NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
4SIMD.MP3
4WORED3.MP3
apsuva
35WERE~1.MP3
2

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri
BOZ-YAP TAHTASI TÜRKİYE

Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Cumhuriyet'e geçişle birlikte, Osmanlı toplumunun çoğulcu-heterojen (Çerkes, Arap, Ermeni, Rum, Gürcü, Boşnak, Kürt, Laz,) toplum yapısını aynen devraldı. Lozan anlaşmasında da buna pozitif hakların da eklendi. Kurulan devletin 'Türk Devleti', toplumsal yapı ise 'Türk Halkı' biçiminde ele alınıp çok kültürlü yurttaşlığı da 'Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı' biçiminde formüle edildi.
26-01-2007 - 5 kez okundu



Mustafa Kemal Atatürk, kendi el yazıları ile hazırlayarak Prof. Dr. Afet İnan'a bırakmış olduğu notlarında bir çok konuya açıklık getiriyor. Bunların arasında Atatürk'ün bazı jeopolitik düşünceleri de yer alıyor. Atatürk, duygusal bir Türkçülük ya da yalnızca idealist bir yaklaşım ile Türkçülük yapmak yerine, Türklerin tarihsel bir olgu olarak dünya sahnesine çıkışlarını temel çıkış noktası olarak gördü ve daha sonraki dönemlerde ortaya çıkan değişmeleri dikkate alarak, Türklerin dünya tarihi içindeki gerçekçi bir bakış açısı ile değerlendirmeye çalıştı.

Dünyanın merkezi coğrafyasında bir Türk devleti kuran Mustafa Kemal, geleneksel Türkçü yaklaşım ile Orta Asya merkezli bir bakış açısı ile Türkleri değerlendirmedi, kendi kurduğu devletin topraklarını esas alarak, ülkenin bulunduğu bölgeden hareket etti ve bunun sonucunda Türkler, Ön Asya'da bir bağımsız devlete sahip oldu.

Türkiye üç kıtanın ortasında yer aldığı için hem bir Avrupa hem de bir Asya ülkesidir. Sahip olduğu bu jeopolitik konumu itibarıyla aynı zamanda Balkan, Kafkasya ve Ortadoğu ülkesidir. Bu kadar çok yönlü jeopolitik konuma sahip olan Türkiye aynı zamanda Ön Asya'nın ana ülkesidir. Türkler IX. yüzyıldan bu yana bu bölgede yaşıyor.

Türk milleti, kan bağı üzerine kurulu, etnik, ırka dayalı bir millet değildir. Türkiye Cumhuriyeti devleti açısından Türk milleti, yurttaşlarından oluşur. Yurttaşlarımızın hepsi kendisini Türk saymayabilir; ama hepsi vatandaşlığın getirdiği haklardan yararlandıkları gibi sorumluluklarla da yükümlüdürler. Kişiyi Türk kılan, etnik kökeni ya da dinsel inancı değil, Türk milletine bağlı olma, onun bir parçası olma duygusudur. Üstelik Türkiye'de alt kimlikler de vardır. Türk, Arnavut, Boşnak, Çerkes, Gürcü, Arap, Azeri, Ermeni, Rum, Yahudi, hep bir arada yaşar. Türk milletini oluşturanlar içinde Kuzey Kafkasya kökenlilerin, topluca Çerkes olarak adlandırılan kesimin hatırı sayılır bir payı olduğunu biliyoruz. Tarih boyunca, Türklerin yanında yer alan Çerkesler, Türkiye'nin toplumla en kaynaşmış ve en uyumlu etnik azınlığıdır. Kafkasya'da sürgün nedeniyle çok acı çekmiş olan ve daha sonra Türkiye'ye yerleşen bu halk, Türkiye'de aradığı huzuru buldu.
Kurtuluş Savaşı'nda ülkelerini kahramanca savunan Çerkesler, Atatürk'ün demokratik bir cumhuriyeti kurmaya ilişkin çabalarını da desteklediler. Bu etnik topluluk, geçen onlarca yıl içerisinde, Türk Devletinin demokratik yapısına karşı duyarlı oldular ve diğer etnik gruplardan kaynaklanan gelişmelerden de endişe duyuyorlar.

Bazı devletler Türkiye'nin bu renkli mozaiğini kullanarak, Türkiye'yi bölmek istiyor. Türkiye'deki bazı etnik gruplar da buna alet ediliyor veya kendileri isteyerek bu oyunda piyon oluyorlar.

Uluslararası bir rol oynayan etnik ve dini gruplar, iç ve uluslararası politika alanında da önemliler. Etnik faaliyetler, ülke içinde ve dışında bazı sonuçlar doğurduğu için, sadece ulusal değil uluslararası güvenliği de etkileyebiliyorlar.

Bugün nedense Kafkasya'daki ve Türkiye'deki bazı Çerkesler tarafından Ermeniler savunuluyor. Bunu bazı yazılarında da dile getiriyorlar. Kafkas kahramanı Şeyh Şamil'in Ermeniler tarafından Ruslara ihbar edilerek yakalanıp, esir edildiği unutuyorlar. Buna karşın, kardeş olarak adlandırdıkları Ermeniler, tarih boyunca Türklere ve yine Kafkas halklarından Azerilere çektirdiği acıları olmamış gibi nitelendirerek, sözde Ermeni soykırımını rahatlıkla gündeme getirip, kabul ettirmeye çalışıyor. Yine aynı dost! Ermeniler, tarihte Türklere ait olan Ahıska topraklarına yüzsüzce yerleşerek, özerklik isteme cüretini gösterebiliyor. Abhazya'da etkinlik sağlama çabaları ortada. Bugün Gürcistan'da karşı menfaatleri gereği Abhazlarla birlikte çarpışan Ermenilerin yarın ne gibi taleplerle ortaya çıkacağı malum. Hatta şimdiden özerklik söylemlerine başladılar bile.

Kuzey Kafkasya ve Karadeniz kıyısında çoğalan Ermeni nüfusu bölgede sosyo-ekonomik dengesizlik yaratıyor. Dağıstan, Kabartay-Balkar ve Karaçay-Çerkez Özerk Cumhuriyetleri'nde faaliyet gösteren Ermeniler, halk arasında bölücülük yapmaya çalışıyor. Organize suç grupları arasında yer alan ve Güney Osetya'da kurulan "Ararat Birliği", Ermeni mafyasını birlik çatısı altında topluyor.

Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Kars-Ahılkelek-Tiflis-Bakü Demiryolu projelerini engellemek için de ellerinden geleni yapan Ermeniler, Türklere olan düşmanlıklarının dozunu her geçen gün arttırıyor.

Tüm bu tehlikelere karşın, Türkiye'nin yeni dünya düzeni sürecinde kendi ülkesi ile Kafkasya ve Orta Asya bölgesindeki gücünü koruması gerekiyor. Bunun için Türkiye'de yaşayan tüm halklar, başka ülkelerce oynanan oyunları bozmalı, kenetlenmelidir.
Diğer taraftan, devletin kendilerine sunduğu her türlü imkandan yararlanıp, bu ülkeyi küçümseyen, bununla da yetinmeyip, vatanı bölmek isteyen ve bu devleti düşman olarak görenler de, kendilerinin savunduğu "demokrasi" gereği, istediği ülkeye yerleşmekte de serbesttir. Burası Türkiye ve burada bütün halklar kardeşçe yaşamalı.

Türkiye bir boz-yap tahtasına benziyor. Parçalanırsa bir resim elde edilemiyor, ancak, bir araya getirilirse, çok güzel bir fotoğraf ortaya çıkıyor. Bu fotoğrafın bozulmaması herkesin çıkarınadır.

Naciye Saraç
Global Yorum İnternet Dergisi
nsarac@globalyorum.com

Kaynaklar: "aygazete"
Şahin Alpay "Türkiye'de Yaşayan Çerkes Kimliği"

Etiketler:
boz-yap tahtası türkiye

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır