Sovyetlerin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden 15 birlik cumhuriyetinden biri olan Gürcistan, yakın bir geçmişte Stalin'in hukuksuz bir şekilde sınırlarına dahil ettiği idari birimlerden gelen benzer taleplere silahla cevap vermeyi tercih etmiş; bunun sonucu çıkan savaşlarda binlerce insan hayatını kaybetmiştir.

Bu savaşlar sonucu Gürcistan, kendisine ait olmadığı halde sahip çıkmaya çalıştığı toprakları onuru kırık bir şekilde terk etmekle kalmamış; halklar arasına kan sokmak suretiyle daha uzun yıllar kapanmayacak yaraların açılmasına sebep olmuştur.

Uluslararası hukuk çerçevesinde tanınmış bir ülke olmayı hep bir avantaj olarak değerlendiren Gürcistan yöneticileri, bu avantajı yoksulluk içinde kıvranan halkına refah götürmek için kullanacağı yerde, hiçbir zaman kendisine ait olmamış komşu ülke topraklarını tekrar nasıl işgal ederim hesapları içine girmiştir.

Abhazya'da 1993 yılında sona eren savaş sonrasında zaman zaman silahlı gruplar gönderilerek yapılan provokasyonlardan bir türlü istediği sonucu alamayan Gürcistan, ABD, Türkiye, Ukrayna ve bazı Avrupa ülkelerinden aldığı askeri ve mali desteğin verdiği cesaretle bugünlerde yine savaş çığlıkları atmaya başlamıştır.

Halkının yoksulluk ve yolsuzluğu önlemesine yönelik beklentilerine cevap veremeyen ve iç politikadaki başarısızlıklarını oluşturduğu savaş atmosferi ile gözlerden uzak tutmaya çalışan sorumsuz ve firasetsiz Gürcü yöneticiler, bugünlerde, bölgeyi tekrar kana bulayacak demeçler vererek savaş çığırtkanlığı yapmaktadır.

Başta Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili olmak üzere üst düzey yöneticiler tarafından dillendirilen bu savaş çağrıları Türkiye'deki büyük Kafkas diasporasını da derin endişelere sevk etmektedir.

Bilinmelidir ki, Abhazya veya Güney Osetya'ya vuku bulacak herhangi bir silahlı saldırı sadece muhatap ülkeleri kana bulamakla kalmayacak; bütün bölgeyi uzun yıllar sürecek bir istikrarsızlığın içine çekecektir.

Kafkasya kökenli T.C. vatandaşları tarafından kurulan Kafkas Vakfı yönetimi olarak, böyle bir saldırı karşısında sessiz kalmayacağımızı; paralel kurum ve kuruluşlarla geniş bir işbirliği içine girerek bütün platformlarda işgalcilere karşı direneceğimizi şimdiden deklare ediyoruz.

Gelinen bu kritik aşamada Türkiye Cumhuriyeti'nin ilgili makamlarına ve dünyanın bütün medeni örgütlenmelerinin yöneticilerine seslenmeyi vazife biliyoruz:

Lütfen Gürcistan'daki bu bir avuç maceracıya engel olun!

Lütfen Kafkas topraklarının artık kana bulanmasına izin vermeyin!

Kafkasya'nın savaşa değil, sadece barış ve huzura ihtiyacı var.

İsmail Tunçbilek

Etiketler:
kafkas vakfı gürcistan abhazya politikasından rahatsız