ADIGEY HUZUR ADASIYDI AMA YUTULUR LOKMAYA DÖNÜŞTÜ
Adıgelerin medar-ı iftiharı Adıgey lağvedilmenin eşiğinde. Çerkezler, Adıgey'i korumak için seferber. Adıge köyleri ise kentlere inat geleneğin ve kültürün diri tutulduğu yerler
18-01-2007 - 5 kez okundu
FEHİM TAŞTEKİN
Geceye doğru Adıgey'in başkenti Maykop'a, nam-ı diğer 'elma vadisi'ne (Miekuape) giriyoruz. Gündüz saatlerinde bile insan yoğunluğunun düşük olduğu caddelerde hâlâ hareketlilik var. Rusların 1858'de kale olarak inşa ettikleri Maykop, sokaklardaki verimli meyve ağaçları nedeniyle kimsenin açlıktan ölmeyeceği bir şehir. İnsanın ömrünü uzatan bir sakinliği var. Ne bir telaş ne bir koşturmaca... Kapitalizmin vitrinleri henüz bu kenti istila etmemiş. Caddelerde binaların alt katları dükkâna çevrilmiş ama vitrinsiz. Merkezdeki halk pazarı hâlâ kentin yükünü çekiyor. Pazarda tüm tezgâhları kadınlar işletiyor.
Adıgey, Krasnodar Karay içinde bir adaya dönüşmüş Rusya'ya bağlı federe bir cumhuriyet. Adıgelerin züğürt tesellisi. Kendi adlarını taşıyan yegâne cumhuriyet. Fakat başı dumanlı. Kremlin'in merkezileştirme operasyonuyla özerk anayasası budandı, başkanı seçme hakkı ellerinden alındı. İlk atanmış başkan Aslan Thakuşinov, 13 Ocak'ta göreve başladı. Adıgey gümrüğü de 1 Şubat itibarıyla tarih oluyor. Bu, özerkliğin yarısının gaspı demek. Sırada cumhuriyeti lağvedip Krasnodar'a bağlanma var. Bu plan için Rusların elindeki silah referandum. Çünkü Adıgeler yüzde 24 ile azınlıkta. Bu koza karşı Adıgeler de, Çerkez Kongresi adıyla örgütlenip sürgün ve soykırımın tanınması için atakta. Kongre 18-19. yy.'daki soykırımın tanınmasını isterken Duma, '20. yüzyılda sürülenler arasında Çerkez yok' deyip topu taca attı. Kongre Başkanı Murat Berzeg, 'Vatansever Ruslar' başına silah dayasa da kararlı: "Olumsuz yanıt alacağım kesindi. Bu yanıtla, meseleyi Batı'ya taşıyacağım."
Rusya'ya dikelmek ateşle dans etmek gibi bir şey. 'Tabanınız güçlü mü' diye soruyorum, "Gençler arkamızda" diyor.
Gelenek köyün sırtında
Adıgeler için köyler kültürü taşıyan lokomotif. Köyün itibarı Maykop'tan daha yüksek. Köylere merak salıyorum. 2. Dünya Savaşı'nda esir düşen Nurbi Berzeg, bir süre sonra bırakılır ama Rusya serbest kalanlara Nazi işbirlikçisi dediğinden vatanı yerine Türkiye'ye gider. 1960'larda ilk kez döndüğünde köylüler, Belariçersk garında 50 araçla karşılar. Her gün ayrı bir evde ağırlanır. Ama dönüş yapamaz, 2003'te ölür. Maykop'a 50 km. mesafedeki Nurbi'nin köyü Hatujukoy'dayız. Nurbi'nin yeğeni emekli eğitimci Habi Devletbi'ye konuğuz. Kafkas misafirperverliğini esirgemeyen Türkiyeli işadamı Hikmet Albayrak'ın Maykop'taki çuval fabrikasının müdürü yol arkadaşım Cankat Ulus, girişte "Fakir bir köymüş" diyor. "Zenginliği çitlerden anlarsın. Zenginler sacdan çit yapmaz." Fakir ama saçaklı evler bakımlı, çitler boyalı, bahçeler düzenli, yollar temiz. Mimariye hâkim renk mavi ve yeşil.
Bu mimariyle gelenek yaşar mı ?
Hatujukoy'da 1982'de lehçeleri Adıgeler için ortak yazı dili seçilen Çemguylar yaşıyor. 350 hane içinde çok az Rus ve Nogay var. Bütün köylerde olduğu gibi kreş, ilkokul ve poliklinik var. Eğitim Adıgece, çocuklar Rusçayı Rusça dersinde öğreniyor. Rus nüfusun ezici olduğu Maykop'ta ise eğitim Rusça, Adıgece ise Adıgece dersiyle sınırlı. Köylü tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Kısa süre önce her aileye 8-12 hektar arazi dağıtılmış ama işleyecek ne araç ne de insan var. Kolhoz dönemi biteli geniş arazilerin üzerine atalet çökmüş. Kolhozdan miras araçlar, mandıralar, ahırlar kendi hallerine terk edilmiş. Kolhozun atları bir gönüllünün insafına kalmış. Şimdi bir ahırda sersefil haldeler.
Habi'nin evinde hemen sofraya kuruluyoruz. Komşusu Hasanbi de aramızda. Şarapla 'khoakhoa' (dua) yapılıyor. En yaşlımız Habi, 'Thamate' olarak 'tanrı adına' sofrayı yönetiyor. Sırayla söz verdiği kişi kadehle ayağa kalkıp temennilerini söylüyor. Dua sırasında kimse yemiyor, elde kadeh dinliyor. Dua birinin şerefine kadeh kaldırılarak bitiyor. Bazen khoakhoa yapanı herkes ayakta dinliyor. Herkese söz verilinceye dek bu devam ediyor. Thamateden izinsiz sofradan ayrılmak ayıp. Ne çocuklar ne de gelin babayla birlikte misafir masasında. Gelenek böyle. Eskiden evin reisi yemeği tek başına yermiş, ama gelenek yumuşamış. Damadın kayınpedere görünmeme kuralı ise baki. Habi'nin oğlu sekiz yıldır köşe kapmaca oynuyor. Habi, "Eskiden evler büyüktü, girişte misafir odası, damat odası olurdu. Çocuk evlendiği yıllarda babasına görünmeden bu evde yaşardı. Misafirin ağırlanması kurallara bağlıydı. Geleneği bu mimariyle yaşatmak imkânsız" diyor. Uğurlarken Hasanbi eli boş göndermiyor, en iyisinden bir hindiyi bagajımıza koyuyor. Köyün camisini görünce Müslüman Adıgelerin dinle ilgisini soruyorum, Cankat hikâyeyle yanıtlıyor: "Koyun hastalanınca evin kadını kesmek zorunda kalır. Kocası telaşla hocaya gider. Hoca da 'Karın peygamberin adını biliyorsa, koyun helaldir' der. Adam varıp karısına peygamberin adını sorar. Kadın yanıt verir: "Hz. İsa."
Köklerdeki sese giden izci
Adıge kültürü çoktanrılı dinlerden kalıntılarla yüklü. En büyük tanrı 'Tha' ile şimdi Allah'ı kastediyorlar. Ubıhların 'khuraşe' dedikleri yuvarlak daire olup birbirini çekmek suretiyle tanrıya yakarırken kullandığı müzik 'Dubar' şu an en popüler müzik gruplardan birinin adı. Müslüman olmaları eski dinlerin izlerini taşıyan müziği de öldürmemiş. Maykop'a gelip de köklerdeki sesin izini süren Ğuçe Zamudin'in kapısını çalmamak olmaz. Maykop'un dışındaki evi bir müzeyi andırıyor. Sadece Kafkas değil Afrika'dan Latin Amerika'ya otantik enstrümanları bir araya getirmiş. Kendisi Sçe'pşine (at kılından kemençe) ve mızıka ustası.
Son 200 yılda Adıgelerin kaybettiği mızıka, ğoğ (boru), bjemiyleri yeniden dirilttiğini anlatıyor. Gençlerden 12 kişilik bir grup kurmuş. Gruba Kafkas anlatı ve müzik geleneğinden tılsımlı bir isim seçmiş: Jiu. Anlamı 'sesle eşlik etmek'. Yaptıkları yüzyıllar önce misafir odasında söylenen şarkıları yeniden keşfetmek. Zamudin, "Jiu köklere dönük bir çağrı. Müzikle gelenek birbirine geçmiş. Şarkının dilinde örf ve tarih gizli" diyor ve ekliyor: "Şarkılarımız birlerce yıl yaşında." Projesi için Adıge Kültür Enstitüsü'nden destek alıp sözlerin orijinalini ve hikâyelerini bulmak için tarihçi ve dilbilimcileri de ekibine katmış. Yaptıkları müziğin dili çok eski, anlayanı az ama yine de konserleri tıklım tıklım. Zamudin otantik müziğe yolculukta yalnız değil. Ünlü müzisyen Garden Ğujzeremuk da 'Adıge Voredişhır' (Adıge Şarkıları) serisini hazırlamış. Adıgelerin popçusu Nehuş Kerim kadar olmasa da eski sesler artan oranda ilgi topluyor.
Bir çağdaş Lepş: Asya Yevtukh
Yevtukh, Maykop'taki evinde dünya liderlerine Çerkez motifleriyle hediyelik eşya yapıyor.
Demir, altın ve gümüşe ateşle hükmeden Adıgey'in ünlü el sanatları ustası Asya Yevtukh, Nart destanlarının kahramanı Sosruko'yu akkor taştan çıkarıp suyla çelikleyen demirci Lepş'in çağdaşı sanki. Antik motifleri günümüze taşıyor. Yaptığı takılar, süslemeler, Çerkez kaması ve hediyelik eşyalarla dünya liderlerin bile ilgisini çekmeyi başarmış. Ürdün Prensi Ali'nin düğününde gelinliği o süslemiş, pastayı kesen kılıcı da o yapmış. Kral Abdullah da, dünya liderlerine vereceği hediyelerini ona yaptırıyor. Rusya lideri Vladimir Putin de hediye siparişi verenler arasında. Putin'e yaptığı eser için 15 bin dolar almış. Ninesi 'Hamileyken ne ile uğraşırsan çocuğun ona benzer' deyince oğlu Bibars'ı 5 bin halkadan oluşan Nikola'nın korumasının zırhını yaparak doğurmuş. Londra'daki Çağdaş Sanatlar Galerisi'yle anlaşması gereği bir üründen en fazla sekiz adet yapabiliyor. Putin'e sattığı eserden iki kişi daha 30 bin dolardan satın almış.
radikal
Etiketler:
adıgey huzur adasıydı ama yutulur lokmaya dönüştü