NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
3
2
4SIMD.MP3
12
35305319 - Adige Nise 15.MP3

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
NALÇİK BİR BAŞKA DİRİLİŞİ YAŞIYOR

Kabardeyler ve Balkarlar arasında etnik gerilimi kaşıyan yeni mayınlar döşeniyor. Nalçik'te ise farklı bir dönüşüm yaşanıyor: Yerel diller yavaş yavaş sokağa dönüyor. Adıge kültürü özellikle gençleri içine çekiyor
19-01-2007 - kez okundu

FEHİM TAŞTEKİN
Kabardey Prensi Temiroka'nın kızı Goşenay (vaftizden sonra Maria) birkaç yüzyıl süren direnişin ardından 1561'de Korkunç İvan'a gelin gitse de, yine Ruslar Kırım Hanlığı'nın baskısı karşında 1557'de yapılan anlaşmayı 'Çerkesya'nın Rusya'ya gönüllü katılımı' diye lanse etse de Nalçik'in geçmişle hesaplaşması sürüyor.
Kabardey-Balkar'ın başkenti Nalçik'i orta yerinden bölen Lenin Caddesi'ndeki Maria heykelinden az ötede başka bir anıt dikili. Biri 'gönüllü katılım', diğeri soykırımın simgesi. Soykırım anıtının bulunduğu parkın karşısındaki görkemli binada da bir başka hesaplaşma yatıyor. Burası şimdi klinik. Nalçikli Asiyat, "Ben asla buraya tedavi için gitmedim, gitmem de" diyor. Peki neden? "Burası Kabardey Pşısı yani prensi Hatujiko'nun konutuydu. 1931'de Kızıl Ordu Nalçik'e girince binayı KGB karargâhına dönüştürdü. Nalçik parkı da Pşı'ya aitti. Bu binada infaz olurdu. Gece jeneratör çalıştığında evlere ocaklara düşerdi. İnfazda silah seslerini bastırmak için gürültülü jeneratör çalıştırılırdı."

Adıgece sokağa iniyor
Bu hesaplaşma duygusu yavaş yavaş sokaklara da taşıyor. Anlatılanlara göre düne kadar Kabardeyler çoğunlukta oldukları bu cumhuriyette başka milletten olanların yanında anadillerini konuşmaktan kaçınırdı. Sokak dili Rusça'ydı. Konuşma halkasında başkası girince dil Rusçaya dönerdi. Aynı şey Balkarlar için de geçerli. Kafelerde ve minibüslerde gençlerin Kabardeyce konuşmaları dikkatimi çekiyor. Biri, "Birkaç yıl öncesine kadar Kabardeyce konuştuğumuzda Ruslar gözümüzün içine dik dik bakardı" diyor. Adıgece sokağa inmiş anlaşılan.
1990'da Düzce'de emekli olup Nart Gale'ye yerleşen Tacettin Yıldırım, "Geldiğimde sokakta Adıgece konuşulmuyordu. Artık Adıgece sokakta. Adıge edebiyatı kitaplarına Ömer Seyfettin girdi. Cumhuriyetler kendi insanlarını ve kültürlerini kitaplara taşıdı" diyor. SSCB zamanında Nâzım Hikmet'in şiirleri de okutulurmuş. Balkarlar da Cengiz Aytmatov'u kitaplara sokmuş.
Lenin Caddesi'nde iki yıl önce Utij Mecid, Adıge Wune'yi (Adıge Evi) açmış. Girip çıkanı eksik olmuyor. Hediyelik eşyalara yerlilerin ilgisi şaşırtıcı. Mecid, gençler arasında Adıge kültürüne dönüşten bahsediyor. Türkiyeli Çerkeslerin her cumartesi Adıgece canlı müzik gecesi düzenlediği Leyla Kafe'de yerli bir aileyle tanışıyorum. Dört yaşlarındaki çocuğa Rus ismi koymuşlar. Neden Rus? "Büyüklerimiz çağdaşlık olsun diye koydu" diyor. Fakat Adıgelik damarı da dürtüyor: "Burada Adıgece müzik dinlemek, Adıge Wune'de kültürümüzü görmek bizim de özlediğimiz bir şey." Rusça ve Rusya'yı medeniyetin göstergesi saymak Sovyet propagandası. Ama hâlâ geçer akçe. Eskiler 'Adıgece seni Prahladna'dan öteye götürmez' dermiş. Bunun Türkiye'deki karşılığı ne: 'Çerkesce Haçim'ın mezarını geçince işe yaramaz'.
Birkaç yıldır Eğitim Bakanlığı, Adıge Psatle gazetesi ve Adıge Wune üçlü bir komite oluşturup Adıgeceyi teşvik için kolları sıvamış. 'Dilim, Canım, Dünyam' (Si bze, si pse, si düney) adlı komite okullarda dil ve kültür yarışmaları düzenliyor.

Ayrılmayı başaramayan iki halk
Nalçik devletin dine baskısı sonucu görülmemiş başka bir hesaplaşmaya sahne olmuştu. Kent, gençlerin 19 kamu binasını basarak isyan ettiği 13 Ekim 2005'in gölgesinden yeni Devlet Başkanı Arsen Kanokov'un uzlaşmacı tutumuyla çıkma yolunda. 1990'larda Kabardey hareketinin önde gelen ismi İnsan Hakları Derneği Başkanı Hatejukov Valeri, gazeteci Fatima Thlisova, Kabardey-Balkar Pravda yönetmeni Sufyan Jemuhaf, 13 Ekim'in tekrarlanmayacağı inancında.
Geçmişi İkinci Dünya Savaşı sonrasına uzanan bir başka kriz Balkarlarla ilgili. 1944'te Nazilerle işbirliği yaptıkları suçlamasıyla Sibirya'ya sürülen Balkarlar, 1957'de Kruşçev'in affıyla döndüklerinden beri toprak hesabı güdüyor. Milliyetçi Balkarlar, Kabardeyleri kendi topraklarında oturmakla suçluyor. Balkarlar yoğunlaştıkları Eblruz, Çegem, Baksan ve Tırnavuz'a dönmüşlerdi. Sorun beşinci bir yerle ilgili. Kabardeyler ise Terek'teki Gilahasleney'in buraya karşılık Balkarlara verildiğini belirtip 'Ödeştik' diyor. Biri 1991, diğeri 1996'da iki kez özerklik ilanıyla ortaya çıkan Balkarya hareketinin külleri yeniden üfleniyor. Bunu tetikleyen ise 2005'te federal yasaya uyum adına yerel idare yasasında yapılan değişiklik. Bu yasayla Balkarların yaşadığı Hasanıye ve Belereçka'yı Nalçik bölgesine dahil edildi.
İsyan eden Hasanıye Belediye Başkanı suikasta kurban gitti. Ayrıca köyler arası bölge yasasıyla bazı köyler mezralarından oldu.
Aslında hem Balkarlar hem Kabardeyler mağdur. Ayrıca hükümetin Elbruz'u elinde tutan Balkarların keyfini kaçıracak girişimleri var. Kanokov yatırımcı çekme, gelecek vergilerler bütçeyi güçlendirme derdinde. Balkarlar ise ekmeği bölüşmek istemiyor.

Etnik değil paylaşım krizi
Paylaşım kavgası üzeri küllenen krizleri diriltiyor. Balkarya gazetesi etrafında kümelenen Balkar İhtiyar Heyeti diye bir grup bugünlerde Balkarları ateşlemekle meşgul. Gösterilerini Moskoa'ya bile taşıdılar. Fakat 1996'daki Balkar isyanının lideri General Sufyan Bipayev, bu grubun Balkarları temsil etmediği iddiasında. Bipayev kamu göreviyle 'içselleştirilmiş, Balkarların 1989'da kurdukları Töre hareketi de zamanla eriyip gitmişti. Balkarlara dertlerini soruyorum. Heyet halinde bir masanın etrafında beni karşılıyorlar. Daha oturur oturmaz Oyus Gurtuyov, Balkarca söylene söylene bir bir kupürleri önüme atıyor. Harp psikolojisi içinde suçlamaları yöneltiyor: "Kültürümüz için savaşıyoruz, yok olmamak için. Beş yerden Balkarları uzaklaştırdılar. Bizi dağlardan indirip topraklarımızı ele geçirecekler. Çünkü dağlarda madenler var." Sözü grubun liderlerinden İsmail Sabancı alıyor: "Yerel idareler yasası kaldırılmalı. Yersiz yurtsuz Çingeneler gibi kalmak istemiyoruz. Kanokov söz verdi ama bizi kandırıyor. Kremlin, FSB dahil dokuz yere yazı yazdık." 'Peki ne istiyorsunuz, bağımsızlık mı' diye soruyorum. Sabancı yanıtlıyor: "Balkarlar ve Karaçaylar tek millet. Ama herkes kendi yerinde kalsın. Bağımsızlık olsun demiyoruz. Kabardeyler bizi eziyor. Sadece üç bakan bizden. 110 milletvekilinden sadece 19'u Balkar. 19'u Rus. Kabardeyler istedikleri yasaları çıkarıyor. Kokov haklarımızın iadesine yanaşmadı." Tabii Balkarların nüfusa oranı yüzde 11.

Sözün bittiği yer: Eşim Kabardey
Bipayev'in sözlerini aktarıp halk desteğini soruyorum, Sabancı, ateş püskürüyor: "O Kanokov'un İnsan Hakları temsilcisi. Ona kimse güvenmiyor. Biz bütün Balkarların temsilcisiyiz." Derin devlet ne diyor bu işe? Sabancı "İçişleri bölge başkanıydım. Hem FSB hem İçişleri bizi iyi bilir ve anlar" diyor. İki kadın ha bire masaya belge taşımakla meşgul. Odada kılıçlar çekilmiş, yine de bir cesaretle Kabardeylerle komşuluk ilişkilerini soruyorum. Sabancı sözü uzatmıyor: "Eşim Kabardey." Kavga bitmiştir, burada Hatujikov'un iki saat önceki sözleri devreye giriyor: "İki halk ayrılmayı denedi, yapamayacağını anladı. Barışmak ayrılmaktan kolaydı." Utıj Mecid'in tepkisi ise, "Sürüldüklerinde arkalarından ağladık, döndüklerinde evimizde ağırladık."

Kafkasya'nın Rusları farklı olur
Yani her ne kadar Rusya ile tarihten kalma görülmemiş hesapları olsa da yerel halkların güncel kavgası Ruslarla değil. Zaten Kafkasyalı Ruslar biraz da Kafkas kültürünün etkisiyle farklılaşmışlar. Daha mazbut ve uyumlu olduklarını söylemek mümkün. Ruslarla ilişkilerini sorduğum Kafe Tameris'in sahibi Antalyalı Yediç Nihai, "Aslında Ruslara acıyorum" diye başlıyor söze: "Rus komşularımızla aramız çok iyi. Bir yere giderken anahtarı gönül rahatlığıyla onlara teslim ediyoruz. Buradan giden Ruslar geri dönüyor. Yukarıdaki Ruslar için 'İnsanlık kalmamış, paylaşmayı bilmiyorlar. Âdetleri yok' diyorlar. Diğerleri de zaten siz Kafkasyalısınız deyip atıyorlar. Moskova'da Çerkes ile Kuzey Kafkasyalı Rus arasında fark gözetilmiyor. Ben kafeyi düğün yapmaları için Ruslara verdim, Çerkes dansı oynadılar, şoke oldum." Utij Mecid de buna bir ilave yapıyor: "Adıgelerin içinde kalmış azınlıktaki Ruslar komşusuna 'Dobridin' (İyi günler) demez, 'Selamünaleyküm' der."
Radikal

Etiketler:
nalçik bir başka dirilişi yaşıyor

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır