NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
4WORED1.MP3
35305319 - Adige Heku 01.MP3
3
2
9

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri
SIRASI GELEN ADİGE VE DOĞURACAĞI TEHLİKELİ SONUÇLARI

RF sınırları içerisindeki Çeçenistan, Kabardin Balkar, Karaçay Çerkez, Dağıstan ve İngusetya'da olduğu gibi, uzun bir süredir yaşanan sıkıntıların giderek arttığı Özerk cumhuriyetler arasına, son dönemdeki gelişmeler nedeniyle, Adige Özerk cumhuriyeti'nin de katıldığı gözlemleniyor.
02-01-2006 - 5 kez okundu


Halkın % 28'ini Adigelilerin oluşturduğu, Ruslar ve Kuzey Kafkasya'daki diğer halkların da bulunduğu Adige Özerk cumhuriyeti, bilindiği gibi, 1991 yılında Rusya'nın Krasnodar Vilayeti'nden ayrılarak, ilk kez Özerk cumhuriyet statüsünü kazanmıştı.


Özerk cumhuriyet statüsü kazanılmasından sonra oluşturulan Adige Milli Meclisi'nde, "Sürgün edilen soydaşlarının kendi topraklarına dönmeleri" konusu gündeme getirilmiş, ancak RF tarafından bürokratik engeller ön plana çıkarılarak soruna bilinçli olarak ilgisiz kalınmıştı. Öte yandan, Adigeli Bilim Adamları tarafından da, "19. Yüzyılda uzun sureli Kafkas Savaşı'nda, Adigelilerin de içerisinde bulunduğu 2 milyon Çerkez'in, Ruslar tarafından soykırıma tabi tutulduğu" konusunun, Rusya tarafından kabul edilmesine ilişkin tarihi belgeleri dünya kamuoyunun dikkatine sunulmuş, ancak bundan da herhangi bir sonuç alınamamıştı.


Adige'nin ilk cumhurbaşkanı olan Aslan Carimov döneminde, "Adige dilinin geliştirilmesi" hususu, resmi devlet politikası olarak benimsenmiş, dini çerçevede eski camiler onarılmış, yeni mescitler inşa edilmişti. Ancak gelişmelerden rahatsızlık duyan Vlademir Putin'in bilinen siyasi baskıları sonucu Carimov, cumhurbaşkanlığı görevinden istifa etmek zorunda bırakılmış, yerine ise Kremlin'in belirlediği, Rus hayranı olarak tanınan Hazret Sovmen tayin edilmişti.


Günümüze gelindiğinde ise, gelişen Adige Milli Politikası karşısında, önceki dönemlerde Kafkasya'da sürdürdüğü "Sahiplik" siyasetini artık yürütemeyeceğini anlayan Moskova Yönetimi, yaşadığı çaresizlik psikolojisi nedeniyle çıkışı, geçmişte olduğu gibi, yine zorlama ve dayatma kaynaklı "Askeri güç"te görerek, 450 bin kişilik, dünyanın en büyük "Antiterör Merkezi"ni oluşturdu.


Putin'in Kafkaslar Danışmanı Dmitri Kozak da, Adige Özerk cumhuriyeti'nin lağvedilerek, Krasnodar'a yeniden bağlanması yönünde, son dönemde yoğun çalışmalarda bulunurken, bu sinsi ve planlı çalışmaların, Rusya basın yayın organları, Devlet Duması, Federasyon Şurası ve Kremlin'in esas konusu haline getirilmesine gayret sarf edildi. Adige Milli teşkilatları ve diaspora kuruluşları da gelişen bu politika karşısında tepkilerini ortaya koyarak, haklı bir direniş gösterdiler, görünen o ki göstermeye de devam edecekler.


Kabardin Balkar'ın başkenti Nalçık'ta, geçtiğimiz Ekim ayı içerisinde meydana gelen terör eylemini fırsat bilen Rus güvenlik güçlerinin, bölgede terör olaylarının faillerini bulmak amacıyla yaptıkları operasyonlarda, suçlu-suçsuz çok sayıda insanı öldürmüş veya tutuklamış olması göz önüne alındığında, bu ve benzeri insanlık dışı uygulamaların Adigey'de de yaşanabileceği düşüncesini kuvvetle akla getiriyor.


Şu aşamada "Soğuk Savaş" döneminin yaşandığı Adige'de, siyasi oyunlarla halkı sindirmeye çalışan Rusya yönetimi, başkent Maykop'ta, namaz kılan şahısların, RF Federal Güvenlik Servisi (FSB)'ne ait "Gizli Operasyon Kuvvetleri" tarafından darp edilmesi gibi, son derece tehlikeli uygulamalarla çeşitli provokasyonlara yönelerek, bir nevi "Sıcak Savaş"a davetiye çıkartıyor.


Yaşanan buna benzer birçok olayın, Kafkaslar'daki Rus işgalinin önlenmesi amacıyla faaliyet gösteren tüm grupları birleştirerek, kısa bir süre önce Çeçenistan'da oluşturulan "Kafkas Cephesi" etrafında toplanmasına sebep olduğu gözlenirken, siyaset uzmanları, söz konusu birleşme nedeniyle savaşın, Çeçenistan ile sınırlı kalmayarak diğer alanlara da sıçrayabileceğini, Adigelilerle birlikte aynı etnik köken, dil, kültür ve tarih birliğine sahip olan 400 bin Kabartaylı'nın, 50 bin Çerkez'in, 30 bin Abaza'nın, 30 bin Sapsuk'un, Adige'nin statüsünün korunması amacıyla seferber olabileceğini ve "Dünya Çerkezleri Kongresi"nin de, "Siyasi" bir birlik olmaktan çıkıp, silahlı bir "Askeri" güç haline dönüşme aşamasına gelebileceğini değerlendiriyorlar. Uzmanlar, 150 yıl aradan sonra Çerkez kökenli toplulukların, baskı nedeniyle oluşan mecburiyet karşısında bir araya gelmelerinin ve diaspora teşkilatları ile bütünleşmelerinin, yeni bir "Kafkas Savaşı" olasılığını güçlendirdiğini, geniş çaplı böylesi muhtemel bir savaşın ise, Çeçenistan Savaşı'ndan çok daha ağır, her iki taraf için de katlanılması zor ve arzu edilmeyen tehlikeli sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuyorlar.


Kaynak: Global Yorum İnternet Dergisi


Etiketler:
sırası gelen adige ve doğuracağı tehlikeli sonuçları

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır