NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
8
12
apsuva
4-5-6-7
2

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
POLİTKOVSKAYA'DAN BOLAT'A...BİR RUS KLASİĞİ... (3)

Gözünü ve kulağını arada bir de olsa mızıka körüğü ve sesinden ayırıp, Kafkasya'daki sosyo-politik hareketlilikleri takip edenler Hacı Bayram Bolat ismini iyi bilirler. Bolat 18 yaşında iken anavatanına dönmüş bir diasporalı. Dönenlerin pek çoğu gibi kendini votka şişelerinin içinde boğmamış; nataşaların koynuna atarak kirletmemiş idealist bir insan...
21-10-2006 - kez okundu

Atayurduna dönünce öncelikle yüksek tahsilini tamamlayarak hem 'Rus Dili", hem de "Çerkes Dil ve Edebiyatları Uzmanı' diplomalarını almış.

Rusya Bilimler Akademisi bünyesindeki Uluslararası Türki Akademisi'nde uluslararası ilişkiler uzmanı olarak çalışmış.

Ama bütün bunları yaparken Kafkasya'nın sorunlarından kopuk bir yaşam kurmamış kendisine. Kafkasya'daki meşru toplumsal hareketlerin ve sivil toplum kuruluşları faaliyetlerinin hep merkezinde yer almış...

Arkadaşlarını Kafkasyalı ve Rus aydın ve entelektüellerinden seçmiş, onlarla yakın dostluklar kurmuş. Hep, Kalmuk Yura, Akbaş Boris, Hatajuko Valeri, Yağan İbrahim, Nalo Zavur, Sasnaliyev Soltan ... gibi vatanseverlerle beraber olmuş.

Bu vatansever insanların, bulundukları konum ve ellerinde tuttukları sivil toplum kuruluşlarına Hafitze'nin de içinde yer aldığı FSB ajanları tarafından tasfiye operasyonu düzenlendiğinde, o günkü pek çok yerli ve diasporalı gibi kuyruğunu kıstırıp ortalıktan sıvışmamış, tutarlı ve samimi bir insan gibi sonuna kadar onlarla birlikte mücadele etmiş.

Ve buna benzer daha bir çok olay, bir çok durum.

Yazmaya kalkılsa kitap olur.

Kısaca, milli ve meşru hareketlerin içinde bu kadar heyecanlı ve aktif rol alması, "sistemi kontrol altında tutanları" tabii ki oldukça rahatsız etti.

Hacı'yı, 'tedirgin edersek tırsar' diyerek fark ettirerek yakın takibe aldılar; ama O duruşunu değiştirmedi...

Ardından oturum iznini iptal etmeye kalkıştılar, ama O hukuk silahını alınlarına dayayarak karşılık verdi...

Kendisini nezarethanelere çektiler, tehdit ettiler, ama O kuru gürültüye pabuç bırakmadı ...

Ne yaptılarsa da O'nu direncini kırıp "hizaya getiremediler".

Bu kararlı tavır hepsini çıldırttı.

Hatta diasporadan adam devşirmekle görevli KGB ajanı Hafitze Muhammet, Bolat'ın yüzüne karşı "seni bu ülkeden attıracağım" diyebilecek kadar küstahlaşabildi.

Ama bunların hiç biri Hacı Bayram'a boyun eğdiremedi, geri adım attıramadı.

Karşı atağa geçen Bolat tüm olayları hukuki zemine taşıdı. Rusya'nın vicdan sahibi insanlarının kontrolündeki sivil toplum kuruluşlarının desteğini arkasına aldı. Detaylarını yazının sonunda okuyacağınız gibi kendisine baskı yapanları mahkeme koridorlarında sıkıştırmaya başladı. Hukukun işlemediği bu ülkede bile duruşmalarda sunduğu somut belgelerle mahkemelerin lehine sonuçlanmasını sağladı. Sonunda Kabartay Balkar Cumhuriyeti içişlerini mahkum ettirdi. Art arda açılan karşılıklı davalar ve temyiz girişimleriyle tam bir hukuk savaşı yaşandı.

Akıllıca yürütülen davalar ve başka bir sonuca imkan vermeyen delillerle olay büyüyerek KBC İçişleri ve FSB'nin aleyhine gelişti.

RF dışına taşarak AİHM'ne intikal etti...

Malum odaklar olayı kontrol edemez oldular.

Sonunda FSB, Politkovskaya gibi O'nun da "artık çok olduğuna" hükmetti.

Bolat'la, ne tehdit ederek, ne de hukuki yollardan baş edemeyeceklerini anlayan FSB şefleri, tıkandıkları her zaman yaptıkları gibi, olayı klasik Rus metoduyla halletmeye karar verdiler: "Sorunun kaynağı objeyi yok etmek..."

Bir sabahın köründe, maskeli ve silahlı 5 kişi, Hacı Bayram'ın kaldığı eve operasyon düzenleyerek, bırakın valizini toplamasına, üzerindeki pijamaları bile değiştirmesine müsaade etmeden kaçırıp, bilinmedik bir mekanda kalorifer demirine kelepçelediler. Uzun bir süre beklettikten sonra da İstanbul'a gelen bir uçağın koltuğuna bağlayarak karga tulumba sınır dışı ettiler.

***

Yazının başlığına taşıdığım Rus klasiği işte bu: "Sorun olan objeyi yok et, sorun da ortadan kalksın" mantığı.

Hatırlarsınız, Nord-Ost tiyatro baskınını bu mantıkla çözmüşlerdi(!) Rus güvenlik güçleri; bastılar salona zehirli gazı, suçlu suçsuz herkesi öldürerek sorundan kurtuldular(!).

Beslan'da da aynı şey oldu. İçi öğrencilerle dolu okulu tank ateşiyle hak ile yeksan ederek sorunu kökten çözdü(!) klasik Rus mantığı.

Keza en son Politkovskaya sorununu(!) da aynı şekilde hallettiler (!) bildiğiniz gibi İvanın çocukları...

***

Hacı Bayram Bolat 11 yıl yaşadığı vatanından sökülüp atıldıktan sonra da mücadelesini bırakmadı.

Rusya'da, avukatı vasıtasıyla takip ettiği davalarını bir bir zaferle sonuçlandırdı.

Nitekim en son AİHM'nde görülen davasını da kazanarak Rusya Devletini 8 bin euro tazminat ödemeye mahkum ettirdi.

Kendisini can-ı gönülden tebrik ediyoruz.

Her zaman olduğu gibi, bu olay da bizim sağır Kafkas camiasında pek yankı bulmadı.

Ama elde edilen bu sonuç ile HBB gerçekten büyük ve çok önemli bir başarıya imza atmış oldu.

***

Bugüne kadar Kafkasya'dan kovulan veya baskı yaparak kaçırılan tek insan Hacı Bayram Bolat değil.

Ama ondan başka kimse kendisine yapılanları hukuki bir zemine oturtup, belli bir sonuca götüremedi.

Çünkü bürokrasiyle, sistemin köpekleriyle dalaşmayı göze alamadılar.

Bu ciddi bir riskti ve Hacı Bayram bu riski göze aldı.

Hayatını ortaya koyarak bu hukuk tanımaz insanlara önemli bir hukuk dersi verdi. Üstelik hem Rusya hukuk platformlarında; hem de uluslararası hukuk platformlarında.

Maskeli ve silahlı FSB elemanları tarafından kaçırıldığında, cesedini izbe bir duvarın dibinde bulabilirdik.

Abartı değil, Politkovskaya'nın yaşadığı sonu aynen yaşaması işten bile değildi.

Uçakla Türkiye'ye deport edildiğinde, Yeşilköy hava limanına yolcu koltuğuna kelepçelenmiş olarak değil de, kargo bölümünde sandukalanmış olarak da inebilirdi.

Ama O bütün bu riskleri göğüsledi ve mücadelesini, benzer olaylar için emsal gösterilebilecek bir hukuk belgesi haline getirdi.

Kendisini bir kez daha kutluyoruz;

Milli davaya yaptığı pozitif katkılar için,

Sonuna kadar dik durarak kendisine destek verenleri mahcup etmediği için,

Durumunu birkaç yüz rublelik rüşvetlerle kurtarabileceği halde, tevessül etmeyip, kendinden sonrakilere de yarayacak bir hukuki belge oluşturduğu için,

Ve son olarak, haklı, inanmış ve akıllı bir insanın, karşısındaki güç devlet de olsa nihayetinde bileğini bükebileceğini gösterdiği için...

Aslanım benim; bize bu zafer duygularını yaşattığın için de binlerce teşekkür ...

***

Bu olaylar ve dava sürecinde defterimize not ettiğimiz başka şeyler de oldu tabii.

Mesela, dönüşçülüğü kendine misyon olarak seçmiş "kantite olarak" Türkiye'nin en büyük Çerkes örgütlenmesinin, bu dava sürecinde "gerçek dönüşçü" Hacı Bayram'ın yanında değil de, kendisini vatanından atmaya çalışan FSB tarafında tavır aldığını not etmişiz defterimize...

Tuhaf değil mi

Ayrıca, tanımadığı bir insana kel alaka bir şekilde "Alman Ajanı" iftirasını yamamaya kalkacak kadar bayağılaşan bazı Yıldız'ı kaymışları da not almışız defterimize... (Bu zatın o günlerde Hacı Bayram için sarf ettiği "zaman kimin şerefli, kimin şerefsiz olduğunu gösterecektir" sözü de AİHM kararıyla kristalize oldu ve bu sıfat Yıldız'ın üzerinde kaldı; şimdi mübarek(!) olsun...).

"Ben daha yüzünü görür görmez Fettullahçı olduğunu anlamıştım zaten" diyerek, HBB'ın suçluluğuna "kendi zaviyesine uygun" ve "postal yalayıcı güruhu yanlarına çekecek türden" deliller üretmeye çalışan, boş değil, bomboş kafalı "Topal Şahin"leri de defterimize not etmişiz mesela..

Ve tabii ki "Adı Hacı, ne olduğu isminden belli zaten" diyen ön yargılı bazı zır cahilleri de...

Ayrıca, Kanada'da konuşlanıp, kilisenin dolarlarıyla İslami koku taşıyan herkese kuduz it gibi saldıran misyoner devşirmelerinin yazdıkları da dosyalarımızda kayıtlı....

...Ve isimlerini sıralayarak yazının bereketini iyice kaçırmak istemediğim diğer iftira jeneratörleri...

Birini dahi atlamaksızın defterimize kaydettik ve sabırla bekliyoruz... Öyle ya,

"Keser döner sap döner,

Gün gelir hesap döner."

...

Kurum olsun, şahıs olsun; o günlerde HBB'nin aleyhinde tezvirat yapanların tamamının dönüş ve dönüşçü düşmanı oldukları bütün yalınlığıyla ortaya çıkmıştır.

Onlar ata vatanında yaşamak için 11 yıl mücadele veren gerçek bir dönüşçüye karşı savaş açan, fakat dönüşçülüğü de kimseye bırakmayan birer sahtekardır.

Bilinsin ki, AİHM'in kararı her ne kadar Rusya devlet yönetimini muhatap alarak mahkum ettiyse de; diasporada da Hacı Bayrama karşı tavır alan bu sahte dönüşçüleri mahkum etmiştir.

(Şimdi, alsınlar bu kararı, münasip gördükleri yakınlarında bir yerler assınlar, baktıkça utanırlar belki.)

***

Artık bu aşamada yapacakları tek şey var. Zerre kadar onurları varsa, çıkarlar ortaya, bir zamanlar iftira yağdırdıkları platformlarda tekrar söz alarak onurlu bir insan gibi Hacı Bayram Bolat'tan özür dilerler.

Yoksa, müfteri ve dönüşçü düşmanı olduklarını ömür boyu alınlarında bir leke olarak taşıyacakları gibi, bizde bu özelliklerini her fırsatta bütün vasıtalarla kamu oyuna teşhir edeceğiz.

Çünkü, halkımızın, dara düştüğü gün kimler tarafından arkadan hançerleneceğini bilip tedbirini alması gerek.

Çünkü bıktı artık çifte standartlardan ve ihanetlerden...

-----------------------------------------------------------------------------------------------

BOLAT'IN HUKUK MÜCADELESİNİN ÖZETİ...

Bolat'ın 2000 yılında bir cafede daimi oturma izninin içinde bulunduğu ceketi çalındı. Belgeyi yeniden çıkartmak üzere İçişleri Bakanlığı'na yaptığı müracaatı kabul edilmezken, kendisine, "FSB'nin istememesi sebebiyle zaten yakında sınır dışı edilecek olması" gerekçe gösterildi.

Aynı yıl, İçişleri Bakanlığı'nın Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'ndeki oturma iznini iptal eden bu uygulamasına karşı hukuk savaşı başlattı ve daimi oturum belgesini hemen aldı.

2002 yılı 11 Aralık tarihinde misafir olarak bulunduğu eve baskın yapılarak İçişleri Bakanlığı elemanları tarafından tutuklandı. 2. Şube'ye götürüldü ve yürürlükteki registrasyon (kayıt) düzenini ihlal ettiği gerekçesiyle hakkında tutanak tutulup, "idari hukuku ihlalden" 500 ruble para cezasına çarptırıldı.

Bunun üzerine Bolat, Nalçik Şehir Mahkemesi'ne başvurarak itiraz etti ve 24 Aralık'ta kendisine isnat edilen "İdari hukuku ihlal" suçu ile kesilen para cezası kaldırıldı.

Şehir Mahkemesi'nin verdiği bu karar KBC İçişleri Bakanlığı tarafından temyiz edildi.
20 Ocak 3003'te KBC Yüksek Mahkemesi, Şehir Mahkemesi'nin kararını iptal etti ve dosyayı yeniden incelenmek üzere yerel mahkemeye (Şehir Mahkemesi) iade etti.

26 Şubat 2003'te Nalçik Şehir Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı elemanlarının uygulamasını "yasal"; idari cezayı da "hukuki dayanağı olan bir karar" olarak kabul etti. KBC Yüksek Mahkemesi de 19 Mart'ta bu kararı onayladı.

Hacı Bayram Bolat, bu sefer KBC Yüksek Mahkemesi Üst Kurulu'na itiraz dilekçesi gönderdi. Aynı zamanda "Rusya makamlarının özgürlüğünü ve kişisel dokunulmazlığını, yer değiştirme ve yaşayacağı yeri seçme hakkını ihlal ettiği" gerekçesiyle davayı Avrupa İnsan Mahkemesi'ne taşıdı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gerekçeleri geçerli ve yeterli bularak davayı yıldırım hızıyla iki gün içinde kabul etti.

Bolat, 2003 yılının 7 Ağustos günü FSB'nin maskeli elemanları tarafından kaçırıldı ve zor kullanılarak iradesi dışında Türkiye'ye gönderildi. Bolat'ın Türkiye'de bulunduğu sırada KBC Yüksek Mahkemesi Üst Kurulu'nda görülen davası lehine sonuçlanarak, "İçişleri Bakanlığı'nın oturma iznini iptal eden uygulamasının sonuçlarıyla birlikte geçersiz olduğu" kabul edildi.

Bu mahkemenin kazanılmasından sonra, Bolat'ın avukatı İshak Kuçukov, Nalçik Şehir Mahkemesi'ne, müvekkilinin hukuka aykırı bir şekilde yurt dışına atılmasına itiraz eden yeni bir başvuruda bulundu. Bu başvuruyu değerlendiren Nalçik Şehir Mahkemesi'ndeki dava da 28 Ekim tarihinde görüldü. Mahkeme, İçişleri Bakanlığı ve Pasaport Vize Dairesi'ni mahkum ederek, Hacı Bayram Bolat'a davetiye çıkartılması ile Nalçik'e geri getirilmesinin teminine ve daimi oturma izninin (Vidna Jiteslin) 5 yıl süreyle uzatılmasına karar verdi.

Böylece Hacı Bayram Bolat'ın Rusya İçişleri Bakanlığı'na karşı verdiği hukuk mücadelesi zaferle sonuçlanmış oldu.

Temmuz 2004 tarihinde Kabardey-Balkar Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Bolat'tan fotoğrafını isteyerek yeniden düzenlediği 5 yıl süreli oturma izni belgesini avukatı vasıtasıyla kendisine iletti ve Nalçik'e davet etti.

25 Ağustos 2004 tarihinde uçakla Nalçik'e giden Hacı Bayram Bolat, KBC İçişleri Bakanlığı ve FSB mensuplarınca 44 saat havaalanında tutulduktan sonra hiçbir gerekçe gösterilmeden 26 Ağustos 2004 tarihinde Türkiye'ye geri gönderildi.

Bunun üzerine Avukat Kuçukov, KBC İçişleri Bakanlığı aleyhine Nalçik Şehir Mahkemesi'nde; FSB aleyhine de Moskova'da iki ayrı tazminat davası daha açtı.

Nalçik Şehir Mahkemesi'nde açılan dava 1 Nisan 2005 tarihinde sonuçlanarak KBC İçişleri Bakanlığı suçlu bulundu ve Hacı Bayram Bolat'a tazminat ödemeye mahkum edildi. Tazminat miktarını yetersiz bulduklarını belirten Avukat İshak Kuçukov temyize başvurdu.

Bolat'ın Moskova'da FSB aleyhine açılmış bir davası hala devam ederken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde FSB ve KBC İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı dava geçtiğimiz hafta tam bir zaferle sonuçlandı. AİHM davalı tarafı Hacı Bayram Bolat'a 8 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etti.

Etiketler:
politkovskaya bolat rus klasiği... 3

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır