YELTSİN'İN MİRASI (ZAMAN)
1991-1999 yılları arasında Rusya'ya damgasını vuran Rusya'nın seçilmiş ilk Devlet Başkanı Boris Nikolayeviç Yeltsin dün kendi yaptırdığı dev Ortodoks kilisede icra edilen görkemli bir dinitörenden sonra Novodeviçi mezarlığında toprağa verildi.
Hem dinitören ve hem de defin adeta çarlara layık bir şekilde yapıldı. Esasen Yeltsin'in cenazesi 1894 yılındaki 3. Çar Aleksandr'ın cenazesinden sonra Ortodoks Kilise tarafından kutsanan ilk resmicenazeydi.
Yeltsin artık yok; ama siyasi mirası çeşitli boyut ve şekillerde devam ediyor ve bu miras da bugün vefatı dolayısıyla eskisinden çok tartışılıyor. Kimileri onu Rusya'ya demokrasiyi, özgürlüğü, piyasa ekonomisini getiren adam olarak göklere çıkarırken kimileri de onun milyonlarca insanın hayatını mahveden vahim hatalarını hatırlamadan ve hatırlatmadan edemiyor.
Yeltsin'in demokrasi, özgürlük konularında yaptıkları ve başardıkları şüphesiz doğru; ama ya yanlışları, ki bunların arasında ikisi öne çıkıyor: Yüz binlerce insanın hayatına mal olan Çeçen Savaşı ve milyonlarca insanın hayatını mahveden ekonomik reformlar.
26-04-2007 - 5 kez okundu
Bunlardan birincisini hatırlatalım: Rus ordusu, Yeltsin'in emriyle 11 Aralık 1994 günü büyük bir güçle Çeçen topraklarına girmeye başlamıştı. Zamanın Genelkurmay Başkanı Graçov'a göre Rus ordusu Çeçenleri birkaç günde dize getirecek, başkent Grozni'yi ise sadece bir paraşütçü taburuyla iki saat içinde ele geçirip Çeçen Cumhuriyeti'ne son verecekti.
Graçov'un Çeçen Cumhuriyeti hakkında yaptığı tahmin tutmadı. Zırhlı tümenlerle saldıran Rus ordusu üç hafta kadar sonra Graçov'un doğum günü vesilesiyle 31 Aralık günü Grozni'ye üç koldan girdiğinde tam bir hezimete uğradı. Küçük gruplar halinde basit piyade silahları ve roketatarlarla donatılı Çeçen direnişçiler başkente giren zırhlı güçleri deyim yerindeyse biçtiler, perişan ettiler, binlerce genç, acemi Rus askerini öldürdüler, yaraladılar, esir aldılar; sonuçta bu korkunç hezimete dayanamayan Rus birlikleri geri çekilmek zorunda kaldılar ve Grozni'ye ancak Rus topçusu ve hava kuvvetlerinin şehri yerle bir etmesinden, en az 27 bin kişiyi bombalarla öldürmesinden, binlercesini yaralamasından sonra girebildiler.
Rus birlikleri Grozni'de fazla da kalamadılar ve 1996 yılının Ağustos ayındaki Çeçen karşı saldırısı sonucunda şehirden kaçıp ateşkes ve anlaşma arayışına girdiler. Sonuçta Hasavyurt Anlaşması'yla geçici bir ateşkes ve Rus güçlerinin tahliyesi sağlandı; ama bu anlaşma istendiği şekilde hayata geçemedi, Çeçen meselesi çözüm olmadan 1999 Ağustos ayında başlayan İkinci Çeçen Savaşı'na kadar devam edip geldi.
Yeltsin'in halefi Vladimir Putin, 1999 yılının Eylül ayında İkinci Çeçen Savaşı'nı bölgeyi teröristlerden temizleme gerekçesiyle başlattı. Çeçen topraklarına giren Rus ordusu kısa sürede ülkeyi yeniden işgal ettiyse de ne kendi deyimiyle teröristlerin kökünü kazıyabildi ne de ülkeyi kontrol altına alıp iki savaşla mahvolmuş ülkede yeniden inşayı gerçekleştirebildi.
İki savaş sonucu en az 200-250 bin Çeçen ölmüş bulunurken, savaş ve Rus baskısı sonucu ülkeden kaçmak zorunda kalan binlerce (muhtemelen 100-150 bin civarında) sivil komşu İnguş Cumhuriyeti'nde çok zor şartlar altında ya kamplarda ya tren vagonlarında hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor bugün.
Çeçenistan'da ise bugün Kremlin destekli Kadirov yönetimi var. Bu yönetim de korku salmaya devam ediyor.
Yüz binlerce insanın hayatını mahveden Çeçen Savaşı, Yeltsin'in geride bıraktığı kötü mirasın bir bölümü; diğer bölümü ise kamu mallarının özelleştirme adı altında yağmalanması ve oligark denen vurguncu işadamlarının ortaya çıkmasını sağlayan düşünülüp taşınılmadan yapılan sözde ekonomik reformlar.
Yeltsin mirası övüldüğü kadar iyi ve olumlu değil kısacası...
26 Nisan 2007, Perşembe FİKRET ERTAN
f.ertan@zaman.com.tr
Etiketler:
yeltsin mirası zaman