Biz B.C.K.D. olarak yüklenmis oldugumuz tarihsel misyonumuzda hicbir zaman birilerinin kisisel cikarlari icin calisma yapmadik, ve yapilmasina da izin vermedik. Cünkü, bu bizim bir kurum olarak tüzügümüzde de belirttigimiz üzere varlik nedenimize aykiridir. B.C.K.D. tüzügünün ikinci maddesinde dernegimizin amacini:" Cerkes dilini, tarihini ve kültürünü derlemek, gelistirmek, islemek ve tanitmaktir." Ibaresinde de belirttigimiz gibi bizim bir kurum olarak ilkelerimize de aykiridir. Bizim daha önceki aciklamamizda sürece yönelik getirdigimiz elestirilerimiz ve iddialarimiz halen yanitsizdir. Aynisini bir kez daha tekrarlama geregi duymuyoruz. Bu konuda halen cevap bekliyoruz, ama cevap yerine gerek kurumumuza gerk dernek baskanimizi asagilayici karalamalardan baska birsey yazilmadi. Burada H. Akin'in sahsinda sergilenen insanlari ve kurumlari ve cerkes halkini kendi kisisel cikarlari icin kullanmaya calisan mentalitenin sadece elestirilmemesi gerektigi, ayni zamanda teshir ve de mahkum edilmesi gerektigine inaniyoruz. Bu inancimizdan yola cikarak H. Akin'in BERLIN DERNEGINE CEVAP adli yazisinda dile getirdiklerine cevap vermeyi her ne kadar H. Akin'in bu yazisini muhattap alip cevap vermek vicdanimizi sizlatsa da vicdani bir zorunluluk olarak görüyoruz. Daha önce de belirttigimiz üzere biz B.C.K.D. olarak AP' de yapilacak cerkes günü olarak gecen projeye girisimizi ve daha sonrasinda gelisen olayalardan kaynakli bu projeden cikisimizi nedenleriyle anlatmistik. Bu projenin ilk baslangicinda verdigimiz emegimize bu kadar saygisizlik yapilmasi da düsündürücüdür. Bize cerkes olmaktan demvuran H. Akin'in emege sayginin cerkes ve de insanligin yarattigi toplumsal degerlerde ne kadar önemli oldugunu bilmesi gerekir. Bu degerlerden bi haber oldugu ortaya ciktigindan bunu kendisine bir kez daha hatirlatalim dedik. Biz B.C.K.D. olarak H. Akin'in bu filminin Almanca'ya cevrilmesine olan katkimizi, bunun disinda bircok materyalin Almanca'ya cevrilmesi, filmin gösterilmesi ile ilgili plakat ve basin dosyasini da hazirlamistik. H. Akin'i herseyden önce emege saygiya davet ediyoruz. Emege saygisi olmayanin ne cerkes toplumuna, ne de insanliga saygisi olabilir. Gerci baskalarinin görüslerini "hirsizlayandan" emege saygi beklemek ayri bir cerkes iyimserligi olsa gerek. Bize yönelik getirilen elestirilerin basinda; böyle bir aciklamayi neden bir ay sonra yaptigimiz sorusu geliyor. Ve bu sorunun akabinde niyet sorgulamasina gidiliyor. Hatta düsünce kapasitemizin darligindan ve iplerimizin birilerinin elinde olmasindan, birilerinin akil hocaligina ihtiyaci olan art niyetli bir profilimiz varmis gibi bir intiba yaratilmaya calisiliyor. Gerci bu soruyla Avrupa Cerkes Kültür Dernekleri Federasyonu'nu, Bremen/Oyten ve Hamburg Cerkes Kültür Derneginin Wuppertal'de yapilan toplantidan sonra yaptiklari aciklamaya da "neden on gün sonra yaptiniz? neden daha önce yapmadiniz?" seklindeki ifadeleriyle bize karsi da "neden bir ay beklediniz de daha önce yapmadiniz" sözleri aynidir. Bu aciklama toplantidan bir gün sonra yapilsa da; "neden bir gün sonra yaptiniz" denilirse hic sasmamak gerekir. Bu da onlarin samimiyetini göstergesidir. Bizim B.C.K.D. olarak bu aciklamayi bir ay sonra yapmamizin nedenlerinden biri bazi gercekleri sonradan ögrenmemizdir. Ayrica, bizim dernek olarak calisma yöntemimizde yönetim kurulu imzasiyla yayinlanacak bir yazinin ilk önce kendi icimizde üyelerimize acilarak tartisilmasini bir prensip olarak görürüz. Cünkü bizim yönetim kurulu olarak üyelereimize karsi olan sorumlulugumuz bunu gerektirir. B.C.K.D. kendi icerisinde demokratik bir isleyise sahiptir. Bu isleyisimiz geregi ve özellikle üyelerimizin görüs ve önerilerini de dikkate almak burada kollektif bir isleyisi hayata gecirmemiz bizim özgüllügümüzdür. Bizde ben merkezci bir yapidan ziyade kollektif bir irade birliginin saglanmasi herseden önce gelir. Bu bizim B.C.K.D. olarak demokratik kitle örgütü olmamizin bir geregidir. Bu isleyisimizden ve bazi gerceklerden yeni haberdar olmamizdan kaynakli bir gecikme yasanmisitr. Wuppertal'deki toplantiyla ilgili yazilari okuyunca aslinda katilmamakla kendi adimiza cok fazla birsey kaybetmedigimizi düsünüyoruz. Ama bu toplantida cerkes halkinin birliginin adina cok seyin kaybedilmeye calisildigini da düsünmeden edemiyoruz. Cünkü H. Akin'in kendi kisisel cikarlari icin yillardir kendilerini cerkes halkinin mücadelesine adamis sahis ve kurumlari nasil kirdigini, nasil bir cirpida harcadigini görüyoruz. Avrupa'daki sekiz dernek ve Kaf. Fed. temsilcilerini de bu olaya alet etmesini onlarin da hangi akla hizmet bilinmez H. Akin'dan yana tavir koymalarini da hayret ve üzüntüyle karsiliyoruz. Burada bizce, bir ayrimin iyi yapilmasi gerekir. Yani sapla samani birbirine karistirmamak gerekiyor. AP'de cerkes günü yapilmasi ayridir H. Akin'in filminin gösterimi ayridir. Biz B.C.K.D. olarak AP'de iyi bir program yapilmasinin cerkeslere faydasi olacagina inanmaktayiz. Bu konuda tüm cerkes kurum ve kuruluslarinin da hemfikir oldugunu da biliyoruz. Buradan yola cikarak bizleri hepimizi ilgilendiren bu meselede birlerinin cerkes halkini kullanarak kendi kisisel cikarlarina alet etmeye calismasina da müsamaha gösterilmemesi gerekir. Eger, H. Akin cerkes halkinin cikarlarini savunuyorsa bu tartismalara neden olarak kendini sorumlu tutmuyor mu Eger biraz sorumluluk duyuyorsa böyle bir projeden cekilir. H. Akin'in tavirlari bircok kurum ve kisiyi karsi karsiya getirmistir. AP'de cerkes günü yapilmasi gereklidir. Ama olaylarin bu noktaya gelmesinden sorumlu olan basta H. Akin olmak üzere hangi sebeple olursa olsun bu islere ismi negatif olarak karisan kisilerin AP organizasyonunda ve bu bilesimden cekilmeleri gerekir. Basta bu fikrin sahipleri olan Ürdün'lü cerkeslerin de icinde bulundugu, gerek anavatandan gerekse diasporadaki diger tüm ülklerden cerkes kurumlarinin temsilcilerinin de yer aldigi Avrupa'daki derneklerimizin de katilimiyla daha genis bir bilesimle ve iyi bir programla AP'de bir cerkes günü yapilmasi gerektigine inaniyor ve savunuyoruz. Bu baglamda B.C.K.D. olarak AP'deki cerkes günü ile ilgili yapilmasi gerekenleri kamuoyuna bir kez daha duyuruyoruz: 1. Hangi sebeple olursa olsun su an itibariyle ismi söz konusu organizasyona negatif olarak karisan kisilerin cekilmeleri 2. Projenin asil sahiplerin belirlenmesi 3. Projenin iceriginin kurumlarimizin kapsamli bir katilimi sonucu belirlenmesi 4. Kafkasya'nin mutlak suretle resmi olarak projeye dahili Gelelim bu yasanan son olaylarla ilgili takinilan tavirlara. Ilk basta C. Bal ve Isvicre Basel derneginin tavirlarini belirtmemiz gerekiyor. H. Akin'a da söyleyecegimiz tabii ki birkac cift lafimiz daha olacak. C. Bal'in 04.03.2006 tarihindeki Circassian-Canada forumdaki yazisi bizi olduksa sasirtti. Bizim belirttigimiz mebla olan 200 bin USD H. Akin'in bize aktardigi birseydir. Neden bunu bizim ya da Dr. B. Özbek'in bir ifadesiymis gibi kamuoyuna iletiyorsunuz? Neden H. Akin'dan yalan söyleyip söylemedigini sorgulamiyorsunuz? Sizin gibi cerkes camiasinda belli bir misyona sahip bir sahisa yakistiramadigimiz ciddiyetten uzak yazinizi büyük bir üzüntü ve hayal kirikligiyla okuduk. Gerek yazinizin basinda "mis, mus manzumesi" ifadeniz ve yazinizin devaminda C. Öner'le gülüsmelerinizi ve alayli bir edayla meblalar üzerine söylemlerinizi de hayretler icerisinde okuduk. Sizin gibi bir konumda olan birisinin böyle bir yaziyi kaleme almadan önce gerek uslup gerekse icerigine daha bir itinayla yaklasmasi gerekliydi. En siradan bir cerkes gencinin bile konusma ve söylemlerinde böyle bir gayri ciddilik icerisinde olmayacagi malumdur. Kaldi ki, sizin Kaf. Fed. ve Nart dergisindeki konumunuz itibariyle bu lükse sahip degilsiniz, olmamaniz da gerekir. Sizi temsil etmis oldugunuz misyonun gerektiridigi ciddiyete davet ediyoruz. Ayrica, Isvicre Basel derneginin 20.02.2006 de yapmis oldugu aciklamaya? /tehdite? de dikkat cekmek istiyoruz. Söyle bir ibare kullaniyorlar: "H. Akin gerek Isvicre ve Türkiye'de gerekse Avrupa'da ve bunun yanisira Kostarika, Küba, Malezya, Bosna, Ispanya ve Kosova ve Kafkasya gibi dünya ülkelerinde yaptigi verimli calismalarla ve aldigi ödüllerle taninan bir sahsiyet oldugunu anlatmamiza sanirim gerek yok..." deniliyor. Madem gerek duyulmuyor neden anlatiliyor? H. Akin'in Avrupa Türkiye ve Kafkasya'da taninmasi ne zaman ve kimler sayesinde olmustur? Su anki onu taniyan Almanya ve Türkiye'deki kurumlarla ve C. Özdemir de dahil olmak üzere ilk basta Dr. B. Özbek'in daha sonra da sirasiyla tüm sahis ve kurumlarin M. Uzun, N. Hatam, E. Saleh, D. Kaya referanslari ve yardimlari sayesinde olmustur. Ama H. Akin kendisine yardim eden tüm bu insanlarin ve kurumlarin iyi niyetlerini suistimal ederek onlari birer sicrama tasi olarak görmüs; iyi niyetlerini kendi cikarlarina alet etmeye calismaktadir. Yeri gelmisken, Basel dernegi bu sürecte neredeydi? Neler yapti? H. Akin'in gecmisi ve calismalarindan bahsederken neden Dr. E. Saleh'in cerkes toplumu icin yaptigi olumlu calisma ve emeklerinden bahsetmiyorsunuz? Yoksa Dr. E. Saleh size göre H. Akin kadar degerli degil midir? Bu konudaki tavriniz nedir? Isin daha da ilginc ve düsündürücü olani su ibareyi kime hangi niyet ve cüretle yaziyorsunuz? "... Ayrica, irkcilik kanuna göre bir halk veya bir irki karalamani onlari baska bir irktan daha kötü oldugunu ima etmenin ya da buna benzer asagilayici terimler vurgulamanin da yasalara göre suc oldugu vurgulama geregi duyuyoruz. Duydugumuz lüzum üzerine bu delilleri simdilik dosayalarda tuttugumuzu ve yeri geldigi zaman gerekli islemlerin yapilacagini sizlere duyurup ikaz etmek istedik", diyorsunuz. Ister istemez su sorulari sormadan edemiyoruz: 1. Kim irkcilik yapiyor? 2. Kim bir irki bir diger irktan üstün görüyor? 3. Kim bir irki karaliyor? 4. Kim bir irki digerinden asagi görüyor? 5. Kim bir irk hakkinda asagilayici terimler kullaniyor? Sizler H. Akin'in tavrini elestirenleri farkli bir platforma cekmeye calismakla resmen provokatörlük yapiyorsunuz. Duydugunuz lüzum üzerine bu delilleri simdilik dosayalarda tuttugunuzu ve yeri geldigi zaman gerekli islemleri yapacaginizi söylemekle kimleri hangi cüretle tehdit ediyorsunuz? Siz Basel dernegi olarak tarih sahnesine ne zaman ciktiniz? H. Akin'in Isvicre'nin ve Avrupa'nin bu tip projelere bilmem kac milyon ayirdigini belirtmesinden sonra olmasin sakin? Ayrica herkesin ve bizim de bildigimiz kadariyla Isvicre AB ye üye degil. Peki buna ragmen AP'deki cerkes gününe Basel dernegi olarak hangi statüde katilacaksiniz? Tuttugunuzu bahsettiginiz o dosyada delil biriktiyormussunuz, nicin? Yoksa, birileri sizleri bu konuda görevlendirmis olmasin? Eger samimi olsaydiniz, delil biriktireceginize (delillerinizin de ne oldugu ayri bir konu) milliyetcilik ve irkciliga yönelim oldugunu gördügünüz noktada bu manteliteyi teshir ederdiniz. Onlari (artik her kimse), bu yanlis egilimden cevirmek icin caba sarf etseydiniz ya. Ama böyle düsünmek icin samimi olmak gerek. Diger bir aciklamada Avr. Calisma Grubunun Wuppertal'deki toplantidan ve projeden cekilen Avr. Cerkes Kültür Dernekleri Federasyonu'nun aciklamalarina verdikleri yanitdir. Bu yanitta; „Kamuoyumuzun olaylari objektif olarak degerlendirebilmesi amaciyla toplantiyi terk eden 7 kisi disindaki heyeti temsilen asagidaki bilgileri aktarmayi görev sayiyoruz..." deniliyor. Daha bildirinin basinda toplantiyi terk eden 7 kisi ibaresini kullanmalari olaya ne kadar objektif yaklastiklarinin bir göstergesidir. Bu toplantiyi terk eden 7 kisi sanki temsil ettikleri bir kurumlari yokmus, sadece kisisel olarak katilan sahislar olarak özellikle gösterilmeye calisilmislardir. Oysa, bu 7 kisi tarafindan temsil edilen kurumlar: Avr. Cerkes Kültür Dernekleri Federasyonu yönetim kurulu baskani: Ö. F. Tamzok Avr. Cerkes Kültür Dernekleri Federasyonu yönetim kurulu II. Baskani: H. Bidanoko Bremen/ Oyten Cerkes Kültür Dernegi baskani: Dr. E. Saleh Hannover Cerkes Kültür Dernegi baskani: Ö. F. Tamzok Hamburg Cerkes Kültür Dernegi baskani: C. Coskun Hamburg Cerkes Kültür Dernegi temsilcilerinden: N. Temiz Köln Cerkes Kültür Dernegi baskani: F. Kansat ve Bilal Güney Kamuoyumuzun olaylari objektif olarak degerlendirebilmesi iddiasiyla yola cikilan yazida toplantiyi terkedenlerin temsil ettigi kurumlardan özellikle bahsedilmemesi olaya ne kadar objektif yaklasildiginin göstergesidir. Bu baslik altinda belirtilenlerle yapilanlar arasindaki celiskiye de dikkat cekmeden gecemedik. Gelelim H. Akin'in BERLIN DERNEGINE CEVAP adli histeri bir öfkeyle yazmis oldugu yazisina. H. Akin'in kendi kisisel cikarlarina karsi birilerinin cerkes degerlerini gerek kurumsal gerekse kisisel olarak ilkeli bir sahiplenisi karsisinda seviyeden yoksun bir yaziyla ifade etmesi kaltiesi ve de karakterini ele veriyor. Gerek kurumumuza gerekse dernek baskanimiza karsi sarf ettigi ifadeleri ayriyetten daha da tehlikeli provokatörce yazilarini teshir ve de mahkum ediyoruz. Kendi deyimiyle yazisini o kadar edebi ve ahlaki temeller üzerine insa etmis ki; neresinden baslayacagimizi ya da hangi birini vurgulayacagimizi sasiriyoruz. Bize karsi sergiledigi bu tavrin nedeni bizim B.C.K.D. olarak ortaya koydugumuz ilkeli durusumuzu hazmedememesidir. Malum sizin kapasitenizdeki insanlairn aklina öyle bir cirpida bu kadar iftira gelmez. Uzun uzun oturup düsünmeniz, sagdan soldan fikir alip yazmaniz gerekir..., diyor. B.C.K.D. olarak toplumumuza karsi duymus oldugumuz sorumluluk ve de demokratik isleyisimiz geregi tabii ki bir yaziyi kaleme almadan önce uzun uzun düsünürüz. Sagdan soldan fikir almaya gelince üyelerimizin fikirlerine deger vermemiz kadar normal bir sey var mi Dernek baskanimiz sahsinda olaylari kurumumuzdan bagimsizmis gibi kisisellige dökmeye calisilmasi: D. Kaya dernegimizin temsilcisi ve baskanidir. Onun sahsina yapilan hakaretleri dernegimze karsi yapilmis sayariz. D. Kaya ve B.C.K.D. birbirinden bagimsiz ve ayri degildirler B.C.K.D.'nin yapisinin, gecmisinin sorgulanmaya calisilmasi: Bu H. Akin'in haddine degildir. Dr. B. Özbek'in bizim akil hocaligimizi yaptigi: Cevap verilecek düzeyde bir iddia degildir. Dr. B. Özbek'in Kaf. Fed.'i „Türkler" olarak adlandirdigini iddia ederek bizim de akil hocamiz oldugunu varsayarak ayni mantaliteye sahip oldugumuzu ima etmeye calismasi: Iddia'dan cok provokatif bir yaklasim olarak algiliyoruz. „...Baslangicta hedefleri Y. Aslankay idi daha sonra H. Akin, simdi de C. Özdemir...": Kendine yandas bulma cabasindan kaynakli Y. Aslankaya ve C. Özdemir'i hedef tahtamiza aldigimiz gibi sacma bir düsünceyi yayma cabasidir. Nerede böyle bir yazimiz var, ispati nerede? Burada sorunun kendisi oldugunu bildigi icin bu cerceveyi genisletmeye buna Y. Aslankaya ve C. Özdemir'i de dahil etmeye calismakla art niyetini bir kez daha ortaya koyuyor. „...toplumumuzun önüne cikmis cerkesler kolay yetismiyor..." diyorsunuz. Kendinizin cerkes toplumunun önüne cikmis bir sahsiyet oldugunuzu da nerden cikardiniz? Hangi ruh hali icinde nasil kariyerist bir mantiga sahip oldugunuz bu ifadenizde de o kadar belli ki... „...bu bir kültürel bir proje, cerkesleri birlestirme vakfi degildir. Begenir katilirsin, begenmezsen katilmazsin..." iste H. Akin'in mantalitesi budur. Yani H. Akin icin önemli olan tek sey bu projedir. H. Akin'in bu mantalitesinin altinda yatan kendi kariyerini güclendirmek kisisel maddi cikar elde etmek oldugu gün yüzü gibi aciktir. H. Akin'in bu sözleri yazmasindan sonra bile hala onunla ayni yerde olan arkadaslarimiza soruyoruz; peki sizin de mi cerkesleri birlestirmek gibi bir misyonunuz yok? Eger varsa; tavriniz nedir? yoksa; H. Akin'in yukaridaki cümlesiyle hemfikir misiniz? Bizim B.C.K.D. olarak her yaptigimiz faaliyette cerkes birliginin güclendirilmesi olmazsa olmazimizdir. Kaldi ki, birakin birligi güclendirmeyi olani da bozan, dagitan hicbir mantaliteyi de desteklememiz söz konusu degildir. Saygilarmizla bilgilerinize sunulur, Berlin Cerkes Kültür Dernegi Yönetim Kurulu

Etiketler:
berlin cerkes kültür dernegi yönetim kurulundan açıklama