NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
9
4WORED1.MP3
13
35305319 - Adige Heku 01.MP3
10

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
KAFKASYA YOLGEÇEN HANI DEĞİL

Bütün toplumlar için büyük hassasiyet arz eden din konusu, özellikle çok değişik din ve mezheplere mensup Kafkasya'da büyük hassasiyet arz ediyor.
22-12-2006 - kez okundu



SSCB döneminde ülkeyi dağılmaktan kurtarmak, Rus olmayan milletleri siyasi baskı altında tutabilmek amacıyla, yönetimin de müsamaha ve teşvikiyle ateizm propagandası uygulandı. Halkları kültürlerinden uzaklaştırmak isteyen Rusya yönetimi tarafından 1920'li yıllardan beri Müslümanlara karşı uygulanan dini baskılar halen devam ediyor ve son dönemde de bölgede misyonerlik faaliyetlerinde artış gözleniyor.

Öte yandan, SSCB'nin dağılmasının ardından, gerek radikal İslâmiülke ve örgütler, gerekse Hıristiyan misyonerler ve Hindistan'daki Budist mihraklar ile benzeri kuruluşlar; devrim ihracı, cemaatlerini artırma, kendi ülkelerine yönelik kamuoyu oluşturma, ekonomik çıkar sağlama, Kafkasya'daki düzeni bozmaya yönelik dini propaganda faaliyetlerine yöneldiler. Bu çerçevede, bölgeye çok sayıda din adamı ve öğretmen gönderdiler ve buralardaki eski ibadethaneleri onarmaya ve yeni ibadethane inşaatlarına başladılar.

Kuzey Kafkasya'da yoğun olarak İslam dinine mensup şahıslar yaşıyor. Ancak, SSCB'nin dağılmasını takip eden dönemde İslam dininin yaygınlaştırılması amacıyla bölgeye giden çoğu din adamının gerek dil ve gerekse dini bilgi düzeyinin bu bölgede yaşayan insanlara eğitim vermek için yeterli olmaması, İslam dininin gelişip yaygınlaşmasına engel teşkil etti. Öte yandan, bölgede, cami ve kilise yok denecek kadar az.

SSCB'nin dağılmasının ardından Kafkasya'daki dini boşluk, misyonerler tarafından kullanıldı ve bölgede bir çok misyoner kuruluş faaliyet göstermeye başladı. Bunların arasında, İngiltere/Halo Trust, Hollanda/Benevolence International, ABD/Al Haramain İslami Yardım Vakfı, Karaçay Çerkez Özerk Cumhuriyeti'ndeki Vahabi Cemaat Örgütü, Dağıstan Cemaat Şeriat Grubu, S. Arabistan merkezli Dünya Gençlik Asamblesi, Dağıstan Nur-Ul İslam Haber Merkezi ile Rabıta Teşkilatı, Hizb-ut Tahrir, İngiltere ve ABD'de karargahları bulunan İslami Yardım Örgütü, Merkezi Londra'da bulunan Muslim Aid, Moskova/ Uluslararası İslam Organizasyonu ve Hıristiyanlık propagandası yapan Çad Kuruluşu gibi kuruluşlar sayılabilir.

Bunların yanısıra, Moskova, Saint Petersburg, Kiev, Bakü, Tiflis, Minsk, Almatı, Taşkent, Erivan şehirlerinde irtibat büroları bulunan Yehova Şahitleri de bölge halkına iyi ilişkilerle yaklaşarak, maddi yardımlarla ilişkilerini pekiştiriyor. Basım ve dağıtımını yaptıkları yayınlar vasıtasıyla propagandalarını yürütüyorlar.
İran ise, Osetyalıların Kafkasya'nın otokton halklarından biri olmakla beraber, dil özelliği nedeniyle, Ari ve Fars kökenli oldukları yönünde ve devrim ihracına yönelik propaganda çalışmalarını sürdürüyor. İran, ayrıca Dağıstan ve Çeçenistan'da da faaliyette bulunuyor.

Öte yandan, Kuzey Kafkasya Cumhuriyetleri'ndeki Vahabi hareketleri de Kafkasya'da yaşayan Müslüman ve Hıristiyan toplumlarını asimile etmek ve bölgede Vahabi unsurların egemen olmasını sağlamak amacıyla güç kazanmaya çalışıyor. En büyük amaçları ise bölgede "İslam Gençlik Organizasyonu" kurmak. Bu amaçla, Kafkasya'daki Cumhuriyetlerden Müslüman gençleri örgütleyerek, Suudi Arabistan ve Pakistan'da eğitime tabi tuttukları biliniyor.

Vahabi örgütleri finansal kaynaklarının bir bölümünü Arap ve bazı Avrupa ülkelerindeki Müslüman insani yardım organizasyonlarından ve bölgede istikrarsızlığı destekleyen Rus çıkar gruplarından temin ediyorlar.

Vahabi akımı, özellikle Çeçenistan ve Dağıstan Ö.C.leri aracılığıyla RF Başkurdistan, Tataristan, Tuva Ö.C.'leri ve Orta Asya Cumhuriyetleri'nde bulunan ülkelere yöneliyor. Politik gayelerine ulaşmak amacıyla bölgelerdeki radikal İslamcı diğer gruplarla ilişki kurarak faaliyetlerini sürdürüyor. Din olgusuna dayanan propaganda konuşmalarıyla K. Kafkasya'daki Ö.C.leri dolaşarak, bulundukları Ö.C.'de, diğer Ö.C. toplumlarının dinle bir ilişkisi olmadığı veya zayıf olduğu şeklinde görüşler bildirmek kaydıyla kaos ortamı yaratmaya çalışıyorlar.

Vahabiler, Kuzey Kafkasya bölgelerindeki sorumlu liderleri özellikle nüfus kesimi içerisinden doktor, mühendis, öğretmen, imam gibi aydın meslek sahiplerini seçip, bu kişilerin kültür birikiminden faydalanmak amacıyla akımın bünyesine alıyor. Ayrıca, Kafkasya'da faaliyet yürüten mafya grupları ve gayri meşru işlerle uğraşan kişilerle de ilişki içerisinde bulunup bu tip grup ve kişilere maddi destek sağlayarak, akımın terörist hareketlerini güçlendirmeye çalışıyor. Sempatizanlarına maddi yardımın dışında, maaş bağlıyorlar. Vahabi akımı, bu merkezde yürüttükleri çalışmalarla Kafkasya'daki Cumhuriyetlerin yönetimlerinin otoritelerini kaybettirerek, iktidarları yıpratmak istiyor.

Ancak, Vahabizmin, Kafkas Halkları üzerindeki olumsuz etkisi toplum tarafından hissedilmeye başlandı. Bu nedenle alınan önlemler kapsamında Ortadoğu ülkelerinden Kuzey Kafkasya Ö.C.lerine gelenlerin bölgeye serbestçe giriş yapmaları kısıtlanmaya başlandı. Rus güvenlik güçlerince, Vahabi kontrolünde bulunan cami ve mescitlerde Taliban destekli teröristlerin faaliyet gösterdikleri, silah ve bomba eğitimi verdiklerinin tespit edilmesi üzerine, güvenlik güçleri, yeraltında faaliyet gösteren Vahabilerle mücadele etmek amacıyla operasyonlar düzenlemeye başladılar.
Moskova'da, sahip oldukları yüksek maddi güç ile orantılı etkinliği olan Yahudi Lobisi de, Kafkasya'da yayılmakta olan Vahabi hareketine destek veriyor. Yahudiler, RF'nun geçmişten gelen Müslüman düşmanlığını kullanarak, RF'nun karşısında tehlike olarak gördüğü Çeçenistan ve Dağıstan'ı, daha da öteye giderek Kafkasya'yı, Vahabileri kullanarak karıştırmaya ve Müslüman halklar arasında ihtilaf yaratmaya çalışıyor.

1994-1996 Rus-Çeçen savaşı sırasında Çeçenistan'a gelen Suudi Arabistan uyruklu şahıslar, savaş sonrası bölgeden ayrılmadılar. Özellikle Vahabiler tarafından Arap kökenlilere iş imkanları yaratılarak, Vahabilik'in gelişmesi amacıyla Suudi Arabistan'dan Çeçenistan'a yönelik maddi yardım imkanlarına da olanak sağlandı.

Çeçenistan'da Şubat 1999 tarihi itibariyle şeriat kurallarının yürürlüğe girmiş olması, ülkede yaşayan Vahabileri cesaretlendirdi ve etkinlik kurma çalışmalarına hız kazandırdılar. Çeçenistan'da şeriatın tam anlamıyla yürürlüğe konulması için mevcut yönetiminin değiştirilmesi gerektiğini savunan Vahabiler, bu amaca ulaşmak için her yolu deniyor. Hatta, Çeçenistan'daki Vahabilerin lideri, yaşları 12-15 arasında değişen Çeçen gençlerin, zor kullanılarak, yurtdışındaki Vahabi eğitim merkezlerine götürülmesini emrettiği açıklamasında bulunduğu ifade ediliyor. Hem erkek, hem de kız çocukların ailelerinden zorla koparılıp, yurtdışındaki eğitim merkezlerine götürüldüğü öğrenilirken, Çeçen, Nogay ve Kumuk asıllı ailelerin çocuklarının da bunların arasında olduğu bildirildi.

Bu olumsuz gelişmeler üzerine önlem almak isteyen Çeçenistan Ö.C. hükümeti, radikal İslam ve Vahabilik ile mücadele kapsamında, bölgede Vahabilik propagandasına yer veren çok sayıda aşırı dinci yayını toplattı. Vahabiliğin önlenmesi için tüm okullarda dini eğitim verilmesi için çalışmalara yönelindi. Çeçenistan yönetimi tarafından bölgede yaşayan gençleri terör, uyuşturucu, gasp gibi yasadışı faaliyetlerden uzak tutmaya yönelik olarak dini içerikli propaganda yapılması hususunda da, Ekim 2006'da Çeçenistan Ö.C. Müftülüğü vasıtasıyla girişimlerde bulunuldu.

Adıge Ö.C. Yönetimi de, Cumhuriyet içerisinde Vahabi akımının yaygınlaşmasını engellemek amacıyla RF Güvenlik Teşkilatı FSB ve Polis Teşkilatı ile sürekli bağlantılı çalışıyor. 1998 yılında da, Adıge Ö.C. Din İşleri Sorumlusu ve Müftüsü'nün ortak görüşleri çerçevesinde Vahabi'lerle mücadele etmek için bölgelerdeki imamlar ile toplantılar yapılarak, imamların Vahabi tehlikesini halka anlatmalarının sağlanması için geniş çaplı bir çalışma yapılması kararı alındı.

Kabartay Balkar Ö.C.'deki Vahabilik faaliyetleri bölge halkı arasında huzursuzluk yarattı. Parlamento, 2001'de, Ö.C.'de faaliyet göstermeye çalışan ayrılıkçı ve radikal İslam anlayışı boyutuna dayalı dini faaliyetler ile organizasyonların kuruluş ve faaliyetleri ile ilgili olarak yeni Terörle Mücadele Yasası çıkartarak, yürürlüğe koydu. Ayrıca, ülkenin milli bütünlüğüne zarar veren dini ve etnik sürtüşmelere yol açan, kaos ortamı yaratan her türlü eylem ve faaliyetler yasaklandı. Aşırı dinci gruplar içerisinde yer alanlar, gözaltına alındı.

Karaçay-Çerkes Ö.C.'nin iç savaşa sürüklenmesi için Vahabi akımına mensup şahıslar Cumhuriyet dışından da aldıkları desteklerle faaliyet gösteriyor. Ö.C.'de yaşayan Vahabilerin sayısı oldukça büyük miktarlarda gösterilerek, bir kaos oluşturulmaya çalışılıyor ve bölgede çıkacak kargaşa ortamından çıkar sağlayabilecek gruplarca çatışma ortamına sürüklenmek isteniyor. Ancak, yönetimin önlem alması nedeniyle başarılı olamıyorlar.

Öte yandan, Abhazya'da radikal İslam hareketi Vahabizm yanlıları özellikle Gudauta bölgesi ile köylerde toplanıyor ve çeşitli mitingler düzenliyorlar. Hatta, Abhazya'nın kuzeybatısında Gudauta bölgesinde ve Rusya sınırına yakın Pskhu köyünde birer eğitim kampı olduğu ifade ediliyor. Vahabizm yanlıları Abhazya'nın diğer dinlerden ve Rus vatandaşlarından arındırılmasını, ayrıca Rus ve Ermeni asıllılara iş verilmemesini talep ediyor.

Gürcistan Milli Güvenlik Bakanlığı tarafından Vahabilerin Abhazya'da silahlı gruplarının ve radikal planlar yaptıkları, bu grupların El-Kaide'nin de aralarında yer aldığı radikal organizasyonlarla ilişki içerisinde bulundukları gibi hususların tespit edilmesi üzerine Suhumi'de 2005'de Vahabilikle mücadele maksadı ile FSB'ye bağlı bir birim açıldı. Birim tarafından bu faaliyetlere katılan şahıslar izlenerek, aileleri de kontrol altına alınıyor. Diğer taraftan, Vahabiliğe karşı olan diğer ılımlı Müslümanların dini faaliyetlerine izin veriliyor.

Bu unsurların yanı sıra, Kafkasya'da faaliyet gösteren Hıristiyan misyoner gruplar da, bölgede yürüttükleri çalışmalar ile hakimiyet kurmaya çalışıyor. Taraftar kazanmak isteyen kiliseler, Kafkasya'ya yatırım yapıyor. Dağıtılan dini propaganda içerikli kitaplardan etkilenen gençlerden bir çoğunun Hıristiyanlığı kabul ettiği öğrenildi.

RF'da Ekim 1997'de çıkarılan "Dini Örgütlenme ve Kişisel Hürriyetler" yasasından sonra kiliseler önemli bir güç kazandı. Kuzey Kafkasya bölgesinde Hıristiyanlık propagandasına büyük önem veren RF tarafından kiliselere geniş maddi imkanlar da sağlanıyor. Ayrıca, Kafkasya'da Rusların bulunduğu her köye kilise yapılması için kampanya başlatıldı. Müslüman halk üzerinde Hıristiyanlık faaliyetleri de yoğun olarak sürdürülmekte olup, kiliseler tarafından bedava kitap dağıtılıyor ve çeşitli sosyal yardımlar yapılıyor.
Ayrıca Batı Avrupa ülkelerinden gelen Hıristiyan misyonerler de Kafkasyalılara yönelik faaliyetlerde bulunuyor.

Ekim 1997'den sonra Adıge Özerk Cumhuriyeti başkenti Maykop'ta bulunan dört kilisenin büyük harcamalar yapılarak restore edilmesine başlandı. Zengin mali kaynaklara kavuşan kilise Hıristiyanlık propagandasına yönelik yoğun faaliyetler içerisine girdi.

Abhazya Ö.C. Affon adlı yerleşim bölgesinde bulunan manastırda, yoğun şekilde Hıristiyanlık propagandası faaliyetleri yürütülüyor. Manastırda, bölgede Hıristiyanlığı kabul edenlere yönelik para yardımı, ücretsiz yiyecek yardımı yapılıyor ve fakir ailelerin sağlık sorunları ile ilgileniliyor. Bu çalışmalar sonucunda, Abhazya'da yaşayan Müslümanlar ile ateist ve Hıristiyan gruplar arasında dinsel çatışmaların çıkabileceği ifade ediliyor.

İnguşetya'daki Çeçen mültecilere yardım getiren bazı uluslararası teşkilatlar beraberlerinde çok sayıda misyoner de getirdi. Buradaki mültecilerin Hıristiyanlığı kabul etmesi için bazı misyoner teşkilatları tarafından yoğun bir faaliyet yürütülüyor. Bu teşkilatlar sadece dini propaganda yapmakla yetinmeyerek, insanların ihtiyaç içinde olmalarını da istismar ederek, onların yardım alabilmeleri için düzenledikleri dini etkinliklere katılmalarını talep ediyor.

Kabartay-Balkar Ö.C. Maysk bölgesinde bulunan bir kilisede ise Rusça Hıristiyanlık propagandası yapan bir radyo faaliyet gösteriyor. Ancak, radyo yayınları bölge halkı tarafından tepkiyle karşılanıyor.

Kafkasya'daki Özerk Cumhuriyet ve Topluluklarda yerel yönetimler tarafından aşırı dinci faaliyetlere karşı gerekli önlemler alınmaya çalışılıyor. Kafkasya'da açılan İslam Enstitüleri vasıtasıyla bilinçli din adamı açığı kapatılmaya çalışılıyor.

Misyonerlerin tek amacı bölücülüktür. Misyonerler ve diğer radikal dinci gruplar, Kafkasya'da azınlık ve yerli yardımcı sağlamak için çaba gösteriyor. Bunun için çeşitli yöntemlere başvuruyorlar.

İnsanlar, kendi dinlerini özgürce yaşama ve seçme şansına sahip olmalıdır. Her din barış ve sevgi üzerine kurulmuştur ve dinlerin, kavga üreten, insanlar arasında ayrımcılık yaratan bir unsur olmaması gerekir. Ancak, dinlerin uluslararası çıkar ilişkilerine araç kılınması, dinler arasında gerilimleri artıracaktır. Bu nedenle, Kafkasya'daki yöneticilerin bu tür faaliyetleri engellemeye yönelik, ulusal ve uluslararası hedef ve stratejiler belirlemesi ve uygulaması gerekiyor.

Naciye Saraç
Global Yorum İnternet Dergisi
nsarac@globalyorum.com

Etiketler:
kafkasya yolgeçen hanı değil

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır