde bulunduğunu belirten Düzdağ, el-Hüsyeni'nin hayatı hakkında Kurucu hoca'ya şunları söylediği belirtti: "Efendim ben 27 yaşındaydım. Gönüllü olarak Osmanlı ordusuna katıldım. Çanakkale'de bulundum. Cephede bize talimler yaptırdılar. Benim gibi uzaktan, kırımdan, Dağıstan'dan, Kafkasya'dan gelen gönüllüler vardı." Ali Ulvi Kurucu şu şekilde devam ediyor: "Hacı Emin El- Hüseyni ile daha sonraları muhtelif zamanlarda beş-altı defa görüştük.1962 yılında Mekke-i Mükerreme'de kurulan Rabıtatü'l el-Alemiyye teşkilatına kurucu üye olarak katılmıştır. Toplantılar için Medine-i Münevvere'ye geldiklerinde Sait Şamil ile birlikte Medine-i Münevvere'ye uğrarlardı. Bizde kendisini ziyaret ederdik. Müftü efendi daima Türkiye için dualar eder; "Türkiye'yi ben de sizin kadar takip ediyorum, Türkiye dua almış bir beldedir" derdi. Hatta bir keresinde Şeyh Şamil'in torunu Sait Bey'e şunları söyledi: "Sait Bey bu sözüme dikkat edin ben söylemiyorum Allah söyletiyor. Türkiye bozulmakta müslüman dünyasına örnek oldu, düzelmekte de örnek olacak inşaallah" demişti. Hacı Emin el-Hüseyni sonra şöyle demişti: "Müslüman dünyasının başına gelen Osmanlı devletinin bedduasıdır. Biz müslümanlar bilhassa araplar masum ve mazlum Osmanlı Devleti'nin bedduasına uğradık.Babasının bedduasını alan bir evlat gibi. Başımıza gelen felaketler bu yüzdendir" demiş. Yine Hüseyni anlatmaya devam ediyor; " Bir keresinde devletler arasındaki kongrelerden birinde idik. Bir Cezayir'li ile bir Tunus'luyu kendi aralarında konuşurlarken gördük. Fransızca konuşuyorlardı. Kendilerini şöyle dedim;"Yahu ben yanınızda Filistin müftüsüyüm, sizler iki arapsınız. Toplantımız arap devletlerinin meslelerinin görüşüldüğü toplantıdır. Amam siz Fransızca konuşuyorsunuz, bu nasıl iş? Hocam mazur görün bizim kültürümüz Fransızca'dır. Arapça avam lisanını konuşabiliyoruz fakat derin mevzuuları ifadeye arapçamız kafi gelmiyor.Böyle yetişmişiz. Müftü soruyor "Fransa sizin ülkelerinizde ne kadar kaldı? Yüz sene kadar. Peki Osmanlı ne kadar kaldı? 400 seneden fazla. Acaba sizin dedeleriniz babalarınız sizin böyle Fransızca bildiğiniz gibi Türkçe bilirler mi, Hayır. Onun üzerine müftü Osmanlı'nın sömürgeci olmadığını şu sözleriyle anlatıyor: "Yahu adamlar 100 senede size anadilinizi unutturmuş. Kendi lisanıyla konuşmaya mecbur hale getirmiş de Osmanlı 400 senede sana kendi dilini konuşmaya mecbur etmemiş. Üstelik kendi gençlerine arapça öğretip sizin beldelerinize vali, kaymakam kadı diye göndermiş. Bu devlet mi istilacı?

Eygi: Filistin davası aslına dönüyor

Mehmet Şevket Eygi: "Kendisiyle Mekke'de görüşmüştüm. Çok güzel Türkçe konuşuyordu. Onun hayatı filmlere konu olacak maceradır. Filistin hareketi bir sarıklı ile başladı, şimdi tekrar İslam'a doğru yöneliyor. O evrensel bir müslümandı. Hadiseyi sadece Filistin milliyetçiliği açısından ele almazdı. Türk olduğunu söyleyemeyeceğim ama Arap'a da benzemiyordu. Kumral ve mavi gözlüydü. Ten rengi çok açıktı.

Özdemir: Teşkilat-ı Mahsusa'ya çalıştı

Mehmet Niyazi Özdemir: "Teşkilat-ı Mahsusa'yı biz yanlış biliyoruz. Bu teşkilat 1913'e kadar tüm dünyadaki müslümanların gönüllü iştirak ettikleri bir kuruluştur. İçinde çok arapvardı. Önmeli isimlerden bazıları: Hindistanlı Şekip Aslan, Şerif El- Tunusi, Abdurrahim Çalış, Mevlana Muhammed, Said-i Nursi, Abdullah Tarzi, Mevlana Muhammed ve Hacı Emin-El Hüseyni " bunlar arasından bazıları. Ali Ulvi Kurucu'nun hatıratında yer alanlar doğrudur.

'Filistin sorununu dünyaya duyurdu'

Ömer Rıza Doğrul, Hacı Emin el-Hüseyni hakkında şunları söylemektedir: "Hayatta her ne yapmışsı memleketini kurtarmak için yapmış, bütün Arap alemini memleketi için kalkındırmış, bütün İslâm alemini ayaklandırmış olan bu adam, Filistini davasını bir mahalli dava olmaktan çıkararak ona alemşümul bir mahiyet vermişti. vatanseverlik, milletseverlik, hakikatseverlik, velhasıl insanları tehyiç edebilecek ne kadar sevgi varsa hepsini kendi lehine ve Filistin lehine tehyiç etmeğe muvaffak olduğu en büyük eserdir."

Etiketler:
filistinin kurtuluş mücadelesini başlatan hacı emin el-hüseyni nin kafkas k

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır