NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
35305319 - Adige Nise 15.MP3
4SIMD.MP3
1
3
12

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
ADİGE'DE NELER OLUYOR?

Rusya Federasyonu'na bağlı Adige Özerk Cumhuriyeti'nde, özellikle eski SSCB topraklarında yaşamış ve şimdi göç arayışı içerisinde olan Ermeni ve Kürtler gibi kimi etnik grupların yerleşme çabaları nedeniyle, Adigeler, kendi vatanlarında "azınlık" konumuna düşme tehlikesi ile karşı karşıya. Basit bir "göç olgusu" gibi görünen bu durumun gelecekte, Adigelere yönelik sosyal, politik ve ekonomik bir takım olumsuz sonuçlar doğurmasından korkuluyor.
24-10-2005 - kez okundu

Bilindiği gibi, Adige Özerk Cumhuriyeti, henüz kendi öz evladı olan Adigeler'e tam anlamıyla vatan olabilmiş değil. Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecinde, 1864 büyük Kafkas sürgünüyle birlikte Osmanlı topraklarına göç eden Çerkeslerin büyük bir akın ile anavatanlarına döneceği korkusu hakimdi. SSCB'nin yıkılışı Çerkesler için bir umut ve kıpırdanma vesilesi iken Ruslar açısından endişeydi. Beklentilerin aksine "Adige" halkının anavatana dönüş süreci şok dalgası yaratamayacak kadar cılız kaldı. Toplam Adige nüfusu 108.000'i geçmeyen Adige'ye, SSCB sonrasında Kosova'dan 174, Suriye'den 120, Ürdün'den 35, İsrail'den 3 kişi dönüş yaptı. Yani Ruslar açısından korkulan olmadı ve "sürgün coğrafyası" diasporadan, anavatanına dönenlerin toplamı 467'yi geçmedi.

Buna karşın, Adige ÖC'ye 1989 yılından itibaren Suriye, Irak, İran, Ürdün, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan'dan Kürt aileler gelmeye başladı. Son 10 yılda Adige nüfusunun artış hızı % 1 iken, akraba ve birinci dereceden yakınları ile evlilik yapan Kürtlerin nüfusu % 10 oranında arttı. Çoğunluğu Kürtçeden başka dil bilmeyen ve okur-yazar bile olmayan Kürtler bölgede iş ve eğitim açısından da sorun yarattı ve yaratmaya devam ediyor. Bunların büyük çoğunluğunun, herhangi bir ülke pasaportları dahi bulunmuyor. Yerleştikleri bölgelerde de diğer halklar ile anlaşamayarak, bölücülük yapmakla tanınıyorlar. Bir çoğu terör örgütü PKK/Kongra-Gel adına para toplayıp, mafya hareketlerine girişiyorlar. Yiyecek-giyecek satışı yapılan halk pazarlarından haraç toplayarak, kolay yoldan gelir temin etme yoluna gidiyorlar.

Adige halkı arasında cahil, kültürsüz, eğitimsiz, modern yaşamdan uzak olarak tanınan Kürtler, kiralayabildikleri küçük evlerde 20-25 kişi oturuyorlar. Yerli halk ile de kültür çatışması yaşayan Kürtlerin, bazı yerleşim yerlerinde sık sık Türkiye ve Türk yönetimini protesto eden miting ve gösteriler yürüyüşler düzenlemeleri, Abdullah Öcalan'ın resmi ve sözde Kürt bayrağı taşıyarak mitingler yapmaya devam etmeleri halinde, yönetim tarafından Kürtlere vize ve pasaport verilmeyeceği, ayrıca, Cumhuriyet'ten sürülebilecekleri yönünde karar dahi alındı.

Adige Özerk Cumhuriyeti Devlet İstatistik Komisyonu tarafından hazırlanan Adige Ö.C.'deki demografik değişiklikleri konu alan etütte; 1993 yılından bu yana Adige Ö.C.'deki Çerkezlerin sayısının her yıl ortalama % 3 oranında düştüğü, öte yandan, sözkonusu dönemde, ülkedeki Ermenilerin nüfusunun % 8, Kürtlerin nüfusunun ise % 25 oranında arttığı, Ermenistan'ın "Kafkasya'ya Sistematik Göç" politikasının devam etmesi halinde bölgede etnik çatışmaların kaçınılmaz olacağı, belirtiliyor. Ancak, bölgede artmakta olan Kürt ve Ermeni nüfusunun Kafkasya'ya nasıl bir gelecek armağan edeceği üzerinde de durulmuyor.

Bu Cumhuriyet'te kültürel kimliklerini ve dillerini yaşatmakla hiçbir engelle karşılaşmayan Kürtler 1996'da Ulusal-Kültürel Kürt Otonomisi adıyla bir organizasyon bile kurdular.

Diğer halklarla sorunları olmaksızın yaşadıklarını belirten Kürtler'in 1989'dan beri sessiz sedasız yerleşip gün geçtikçe sayılarını artırdıkları Adige'de hiçbir yerde bulamadıkları rahatın tadını çıkardıkları doğru. Üstelik Rusya Federasyonu'nun yasalarının kendilerine tanıdığı kültürel otonomi haklarını da almış olmanın avantajı içindeler. Kürtler elde ettikleri haklarla övünürken ve oranın yerel halkıyla "uyumlu" yaşadıklarını savunurken, o toprakların asıl sahibi olan Adigeler bu durumdan son derece rahatsız.

Adige'nin Adigece yayın yapan devlete ait gazetesi Adige Mak'ın bir nüshasında Derbe Timur, Adigeler'in rahatsızlıklarını şöyle dile getiriyor: "Kürtler yasalara uymuyorlar. Örneğin erkek çocukları askerlik yapmaktan kaçınıyor, kız çocukları ise 12 yaşına gelince evlendirmek üzere okullardan alınıyor. Feodal değer yargılarının yarattığı tutucu toplumda özellikle kadınlar daha fazla cendere altında. Aşiret sistemine dayalı bir örgütlenmeye dayalı yaşam kuran Kürtler'in yerleştiği köylerdeki diğer halklar, zamanla bu köyleri terk etmeye başlıyor. Kürtler onları kovmuyor ama kendi geleneksel yaşam tarzlarından taviz vermedikleri ve birlikte yaşadıkları hakların yaşam tarzlarına saygı duymadıkları için bölgenin asıl sahipleri yurtlarını terk edip başka yerlere göçmek zorunda kalıyorlar. Bu köylerden göç olması için herhangi bir zorlama yapılmıyor, ancak, nerede olurlarsa olsunlar kendi istedikleri gibi yaşamaya alışmış olan Kürtlerle yerli halk anlaşmazlığa düşüyor." Derbe Timur'un, Adige Mak'taki yazısını bitirirken Adigeler, arasında oluşan hassasiyeti göstermesi açısından sarf ettiği kelimeler çarpıcı: "Adigeler her zaman konuklarına değer verirler ama ev sahibine saygı duymayan konuğa da kapıyı açmamak daha iyi olsa gerekir."

Aslında son derece misafirperver insanlar olan Adigeler, şimdilik Kürt ve Ermeniler'in kendi topraklarına yerleşmelerine ses çıkarmıyorlar. Ancak bu Cumhuriyet'te yeni etnik adaların oluşması ve bunların ülke kaynakları üzerinde söz sahibi olmalarına bir de sosyal ve kültürel uyumsuzluklar eklendiğinde Adige misafirperverliğinin de artık kaldıramayacağı bir sosyal krizin oluşması beklenebilir.

Öte yandan, buradaki Ermeni ve Kürtler devlet dairesinde çalışmak istemiyor, geçimlerini tarım, hayvancılık ve ticaretle sağlıyorlar. Bu nedenle kamu alanında fazla talepleri yok, dolayısıyla şimdilik siyasal hedef de sözkonusu değil. Adige'nin yılda 2-3 ürün elde edilebilen verimli toprakları şu anki nüfusu besleyecek durumda. Ama nüfus artışı devam ederse durum farklılaşır. Zira Kürt nüfusu göç dursa da çok çocuk sahibi olma geleneğine bağlı olarak Rus ve Adigeler'den çok daha fazla artış kaydediyor.

Derbe Timur, "Kürtler sürekli daha iyi bir yaşam peşindeler. Onların sorunlarını biz anlamazlıktan gelemiyoruz ama kendileri bize yol açtıkları sorunları anlamak istemiyorlar" ifadelerine yer veriyor. Adige basınının aktardığı bilgilere bakılırsa, Kürtler kendilerine has bir dünya kurmuşlar. Adige'nin siyasal sistemine ilişkin bir taleple öne çıkmamakla birlikte özellikle de Türkiye'deki politik gelişmelerden de gözlerini ayırmıyorlar.

Şöyle ki, 1996'da kurulan ve kendilerini Adige devletinin Kürtler hakkında muhatap olarak gördüğü kurum olarak lanse eden "Ulusal-Kültürel Kürt Otonomisi", PKK/Kongra-Gel'i açıkça destekliyor.

Kafkasya'daki Kürt meselesinin daha iyi anlaşılması açısından göçün nereden ve hangi nedenlere bağlı olarak yaşandığına da değinmek gerekiyor.

Kürtler'in Kafkasya'daki varlıkları daha eskilere dayandırılmakla birlikte, 1925'te Şeyh Said isyanının bastırılmasının ardından Ermenistan ve Azerbaycan'a daha yaygın bir Kürt akınından bahsediliyor. Stalin döneminde de, 1936-1937 yıllarında, Kürtler'in bir kısmı SSCB'nin farklı bölgelerine özellikle de Kazakistan'a sürüldü. Bunlardan bir kısmı da daha sonraki yıllarda geri döndü. 1987-1988'de Karabağ'daki olaylar Kürtler'i yeniden yerlerinden etti. Kürtler'in yeni rotası Kuzey Kafkasya oldu. Adige'ye Ermenistan haricinde Kazakistan, Kırgızistan ve Azerbaycan'dan Kürt akını ise daha çok ekonomik nedenlere bağlanıyor.

Son yıllara kadar Kürt göçüne kayıtsız kalmayı tercih eden Adigey yönetimi, birkaç yıldır bu sorunla nasıl baş edeceğini düşünüyor. Adigey Cumhuriyeti Parlamenterler Meclisi İnsani Sorunlar Komitesi Danışmanı Hamit Neguç ise, Adige Mak'taki "Rusya Federasyonu'nda Göçmen Sorunları" başlıklı yazısında "Günümüz Rusya'sının en önemli sorunlarından biri ülkeye kontrolsüz olarak giren göçmenlerdir. Bu durum devlet bütçesini olumsuz etkilemekle birlikte toplumsal barışı ve özellikle de Kuzey Kafkasya'da huzuru bozucu niteliktedir... Görevlilerin yeterli kontrolleri yapmamaları nedeniyle göçmenler başka ülkelerdeki yakınlarını akrabalık bağlarını kullanarak, çalışma, evlilik ve turizm gibi bahanelerle yoğun bir şekilde Rusya'ya getirmeye devam etmektedir" sözlerine yer veriyor. Neguç'a göre, 7807 kilometrekareden ibaret bu toprak parçasında nüfus artışı son 10 yılda yaklaşık 30.000 oldu. Adige'de yaşayan göçmen nüfusun oranı ise % 7'ye yükseldi. Artan göç ve farklı halklardan bölgeye doğru yoğun akış zaten küçük bir Cumhuriyet olan Adige'yi kaygılandırıyor. Bu yüzden son süreçte gelen Kürtlerin bir kısmı halen vatandaşlığa kabul edilmemiş durumda.

Öte yandan, Adige Güvenlik Konseyi, Cumhuriyet'teki Adige nüfus oranının toplam nüfus içinde hızla azalmasına neden olan Kürt ve Ermeni göçünü engelleyecek bir çözüm bulmak için sık sık toplantı yapıyor. Ancak somut bir karar alınamıyor.

Adige'de Kürt ve Ermeni nüfus artış sorunu önümüzdeki günlerde ve yıllarda daha çok tartışılacak gibi görünüyor. .(diplomatikgozlem.com )

Etiketler:
adige neler oluyor?

YORUMLAR

Fatal error: Uncaught Error: Call to undefined function mysql_query() in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/yonet/user.class.php:23 Stack trace: #0 /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/yorum.php(19): user->user() #1 /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/haberler.php(80): require('/home/nart/publ...') #2 {main} thrown in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/yonet/user.class.php on line 23