DCB (DERTSİZ CERKESLER'İN BOGAZ GEZİSİ) NASİL GECTİ
Merhaba
DCB (Dertsiz Cerkesler'in Bogaz gezisi) nasil gecti, ne gibi tarihi kararlar alindi, pardon tarihi eserler goruldu, Bogaz'dan baska ne gibi turistik yerler gezildi, Adige, Abhazya, Cecenistan, Dagistan pardon yine karistirdim, Beykoz, Istinye, Sariyer iskelelerine ugrandi mi
07-05-2006 - 5 kez okundu
Herhalde DCB hakkinda bundan baska sorabilecegimiz fazla soru olmayacak. Cunku kongre gundemine bakmak yeterli. Eger bu gundem son anda degistirilip genisletilmedi ve en azindan bir kac gune yayilmadiysa, soracak fazla bir sey yok.
Tek gunluk bir toplantida yoklama, secim, butce vs. gibi yapilanmaya iliskin teknik ayrintilardan geriye kalan kisacik sure icinde ne konusulabilir? Gundeme bakildiginda bu sure 50 dakika. Hadi diyelim ki bildigimiz malum ovgu, hamaset ve evsahiplerine tesekkurlerle belirlenen sure asilip 3 saate cikarildi... Yine gulunc, yine ciddiyetten uzak. 3 saatte Kafkasya'nin hangi sorununa el atip, hangi konuda ne gibi yaklasimlar tartismaya acilabilir? Bir apartman yonetimi toplantisi bile daha fazla ciddiyet ve derinlik tasiyor.
Ben bu durumda Cerkesler'in tartisacak hic bir sorunlari olmadigini dusunuyorum. Ya da bu toplananlar hic bir sorunu kendine dert edinmeyen "Dertsiz Cerkesler". Dunya Cerkes Birligi gibi bir heybetli ad alarak bari dunyayi kendimize guldurmeseler.
Burada gectigimiz gunlerde CGT sendikasinin Fransa capinda bir kongresi oldu (oyle dunya sendikalar birligi falan degil, sadece Fransa'daki sendikalardan birinin genel kongresi). Ulkenin dort bir yanindan otobusler ve trenler dolusu gelen delegeler tam 5 gun hararetli bir sekilde sorunlarini ve sendikanin bu sorunlar karsisinda yuruttugu gecmis ve gelecek politikalari tartistilar. Tam BES gun, sabahin korunden gece yarilarina kadar. Oyle Paris gezisi, Eyfel kulesi falan gibi seyler yoktu programda. Tartisma da gercekten tartismaydi. Karsilikli iltifatlasma degil.
Gecen Persembe ise yine Paris'de bir universitede Abhaz-Gurcu sorununu ele alan bir konferans vardi. Ilkin Abhazya ve Gurcistan tarafindaki insanlarin kendi acilarindan sorunu anlattiklari bir film izlendi, daha sonra konusmacilar ve ogrenciler soz alarak konuyu tartistilar, 3,5 saatlik program uzayarak sonunda tartismalar sokaklara tasti. Ustelik bu insanlarin cogu Kafkasyali bile degildi. Yani kendilerini dogrudan ilgilendirmeyen bir bolgenin bir tek sorununa o kadar zaman ve dikkat ayirabiliyorlardi.
Ayni gunun aksami ben bir film gosterisi ve buyuk surgun uzerine bir konferans duzenlemisitim. O gece de anormal bunaltici ve sicak bir hava vardi Paris'de. Millet sere serpe kafelerin teraslarina yayilmisti ve ben bu sicakta kimse gelmez diye dusunuyordum. Ama saat 7'de baslayacak konferans ve film gosterisi icin salon 6.30 dan itibaren doluverdi. Hicbiri Cerkes olmayan bu kitle, o bunaltici sicakta filmi ve konferansi dikkatle izlediler, sorduklari sorularla gece 12 ye kadar salonda kaldilar. Cerkes degiller ama hic tanimadiklari Cerkesler'i kendilerine dert edinebiliyorlar.
Eksik olmasin, bazi arkadaslar DCB sudur, budur, tarihcesi soyledir, boyledir diye ciddi ciddi oturup arastirmalar yapmislar, buraya dip notlariyla, kaynaklariyla belgeler sunuyorlar, bizi bilgilendirmeye calisiyorlar. Onlarin bu kurumu neden bu kadar ciddiye aldiklarini da anlamis degilim. Bu kabuk bir yerde sadece onlarin verdigi onemle ciddiyet kazaniyor gibi geliyor bana.
"Begenmiyorsaniz girin icine degistirin" diyenler de var. Icine girmis, yasal bir sekilde delege secilmis insanlar cikti, ama degistirmek duzeltmek gibi dusuncelere sahip olduklarindan polis zoruyla kongreden atildilar, iceri sokulmadilar, Nalcik kongresi milis kordonu altinda yapildi. Istanbul "kongresi" (veya eglencesi) nasil yapildi henuz bilmiyorum, ama adi Dunya Cerkes Birligi olan orgut bir takim Cerkesleri kesinlikle icine sokmamaya kararli. Iste Ajans Kafkas'a yapilan. Ajansin bulteninden okuduguma gore toplantiyi izlemek icin yaptiklari butun girisimler sonucsuz kalmis. "Sari basin karti" istemis organizatorler (acaba sari basin karti olanlardan kac kisiyi bu toplantiya cekebildiler onu da merak ediyorum). Fakat bu tutum beni cok sasirtmadi. Benzeri bir durumu ben de yasadim Boris Akbas zamaninda.
Olayli Karacay-Cerkes baskanlik secimleri sirasinda Cerkesk'deydim. Karacaylilar'in destekledigi general Simenov baskan secilmisti, Cerkesler ise bunu hileli gorerek Beyaz Ev cevresinde gosteriler yapiyorlardi. Onlarin adayi votka krali ve baskentin belediye baskani olan Derev idi. Cerkeslerin karargahina giderek Derev'le bir roportaj yapmak istedim. Yanimda Boroko Mehmet vardi. Ilkin Boris Akbas'in karsisina cikardilar bizi. Ilk soru "basin kartiniz var mi" oldu. Dusunun, Avrupa'dan bir gazeteci adi sani duyulmamis bir yere gelip gecenin bir saatinde uzun aramalardan sonra kendilerini bulup, bunlarin davasini dinlemek ve Avrupa'da Karacay-Cerkesk adini bile duymamis olan bir kitleye iletmek istiyor, adam bana gecenin o saatinde buz gibi sogukta ve karanlikta basin karti soruyor. O gune kadar dunyanin pek cok yerinde pek cok konuda ve onemli onemsiz pek cok kisiyle roportaj yaptim, ama basin kartimi pek soran olmamisti. Her neyse, cikarip basin kartimi Akbas'a verdim, fotokopi aldirdi, ama Fransiz basin komisyonu tarafindan verilmis profesyonel basin karti da yetmedi, Turkiye'den referans sordu, verdigim adlari not edip telefonla aratmaya basladi, sanki gazeteci olarak degil de ondan is istemeye ya da partisine girmeye veya cekmecelerinde, dosyalarinda arama yapma amaciyla gelmis biriyim, alt tarafi orada bir iki saat kalip bana ne anlatirlarsa onu alip gidecegim, o kadar. O sirada neyse ki aniden Derev geldi ve durumu ogrenince hemen bu komediye bir son verip bizi odasina goturdu.
Bugun komedi hala devam ediyor. "Iyi eylenceler" diyecegiz ama Kafkasya'daki durum pek eylenceli degil.
Selamlar
Nur
(Nur Dolay'ın NartKültür Mail Grubundaki 7 mayıs 2006 tarihli yazısıdır)
Etiketler:
dcb dertsiz cerkesler bogaz gezisi nasil gecti