DÇP Bağımsız Ortak Aday Sürecine Nasıl Katıldı?..

Genel seçimlerin 22 Temmuz 2007'de yapılacağının belli olması üzerine önce Demokratik Çerkes Platformu katılımcıları arasında daha sonra da çeşitli platformlarda, derneklerde, vakıflarda ve federasyonda -mail, telefon, yüz yüze görüşme ve toplantılarla- durum değerlendirmesi yapılmış, sonuç olarak da Türkiye'nin sürüklendiği şöven milliyetçi ve dinci kutuplaşmaya karşı "bağımsız ortak aday" alternatifine destek olunması "makul" ve "aklı selim" bulunmuştur.



Bu çerçevede, önce Kafkas Dernekleri Federasyonu "İstanbul'da Baskın Oran'ı, diğer illerde ise çeşitli partilerden aday olan Çerkeslerden seçilme şansı bulunanları destekleme" yönünde çağrıda bulunmuştur.



DÇP ise, sivil toplum kuruluşlarının inisiyatifiyle gelişen "bağımsız ortak aday" girişiminin İstanbul'da belirlediği adayların ikisini de (Baskın Oran ve Ufuk Uras) destekleme kararı almış, bunu çeşitli şekillerde (ilan, haber vs.) kamuoyuna duyurmuştur. DÇP'nin bu kampanyasına federasyondan da, dernek, vakıf ve diğer platformlardan da çok sayıda katılım olmuştur.



DÇP'nin de, bu girişime destek veren camiamızın diğer kurum ve kuruluşlarının da başkaca bağımsız adaylarla ilgisi olmamıştır.



DÇP Neden Baskın Oran'ı ve Ufuk Uras'ı Destekledi?. .

DÇP'nin, "bağımsız ortak aday" girişimini ve bu girişimin öne çıkardığı bu iki adayı desteklerkenki gerekçesi, "şöven milliyetçi ve dinci kutuplaşmaya karşı, demokrasiden yana" olmaktır.



Bu tutum, DÇP'nin oluşumunu belirleyen, "demokratik, çağdaş, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, çok sesli, çok renkli, çok kültürlü, daha iyi üreten, daha iyi paylaşan, güleryüzlü bir ülke, barış dolu bir dünya" özlemi ve umudunun somut ifadesidir.



Nitekim bu iki adaya ilişkin seçim çalışmaları, hem medyada hem de kamuoyunda büyük ilgi görmüş, STK'ların, meslek odalarının, sendikaların yanısıra yazarların, sanatçıların, gazetecilerin, bilimadamları nın da dahil olduğu geniş kesimlerin desteklediği "demokrasi şenliği"ne dönüşmüştür. Nihayetinde DÇP, bu "demokrasi şenliği"nin katılımcısı ve destekleyicisi olarak topluma umut vermiştir.



Sonuç itibariyle, Ufuk Uras İstanbul 1. Bölge'de 79.381 oy alarak milletvekili seçilmiş. 2. Bölge bağımsız adayımız Baskın Oran ise 31.133 oyda kalarak TBMM'ne girememiştir.



Ufuk Uras'a bağımsız milletvekili olarak başarı diliyoruz ve kendisinden "demokratik, çağdaş, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, çok sesli, çok renkli, çok kültürlü, daha iyi üreten, daha iyi paylaşan, güleryüzlü bir ülke, barış dolu bir dünya" özlemi içindeki her kesin ve her kesimin Meclis'teki sözcüsü olmasını bekliyoruz.

. . .



DÇP'nin 22 Temmuz seçimlerindeki tutumu, hem Türkiye'deki Çerkes toplumunda hem genel kamuoyunda büyük ilgi gördü. Herşeyden önce, DÇP bu girişimi ile Çerkes kimliğini Türkiye'de ilk kez siyasete taşımış oldu. Sadece İstanbul'da yaşayan Çerkesler değil diğer illerden de kampanyaya destek geldi. Her iki adayın aldığı oy miktarı içinde azımsanmayacak oranda Çerkes oyu olduğu muhakkaktır. Sonuç itibariyle, gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz ki, hem nitelik hem de nicelik bakımından önemli bir iş başarıldı. Katılan ve destek veren herkesi kutluyoruz.

. . .



Doğalır ki, DÇP'nin bu girişimini eleştirenler de olmuştur. Tüm iyiniyetli ve dostane eleştirileri saygıyla karşıladık; ciddiye alarak değerlendirdik; bu ve bundan sonraki çalışmalarımız için dersler çıkardık.



Öte yandan, görevleri toplumumuzu "şöven milliyetçi ve dinci" eksene hapsetmek olan kesimler de boş durmadı; yanlış/yalan/saptı rma ve karalamalar üzerine kurulu bir karşı kampanya başlattılar. Bu kesimlere de hakettikleri cevapları verdik, veriyoruz.



Bu çerçevede, Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi adına başkanı tarafından yapılan açıklamaya kısaca değinmek gerekir. Zira, kuruluş ve varoluş amacı Abhazya'ya destek ve diyaspora-Abhazya dayanışmasını geliştirmek olan bu komitenin Türkiye'de yaşayan Çerkeslerin siyasi davranışlarına ipotek koymaya; farklı düşünce ve görüşleri yargılamaya kalkması abesle iştigaldir. Topluma "siyasi komiserlik" yapmak bu komitenin ve komite başkanının amacını da haddini de aşar. Komite ve başkanı kendi işiyle uğraşmalıdır.



Öyle görülüyor ki, yalan/yanlış ve saptırmalar üzerine kurulu bu "şipariş" açıklama, komite üyelerinin bir kısmının bilgi ve görüşü dahi alınmadan, başkanın "şahsi siyasi görevi" olarak yapılmış. Bu komite, başkanının yönlendirmeli siyasi görevlerinin paravanı değildir, olmamalıdır. Maalesef, başkanının kişiliğinde egemen olan ve süreklilik hali alan bu yanlış tutum komiteyi toplum içinde yalnızlaştırmakla kalmamakta, Abhazya için yürütülen mücadeleyi de büyük ölçüde zaafa uğratmaktadır.

. . .



DÇP siyaset yapmaya devam edecektir. Zira siyaset, bu ülkede yaşayan herkes ve her kesim için olduğu gibi bizim için de hak ve görevdir. "Çerkes" kimliğine sahip çıkmaya; toplumumuzun umut ve beklentilerini yükseltmeye devam edeceğiz.



Demokratik Çerkes Platformu

Etiketler:
22 temmuz seçimleri ve demokratik çerkes platformu tutumu