NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
4SIMD.MP3
3
8
4-5-6-7
4WORED1.MP3

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri
CUMHURİYET STRATEJİ 24.03.2008

Basından / Cumhuriyet Gazetesi... Cumhuriyet Strateji 24.03.2008 Kosova'nın bağımsızlığı 'Pandora'nın kutusunu açtı' Abhazya'dan bağımsızlık atağı Batı'nın Kosova'yı bağımsızlaştırması, Kafkaslarda yankılandı. Daha önce bağımsızlığını ilan eden Abhazya'nın eli güçlenmiş durumda. Batı'nın bölgedeki dostu Saakaşvili ise zorlanıyor. Rusya ise Gürcistan'ın NATO'ya alınmaması konusunda pazarlık yapıyor. Doç. Dr. Mitat ÇELİKPALA TOBB Tek. ve Eko. Ünv
25-03-2008 - 5 kez okundu

Başta ABD ve AB olmak üzere, Batı dünyasının desteğiyle, Kosova'nın 17 Şubat'ta tek taraflı bağımsızlık ilanı tersi iddia edilse dahi, bundan sonra yaratacağı sonuçlar bağlamında uluslararası sistemin geleneksel yapısında köklü bir değişiklik anlamına gelmektedir. Kosova'nın bağımsızlığı özellikle Kafkasya açısından "Pandoranın Kutusunun Açılması" olarak görülmekte. Şimdi neredeyse tüm dünyanın dikkati, daha önce çeşitli defalar bağımsızlığını ilan eden, demokratik, çoğulcu ve modern bir devlet olma yolunda önemli adımlar atan Abhazya üzerinde toplanmış durumda. Kosova'nın bağımsızlık sürecinin, kendine has, başka yapılara örnek teşkil etmeyecek bir süreç olduğunu ileri sürmenin bu bölgeler için herhangi bir şey ifade etmediği görülmekte. Tam tersine bu yapıların idarecileri ve onları destekleyen aktörler Batı dünyasının bu tavrını "geleneksel çifte standartlara uyarlı, fikri istikrarsızlık ve iki yüzlülükten başka bir anlama gelmediği" şeklinde değerlendirmekteler. Dondurulmuş ya da çözümsüz anlaşmazlıklar olarak anılan sorunlar arasında dikkat çekeni ve Türkiye'yi de yakından ilgilendireni Abhazya'dır. Kısaca hatırlamak gerekirse Sovyetlerin dağılması sonrasında Gürcü yönetiminin var olan düzene aykırı biçimde üniter devlet oluşturma politikası izlemeye başlaması ülkeyi savaşa götürdü. 14 Ağustos 1992 - 30 Eylül 1993 döneminde yaşanan kanlı savaş sonrasında geri dönülemez bir sürece giren Abhazya'da Abhazya Cumhuriyeti Parlamentosu 1994'te halkın kendi kaderini tayin etme hakkına dayanarak, Abhazya'nın bağımsız demokratik, bir hukuk devleti olduğunu ilan etti. Takiben de yeni Abhazya Anayasasını kabul etti. Sonrasında 3 Ekim 1999'da Abhazya'da halkın yüzde 97,7'sinin bağımsızlıktan yana oy kullandığı bir referandum gerçekleştirildi. 12 Ekim 1999'da da "Abhazya Cumhuriyeti'nin bağımsızlık belgesi" kabul edildi. BM tüzüğüne, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar ile ilgili uluslararası anlaşmalara, Viyana bildirisine ve diğer uluslararası hukuk sözleşmelerine uygun bir süreç sonunda yayımlanan bu belgede Abhazlar bağımsızlık ilanlarını küreselleşen ve insan haklarını ciddiye alan, tüm dünyanın kabul etmesi, saygı göstermesi gerektiğini belirttiler. ABHAZLARIN ELİ GÜÇLENDİ Bu gelişmelerin yaşandığı neredeyse 15 yıllık süreçte Gürcistan'ın bir kısmı iç savaşa varan çatışmalar ve "devrim"e varan siyasi çalkantılarla boğuştuğunu görmekteyiz. Abhazya'da devlet yapısının kurulduğu ve güçlendirildiği, ağır ambargoya rağmen çoğulcu ve demokratik süreçlerin izlendiği bu dönemde soruna uluslararası kamuoyunun çözüm bağlamında çok da ilgili olmadığı görülmüştür. Bu uzun sürecin Kosova bağımsızlığı sonrasında tarafları getirdiği nokta tam olarak bu ilgisizliğin sonucudur. Abhazya'nın Rus-Gürcü ilişkilerine bağlı olarak ulaştığı konum dikkat çekicidir. Rusya'nın Gürcistan'ı etki altına almak adına sorunları kullandığı aşikârdır. Rusya'nın kendi özel çıkarları bağlamında bu kartı oynaması doğal olarak görülebilir. Fakat üzerinde hiç durulmayan ve hatta dünya kamuoyu tarafından neredeyse hiç dikkate alınmayan yönü Abhazya'nın yaklaşım ve tutumudur. Abhaz yönetiminin bölgesel ve küresel siyasal gelişmeleri akılcı biçimde değerlendirerek gelişmelere bağlı olarak tutarlı, sabırlı ve hedefe yönelik bir politika izlediği görülmektedir. Bu süreç yavaş ve zaman zaman sıkıntılı olsa da bu boyutta bir siyasal yapılanma için hedefe ilerlerken bu tür sorunlarla karşılaşmak doğal karşılanmalıdır. Kosova'nın açtığı kapının Abhazların elini güçlendirdiği açıkça görülmektedir. Abhazların dengeleri akılcı biçimde değerlendirdikleri söylenebilir. Savaş sonrası dönemde kurulan huzurlu içyapıda Abhaz yönetiminin elini güçlendiren bir faktördür. Nitekim bu politik/diplomatik yaklaşımın son adımı olarak Abhaz Parlamentosu 7 Mart'ta tüm dünyayı ve Rus parlamentosunu "Abhazya Cumhuriyeti 15 yıldır bağımsız bir devlet olduğunu ispat etmiştir" diyerek Abhazya'nın bağımsızlığını tanımaya çağırdı. Hemen aynı gün Rusya Dışişleri Bakanlığının 19 Ocak 1996'dan beri uygulanan BDT ambargosunu Abhazya'da koşulların ve ortamın artık değiştiği söylemiyle tek taraflı olarak kaldırdığını ve diğer BDT üyelerinden de bu yönde adımlar beklediğini açıklaması gündemi hareketlendirdi. 13 Mart'ta da Rus parlamentosu BDT İşleri Komitesi başta Abhazya olmak üzere Güney Osetya ve Transdinyester'e yönelik bundan sonra nasıl bir yaklaşım geliştirileceğini ele almak üzere toplandı. Sonucu Abhazya'nın bağımsızlığını tanımaya ulaşması beklenen bu gelişmeler uluslararası siyaseti bir anda dalgalandırdı. Gürcistan yetkilileri Rusya'nın bu bölgelerin bağımsızlığını tanıma yönünde atacağı adımların kendi parçalanmasının da önünü açacağını iddia ederek Batı dünyasını göreve, yani Rusya'ya müdahaleye çağırdılar. ABD dışişleri Rusya'nın 6 Mart kararını üzüntüyle karşıladıklarını ve bunun Kafkasya'nın istikrarına katkı yapmayacağı açıklamasını yaptılar. BM toplantısında ABD büyükelçisi Zalmay Halilzad benzer sözler söyledikten sonra "Atlantik ötesi topluluğun (yani NATO ve Batı dünyasının) bir üyesi olan Gürcistan yalnız değildir, Gürcistan'ı destekliyoruz" açıklamasında bulundu. AB dış ilişkiler komiseri Benita Ferrero-Waldner'da "Rusya'nın Abhazya'nın tanınması yönünde yolu açacak adımlar atmasının yarattığı meşguliyet ve korku" üzerinde durarak AB dışişleri bakanlarını Gürcistan'ı konuşmaya çağırdı. İsveç ve Polonya'da Gürcistan'a destek olmak amacıyla bir blok oluşturulmasını talep ettiler. RUSYA PAZARLIK YAPIYOR Görüldüğü üzere Kafkasya'da önemli hareketlenmeler söz konusu. Abhaz-Gürcü mücadelesinin dışında bölgesel ve hatta küresel bir mücadeleye dönüşen sürecin sonuçlarının neler olacağı bölgenin huzuru ve istikrarı açısından büyük önem taşımakta. Rusya attığı adımlar sonrasında bir bekleme sürecine girmiş durumda. Rusya'nın NATO nezdindeki temsilcisi Dimitri Rogozin "Gürcistan'a ABD öncülüğünde NATO üyeliği teklifinde bulunulması durumunda Abhazya ve Güney Osetya'nın kopmasını bekleyebiliriz" açıklaması bu anlamda Abhazya'nın Rusya açısından bir anlamda pazarlık aracı olarak görüldüğünü akla getirmekte. Diğer taraftan Rusya'nın Abhazya'ya yönelik olarak temsilcilikler açılması ve ekonomik işbirliğini daha da genişletecek uygulamalarla bir nevi Tayvan modelinde ilişkiler geliştirebileceği ileri sürülmekte. Saakaşvili ise bu adımları Rusya'nın kışkırtması olarak niteleyerek ulusal birlik çağrısında bulunuyor. Gürcistan'ın Mayıs ayında parlamento seçimleri yapacağı ve bu bağlamda yılbaşından bu yana muhalefet ile iktidar arasında yasa değişikliği pazarlıklarının yürütüldüğü akla getirildiğinde Saakaşvili'nin "zaman aramızdaki tüm diğer konuşmaların bir tarafa bırakılması zamanıdır" söylemiyle gelişmelerden siyasal manevrayla kazançlı çıkmaya çalıştığı görülmekte. Abhaz tarafı ise Dışişleri Bakanı Sergey Şamba'nın sözleriyle Rus-Abhaz ilişkilerini bir tür "ortaklık ilişkisi" olarak görmekte. SSCB'nin çöküşünü ise "Yalta-Potsdam'da şekillendirilen dünya düzeninin sonu" olarak gören Şamba, Abhzaya'nın doğal hakkı olan bağımsızlığının tanınmasını tüm dünyadan beklediğini açıklamakta. Gelişmelere bu perspektiften bakıldığında süreci sadece Rusya'nın Gürcistan'ı baskı altına almak ve Kosova nedeniyle bir tür yeni Soğuk Savaş yürütmekle suçlamanın dışında Abhaz yaklaşımına da dikkat edilmesi gereği öne çıkmakta. Türkiye başta olmak üzere Batı dünyasının Abhazya'yı Rusya'nın kucağına iteklemekten, Abhazları Rusya'nın kuklası olarak görmek yanlışından geri adım atarak Abhaz tarafını da dikkate almalarının ve görüşmelere girişmelerinin zamanı çoktandır geldi hatta geçiyor.Basından / Cumhuriyet Gazetesi... 24.03.2008

Etiketler:
cumhuriyet strateji 24032008

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır