Biz insanlık tarihinin en acımasız sürgün ve soykırımını yaşamış çerkesler olarak... diye başlar 21 Mayıs andımız.
Acımasızlığın,ayrılığın,hasretin,özlemin yüreklerde derin izler bıraktığı,özgürlük mücadelesinin soykırıma,sürgüne döndüğü karanlık gün 21 Mayıs.
O gün soykırıma uğrayan sadece genç yaşlı bedenler değildi hayaller,umutlar ve özgürlüğünü ,onurunu her şeyin üstünde tutan bir milletin yarınlarıydı.
Şimdi o yarınları yaşayan bizler özgürlüğü haince ellerinden alınan atalarımızın ne kadar izindeyiz,kaçımız millet olma bilinciyle yaşıyoruz,maruz kaldığımız asimilasyona dur diyebiliyor muyuz,geçirdiğimiz 142 yıl bize neler öğretti ve bizden neler götürdü,bu sorulara içimiz rahat bir şekilde cevap verebiliyor muyuz?Bir milleti bir arada tutan faktörlerin başında dil gelir. Bir milleti yıkmak istiyorsak, her konuda- sanatta, inançta, tarihte ve anlamda birlikteliği sağlayan-dillerini bozmak yeterlidir.Hedefimiz, "tek millet" olmaksa, bunun için dilimizi çok iyi tanımalıyız ve ona sahip çıkmalıyız.Diğer taraftan örf adet gelenek ve göreneklerimiz kaybolmaya yüz tuttu çerkeslerin asil ve zarif duruşu mütevazi yaşayışı artık unutulmaya başladı,diğer milletlerden ayırt edilemez hale geldik.Unutmamak,unutulmamak için kaybedilen değerlerin farkına varma ve bu değerleri canlı tutma zamanı çoktan geldi.

Etiketler:
yok oluş değil diriliş 21 mayıs