ÇİC CUMHURBAŞKANININ HALKINA SESLENİŞİ
Değerli vatandaşların, kardeşlerim!
Bugün 23 Şubatta, Avrupa parlamentosunun da kabul
ettiği gibi, Çeçenleri Sibirya, Kazakistan ve
Kırgızistan'a sürülmesi olan soykırımın eyleminin 61.
yıl dönümüdür. O zamanın acıları ve kayıpları bizim
için maalesef bir tarih olamadı. Bugün de, ama daha
sinik ve kötü metotlarla gerçekleştirilen soykırımın,
bugünkü hayatımızın parçası oldu.
Çeçenlerin tarihini analize ederken, kendimize bir
soru soruyoruz: neden Beriya ve Stalin 1944 yılın kış
mevsiminde Çeçenlere bu barbarlığı yaptılar?
Maalesef, kızıl ideolojinin kandırdığı insanlar,
Çeçenleri her türlü yolsuzluk ve canilikle suçlandığı
propagandaya inanıyorlardı. Ama Aralık 1994 yılında,
bu soykırım, ama şimdi demokrasi renklerinde, yine
yaşandığı zaman, iyi niyetli insanların hepsi bir şey
anladılar: Çeçenlerin tek suçu - bağımsız, özgür
olmak, kendi gelenekleri ve kültürü yaşamak, dilini
kullanmak ve kendi vatanında yaşamayı istemek,
Çeçenlere has olan diğer her şeyi yapmak idi. Kendi
insanlık dışı rejimine Çeçenleri tehdit olarak
görenler için bu özellikler, en büyük suçu teşkil
etti.
24-02-2005 - 5 kez okundu
Değerli vatandaşların, kardeşlerim!
Bugün 23 Şubatta, Avrupa parlamentosunun da kabul
ettiği gibi, Çeçenleri Sibirya, Kazakistan ve
Kırgızistan'a sürülmesi olan soykırımın eyleminin 61.
yıl dönümüdür. O zamanın acıları ve kayıpları bizim
için maalesef bir tarih olamadı. Bugün de, ama daha
sinik ve kötü metotlarla gerçekleştirilen soykırımın,
bugünkü hayatımızın parçası oldu.
Çeçenlerin tarihini analize ederken, kendimize bir
soru soruyoruz: neden Beriya ve Stalin 1944 yılın kış
mevsiminde Çeçenlere bu barbarlığı yaptılar?
Maalesef, kızıl ideolojinin kandırdığı insanlar,
Çeçenleri her türlü yolsuzluk ve canilikle suçlandığı
propagandaya inanıyorlardı. Ama Aralık 1994 yılında,
bu soykırım, ama şimdi demokrasi renklerinde, yine
yaşandığı zaman, iyi niyetli insanların hepsi bir şey
anladılar: Çeçenlerin tek suçu - bağımsız, özgür
olmak, kendi gelenekleri ve kültürü yaşamak, dilini
kullanmak ve kendi vatanında yaşamayı istemek,
Çeçenlere has olan diğer her şeyi yapmak idi. Kendi
insanlık dışı rejimine Çeçenleri tehdit olarak
görenler için bu özellikler, en büyük suçu teşkil
etti.
İyi ki insanlar artık o kadar kolay kandırılamıyor ve
insan hakları savunma örgütleri, Çeçenler de dahil
küçük halkların sorunları anlayarak, devamlı gözetim
yapıyorlar. Ben bunu Çeçenlerin zaferi olarak
görüyorum, çünkü kendisini haklı olarak gören bir
halkı yok etmek yada ondan zafer koparmak mümkün
değildir.
Değerli kardeşlerim! Tam 11 yıl önce 23 Şubat 1994
yılında ülkesi için yaptığı mücadelede hayatını veren
Çeçenistan İçkeriya cumhuriyetinin birinci
cumhurbaşkanı Cevher Dudayev, halkın mitinginde
konuşurken, hafızamızdan silinmeyecek sözler sarf
etti: 'Acı duymayı ve ağlamayı bırakın! Bugünden
itibaren Acı günü Çeçen milletin Teceddüt Günü
olacaktır!'
Çeçen ulusun büyük evladı Cevher Dudayev'in bu
kararında, Çeçenlerin nihayet barış dolu hayatı
yaşayacakları ve Vatanı için, özgür ve bağımsız bir
devlet inşa edecekleri umudu var idi. Ama gerçekler şu
ki, o zamandan beri Çeçenleri bir kez daha sürmek
niyeti olan Kremlin için, bizim barış severliğimiz ve
refahımız, bir ölüm fermanı gibi idi.
Rusya'nın, Çeçen devleti tamamen yok etmek için
başlattığı ve 11 yıl süren savaş zamanından sonra emin
bir şekilde şunu söyleyebilirim: 'Düşmanların planları
hayata geçirilmeyecektir! Çeçenler kendi topraklarında
hiçbir zaman köle olmayacaklardır!'.
Evet, bugün zor, çok zor bir durumdayız. Rus
haydutların Çeçen topraklarında her gün kadınları,
savunmasız yaşlı insanları ve çocukları
katlettiklerini görmek çok zor. Yüz binlerce öldürülen
insanlar, yargısız infazlar ve korkunç işkenceler,
bunların yanı sıra toplama kampları ve insanların iz
bırakmadan kaybolmaları, kaçırılmalar, rehineler,
vatandaşlara kolektif sorumluluk yüklemek ve saire -
insanlığın geçmişinde tecrübe olarak bıraktığı ve
rezil olan her savaş metodu, Kremlin rejimi tarafından
Çeçenlere karşı bugün kullanılmaktadır. Soykırımımız
için yapılmaktadır.
Yalanların dünyayı yönettiği ve gerçeklerle dalga
geçildiği, sorumluluk hissinin zayıflık belirtisi gibi
algılandığı bu dünyada insan olarak kalmak ve düşmana
onun kendi silahı ile cevap vermemek çok zor. Ama biz
güçlüyüz ve bizim gücümüz - doğru olduğumuzu
bilmektir. Çeçenlerin asırlarca biriktirdiği tecrübe,
hiçbir silahın ve gücün, Çeçenleri Ulusun Bağımsızlık
yolundan alıkoyamamağını göstermiştir. Savaşçıyı güçlü
yapan silahı değil, onun Ruhudur. Çeçenlerin
kalplerindeki güç ve Özgürlük sevdası ise, yok
edilmeyecek kadar güçlüdürler.
Bunun ispatı olarak, Çeçen orduların benim emrimin
doğrultusunda bir ay süre ile tek taraflı olarak
saldırı eylemlerini durdurmalarıdır. Düşmanın
şerefsizliğini görmek ve silah ile karşılık vermemek,
bir savaşçı için çok zor bir durumdur. Ama biz bir kez
daha gösterdik - bizim mücadelemiz, halkımızın
özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadelemizdir, dünya
medeniyeti yok etmek isteyen terör güçleri ile
alakamız yoktur. Biz bunu gösterebildik. Biz,
Çeçenler, bu medeniyetin savunucularıyız, çünkü
demokrasi değerleri biliyoruz. İnsanların asırlar
boyunca milyonlarca insanın hayatını kurban ederek
kazandıkları bu değerleri biz de aynı yoldan kazandık.
Rusya'ya barışı teklif ettik ve bir kez daha teklif
edeceğiz, çünkü barış eli uzatmak güçlü tarafın
işidir. Kendi gücünden emin ve haklı olduğunu bilen
bir insan, başkaların hayatlarını kurtarmak için böyle
bir adım atabilir.
Barışı teklif ederken savaşmaya da hazırız, çünkü
insanlık onurumuzu savunmamız gerekiyor. Bunu bize
Allah vermiştir. Bu basit gerçekleri kimin
anlamadığını hep beraber görüyoruz. Hastalık
derecesine ilerleyen isteklerini kimin durdurmadığını
da görüyoruz. Benim düşüncem - anlaşmasız inat -
zayıflığın ve deliliğin örneğidir ve bunu herkes er
yada geç anlayacaktır. Ancak karşılıklı iyi niyetler
Rus - Çeçen savaşı durdurabilir - başka bir şey değil.
Bunun için iyi niyeti olan herkese söylüyoruz: 'Barışa
gelin!'
Aynı zamanda gördük ki, bu savaş ile kendi refah
düzeyleri yükseltmek isteyen ve kardeşlerinin
kemikleri üzerinde zengin olmaya çabalayan, yok edilen
halka ait olduğunu anlayan insanlar da var. Allah'ın
adı ile yemin ederim ki, hiç kimse Çeçenlerin
intikamından kaçmayacaktır!
Değerli kardeşlerim! Halkımızın insanlarına, Direniş
güçlerine ettikleri yardımları ve büyük sabırları ile
cesaretleri için teşekkür etmek istiyorum. Eğer siz ve
büyük direniş gücünüz olmasa, Rusya gibi büyük bir
devlete direnmek gücümüz olamazdı. Büyük devletle bile
bunu hayal edemezler. Allah görüyor ki, düşmanı
durdurmak için ve çok acı çeken topraklarımızda barışı
sağlamak için mümkün olan her şeyi yapıyoruz. Bunun
için her türlü zorluğa katlanmaya hazırız.
Gerçekleri yalandan ayırabilen ve savaşan Çeçen halkı
ile sesini bir edebilen herkese teşekkür etmek
istiyorum. Deliye dönen soydaşlarının gürültülerini
susturmaya çalışan düşünen Rus insanlar da bunlara
dahildir. Çeçen halkı size müteşekkirdir.
Yüce Tanrının büyüklüğüne ve merhametine inanınız -
dünyada adaletin zamanı gelecektir. Çeçenlerin asırlar
boyunca devam eden sevdası: Özgürlük, Barış ve Refah'a
inancımızın temeli de bu.
Allahu Eklber!
Aslan Mashadov,
Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
23.02.2005
Etiketler:
çic cumhurbaşkanının halkına seslenişi