NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
8
3
9
35305319 - Adige Nise 15.MP3
13

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
PAYLAŞILAMAYAN DİYAR: KAFKASYA (1)

Büyük Kafkas sürgününün üzerinden 143 yıl geçtiği halde Çerkesler için anavatanları hâlâ Kaf Dağı'nın ardında. SSCB'nin dağılmasıyla kapılar açıldı derken Çeçenya ve Abhazya'daki savaş ve siyasal badireler Kafkasya-diaspora arasına yeni bariyerler ekledi
16-01-2007 - kez okundu

FEHİM TAŞTEKİN
Khibla Gerizmaa, büyük bir soprano ustalığıyla ninni söylüyor, "Uyu yavrum, uyu" diyor, "Şiş nani şiş nani; Uyu yavrum wa nani; Değilsin ne babanın evinde ne annenin; Kucağındasın Karadeniz'in; Büyü denizleri yar, bul yıkılmış evini; sarmaşıktan kurtar, yak ocağını."
Tarihi Sohum tiyatrosunda derin sessizlik, gözler buğulanıyor. Abhazya'nın ünlü sesi Khibla, geçmişten acılar çalıyor kulağımıza. 1860'lara götürüyor bizi; Çerkeslerin vatanlarından sökülüp atıldığı günlere. 1864'te büyük Kafkas sürgününde Tuapse'den Sohum'a bütün limanlar, Kafkasya'nın asi çocuklarını kabûs yolculuğuna uğurluyor. Gemilerde açlık ve hastalığın pençesinden kurtulamayanlar, kalanların selameti açısından Karadeniz'in koynuna salınıyor. Anne kucağında bir çocuk ölüveriyor. 'Öldü' dese denize atılacak. Yüreği el vermiyor, uyuyor desinler diye ninni söylüyor. Ünlü şair Bagrat Şinkuba hikâyeyi dizelere dökmüş. Khibla da sesini esirgemiyor, zira karşısında babasının ocağını yakmak için gelenler var.
Soprano Alisa Gitsba da, acılı insanlar için yakılan ağıtla sürgün yarası taşıyanlara sanki terapi yapıyor. Diaspora-anavatan buluşması görkemli bir müzik ve dans gösterisiyle taçlanıyor. Konuklara verilen öneme binaen gecenin sunumunu bu sahnenin tozunu yutmuş olan eski tiyatrocu Kültür Bakanı Lugzar Lokuba yapıyor.

Halklar arasında mayın
Abhazya 143 yıldır baba ocağını yakmak için gelecek çocuklarını bekliyor. Bugün diaspora başı Gürcistan'la belada olan Abhazya'ya omuz vermek için burada. Dünya Abhaz-Abazin Halkları Birliği, Abhazya'nın tanınması için ekimde başlattığı hamleye destek için Türkiye, Suriye, Ürdün, Avrupa ülkeleri ve Kuzey Kafkasya'daki Abhaz ve Adıgeleri 15-16 Aralık'ta Sohum'da topladı. Biz de Kafkas-Abhaz Dayanışma Komitesi Başkanı İrfan Argun'un davetlisi olarak bu anın tanıklarıyız. Çerkesler Sovyetler'in dağılmasıyla Kafkasya'ya yüzlerini döneli 16 yıl geçti. Ama torunlar, dedelerinin bıraktığı toprakları şimdi çok daha farklı sorunlarıyla kucaklıyor. Dün 400 yıllık savaşla gelen Rus işgali temel sorundu. Bugünse Rus egemenliği başka biçimlerde sorun olmaya devam etse de yayılmacılığın ustalıkla halklar arasına sapladığı tonlarca mikro kriz var. Kafkasya'nın girişi Soçi'de artık Ubıhlardan geri kalan bir nefer yok. Ubıhçayı konuşabilen Tevfik Esenç, Türkiye'de 1989'da ölünce 'Son Ubıh' olarak tarihe geçti. Soçi'nin az ötesinde Kıyı Boyu Şapsuğ'da numune misali bir avuç Adıge kaldı. Adıgelerin adını taşıyan yegâne cumhuriyet Adıgey ise, içinde ada gibi kaldığı Krasnodar Kray'a bağlanma planıyla boğuşuyor. 'Böl-parçala-yönet'in bir sonucu olarak Adıgeler, üç cumhuriyete pay edilirken 'isim' oyunu da oynandı: Adıgey'dekiler Adıge ismiyle kalırken, Adıgelerin kolu Kabardeyler ayrı bir milletmiş gibi Kabardey-Balkar Cumhuriyeti olarak farklı siyasal bir yapıya sokuldu. Karaçay-Çerkes'teki Adıgelere de 'Çerkes' dendi. Aynı etnik gruptaki Balkarlar ve Karaçaylar da iki ayrı cumhuriyete pay edilmiş oldu. Vaynakh grubundaki Çeçenler ve İnguşlar da bölündü. Güney Osetya ise Gürcü asıllı Sovyet lideri Josef Stalin döneminde Gürcülere bağışlandı. Şimdi hâlâ bağımsızlık savaşı veriyor. Abhazya da Stalin'in Gürcistan'a yaptığı en büyük kıyaktı. Statüsü tenzil edilip Gürcistan'a bağlanmıştı.
Halklar arasına yerleştirilen mayınlar bunlarla sınırlı değil. Nazilere yardım iddiasıyla Çeçenlerle birlikte Sibirya ve Orta Asya'ya sürülen İnguşların toprakları Osetlere verildi. İnguşlar 1957'de Prigorodni'ye döndüğünde evleri nde kardeş Osetleri buldu. Aynı kaderi Karaçay ve Balkarlar da paylaştı. Bugün nükseden etnik sorunlar 1943-1944'teki bu sürgünden miras. Çeçenya, malum, özgürlük sevdasının bedelini 13 yılda 230 bin insanını toprağa gömerek ödedi. Savaş hâlâ sürüyor.
De facto bağımsız olan Abhazya ve Güney Osetya bir yana Rusya Federasyonu'ndaki yedi cumhuriyetin en güncel sorunu ise şu: 'Çeçen' sopasıyla Kremlin'in merkezileşme havanında özerklikleri budanıyor. Özerkliğin alamet-i farikası yerel anayasalar özerk olmaktan çıktı, halkların seçimle işbaşına getirdiği kendi devlet başkanları artık vali gibi atanıyor. Yani cumhuriyetler cumhuriyet olmaktan çıktı.
Bugünlerde Amerikan ve Rus nüfuz savaşının tam ortasında kalan Abhazya, uluslararası toplumun Gürcistan'a bağlanması yönündeki baskısı karşısında diasporasını yanında görmek istiyor. Sohum buluşması buna yanıt. Bir uçak dolusu insanla Adler'de yaklaşık üç saat gümrük çilesi çekip 20 dakika mesafedeki Psou Nehri üzerindeki sınırdan Abhazya'ya giriyoruz, ahları bitmeyen 'Tanrı'dan torpilli ülkeye.

Çerkesler kimdir?
Yunan belgelerine göre Adıgelerin kökleri MÖ. 3 bin yılına kadar varlığı tespit edilen Sind ve Meotlara uzanıyor. Tarih onları Yunan, Hun, Fars, Moğol, Osmanlı ve Ruslarla sınadı. Onlar kendilerine Adıge diyor. İngilizler Circassian, Türkler ve Ruslar ise Çerkes diye anıyor. Türkiye'de Kuzey Kafkasya kökenli Adıge dışındaki halklara da Çerkes deme gibi bir gelenek var. Bu diasporada güncel bir tartışma konusu. Kimileri sadece Kuzey Batı Kafkas halklarını Çerkes olarak anmaktan yana. Bu kategoriye Adıgeler, Abhazlar-Abazinler (Abazalar) ve Ubıhlar (Vubıh) giriyor. Kafkasya'da İnguş ve Kistlerle Vaynakh grubunu oluşturan Çeçenler, Fars kökenli olduklarına inanılan Oset-Alanlar, Türk grubunu oluşturan Karaçay, Balkar, Nogay ve Kumuklar kendilerine Çerkes demiyor. 50 milletin barındığı Dağıstan halkları da öyle. Mikromilliyetçi trende paralel olarak artık diasporada da bu ayrım giderek belirginleşiyor. Adıgeler ise 12 koldan oluşuyor: Abzeh, Adamey, Bjeduğ; Hatukoy, Kabardey, Kemirgoy, Mahoş; Natekuay, Şapsuğ, Jane, Yegerikoy, Besleney. Adıge nüfusunun yaklaşık dörtte üçü diasporada.

Büyük sürgün, bitmek bilmeyen trajedi
Kafkasya'da Rus istilasına karşı 1570'lerde başlayan direniş, 1859'de Şeyh Şamil'in teslim olmasıyla noktalanırken Çerkesler için cehennemin kapıları aralanıyordu. Grandük Michel, 1864'te ölümlerden ölüm beğenin demişti: 'Ya bir ay içinde Kafkasya'yı terk edersin ya da savaş esiri olursun.' Çerkesler sürgünü seçtiler. 21 Mayıs 1864 tarihin en kara sayfasıydı. 1,5 ila 2,2 milyon Çerkes Karadeniz'in bu yakasında Tuapse, Taman, Anapa, Tsemez, Soçi, Adler, Sohum, Poti ve Batum limanlarından kırık-dökük gemilere bindirilip Osmanlı topraklarına çil yavrusu gibi savruldu. En az 500 bini açlık ve hastalıktan karaya çıkamadan kırıldı.
Trabzon, Ordu, Samsun, Sinop, Kefken, Varna, Burgaz, Köstence ve İstanbul sürgün yolculuğundan arta kalanları karşılıyordu. Anavatanlarında nüfuslarının sadece yüzde 10'u kalmıştı. Ubıhlar ise vatanları Soçi'den tamamen sökülüp atılmıştı. Trabzon'daki Rus konsolosun tarihi faciaya düştüğü not şöyleydi: "Trabzon'a çıkarılan 24 bin kişiden şimdiye kadar 19 bini öldü. Her gün 80-250 kişi ölüyor. Samsun civarındaki 110 bin kişi arasında her gün 200 kişi can veriyor."
Dağılış sürecindeki Osmanlı'nın isyanlara karşı tamponlara ihtiyacı vardı. Savaşçı Çerkesler kaçırılmayacak bir fırsattı. Üstelik çaresizdiler, yeni sahiplerine mahkûmdular. 1864 sürgünde geldiklerinde yıllarca denklerini çözmediler, kalıcı evler de yapmadılar. Nasıl olsa döneceklerdi. Ama sürgün uzadıkça uzadı. Balkanlara yerleştirilen 400 bin Çerkes Osmanlı-Rus savaşının ardından 1878 Berlin Anlaşması'yla bu kez Suriye, Ürdün ve Filistin'e sürüldüler. Bir başka sürgünü de İsrail'in işgal ettiği Golan'daki evlerinden olarak yaşadılar.
Radikal

Etiketler:
paylaşılamayan diyar kafkasya 1

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır