Son zamanlarda laiklik konusunda yaptığı çıkışlar ise değil güven vermek tam aksine daha fazla endişe uyandırdı. Yok solcuymuş da, yok her SBF'li gibi biraz komünistmiş de. Şener'in bu çıkışı bir zamanlar hem Müslüman hem Atatürkçü hem de komünistim diyen yapan Cem Boyner'i yapmacık çıkışını hatırlattı bana.



Bu tür yapmacık çıkışlar artık güven vermiyor topluma. Özal gibi herkesi kucaklamak isteyenler her şeyden önce en az onun kadar siyasi ve etnik bağları aşmış bir gönüle sahip olmalılar. Siyasi hayatının büyük bir kısmı Erbakan hocanın rahleyi tedrisinde geçen A. Şener hocadan sadece siyaset öğrenmemiş olamaz. Şener aynı zamanda Erbakan hocadan biraz Müslüman ve biraz da komünist olmanın ne anlama geleceğini bilecek kadar din de öğrenmiş olmalı.



Abdulaltif Şener'in Çerkez olması dışında çok belirgin bir 'meziyetini' bilmiyorum doğrusu. Her ne kadar Çerkez olmadığımdan dolayı Çerkez bir kızla evlenme şansını kaçırmış birisi olsam da Çerkezliğin bir 'ayrıcalık' (!) olduğunun da farkındayım. Ama bence Çerkezlik bir 'ayrıcalık' ve 'meziyet' olsa da Cumhurbaşkanlığı için tek başına yeterli değildir.



Şu da bir gerçek ki Çerkezlik Abdulaltif Şener'e her siyasi yelpazeden destek sağlar. Yasalarımıza göre azınlık olmasalar bile devlette ve siyasette en az diğer azınlıklar kadar bir azınlık dayanışması sergileyen çok farklı siyasi düşüncedeki Çerkez Abdullatif Şener'i destekler. Elbetteki bu da az bir destek sayılmaz. Bakın CHP ve Deniz Baykal bile Şener'in Cumhurbaşkanlığına sıcak bakıyor. Çünkü, CHP solcu Çerkezler aracılığıyla Çerkez kökenli bir Cumhurbaşkanına şimdiki Sezer' yaklaştığı kadar yaklaşabilir ve yönlendirebilir.



Evet bence Cumhurbaşkanı bu Meclis seçmeli. Seçilecek olan Cumhurbaşkanı Sezer gibi Meclis dışından da olabilir. Ama şık olan Meclisin içinden olmasıdır. A. Şener de Meclisin içinde yer aldığına göre elbette ki o da Cumhurbaşkanlığına aday olabilir.



Ama bence yeni Cumhurbaşkanın en belirgin özelliği onun herhangi bir etnik grubun savunuculuğunu yapacak olması olmamalı. Yani Cumhurbaşkanı ne Çerkezlerin ne de herhangi başka bir enik grubun Cumhurbaşkanı değil 'cumhurun' yani ülkenin tamamının başkanı olacak niteliklerde olmalı. Yeni Cumhurbaşkanı hangi etnik kökenden olursa olsun etnik köken hamiliğini aşacak kadar gönlü geniş olmalı. Siyasi anlamda çok marjinal kalmış sol bir görüşün hamiliğini yapan bir Cumhurbaşkanından sonra şimdi de etnik korumacılık yapacak bir Cumhurbaşkanı bu ülkeyi ileriye götüremez.



A. Şener bakanlığı sürersindeki atamalar ile, özellikle göreve aldığı ve çok kısa sürede yüksek konumlara yükselttiği 'yakın akrabalarıyla' (Çerkez) bu vasıfları taşımadığını gösteriyor. Bu ülke yedi yıldan beri marjinal bir siyasi görüşün etkisinde kalan bir Cumhurbaşkanından sonra bir yedi yıl daha Çerkez korumacılığı yapacak bir Cumhurbaşkanını kaldıramaz. Bu ülke ve insanları bundan daha iyisini hak ediyor.



Sezer'den sonra Çankaya'ya çıkacak kişinin, biraz Laik, biraz Müslüman, biraz Atatürkçü ve tam Çerkez olmasının yanı sıra en azından biraz da dürüst olması gerekir. AKP iktidarı gibi medyanın kılı kırk yaran tutumuna rağmen pervasızca 'adam kayırmacılık' yapabilen bir bakanın, Osmanlı Sultanlarından daha fazla icrayı engelleme ve dokunulmazlık yetkilerine sahip bir Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak olması beni endişelendirmiyor değil doğrusu.
Ali ÇAKIROĞLU AKTİF HABER

Etiketler:
a şener çerkezler ve çankaya...