Fesapsh, Satirlarama basladigim su anda nasil bir ortamda oldugumu paylasmak istiyorum her seyden once. Su an Biskek' teyim ve hava sicakligi yaklasik 35 derece. 3.ncu kattaki ofisimin penceresinden sadece binanin 5.nci katina dek uzanan agacin dallari gozukuyor. Yaklasik her 30 dakikada bir danismanligini yaptigim Kirgiz-Turk Manas Universitesi Turizm Bolumu ogrencileri yeni ders yilinin kayit islemleri icin geliyor odama... Odayi 3 kisi paylasiyoruz; turkiyeden Kutay, universite ogrenimini turkiye de tamamlamis ve o yillarda Eskisehir' de ogrencim olan Kirgiz asilli Talay ve ben Ghuch' a Ufuk. Masam cok karisik ama evraklarin arasinda Atlas Dergisinin Cerkesler yazisinin bulundugu sayisini gorebiliyorum...Talay su an diger bilgisayar' da " Hotel California" yi dinliyor. Az once ise Rusca "Devushka" (genc kiz) adli parca caliyordu... Ve ben soruyorum kendime "benim burada ne isim var, neden burdayim ve ne yapiyorum" diye... Benzer bir soruyu kendime sorali yaklasik uc yil oldu... Yine bir Eylul ayi baslari (2000 senesi), ama bu kez Eskisehir' deki ofisimdeydim ve bilgisayarimda Work Kafe' yi dinliyordum ve masamda Dunya Cerkes Birliginin yayinladigi dergi vardi. Ilk kez Kafkasya daki Wunakoshum Ghuch' a Zamudin' in varligini bu dergiden ogrenmis ve Subat 2001' de Maykop'a gitmistim... Ayni dergide yer alan Asya Yevtukh ile yapilan soylesinin manseti idi beni o gunlerde (Eylul 2000) " donus" konusunu ciddi olarak dusunmeye ve bu surece baslamama neden olan. Asya Yevtukh Maykop' ta yasayan Hatikoy bir taki tasarimcisi. Turkiyeye de bir kac kez gelen Asya sadece Kafkasya ve Turkiye de degil, pek cok Avrupa ulkesinde ve tum rusya da taninan bir sanatci... En anilan calismasi ise (esi Sapsig Ruslan Turkuav ile birlikte -TURK AVLAYAN ANLAMINA GELIYORMUS Turkuav adi-), belki de, Urdun prensi Ali ve yanindaki 12 kisinin ve atlarinin tum suslemelerini yapmis olmasi... " I have to tell the world" diyordu soylesinin mansetinde Asya Yevtukh (Dunyaya soylemek zorundayim)... O gun, bu manseti ve soylesiyi okuduktan sonra masamda oturmus, bir cay soyleyip sigara yakmis ve dusuncelere dalmistim... "Peki benim, Ghuch' a Ufuk' un dunyaya soylemek zorunda oldugu, soyleyebilecegi ne veya neler vardi..." Ufuk Cevik (onemli bir fark Ghuch' a diyemiyorum, cunki T.C de yasiyorum ve nedeni malum nufus kagidimda bu yazmiyor...) turkiye sartlarinda iyi bir egitim almis (anadolu lisesi, Ankara siyasal, Amerika da master, doktora tez asamasinda) olan, toplumca kabul goren degerler acisindan (adige toplumu da buna dahil) bir isi olan, bir turkle evliligini basari ile tamamlamis, cevresi (Adige ve turk) tarafindan sevilen sayilan birisi olarak ... "Peki benim, Ghuch' a Ufuk' un dunyaya soylemek zorunda oldugu, soyleyebilecegi ne veya neler vardi..." sorusuna bir turlu anlamli bir cevap bulamiyordu... Icinde bir seylerin boslugu onu sanki boguyor, hayatindaki bir seylerin eksikligi bir turlu "dunyaya neyi soylediginde yasaminin anlamli bir yasam olacagi" sorusuna yanit bulmasina firsat vermiyordu. Gercekten de dunyaya ne soyleyebirdi, ya da Asya' nin deyimi ile soylemek zorunda oldugu bir sey varmiydi, olmalimiydi hayatinda. Sunlari soyleyebilirdi mesela: Her sene 50 civari ogrenci mezun ediyordu, Eskisehir Kuzey Kafkas...Derneginin yonetim kurulu baskan yardimcisiydi, Tum anadolu universitesi calisanlari (sahsen tanimadiklari dahil yaklasik 3-4 bin kisi) ve kendisini taniyan ogrencileri onun bir Cerkez oldugunu bilirlerdi ama Adige oldugunu kimse bilmezdi, nereden bilsinler Adige de nedir ki, Dilini konuþamasa da gayret gosteriyordu ögrenmeye (ama iyi duzeyde Ingilizce konusurdu) hatta 33 yasýndan sonra dernegýn halk danslarý calýsmalarýna dahi katýlmýþtý, kendi toplumunu ilgilendiren her olayin icinde aktif olarak yer almaya calisiyordu, Kendince " iyi" bir Adige olarak yasamaya ozen gosteren bir kisi idi, Asimilasyona karsi elinden geldigince direnmeye calisiyordu, ..... ...... ve bir gun mutlaka Kafkasya ya donecek, hic olmadi emekli oldugunda oradan bir yazlik alacak, hic olmadi yaz tatillerinde gidip dinlenecekti vataninda... Evet sevgili "donusculer" bu ya da benzer anilara hepimiz sahipiz sanirim ya da olacagiz... O cay ve bilmem kacinci sigara sonrasi kendime sordugum hayati bir soru oldu: Donmek icin neyi neden bekliyordum.... Ve o gun bugundur donus surecini yasiyorum. Gecen bu uc yil icerisinde neler mi oldu... Uc kez Kafkasya ya gittim, Wunokoshlarimi buldum, kirgizistan' da bu gorevi rusca ogrenmek icin (ve ekonomik olarak biraz da olsa birikim saglayabilmek icin- bu arada gecen sene son anda bu gorev ortaya cikti, yoksa 2002 Agustosunda cebimde 1,500$ ile Maykop' ta olacaktim), Nalcik' te bu yaz evlendim ve (bunu yazarken utaniyorum ama bu sartlarda benden duyuyorsunuz, Adigelik acisindan aff edin lutfen) turkiyeden ailem de Allaha sukur vatani gorme imkanini yasadilar... Ilk yazilari yazmak gercekten zor. Bu yaziyi yazmamin temel amaci, Fahri Huvaj' in ulusal acidan degerlendirdigi " donus' u bireysel acidan ele almak istememdi. Bu nedenle sanki bir " ani defteri" duzeyinde oldu yazdiklarim belki... Su an grubun aktif 12 uyesi var. Bana ulasan bilgiler (7 kisiden geldi) hemen hepimizin universite mezunu, Adige, 25-43 yas grubu arasinda ve universite mezunu oldugu. Bu bilgileri ileri ki gunlerde sizlerle de paylasmak istiyorum ki gerekirse birlikte hareket edebilecegimiz alanlari ogrenebilelim. Yalniz sormayi benim de unuttugum bir konu icimizden kimlerin Vatani daha once ziyaret etme firsati bulup bulmadigi... Sizlerden iki rica ile sozlerime su an icin son vermek istiyorum. Lutfen grubun gundemini birlikte olusturalim ve mumkun oldugunca cevremizde grubun duyurusunu yapalim. Gruba katilim icin Kafkasyali olmak yeterli ve benim modetorlugum katilimi sinirlamak uzere ayarlanmadi. Ancak katilimcilarin grup amaci disina cikmalari durumunda uyeligin iptali hakkimi kullanmak istiyorum... Biskek' ten selam ve saygilarimla, Ghuch' a Ufuk

Etiketler:
ghucha ufuk un yeni yazısı