Bölgesel milliyetçi gruplar, geçen senelerde Penza, Bryansk, Vladimir, Karelya ve Türklerin yaşadığı Altay gibi bölgelerde ortak faaliyetler gerçekleştirdiler.

1991 yılında kendilerini "skinhead" olarak tanımlayan ırkçı gençlerin sayısının başlangıçta 10'larla ifade edilirken, 2004'te 10.000, 2005'te de yaklaşık 30.000'e ulaştığı kaydediliyor. "Skinlegion" ve "Blood and Honour" ile 2006 yılında yasal nitelik kazanan "Ulusal Bağımsızlık Yolu" ve "Rus (İnsanları) Birliği" gibi milliyetçi grupların "Rusya, Ruslar için" tezi etrafında düzinelerce küçük milliyetçi grubu kendi bünyelerinde birleştiriyor. Siyasette de, Duma'daki milliyetçi, saldırgan "Rodina Partisi" ile yabancılara karşı nefretiyle tanınan Jirinovsky'nin LDPR Partisi gibi ırkçı partilerin yer aldığı biliniyor. Bazı parti ve örgütlerin milliyetçi Rus gençlerine mali açıdan destekleyerek, başta Kafkas kökenliler olmak üzere Rus asıllı olmayanlara yönelik şiddet eylemlerinde bulunmalarını sağladıkları, bu örgütler tarafından finanse edilen basın- yayın organlarında özellikle Kafkasya kökenlilere karşı nefret politikasına yer veren aleyhte yazıların yayınlandığı kaydediliyor. Diğer taraftan, bu tür faaliyetlere son verilmemesi halinde Rusya'da halklararası savaşın her an gündeme gelebileceğine dikkat çekiliyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından kurulan Nashi (Genç Demokratik Antifaşist Hareket) gençlik örgütü de ülkenin her bölgesinden gelen 14-25 yaş arası genç Ruslar, "güçlü ve bağımsız Rusya" ideali doğrultusunda eğitiyor.
Putin'in yanında yer alan kişiler tarafından kurulan örgüt mensupları, "aynı ideale sahip, büyük aile" tezi etrafında, her yaz ücretsiz kampa gönderiliyor. Fakir gençler iş vaatleriyle kandırılarak, kamplara gönderiliyor ve düzenlenen konferanslara zorunlu olarak katılmaları sağlanarak, "Rusya, Ruslarındır" ve "Dünyanın hakimi Rusya" tezleri doğrultusunda mecburi eğitime tabi tutuluyorlar. Askeri eğitim de verilen kampın bitiminde, gençler, seçtikleri bölgelere topluca gidip, büyük şirketlerin yanısıra orduda da görev alabiliyorlar.

Irkçı saldırılar konusunda bir açıklama yapan, Rusya'nın İnsan Haklarından Sorumlu Komiseri Vladimir Lukin ise, Rusya'da etnik gruplar arasındaki daima zıtlaşma sözkonusu olduğunu ve "Rusya Ruslarındır" görüşünü savunan pek çok kişinin ırkçı bölünmelere neden olduklarını kaydetti. Lukin ayrıca, Rus bölge yönetici ve güvenlik kuvvetlerine yönelik, ırkçı saldırıları görmezden gelip, ört bas ederek, bir açıdan "pasif destekçi" konumuna düştükleri yönünde de suçlama getirdi.

Rusya'da özellikle Kafkas asıllılara yönelik ırkçı saldırıların uluslararası kuruluşların da dikkatini çektiği bildirildi. Bu konuda, Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan raporda, son dönemlerde Rusya'da artan ırkçı saldırılardan endişe duyulduğu kaydedilerek, Moskova yönetimi, yabancı düşmanlığı ve neo faşizmi güçlendirmekle suçlandı. Örgüt, Rusya'nın, ırkçı saldırılar konusunda Avrupa Konseyi tarafından da uyarıldığının da altını çizdi.

BM tarafından hazırlanan "Rusya Federasyonu'nda ırkçılık, ırk ayrımcılığı ve yabancı düşmanlığı" konulu raporda ise, RF'de ırkçılık ve yabancı düşmanlığının alarm verici boyutlara ulaştığı, ırkçı gruplar tarafından daha çok Kafkas kökenli ve Slav ırkından olmayan yabancılar ile insan hakları kuruluşları üyelerine yönelik ırkçı şiddet olaylarının her geçen gün arttığı, ülkedeki bazı siyasi partilerin de bu görüşler doğrultusunda hareket ettiği ve bu tehlikeli gelişmelerin siyasi ideoloji haline gelmekte olduğu, bu durumun ülkede demokratik sistemin gelişmesine engel olduğu hususlarına yer verildi.

Diğer taraftan, aşırı milliyetçi gruplar tarafından gerçekleştirilen eylemlerin engellenebilmesi ve faaliyetlerinin önlenebilmesi amacıyla, RF yönetimince bu tür saldırıların terörizm kapsamına alınmasına yönelik olarak hukuki çalışmalar yapılmaya başlandı. Bu kapsamda, Haziran 2006'da onaylanan yasa ile Rusya'da pilot bölgeler belirlenerek, göç edecek Ruslar için maddi destek verilmesi yönünde karar alınırken, 15 Ocak 2007'te kabul edilen kanunla da yabancı göçmenlere sınırlama getirildi.
Öte yandan, Temmuz 2007'de Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından onaylanan yasa ise Rusya'da siyasi, ideolojik ve sosyal nefrete dayalı suçların da arasında bulunduğu radikalizmin tanımlarını genişletirken, polise telefon dinleme dahil geniş yetkiler de veriyor.

Bu kanunlarla, Rus yetkililer, ülkedeki ırkçı ve radikal gruplarla daha etkin mücadele edileceğini ve Rusya'da ırkçı ve yabancı düşmanlığına maruz kalan yabancı göçmenlere karşı koruyucu tavır sergilemeye çalıştıklarını göstermeye çalışıyorlar. Ancak, Rus yetkililerin göçmen işçilere yönelik yaptığı bu düzenlemelerin, hem milliyetçi akımların isteklerini karşılamak, hem de devletin göçmen işçilerin tam sayısını öğrenmek suretiyle, göç politikasını kontrol altına almak amacıyla yapıldığı değerlendiriliyor.

Uluslararası gözlemciler ise, bu yasaların, yerli halkın tepkisini çekerken, ırkçılık ve yabancı düşmanlığının artmasına neden olduğunu savunuyor. Ayrıca, bu yasalarla yabancı düşmanlığının kontrol alınması için önlemler alınmasına karşın, şiddet eylemlerinin her an kontrol dışına çıkabileceği ve önü alınamayacak sonuçlara yol açabileceği hususuna da dikkat çekiliyor.

Ayrıca, yönetimin aşırı milliyetçilik- şovenistliği baz alan ve halkı "Ruslar" ve "diğerleri" olarak ayrımcılığa itmeye yönelik politikalar uygulayarak, şiddet olaylarına sebep olduğu ve bu duruma ivedilikle son vermesi gerektiği yönünde uyarıda bulunuyorlar. Ayrıca, aşırı milliyetçi akımların Rusya'nın iç bölgelerine kadar yayıldığı, milliyetçi duygular ile birleşen sosyal kızgınlık sonucu önemsiz bir olayın bile büyük patlamalara neden olabileceği ve olayların büyümesinde ajite edici yayın yapan bazı medya organlarının da rolü olduğu vurgulanıyor. Putin'in ülkede meydana gelen ırkçı saldırıları ve ülkede istikrarın korunmasına yönelik olarak aldığını belirttiği önlemleri, 2008 yılında yeniden seçilmek için kullandığı hususuna dikkat çekilerek, bu ırkçı olayların, ülke genelindeki sosyal durumun gerçek boyutunu anlamak istemeyen yöneticilere bir uyarı niteliği taşıması gerektiği kaydediliyor.

Sonuçta, RF'nin ülkede sosyal ve ekonomik kriz bulunduğu gerçeğini bir an önce kabul ederek, bunu önleyebilmek amacıyla ülkedeki tüm etnik grupların da katılımıyla federal düzeyde siyasi önlemler alması, insan haklarının korunması ve ırk ayrımcılığının önlenmesi amacıyla bağımsız bir kurum oluşturması, ırkçı eylemlerde bulunanların cezalandırılmasına yönelik gerekli hukuki değişikliklerin yapılması, ırkçılıkla mücadeleye yönelik medyanın da katılımı sağlanarak, kültürel bir program geliştirilmesi yönünde çağrıda bulunuluyor.
Naciye Saraç
Global Yorum İnternet Dergisi
nsarac@globalyorum.com

Etiketler:
rusya kafkas asıllılara yönelik saldırılar önlenemiyor