NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
4-5-6-7
4WORED3.MP3
35305319 - Adige Heku 01.MP3
4SIMD.MP3
3

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
ANZERİKO ÇESLAV RÖPORTAJI

  ANZORIKO İLE RÖPORTAJ Nalmes Akademia Asamble'nin Türkiye turnesi 02-24/ 04/2005 tarihleri arasında gerçekleşti. Turne boyunca Nalmes her nereye gitmişse büyük bir beğeniyle karşılandı, coşkuyla alkışlandı. Nalmes Asamble İstanbul'da başladığı turnesini yine İstanbul'da noktaladı. Nalmes'in gösterilerini sadece Adıghe veya Kafkas kökenli olan insanlarla değil hemen her kesimden insanlar izledi. Hiçbir ayrı gayrı tavır olmaksızın insanlar adeta büyülenmiş olarak salonlardan çıktılar. On dört yıl önce Türkiye'ye gelen ekip, bu gelişinde daha tecrübeli ve daha profesyoneldi. Turne ekibi büyük bir disipline sahipti..Oyun disiplini ve estetik zenginliğin yanı sıra kadim bir kültür geleneğinin izlerini fark etmemek mümkün değil. Zira insan, giyilen elbiseler, elbise modellerinin ve elbise motiflerin mükemmeliyeti, uyumu, zerafeti, giyinme sanatının ustaca kullanılışı... karşısında büyüleniyor. Oyun figürlerindeki zerafeti ancak görerek kavrayabilir ve öyle keyif alabilirsiniz. Ayakların baş parmaklarıyla dans edebilecek kadar ince hareketlere sahip bu insanların akordeon ile uyum içinde dans edişlerini kalça tokuşturarak veya kucak kucağa cinsel arzuların hakimiyeti ile dans edenlerle karşılaştırmak mümkün değildir. Kadınla erkeğin hayattaki birlikteliğini; bu birliktelik içerisinde dekoltenin olmayışını, cinsel arzuların değil, karşılıklı saygının ve mükemmeliyetin arzulanıyor olmasını görmemekte mümkün değildir. Bu insanların anlattıkları her bir şey yüce bir onur abidesi gibi. Besbelli ki nüfus kalabalığı veya maddi zenginliğin değil ruh dünyasındaki yüceliğin ürünü. Ekip beraberinde büyük ses Anzorıko ÇESLAW'ı getirmiş. Çok da iyi etmişler. Onu da keyif alarak dinledik. Çeslaw'ı hazır bulmuşken kısa bir röportaj yapmak istedik. Bizi kırmadılar ve yorgun olmalarına rağmen bu isteğimizi kabul ettiler. Sanat, dil, edebiyat, folklor...çeşitli konularda görüşlerini kısaca aldık. Biz keyif aldık. Sizleri de mahrum bırakmak istemedik. Beğeneceğinizi umarak sizlere sunuyoruz.
09-05-2005 - kez okundu

BRAMKHO: Çeslaw , sizinle bir röportaj yapmak istiyoruz. Bu röportajı 3500 e yakın üyesi olan 'www.nartajans. net' web adresinde ve dergilerde yayımlamak istiyoruz. Kabul ederseniz seviniriz.

ANZORUKHO: Tabi ki, olur.


BRAMKHO: Hoş geldiniz

ANZORUKHO: Hoş bulduk.


BRAMKHO: Anayurttan kalkıp geldiniz, hoş geldiniz. Bizleri sevindirdiniz. Allah da sizleri sevindirsin. Sizleri Türkiye'de tanıtmak, sizleri duyurmak istiyoruz. Bu amaçla size birkaç sorumuz olacak.

Sanata nasıl başladınız? Wered (şarkı) söylemeye nasıl başladınız? Ne zaman başladınız? Sesinizi hep dinliyoruz. Bu güne kadar geçen sanat yaşamınızı bize özetler misiniz?

ANZORUKHO: Bana bakarsanız yaşım kaçı gösteriyor? Saçlarım ağardı. Kültürle onlarca yıldır uğraşıyorum. Öylede olmalı. Kültür insanı güzelleştiriyor. Kültür yoksa ulusta yok. Benim anladığım bu.

Büyük annem usta mızıka çalar (pşınawe aze) idi. Küçüklüğümden beri onun çaldığı, onun yorumladığı weredler (şarkılar) kalbimde yer etti. Onun usta yorumları sayesinde kendimizi bu kültürün içinde bulduk. Bir daha da ayrılmak nasip olmadı.


BRAMKHO: Allah daha çok çalışmayı nasip etsin.

AZORUKHO: Sağ olunuz.


BRAMKHO: Sanat gezilerinde Türkiye'ye geldiğinizi biliyoruz. Başka nerelere gittiniz?

ANZORUKHO: Türkiye'ye birkaç kez geldim, sevdim. Nalmes Asamble ile daha öncede gelmiştim. On dört yıl sonra tekrar Muhammed'in önderliğinde geldik. Nalmes'i sadece buraya değil bir çok ülkeye davet ediyorlar. Fransa, İngiltere... bir çok Avrupa ülkesini gezdiler. Gittiğimiz bütün ülkelerin çok hoşlarına gidiyor. Bizi çok güzel, çok coşkulu karşılıyorlar.


BRAMKHO: Adıghe milli kıyafetleri nasıl yorumluyorsunuz? Kadının da erkeğin de kıyafetleri çok ilgi çekici. Bu güzel kültür Adıghey'de hala yaşıyor mu Giyinme kültürü hakkında neler söyleyeceksiniz?

ANZORUKHO: Bu konuda Muhammed daha yetkili. Bu konuyu o daha iyi biliyor.


BRAMKHO: Muhammed ile de röportaj yapmak istiyorum. (Yemek molası araya girdi ve bir daha röportaj fırsatı bulamadım maalesef.)

Adıghe weredleri (Adıghe şarkılarını) nasıl değerlendiriyorsunuz? Yenilerle eskileri karşılaştırırsanız nasıl değerlendirirsiniz?

ANZORUKHO: Nasıl demeli? İkisi de bir arada yaşayacak. Öncekilerde yaşayacak. Adıghe folkloru denen şey olduğu gibi devam ediyor. Ben armoni katıyorum biraz. O folklor olduğu gibi yaşamalı. Birazda zenginleştirmeliyiz, ama bozmadan. Yaşamalı. Folklor bozulursa o toplumun çehresini nasıl tanıyacaksınız. Onu bozduğunuz zaman bir şey kalmaz, biter. O, bir bütün olarak yürümeli (yaşamalı).

Diğeri: gençlerimiz okuyor. Başka kültürleri tanıyorlar. Yeni şeyler gelişiyor. Bu da olacak, gelişecek. İkisi bir gidecek.





BRAMKHO: Adıghe tarihi, kültürü, masalı, fablı, hikayesi... ne varsa dedelerimiz anayurtlarından sürülünce gittikleri yerlere taşındı. Bu kültür biraz toplanmaya çalışılıyor. Gençler bunlara ilgi duyuyor mu Eskiyi ve yeniyi bir arada yürütmek istiyorlar mı ? Yoksa tamamen yeniye mi yöneliyorlar. Gençler hangisini tercih ediyorlar?

ANZERIKHO: Anladım anladım. Biliyor musunuz o olaylar çok hüzün verici. Şimdi yeni tarzlar başladı, bu olacak. Ama gençler folkloru çok seviyor. Onunla çalışıyorlar, onu dinliyorlar. Her tarafta da öyle, sadece Adıghey'de değil. Rusya'da da böyle, Türkiye'de de böyle. Hepsi yeniye yöneliyor. Ama her toplum kendine sahip çıkmalı. Toplum onurunu yitirmemeli.


BRAMKHO: Adıghabze'nın geleceğini nasıl buluyorsunuz? Adıghe'ler dillerini yaşatmaya çalışıyorlar mı ?

ANZERIKHO: Nasıl demeli! Rus devleti Adıghe Respablik'e kendi dilimizde okuma yazma izni veriyor. Konuşma hakkımız var. Dilimizle weredlerimizi (şarkılarımızı) söyleyebiliyoruz. Biz dilimizde okuyup yazdık. Bizlerden dilini kullanmayan belki bir iki kişi çıkabilir. Çocuklar ilk beş yıl okullarda dilleriyle okuyorlar. Sonra dil, ders olarak okutuluyor. Şimdilerde bütün derslerin Adıghabze ile okutulması için uğraşıyorlar.


BRAMKHO: Bize bu fırsatı verdiğiniz için size teşekkür ederiz.

ANZERIKHO: Ben de teşekkür ederim.

Etiketler:
anzeriko çeslav röportajı

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır