sanberk Şimdide sınavma mı çekmektesin beni??? Her yorum yapan kişinin yaptıklarını da sıralama zorunluluğumu var??? Ayrıca yaptıklarımızdan bahsetmenin tek nedeni, diğer sessiz çoğunluğu motive etmek ve pratiğin içine girdirmek içindir. Biz reklam ajansımıyız, politikacımıyız ki burada konuyu ben şunları şunları yaptım, sen niye yapmıyorsun gibi bir çocukça saçmalık yapalım. Ben çaya, sen bana kafayı takmışsın, hadi hayırlısı... Cumartesi saat 14.00 de Şamil Vakfın da Çeçen kamp başkan- temsilcileriyle toplantıya gel. Henüz yapamamış olduklarımıza sen el at. Ama kimseye 'kaç katalitik soba aldın' gibi soru sorma, kendine güldürme. İnsanlar Çeçenler in mültecilik hakkını alabilmek için AİHİM 'e başvuruda gerekli olan 50 bin EURO luk ihtiyaçlardan bahsederken!!! Gel gel, c.tesi gel. AMA BU YAZDIKLARINI PRINT ET DE GEL. BAKALIM HANGİMİZ UTANACAK... Çaylar da bizden:) |
sanberk Neresindeyim söyleyeyim: Bir insana herkesin hakkı olduğu kadar yorum yaptığı için 'anlama sorunun var, hop diye atlamışsın, lafla Kafkasya kurtaran' asla demeyecek kadar ağzından çıkanı kulağının duyduğu, ağzını kapatıp gözünü yummayan Kafkasyalılar la hareket ediyorum. Her yazı yazana, doğal olarak pratiğini bilmediğinizden 'lafla kafkasya kurtarıyor' alışkanlığınız yaygınlaşırsa, bir süre sonra yazı yazacak insan bulamazsınız. Bu da sizin muhasebenize eksi bakiye olarak kayıt edilir. Neyse ki bu eksi kayıt düşenler her geçen gün azalmakta...Sizler gibi çayı gündem yapmaktan ziyade, çekinceli olanlar yazmamaktaysa bunun sorumlusu, her konuda konuşmanın kendinize ait olduğunu düşenmenize neden olan ipotekli yanılsamalarınızdır... Kimin neyi ne kadar hakettiğini belirlemeyi kendinizde gördüğünüze göre yeterince demlenmiş olmalısınız. Size önerim benim demlenmeme neden olmayın, tahrik etmeyin. Ayrıca putları kıranlarla değil, putları yere göğe sığdıramayanlarla uğraşmanızı salık veririm. Putları kırabilmek ne kelime, putlara rüzgar bile değse nasırına basılmış gibi oluyor 'bir bilen' ler... Size özelden kendimi tanıttım Sizde buradan tribüne oynamak yerine eğer özelden daha önceki nick veya niclerinizi belirtirseniz, yazıdan çok bana yönelik bu tutumunuzun nereden beslendiğini anlamış olur, hakettiğinizce-hakettiğimce iletişime geçeriz. Hem bana ve yazdıklarıma madem bu kadar kızgınsın sanal da ancak bu kadarını yapabilirsin, bence daha ileriye git, bu şerefe nail olalım... Bana nedensizce saldırmaktan vazgeçip biraz dışarıdaki yayınları takip etmenizi öneriyorum. Benden büyük olabileceğiniz ihtimalini göz önüne alarak ve sizin durup dururken agresif saldırmanızı görmeden ' yine ortalık karıştı' diyerek taraflı ve sığ yorum yapanlara fırsat vermemek için burada kesiyorum. Site üyelerine Saygılarımla, Not: Siteye girer girmez bana etiket yapıştırmak yerine, özelden kendinizi açığa çıkarmanızı, tanıtmanızı bekliyorum. O zaman kendimi ve sizi muhasebe etmem kolaylaşacaktır...Bunu yapmazsanız yazılarınıza gülüp geçmekten başka şansım kalmaz. |
anzavur_223 sen bunu bildigin halde ne yapıyosun bana bildiklerinden degil yaptıklarından bahsetmelisin kac katalitik soba aldın oraya bildiginin hakkını mı verdin ya bunların muhasebesini yap bi allah askına sen tutup manavdan çıkolata istıyosun hala bunu kavrayave caa kafayı takmıssın tamammı dostum sanberk |
anzavur_223 kardes neresindesin soyle bizde bilelim tamam basın boyalı olabilir ama insanların putlarını kırarak inancını yıkamassın hala bunu anlayamamıssan nerde olursan ol sana bisey kazandıramamıs demektir bu hitabı hak ettigin için soyluyorm senin gibi lafla kafkasya kurtaran cok insan var maalesef kendi muhasebeni yap ben bu isin neresindeyim diye |
sanberk Arkadaşlar, Internet üzerinden iletişimlerde soyleyenin kimliğine göre algılayışların değiştiği, söylemin anlamsız yerlere ötelenebildiği gerçeğinin ben de yarattığı çekincelere rağmen bazı bilindik durumları yinelemekte yarar var. Hop diye üzerime magazinsel argumanlarla atlanabileceği gibi...Bununla birlikte, saygı çerçevesinde isteyen istediğini yapar, konuşur,tanıtır veya istediği yerde durur. Toplumsal duyarlılıklarını pratikle sınamamış veya bunun neresinde durduğunu bilemediğim insanların algılayış filtrelerini yeniden değerlendirmelerini öneriyorum.İyi yaptığını düşündüğü şeylerin uzun vadede nelere gebe olabileceği konusunda fikir belirtmekten öte ne yapabilirimki... Uzun yıllardır Kafkas toplumunun gündemi ağırlıklı olarak düğün-cenaze-zekhes üçgeninde değerlendirilmiş ve tanıtılmıştır. Bunun bize pek katkısının olmadığı da geldiğimiz durum itibariyle aşikardır. Şimdilerde ise yeni yeni kimi sivil toplum örgütleri veya aydınlar, dünya ya Kafkasya gerçeğini bu tür üçgen tortulaşmasından sıyrılarak anlatmaktadır. Çerkes kültürünün bütünlüğünü ve kafkasya da ki sıkıntıları belirterek, içinden cımbızla çektikleri gündemi önümüze oyalanmak için oyuncak gibi atan kimi ‘gazeteci' lere örnek veri olabilmişlerdir. Çayla ilgili uzuun uzun yazılan yazıyı tekrar okudum. Kafkasya da yaşanan sıkıntılara ilişkin tek bir cümlenin bile olmamasını gazeteci etiğinin neresine koyabileceğimi düşündürdü bana... Tıpkı; eğer Ortadoğu dan veya kültüründen bahsetmekte iseniz, Filistin den hiç bahsetmemeniz gibi bir şey. Yani şekilci, yani içeriksiz, yani oyalayan, yani kör-sağır topluma kör-sağır gazetecilik, yani..........Tıpkı, ülkedeki olumsuzlukları dile getiren yabancılara türk lokumu aracılığıyla tanıtım kampanyası yapılması komedisi gibi...Adamlar insan haklarından bahsediyor, bizim türkler lokumdanJ Onlarca gündemimiz ve bunlara yetişmemiz gerekirken; çay çorba muhabbetini, Çerkes kültürünün magazin malzemesi olmasını veya metalaştırılıp pazar malzemesi yapılmasını oyalanmak-oyalamak olarak görmekteyim, bu benim düşüncem. Birileri de böyle olmadığını, uzun vadede bunun karşılığını olumlu olarak alabileceğimizi söyleyebilir. Çok kere gördük, galiba yine göreceğiz... Hadi diğer konuları şimdilik boşverelim; 10 yılı aşkındır süregelen katliama çıtını çıkarmayan bazı kesimlerin, bizlerin sadece çayıyla, ‘tavuğuyla', düğünü-zekhesiyle ilgileniyor olması hala bizleri uyandıramadımı!!! Halbuki bu yeme-içme ve lümpen magazin muhabbeti, kültürümüzün bu olduğu yanılsamasından sıyrılsak, -gerçek sorunlarımıza- karşı tek vucud olarak mücadele edebilsek; bu niyet ve tercih meselesi... Semaver beni de çocukluğuma götürdü; yaşadığımız yere semaveri tanıtan, onlarca ailenin kullanmasını sağlayan aile büyüklerimden öte, Çerkesliği o bölgede bir Çerkese haksızlık yapıldığında koşturanlar daha iyi tanıttı: ‘Çerkes e bulaşma, arkasından konuşma' gibi... Çay konusunda bilgisinin önünde saygıyla eğildiğim gazeteci ve benzer duruşların bir sonraki gazetecilik haberinin , Adigey in tümüyle rusya nın kontrolüne girmesi veya Çeçenya da 10 yıllık savaşın faturası olursa beni de utandırmış olur, keşke utandırsa... Ben O nun çayını, demliğini, semaverini anladım. Eğer aşağıdaki bilgiler üzerinden haber yapacaksa O da beni anlamıştır: Çeçen sığınma yerlerinden sadece biri: Kamp Kuruluş Tarihi : 2000 / Kasım Kampta Kalan Hane Sayısı : 45 Kampta Kalan Kişi Sayısı : 125 Kampta Kalan Çacuk Sayısı : 45 Kampta Kalan Bayan Sayısı : 52 Kampta Kalan Erkek Sayısı : 28 Kampta Kalan Sakat Sayısı : Yok Okula Giden Çocuk Sayısı :12 (Misafir Öğrenci Konumunda ) Gıda İhtiyacı : Büyük Şehir Belediyesinin (Günlük Kişi Başına 1 ekmek) Ekmek , Arada Birde Ayran ,Yoğurt ve Meyva Suyu Dağıtımı Düzenli Gelen Herhangi Bir Gıda Yardımı Yok. Depo : Az Miktarda İlaç Sağlık : Yaşlılarda ve Çocuklarda Soğuktan ve Düzensiz Beslenmekten Kaynaklanan Hastalıklar ( Grip,Enfeksiyon vs....) Su : Problemli Değil Elektrik : Var Fakat Yeterli Voltajda Değil Isınma : Problemli, Herhangi Bir Isıtma Sistemi Yok 25 Adet Katalitik Soba İhtiyacı Var. Tüp : Düzenli Bir Dağıtım Yok Arada Bir Yardım Yapılıyor Genel Problemler : Catılardan Yağmur Akıntısı var Bundan Kaynaklı Sıkıntılar Yaşanıyor, Okula Gidemeyen Çocuklar İçin Mesleki Eğitim Yapılması Gerekiyor ,Düzenli Gıda İhtiyacı Var. HEEY GARSON TAM ZAMANIDIR, YAP ORDAN Bİ DEMLİ ÇAY ‘anlama sorunum var hop diye hak korumaya atlarken' içelim. Tükettiklerimizle tükenelim ANLAYA ANLAYA... Saygılarımla |
sukranhan kalmık cayı demlemiş olduğumuz cayı bir tencereye akrarılır. kaynarken içine süt ilave edilir. arzuya göre süt az veya cok ilave edilir. üstünede tereyağı ve kakabiber tuz konulur.kaynar vaziyette ister fincanla ister tasla içilir.Afiyet olsun |
sanberk teşekkür ederim anzavur arkadaş. bundan sonra öyle yaparım:) Mücadelenin stratejik aşamalarıyla ilgili engin tecrübelerinizden demlenmiş bir çay eşliğinde yararlanmak ve anlama sorunumu gidermek isterim. Bu arada 10 YILDIR KÖR VE SAĞIR OLAN boyalı basının meşruiyetini ve tanımadığınız ve sürecin neresinde durduğunu bilmediğiniz insanlara 'anlama sorunun var hop diye hak korumaya atlarsan' gibi başlangıç yapmanın eleştirdiğiniz şeyin kendisi olup olmadığını da tartışırız...Sonrada yolu ve geri dönüş yolunu... Saygılarımla |
anzavur_223 arkadasım sanberk sanırım bir anlama sorunun var hop diye hak korumaya atlarsan terorist olarak adlandırılırsın once davanın mesruiyetini ispatlamaya calısacaksın bunu da insanları tenkit ederek basaramassın once kulturunden yasayısından bahsedeceksin sonra yasadıklarından sonrada davanın mesruiyetini ispatlamıs olacaksın yanlıs yola girmek uzeresin geri don bence |
anzavur_223 bize bu yazıyı kazandırdıgı için sevgi temgine tesekkur ediyorum. çerkeslerin ayrılmaz bir parcasıdır cay ve semaver. hemen hepimiz hatırlarız ve bilirizki kafkasyadan getirilen esyalardan en fazla korunanı semaverdir. hani su uzerinde bir cok damga olan sarı princ semaverlerden bahsediyorum ve bana gore cerkesin cayı ona gore ayrı bir degerdir |
sanberk Boyalı basın, kendi işlerine yarayan ve kullanılacakları kısmıyla konuya yaklaşımları bilindik bir uslup. Önceleri Çerkesler'i güzel kızları ve oyunlarıyla tanınmasıyla sınırlayan, şimdilerde de çaycı O yazara şunu sormalı: Çayıyla meşhur Kafkasya nın bir parçası olan Çeçenya da 10 yıl önce çay içebilen kaç kişi artık şimdilerde içememekte ve neden!!!??? Cinsel argumanlarla yazısını renklendireceğine, bizlere 140 yıl önce anavatanlarından söküp atılan insanların yollarda yollarda çaysızlıktan değil, nelerden öldüğünü anlatsın. Ya da Adıgey in Cumhuriyet olduğunu yok sayıp Rusya ya bağlamak isteyenlerin, başarılarının üstüne kaç bardak çay içeceğini... Bize bunların nasıl demlendiğinden bahsetsin gazeteci efendi... |
bahtiyar +1 |
Salaman Açıkçası çok başarılı ve yaarlı bir roportaj..bizlerin günlük alışkanlıklarından,yaşam tarzımızdan ve tükettiklerimizden bahsetmiş..ama bir türlü anlayamıyorum bu halk ne zaman bırakacak bu bağnazlığı ve örümcek kafalılığı..roportajın başına muhtemlen gazetenin direktörü olan (afedersiniz) dingil laap diye yapıştırıveriyor yorumunu:"Kafkasyadaki türk ırkı"..bu zevat büyük ihtimalle senelerce okumuş ve bu tip bir gazetede bu seviyeye kadar gelebilmiş..ancak Türk kavramının bir ırk değil millet olma özelliğini öğrenememiş,çünkü mevcut eğitim sistemi bunu gerektiriyor..Aydın veya gazeteci sıfatı ile aramızda dolaşan insanlar bile aslında dayatılan gerçeklere inandıklarının farkında dahi değiller..umarım insanlar artık hazırcılığı bırakıp biraz araştıma becerisi gösterebilirler... Not:Gazeteci Ertuğrul Akbay Kafkas halk yaşamını incelediğini ve uyguladığını anlatıyor..keşke birazda mütevazılık ve saygı kavramlarınıda örnek alsaydı.. |