ADIGEY'İN STATÜSÜ
ADIGEY'İN STATÜSÜ
25.04.2005 - 18:24:36
Mehdi Nüzhet ÇETİNBAŞ
Son günlerde yaygın olarak dillendirilen Adıgey Cumhuriyetinin Krasnodar Kray ile birleştirilmesi projesi, Kafkas diasporasını harekete geçirdi.
25-04-2005 - 5 kez okundu
Diaspora toplumu olarak, yumurta kapıya dayanmadan harekete geçebilme özelliğine sahip değiliz.
Gerek Ajans Kafkas haberlerinde, gerekse kendi köşemizde sık sık Putin'in Rusya'yı hızla üniterleşme sürecine soktuğunu, bunun için de Çeçen savaşını koz olarak kullandığını belirten bir çok yazı kaleme aldık.
Bütün söylemlerimizde, Kafkasya'yı Karadeniz'den Hazara bir bütün olarak ele alan görüşler dillendirdik.
Rusların Çeçenistan'da uyguladıkları soykırımı andıran operasyonlara karşı sürekli olarak haykırdık. Buna karşılık, Çeçen halkının verdiği savaşı, içine düştüğü durumu uzaktan seyrederek "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" mantığı ile hareket eden Kafkasya'daki özerk cumhuriyetlerin yöneticileri, diasporadaki Adıge halkını temsil ettiğini ileri süren kurum ve kuruluşlar, sıranın kendilerine geleceğini hiç düşünmediler.
Savaşı sanki Çeçen halkı çıkarmış gibi Çeçenleri suçlayıcı demeçler veren, vebadan kaçar gibi Çeçenlerden kaçan ve onların isimlerinin zikredilmesine bile tahammül edemeyenlerin, sıranın kendilerine geleceğini bilmeleri gerekirdi.
Ne birinci, ne de ikinci Rus-Çeçen savaşı Çeçenler sebebiyle çıkmamıştır.Bu savaş Rusya derin devletinin planlayarak çıkardığı bir savaştır.
Rusya, Çarlık zamanından beri Kafkasya'ya sömürge muamelesi yapmıştır. Komünist sistem zamanında param parça edilen ve suni sınırları çizilen Kafkasya'daki Federal devletçiler, bu sınırlarını ilahi vahye dayanan sınırlar gibi kabul ederek birbirlerine düşmüşlerdir.
Ruslar ölümü göstererek Kuzey Kafkasyalıları sıtmaya razı etmişler, Kuban'a kadar uzanan tarihi topraklarımız üzerinde hak iddia etme söyleminden vazgeçerek bizleri uydurma sınırlarla çizilen cumhuriyetlere mahkum etmişlerdir.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Kuzey Kafkasyalıları bölen, parçalayan ve mikromilliyetçiliğe doğru sürükleyen oluşumlar meydana getirilmiş, Kafkasya'yı bir bütün olarak algılayan Kafkas Halkları Konfederasyonu gibi oluşumlar baltalanmıştır.
Kafkas Halklarının birlikteliğini bozmak için çaba sarfeden, Ruslarla çok iyi geçinerek problemlerin rahatça çözüleceğini savunanlar, Putin'in partisinden seçilerek Duma'ya girenler, Adıgey'in statüsünü ortadan kaldırmaya yeltenen güçlere karşı acaba ne yapıyorlar.
Bir çok kimse beni Çeçen olarak tanısa bile ben bir Adıge'yim. Hem de Adıgey Cumhuriyetinde birinci derece akrabaları olan bir Adıge'yim. Benim dedem 1916 yılında Türkiye'ye gelmiş, babamın öz be öz amca çocukları halen o topraklarda yaşıyor.
Kafkasya ile ilgili görüşlerimi dile getirirken öncelikle kuzey Kafkasyalı olmayı ön planda tuttum.1992 yılında Abhazdım.1994 yılında Çeçendim.Beslan olayları sırasında Osettim. Bugün ise Adıgeyim.Yarın Karaçay, Avar ya da Lezgi olabilirim. Kısacası ben Kuzey Kafkasyalıyım.Rusya karşıtı söylemlerde en fazla sakınması gerekenlerden olmama rağmen, hiçbir zaman sözlerimi sakınmadım.Bu yüzdendir ki 2000 yılından bu yana Adıgey'e vize alamıyorum.
Rusya'ya şirin gözükmek için Aslan Mashadov'un şehit edilmesine bile tepki gösteremeyen diasporanın bazı dernekleri, Adıgey'in Krasnodar'a bağlanmasını nasıl protesto edecekler.
Rusya'ya karşı kesinlikle savaş açalım, yada şiddete dayalı politikalar geliştirelim düşüncelerini hiçbir zaman savunmadım. Ancak tepkimizi ortaya koyarken, tarihte uğradığımız ve bugün halen uğramaya devam ettiğimiz şiddete ve haksızlığa karşı sesimizin gür çıkması bize ne kaybettirir.
Küçük Adıgey'de Rusya Federasyonuna bağlı, onurlu bir vatandaş olarak yaşama arzusunu her defasında izhar edenler, korkarım fena halde yanıldılar. Kadim dostları Rusya onları daha büyük bir onura çağırıyor. Aradaki engelleri kaldırarak, federasyonsuz büyük Rusya'nın parçası olmaya çağırıyor.
Putin'in çarlığı ihdas etmeye yönelik politikalarına karşı mücadele vermek istiyorsak, bunun yolu Putin'e yalakalık yapmaktan geçmez.
Kafkasya'ya hizmet etmek, Adıgey'e faydalı olmak istiyorsak, gerek Kafkasya, gerekse diaspora olarak Putin'e karşı muhalefet yürüten 12 Aralık 2004 tarihinde Moskova'da toplanan "Yurttaşlar Kongresi" ile zaman kaybetmeden irtibata geçmeliyiz. Putin'e karşı demokrasi mücadelesi veren bütün Rus aydınları ile irtibat halinde olmalıyız. Unutmayalım,.Moskova'da olmayan demokrasi Kafkasya'ya hiçbir zaman gelmez.
Putin, Cumhuriyetleri, Rostov'da "Güney Rusya" valiliği adı altında tesis edilen makama bağlarken susanlar, Cumhuriyetlerin Devlet Başkanlarının atama yolu ile göreve getirileceğini ifade eden yasa görüşülürken karşı çıkmayıp alkış tutanlar, şimdi neye karşı çıkıyorlar. Putin Rusların lügatinden Kuzey Kafkasya kelimesini çıkarıp yerine Güney Rusya kelimesini ikame ederken tepkisiz kalanlar, hatta bu yeni tanımı yazılarında kullananlar, acaba şimdi neyi protesto ediyorlar.
Bizim Cumhuriyetlerimiz zaten fiilen elimizden alınmış, Devlet Başkanını Kremlinin atadığı bir cumhuriyet ne kadar cumhuriyettir. Bu kararlara tepki vermesi gereken hangi kurumlarımız üzerlerine düşen vazifeleri yerine getirmişler.Bu soruları arka arkaya sıralayarak bunlara yenilerini de ekleyebiliriz.
Adıgey'de önceden beri mücadele veren değerli dostum Abrek Almir zor zamanların adamı olarak yine mücadele sahnesinde. Bence Adıgey'in en önemli entelektüellerinden olmasına rağmen, vatanseverliği sebebiyle hak ettiği görevlere gelemeyen, ifa ettiği Adıgey Müzesi Müdürlüğü görevinden bile alınmak istenen bu yiğit adam, bugün Adıgey'in statüsünün koruması için halkı örgütleyerek mücadele bayrağı açıyor.
Halkın tepkisi karşısında Adıgey'i yönetenler böyle bir şeyi kabul etmeyeceklerini açıklarken, Kremlindeki sözcü Adıgey ve Krasnodar yöneticilerinin bir yıldan fazla bir zamandır birleşme ile ilgili görüşmeler yaptıklarını söylüyor. Eğer bu sözlere yalanlama gelmezse bunun adı açıkça ihanettir. Krasnodar valisi Alexandr Tkaçev politik bir cevap vererek birleşme meselesinin öncelikli bir konu olmadığını söylüyor.Yani Krasnodarın önemli meseleri var. Adıgeyin dahil edilmesi tali bir konu sırası gelirse görüşülüp karara bağlanır.Tam bir sömürge mantığı. Bir halk ancak bu kadar aşağılanır.
Sınırlarını, yüzölçümünü, şeklini, içime sindiremezsem de Adıgey benim vatanım. Ona Adıgey adını taşıdığı için sahip çıkmak, onun için mücadele etmek, yapılabilecek her şeyi yapmak boynumun borcudur.
Kafkas Vakfı olarak Adıgey konusunda görüşlerimizi ifade eden bildirileri muhataplarına ilettik. Aynı konuda halkımızı ve duyarlı insanları da yönlendirmek ve yardımcı olmak maksadıyla internet ortamında bir kampanya oluşturuyoruz.Kampanyamızda web ortamında mesajların gönderileceği Linkler yer alacaktır.Ayrıca BM. AB. gibi kuruluşlara da konu ile ilgili detaylı raporlar takdim edilecektir.
Adıgey'in Krasnodar'a bağlanma projesi bir yoklamadır.bunun ardından diğer cumhuriyetlerin statülerinin de ortadan kaldırılması ve üniter bir Rusya söylemi dile gelecektir.
Artık Rusya Federasyonuna karşı söylemlerimizin tonunu değiştirmek durumundayız. 21 mayısa az kaldı. Sürgün ile ilgili programlarımızı daha kapsamlı yapmalı ve ısrarla soykırım kavramını dile getirmeliyiz.
Kafkas Vakfı 21 mayısta Cemal Reşit Rey konser salonunda uluslar arası bir konferans tertip ediyor. Bu konferansa Rusya İnsan Hakları Derneği Başkanı Lev Panamarov da katılacak.Bu konu ile ilgili geniş duyuruları önümüzdeki günlerde daha kapsamlı olarak yapacağız.
Diaspora olarak gerçek ve demokrat Rus aydınları ile temas kurarak Kafkasya ile ilgili yeni politikalar ve yeni açılımlar getirebiliriz.
Kuzey Kafkasyalılar olarak problemlerimizi kendi dışımızdakilerine anlatmalıyız. İçine kapalı bir toplum olarak kapalı devre yaptığımız faaliyetlerin hiçbir değeri yoktur.
Ne yapıp yapıp kendimizi ifade etmenin, geniş kitlelere ulaşmanın yollarını bulmalıyız.
Etiketler:
adıgey statüsü