NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
35305319 - Adige Nise 15.MP3
4WORED3.MP3
4SIMD.MP3
35WERE~1.MP3
13

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri
MUHAMMED EMİN BATI KAFKASYA' DA (1848-1859) - A. PANEŞ

Şamil Batı Kafkasya için naibini atıyor... Kafkas-Rus Savaşı döneminde, Batı Çerkeslerinin ulusal bağımsızlık hareketinin canlanmasında Şamil'in naipleri önemli rol oynadılar. Askeri-teokratik bir devlet (imamlık) kuran Şamil, Kuzey Kafkasya bağımsızlık hareketinin cephesini genişletmeye çalıştı, naipleri aracılığıyla müridizmi Çerkesya'da yaymaya gayret etti. İlk girişim 1842-1846 yıllarında Hacı Muhammed ve Süleyman Efendi tarafından yapıldı. Naipler tarafından şeriatın yayılmaya çalışılması Çerkeslerin asırlık geleneklerinin bozulması anlamına geliyordu; başarısızlıklarının temel nedeni de bu oldu. Şamil'in ilk naiplerinin Kuzeybatı Kafkasya'daki faaliyetleri, Batı Çerkeslerinin dini tutuculuğa eğilimli olmadıklarını gösterdi. Bu ise, Çerkeslerin müridizmin sadece politik yönünü, yani Rus yayılmacılığına karşı güçlerini birleştirmenin gerekliliğini benimsedikleri anlamına geliyordu. Ancak Çerkeslerin siyası birliği o günkü toplumsal yapılarıyla mümkün değildi. Çerkesleri Müslüman bir devlet çerçevesinde birleştirme denemesini Muhammed Emin yaptı. Şamil'in naibinin Batı Çerkesleri arasındaki faaliyetlerini ayrıntılı olarak aydınlatma iddiasında bulunmadan, Muhammed Emin'in ulusal bağımsızlık hareketini genişletmeye yönelik reform çabaları hakkında kısa bir deneme yazısı sunmaya gayret edeceğim.
26-03-2008 - 5 kez okundu

Şamil'in Çerkesya'daki ilk naipleri Hacı Muhammed ve Süleyman Efendi, Batı Çerkeslerinin toplumsal yapısını şeriat temelinde değiştirmek için daha sonraki girişimlerin zeminini hazırladılar. Kuzey Kafkasya'daki askeri-siyasi durum, Şamil'in müridizmin etki alanını genişletmek ve Kafkasyalıları n bağımsızlık hareketinin güçlerini birleştirmek için harekete geçmesine uygundu. İmam'ın gayretlerinin açık bir göstergesi olan üçüncü naib Muhammed Emin Kuban'a geldi. Toplumsal yapının yeniden düzenlenmesi gerektiği düşüncesi Çerkeslerin bilincinde Şamil'in naiplerinden önce ortaya çıkmıştı.


1847 yılında Batı Çerkesleri bu sorunu çözmeye çalıştılar ve şu tedbirler alındı: Halk meclislerinin kararları bütün topluluklar için bağlayıcı olacak, yerine getirmekten kaçınanlar gerektiği durumlarda güç kullanılarak itaate zorlanacak; sürekli milis gücü kurulacak ve halk meclisinin emrine verilecek; halk, her biri 100 hanelik topluluklara bölünecek ve yönetim bunlar tarafından seçilen, halk meclisinin emirlerini yerine getirmekle yükümlü thamatelere verilecek; thamatelerin iktidarının desteklenmesi için emirlerine belli sayıda muhafız verilecektir.


Çerkes toplumu bu şekilde bir geçiş döneminde bulunuyordu. Halk değişikliklerin gerekliliğini anlıyor, fakat siyasi birliğin olmayışı bunların gerçekleşmesini engelliyordu. Kaynakların verdiği bilgilere göre Çerkesler, kendilerine naip göndermesi için birçok kez İmam Şamil'e başvurdular. General Vorontsov'un General Çernişev'e yazdığı 8 Kasım 1847 tarihli mektupta "Eylülün (1847) sonunda Kubanlılar, şeriatı yaymak ve hükümetimize karşı askeri faaliyetlerde onları yönetmek için, kendisine yakın Çeçenlerden veya Lezgilerden birini naip olarak göndermesi ricasıyla Şamil'e bir heyet yolladılar" deniyordu. Birkaç girişimden sonra Abzehler Şamil'e ulaşmayı ve ricalarını iletmeyi başardılar. Temsilcilerin ricasına Şamil, böyle zor bir görevi ! yerine getirmeye muktedir güvenirilir biri olmadığını gerekçe göstererek red cevabı verdi. Abzehlerin kendisinden naip alma konusunda ısrarlı olduklarını görünce, yardımcısı Mirza Amir Han'a Kuban'a gitmesini teklif etti, fakat o bunu kabul etmedi. Görüşmeler sırasında orada hazır bulunan Muhammed Emin, büyük sorumluluk gerektiren bu görevi üzerine almaya hazır olduğunu belirtti.


Muhammed Emin Dağıstan'da gerçek adıyla, Muhammed Asiyalo olarak tanınıyordu. Doğduğunda babası Muhammed'in adını aldı; bu adla birlikte kendi adını Assiya'nın adından ona Assiyalo lakabını verdi. Şamil mektuplarında Kuban'daki naibine her zaman "Muhammed Eminim..." diye yazıyordu.


Muhammed Emin1818 Dağıstan'da doğdu. Babasını kaybettiğinde 11 yaşındaydı ve o zamandan sonra memleket memleket dolaşarak bir yaşam sürmeye başladı. Çocukluğunda öğretmeni kaddı Deitbek idi. Tahsilini ünlü Avar Abdurrahman'ı n yanında tamamladı. 1831 Muhammed Emin Şamil'in müridleri arasına girdi ve batı Çerkeslerini naip olarak tayin edilinceye kadar sürekli onun yanında kal..... Ünlü naibi birçok kez yanına kabul eden A.K.Kazembek' in tasvirine göre "dış görünüş olarak esmer, sağlam yapılı, endamlı, oldukçu uzun boylu bir adamdı. Her zaman nazik bir tebesüm bulunan hoş, çekici bir siması vardı"


Batı'da yeni bir başlangıç...


Muhammed Emin, kendisine yakın kişilerden oluşan küçük bir grup eşliğinde 1818 yılı sonunda Kuzeybatı Kafkasya'ya geldi. Şamil'in üçüncü naibi hakkında ilginç bilgiler içeren Çerkes halk folkloru, onun Abzehlere geliş ortamını da aktarıyor. Muhammed Emin Hacımukahbl köyüne geldi ve onu evine ilk kabul eden Hacımuk Yismeyldi. Kim olduğunu ve nereden geldiğini öğrenince Hacımuk onu Efendi Ustoko'ya gönderdi. Kısa bir sohbetten sonra Efendi Muhammed Emin'in derin kuran bilgisine kani oldu. Aynı kaynak Şamil'in naibinin büyük bilgilere, büyük akla sahip olduğunu, bütün efendilerin ona gelip danıştıklarını" bildiriyor. 1819 ocak ayı sonunda Muhammed Emin büyük bir halk meclisinde konuşma yaptı ve bütün Kuban halkını bir ittifak içinde birleştirme amacını bildirdi. Şamil'in naibinin faaliyetleri başta gelen sistemi, Çarlık birlikleriyle çarpışmaktan kaçınmayı öngörüyordu. İç düzeni kurmakla ve Çerkeslerin askeri güçlerini organize etmekle uğraştı. Beş ay boyunca Muhammed Emin bütün Abzeh topraklarını dolaştı ve koşulları inceledi. Naip kısa zamanda Çerkeslerin yaşamını, eğilimlerini isteklerini öğrendi ve "Müslümanlığın getirdiği yasaklarda ve dinle ilgili konularda onlarla ortak bir kesişme noktası bulmayı başardı. Muhammed Emin, Abzeh köylerinin nüfusunu her biri 100'er hane olmak üzere topluluklara bölerek kaydetti. Bu toplulukların yönetimi halk tarafından seçilen thamatelere verildi! . Her birinde "mahkeme" adı altında merkezi bir yönetim bulunan ' bölge (akrug) kuruldu. Bu "mahkeme"ler etrafı hendeklerle ve çitlerle çevrili, iki topla donatılmış alelade birer köy gibiydiler. Bunların korunması için ortası toprakla doldurulmuş iki sıra çitten tabyalar ve kuleler yapılmıştı. Mahkemenin idare heyeti bir müftü ve üç kadıdan oluşuyordu. Müftü bölgenin başkanıydı, kadılar ise onun kurmaylarını oluşturuyordu. Yönetim ve yargı gücü onların elinde toplanmıştı. İlk makemeler Şaguaşe, pças, pşış ve psekups nehirleri üzerinde kuruldu. Abzeh ülkesinde bu şekilde 12 mahkeme kurulmuştu. Bölge başkanının tasarrufunda atlı muhafız birliği bulunuyordu. Her mahkemede bir cami, duruşma salonu, dini okul, suçluların ve yeni düzen düşmanla! rının hapsedilmesi için çukur bulunuyordu. Mahkemenin ve onun muhafız birliğinin geçimi halk tarafından sağlanıyordu. Halk, izinsiz köyden ayrılma hakkı olmayan ve ilk çağrıda toplanma noktasına gitmek zorunda olan, her haneden birer atlı hazır bulundurmakla yükümlüydü. Çok önemli teşebbüsler için her haneden iki veya daha fazla atlı talep edliyordu, bazen de bütün milislere toplu çağrı yapılıyordu. Bütün mahkemeler gayretle çalışıyordu; çeşitli iddialarla (davalarla) insanlar gayretle çalışıyordu; çeşitli iddialarla insanlar geliyorlar, bütün meseleler şeriata göre çözülüyordu. Dini hakimler efendilerdi. Hükmün gereğini muhafızlar yerine getiriyordu. Hırsızların, iftiracıların, hainlerin davaları görülüyordu. ! Şevket Müftü Habjoko'nun düşüncesine göre "Şamil'in elçisi Muhammed Emin'in ilk adımları çok başarılıydı. Zamanının büyük kısmını, binlerce dostu ve taraftarıyla çevrili olarak ülkede seyahatler yaparak geçiriyordu. İnsanları Ruslarla direnmeye çağırıyordu. Hainleri ve düşman tarafına geçenleri çok sert cezalandırıyordu. Cauçeto Brakey (Barakay), Davur Krımçeriy, Prens Bağursoko da böyle kurşuna dizildiler.


Muhammed Emin'in Abzehlerin toplumsal yapısını yeniden düzenlemedeki ilk başarıları, değişime hazır olduğunu ifade eden halkın geniş desteğine dayanıyordu. Şamil'in naibinin reform politikası Şapsığ, Abzeh ve Natuhayların halk meclisinin 1847'deki gayretlerinin kendine özgü devamı gibiyidi. O zaman, kurtuluş hareketinin güçlerini birleştirme denemesi başarısızlıkla sona ermişti. Çerkeslerin 1847'deki siyasi ittifakı, Şamil'in naiplerinin temeli Müslüman Çerkes devleti kurmak olan siyaseti yeniden kendini göstermişti. Muhammed Emin'in iç düzenlemeleri yaparken başvurduğu tehdirber ilerici karakter taşıyordu, çünkü bunlar, devlet yapısınına giden müteakip hareketlerdi. Naibin reformları Çerkesya'da batı Çerkeslerinin bundan sonraki konsolidasyonuna ö! ;nemli bir faktör olan islamın pozisyonunu güçlendiriyordu. Muhammed Emin'in başarısına olanak sağlayan bir husus da, reform faaliyetlerinde Çerkeslerin asırlık geleneklerini bozmamaya çalışmasıydı; sınıf hukuku meselesine dikkatli yaklaşıyordu. Muhammed Emin'in faaliyetinden rahatsız olan Batı Kafkasya'daki Rus askeri komutanlığı raporlarında "Kuban bölgesinin düşman kavimlerini bize rarşı birleştirmek için büyük gayretler sarfediyor. Şamil'in ajanının tedbirleri aldığı kararların uygulanmasında özel bir ihtiyatlılık, sağlam bir irade ve olağanüstü bir sebat göze çarpıyor" şeklinde belirtiyordu. Bjeduğ prensi Hacumuko notlarında Muhammed Emin'i karakterize ediyor ve "akla ve organize yeteneğine sahip, yavaş fakat emin adımlarla, hedeflediği dini-politik bir devlet kurma amacına doğru ilerliyor..." şeklinde değerlendiriyor. Muhammed Emin'in reformları dini karakter taşıyordu. Fakat bunların amacı Çerkeslerin siyasi birliğini sağlamaktı. Naibin düzenlemelerinin en aktif taraftarları, Muhammed Emin'in batı Çerkeslerinin birliğinde önemli bir rol yüklediği Çerkes ulemasının temsilcileri oldular. Reformların uygulanma yöntemi olarak, Şamil'in naibi, olumlu yanları olan müridizm öğretisini seçti. Ancak önceki propaganda tercrübesi Emin'i Çerkeslerin dini fanatizme eğilimli olmadıklarına, "kutsal savaş" fikrinin halktan destek almayacağına inandırmıştı. Muhammed Emin'in ilk olarak faaliyetlerini başlattığı Abzeh ülkesi, Çerkesya'daki hareket ocaklarından biriydi. Soyluların hakimiyeti burada önemli ölçüde sarsılmış ve incelenen dönemde politik aktiviteyi, özgür köylülerin önemli kesimi tarafından desteklenen thamateler yürütüyordu.


1849 baharına kadar Muhammed Emin'in faaliyeti Abzeh topraklarıyla sınırla kaldı. Etki alanını diğer Çerkes boyları üzerine genişletmesi 1849 nisanından itibaren başladı. Naibin dikkati, iktidarını tanıyan Mahoşlar, Yecerkuaylar ve Temirgoylarn üzerine çevrildi. Gen. Kovalevski'nin Gen. Zavadovski'ye raporunda Çerkeslerin Ruslardan kopmak için sadece onun yaklaşmasını bekledikleri" belirtiliyordu.


Etki alanı genişliyor...


1849 yılı boyunca Muhammed Emin, ordusunun çekirdeğini teşkil eden, muhafızlardan sürekli askeri birlik kurma konusunda bazı başarılar elde etti. Askeri güçlerin kurulması, hareketin sosyal temelinin genişlemesi için son derece önemli olan reformlara dayanarak yürütülüyordu. Muhammed Emin Batı Çerkeslerinin siyasi birliğini sağlamanın kolay olmayacağının farkındaydı. Birçok Çerkes boyu -Hatukaylar, Temirgoylar, Besleneyler, Bjeduğlar- Rus askeri makamlarının güçlü etkisi altında bulunuyorlardı . Askeri komutanlık Muhammed Emin'in nasıl bir tehlike arzettiğini biliyordu ve onun Çerkesler üzerindeki etkisini zayıflatmak için kararlı tedbirler alıyordu. Bu yüzden Şamil'in naibi, Laba İstihkam Hattı yakınında bulunan Çerkeslerin gö&cced! il; etmesi taktiğini denedi.


1850 baharında Muhammed Emin, Hatukayların ve Temirgoyların Çerkesya içlerine göç etmesi için etkili tedbirler aldı. Mayıs başında naip, Besleneyleri ve Kabardeyleri ardından sürükleyip, getirmek niyetiyle, birliğiyle Şaguaşe nehrinin sağ kıyısına geçti. Muhammed Emin'nin planına engel olmak için, Laba Hattı Komutanlığı bu bölgeye Albay Yagodin komutasında bir birlik gönderdi. Fakat birliği Çerkeslerin saldırısına uğradı. Muharebenin en şiddetli anında Rus birliğinin yardımına başlarında Maksimovitz ve Kiknadze bulunan iki Kazak süvari bölüğü yetişti. Kazaklar Muhammed Emin'i arkadan vuracaklardı. Bu niyetlerini sezen Çerkesler, muharebe taktik değiştirdiler ve çembere alınan Kazak süvari bölükleri kısa sürede yok edildi. Çerkesler muharebede 13'den fazla insan kaybettiler. Muhammed Emin'in Çarlık birlikleriyle bu çarpışmasına 1856'daki raporunda yer veren Gen. Kozlovski şöyle yazıyordu: "....... 1850 yılında Muhammed Emin, Stavropol Kazak Alayı'nın iki süvari bölüğünü Laba Hattı'nda yok etmişti..." Nisan 1850'de Muhammed Emin nüfuzunu Bjeduğlar üzerinde genişletmeye yönelik bir dizi girişimde bulundu. Naibin Bjeduğlarla ilişkisi oldukça karmaşık ve çelişkiliydi. Rus istihkamlarına yakın yaşayan Bjeduğlar askeri makamların güçlü etkisi altında bulunuyorlardı . Bu durum Muhammed Emin'i dikkatli hareket etmeye zorluyordu. Abzehlerden farklı olarak Bjeduğ soyluları köylüler üzerinde hükümranlık haklarını hâlâ koruyorlardı. Bu d! urumu göz önüne alarak, naip prenslerle ve asilzadelerle görüşmelere başladı. 25 Nisan 1850'de Gobukuay köyünde Bjeduğ soylularının Muhammed Emin'in temsilcisiyle görüşmesi oldu. Naip, bu aşamada Bjeduğ soylularının sınıfsal üstünlüklerine dokunmamak gerektiğini anlıyordu. Naip onlara dayanarak pozisyonunu sağlamlaştırmayı planlıyordu.


Bu şekilde, Bjeduğ prensleri Cankliş Hacemuko, İndar Kırımçeriyeko ve Hamışeylerden Navruz Şumanoko naibin tarafına geçtiler. Çerçeney solularından ilk olarak Alacuko Ahecako, Yandar Elbızdoko, Pşımaf Kunuk ve Mahomçeri Ahecako Muhammed Emin'e yemin verdiler. Bununla birlikte birçok prens naibin iktidarını tanımayı reddetti ve Kuban'ın sağ kıyısına geçip, yerleştiler. Bjeduğların naible karşı ilişkileri askeri-politik ortama bağlı olarak değişkenlik gösteriyordu. Burada temel faktör, Çarlık birlikerinin, Bjeduğların Muhammed Emin'in iktidarını tanımaları halinde askeri güç kullanmalarıydı . Bundan sonraki olaylar, Çarlık generallerinin Bjeduğları sadece prensleri Muhammed Emin'i destekledikleri için birçok kez tahrip gücü yüksek saldırılara maruz bıraktıklarını gösterdi. Öyle ki 2 Ağustos 1859'da Şınciy köyü temeline kadar yakıldı, halkının yarısı da katledildi. Çerkesleri "barışçı" ve "barışçı olmayan" diye ayırma politikası Çarlık kolonizatörlerine kavimler arasında düşmanlığı daha çok kışkırtma imkanı sağlıyordu. Prens Hacımuko'nun bu konudaki düşünceleri çok ilginçtir;" Rusya'yla ilişki açısından, silah gücü bazı kavimleri tabiyet yemini etmek zorunda bıraktığından onlar buna sadece geçici bir barış olarak bakıyorlardı. İşte bu yüzden bütün Kafkas-Rus Savaşı dönemi son derece orijinal olaylarla doludur. Bir prens tâbasıyla birlikte tabiyet yemini etmiş, akınlara son vermiş ve hatta Rus sınırlarını korurken, bir zaman sonra onu yine elinde silahla Ruslara karşı savaşırken buluyorlardı"


Bjeduğlar tarafından Muhammed Emin'e verilen yemin geçici karakter taşıyordu. Bu değişen şartlara bağlıydı. 1852 Mayısı sonlarında naibin dikkati Şapsığlara yöneldi. Onların topraklarına nüfuz etmek için yaptığı ilk girişimler başarısızlıkla sonuçlandı. Şapsığlar onun iktidarına itaat etmeyi reddediyorlardı . Az sayıdaki Şapsığ uleması naibin desteklenmesini savunuyor ve bunun için gayret gösteriyorlardı . Asilzadelerin hakimiyeti burada önemli ölçüde zayıflamıştı ve Muhammmed Emin planlarını onlar üzerine kuramıyordu.1850 Haziran - Temmuz aylarında askeri güce başvurarak naip, Afips ve Şekj nehri üzerinde yaşayan Şapsığlar arasında nüfuzunu yaymayı başardı. Daha sonra, dağların batı kısmının ulaşımı zor dağ şeridinde yaşayan Şapsığlar da Muhammed Emin'in iktidarını tanıdılar. Şapsığların naibe gösterdikleri bu inatçı direniş bazı nedenlere dayanıyordu. Birincisi, İslam dininin burada henüz geniş bir desteği yoktu. Dolayısıyla Şapsığların toplumsal yapısının Şeriata uygunluğu yeterli seviyede değildi. İkincisi, naibin hakimiyetinin kurulması Şapsığların "demokratik" ruhuna ters düşüyordu. Dağlı Şapsığlarda putperest inançların kalıntıları hâlâ korunuyordu ve halk Müslümanlığı kabul etmeye karşı çıkıyordu. 1850'de Karadeniz Kıyı Hattı'nda meydana gelen olayların karakteristiğini göstermesi bakımından Amiral Serebriakov' un notları önemlidir: "Dağlıların, onları İslama çekme gayretlerine karşı ilk zamanlarda gösterdikleri direnişe rağmen, bu inanç yavaş yavaş yayılıyordu" aynı notlarda Serebriakov işaret ediyor ; "Muhammed Emin Karadeniz Kıyı Hattı sınırları içinde bulunurken bütün haçlarını söktü. Gerçi sonradan halk onları birçok yerde yeniden dikti, camileri tahrip etti..., Fakat, Muhammed Emin'in öğretisi halkta derin izler bıraktı. Müslümanlık ruhu bu kavimde öylesine kuvvetle nüfuz etti ki, bütün inanışların üzerinde kesin bir üstünlük kazandı.


Reform faaliyetlerinin sosyal dayanağı, thamatelerin başkanlık ettiği özgür köylülerdi. Muhammed Emin'in reformlarını destekleyerek thamateler iki amaç güdüyorlardı. Birincisi, onun yardımıyla antifeodal mücadelede kazandıkları sosyal konumu sağlamlaştırmayı düşünüyorlardı. İkincisi, yeni tabakaya, kalabalık özgür köylü sınıfını kendi bayrağı altında birleştirecek İslam ideolojisi gerekliydi. Muhammed Emin Şapsığlarda 1852 sonbaharına kadar kaldı. Gen. Budberg'in Kafkasya Genel Valisi M.S.Vorontsov' a gönderdiği rapor "Şapsığların Muhammed Emin'den ısrarla onlarla kalmasını ve iç düzeni kurmaya girişmesini istediklerini" bildiriyor. Anthır nehri üzerinde bir mahkeme kurulmasına naip tarafından 11 Ağustos 1850'de başlandı. Daha sonra istihkamlar Hudako nehri üzerinde de inşa edil! di.


Karadeniz Kıyı Hattı Komutanlığı Muhammed Emin'in Şapsığlar arasındaki faaliyetinden endişeye kapıldı. Naibin etkisini genişleyerek sahildeki Çerkesler üzerine yayılmasına izin vermemek için, Ekim 1850'de Hudako Vadisi'ne başında Serebriakov bulunan bir tenkil müfrezesi gönderildi. Vadide ilerlerken Çarlık müfrezesi birkaç kez küçük Çerkes gruplarının saldırısına uğradı. Muhammed Emin tarafından Hudako nehrinde yaptırılan istihkam imha (tahrip) edildi. Bu sefer arzu edilen sonucu vermedi, fakat Şapsığların naibe karşı tutmu (tavrı) değişti.


Kuzeybatı Kafkasya'daki kurtuluş hareketine Karadeniz sahilinde yaşayan Ubıhlar da aktif olarak katıldılar. Toprakları Şapsığlarınkinden Şahe nehriye ayrılıyordu. Şapsığlarda yaşanan değişimler etkisini Ubıhlarda da gösteriyordu sunacağı yeni düzenle birlikte naibi kabul etmeye hazır olduklarını bildirdiler. Muhammed Emin Ubıhlara 1850 ilkbaharında geldi ve onlara and içtirdi. Daha sonra idari bir organın kurulmasıyla uğraştı. Mahkeme inşa edildi. Naip atlıların toplu halde bulunduğu biryerde, her yüz haneden 1'er atlının sürekli olarak kendi muhafız birliğinde görvlendirildiğini duyurdu.


Lazarev kalesi yakınlarında, Psezuape Vadisi'nde küçük nüfuslu Çerkes boylarından biri olan Guayeler yaşıyordu. Putperesttiler. Ubıh topraklarında bulunduğu sırada Muhammed Emin milis kuvvetleri topladı ve bunların yardımıyla Guayelere yemin ettirdi. Ayrıca vadi sakinleri Müslümanlığı kabul ettiler.


Ubıhlar, Muhammed Emin'in iktidarını tanıdıkları, fakat bununla birlikte şeriata göre münhasır yargılamaya ve arabulcu mahkemelerin kaldırılmasına razı olmadılar. Halk davaların kendi geleneklerine göre görülmesini tercih ediyordu. Yine de kaynaklar, naibin Ubıhlar arasında edindiği oldukça sağlam olan pozisyonuna işaret ediyorlar.


1850 baharında Natuhayların bir kısmı da naibin nüfuzu altında bulunuyordu. Ancak, Gelencik'ten Tengisk İstihkamı'na kadar olan arazide yerleşmiş olan sahil Natuhayları Muhammed Emin tarafından sunulan düzenlemeleri kabul etmediler. Zor ulaşılır bir araziyi işgal eden Natuhaylar, Kuban ve Laba boyundaki ahaliden yüksek sıradağlarla ayrılmışlardı. Bu nedenle eski geleneklerini daha sıkı bağlıydılar. Arazinin yapısı ve halkının dağlılığı yeni fikirlerin yayılmasını engelliyordu.


Batı Kafkasya'da 1851'de meydana gelen olaylar, Şapsığlar arasında Muhammed Emin karşıtı havanın artması ve Bjeduğ prenslerinin bir kısmının naipten ayrılmasıyla karakterizedir. Muhammed Emin'in Batı Çerkesleri üzerindeki nüfuzu bölgesel karakter taşıyordu ve çoğunlukla askeri-politik koşullara bağlıydı. Kafkasya'daki Çarlık Ordusu Komutanlığı, naibin Çerkesleri birleştirme konusundaki başarısına defalarca şahit olmuştu ve nüfuzunu zayıflatmak için kararlı tedbirler alıyodu. Örneğin raporlardan birinde, naibin düzenlemelerinin Çerkesler tarafından destek görmesi ve bunun kısa süre içinde genel bir ayıklanmaya dönüşebileceği hususundaki endişe ifade edilmektedir. Gen. Yuryev'in düşüncesine g! ouml;re, Kuban Çerkeslerinin faal durumu, Muhammed Emin'in faaliyetleriyle bağlantılıydı. " Muhammed Emin çok önemli bir kişilik; nüfuzunu Kuban ötesindeki boyun eğmeyenlerin üzerine hergün daha çok yaydı ve hatta Karadeniz'in doğu sahilindeki kavimlere nüfuz ederek onları bize karşı faaliyete kışkırttı teşvik etti. Çerkeslerin Muhammed Emin'i desteklemelerinin karşılığı Çarlık birliklerinin topraklarına seferler gerçekleştirmesi oluyordu ve bunlar genellikle köylerin ve halkın yok edilmesiyle sonuçlanıyordu.


Bu şekilde, tahmin edilebilir ki Şapsığların ve Natuhayların naibe karşı hareketlerinin objektif nedeni Çarlığın gerek askeri faaliyetlerinde, gerekse Muhammed Emin'e karşı propagandasında ifadesini bulan ve naibin Kuban'da bulunduğu dönem boyunca devam eden politikasıdır. Askeri komutanlık her türlü tedbirle naibin "demoktarit" boylarda temel dayanağını teşkil eden Çerkes thamateleri arasındaki ayrılığı desteklemeye çalışıyordu. Muhammed Emin nüfuzunu kırmaya yönelik tedbirlerden biri de "Thamatelerde ona karşı güvensizlik uyandırmak ve onları Rus tarafına çekmekti.


Arşiv kaynaklarının tanıklığına göre naip, Ruslarla gizliden gizleye ilişki içinde olan thamateleri sert şekilde cezalandırıyordu. Ancak naibin bu sertliği, Çerkeslerin bir kısmının ondan kopmalarına neden oldu. Halk naibin Müslümanlığı yayma metodlarından hoşnutsuzlğunu ifade ediyordu. Muhammed Emin'in kölelerin serbest bırakılması ilanı thamatelerin ve zengin özgür köylüleri endişelendiriyordu. Naibin selefleri bu hamle yüzünden Çerkesler üzerindeki etkilerini kaybetmişlerdi. Naib de başarısızlıklarının tek nedenini "halkın onun emirlerine tam itaat etmemesi" olarak görüyordu.


Şapsığların ve Natuhayların Muhammed Emin'e karşı hareketi kitlesel özellik taşımıyordu ve onun Çerkesya'daki pozisyonunu sarsmadı. Ulemanın kuvvetli desteğine sahip olan naip, Karadeniz sahilindeki Çerkesler üzerinde nüfuzunu korudu. Hudako ve Anthır'da mahkemeler yeniden kuruldu. Amiral Serebiyakov' un Prens Vorontsov'a gönderdiği Ekim 1851 tarihli rapor, naibin Şapsığlar ve Natuhaylar üzerindeki iktidarının sadece zayıfladığına tanıklık ediyor. Amiral Kezauleman onun halk üzerinde büyük nüfuzu olduğu ve bunun naip için son derece önemli oluduğuna işaret ediyor.


1852 başında Kafkasya Hattı'nın sağ kanadındaki askeri idarenin dikkati, Muhammed Emin'in pozisyonunun özellikle sağlam olduğu Abzehlere doğru çevrildi. 21 ocak 1852'de Gen. Yevdokimov, Kazaklardan ve askerlerden oluşan büyük bir müfrezeyle Abzeherin Tfişebs ve Ançokohabl topluluklarını n yaşadığı Koşho Vadisi'ne hareket etti. Kazak süvarileri Pkekots Nehri boyundaki köylere saldırdılar. Çerkesler direniş gösterdiler, fakat geri çekilmek zorunda kaldılar. Yine de Abzehler tarafından müfrezenin ilerleyişi durduruldu. Prens Vorontsov'un Özel Kafkasya Ordusu'na 15 şubat 1852 tarihli emrinde, Çarlık müfrezesinin Abzeh topluluklarına taarruzun nedeninin "bu toplulukların Muhammed Emin'in politikalarını n desteklemesi" olduğu belirtiliyor. Uğradığı bazı başarısızlıklara aldırmadan Muhammed Emin, batı Çerkeslerini bağımsızlık mücadelesinde birleştirmek için büyük çaba harcıyordu. Naibin faaliyetlerinde önemli konulardan birisi de Çerkeslerin sürekliliği olan düzenli askeri kuvvetlerini kurmaktı. Naibin yönetiminde yapılan askeri hareketlar özenle ve ayrıntılarıyla düşünülerek hazırlanıyordu.


Muhammed Emin'in ikametgahı Şaguaşe nehri üzerinde bulunuyordu. Burada barut üretimi ve top parkı yapılıyordu. Barut hazırlanması için güherçile Karaçay'dan alınıyor, kükürt ise Psekups minenal kaynaklarından elde ediliyordu. Demiri Ermeni tüccarlar getiriyordu.


Mahkemelerin sayısı hep aynı değildi. Muhammed Emin'in askeri başarılarına bağlı olarak değişiyordu. Mahkemelerin bünyesinde özel bir "meclis" bulunuyor ve buna Muhammed Emin'e en sadık adamlar giriyordu: Abzeh thamatesi Hacı Kasey Candar, Bersebey, Abdulla İsmail efendi, Hacızade Muhammed efendi, Kumuk Hanıko ve İbrahim Hanıko. Özel durumlarda naib thamateler kongresini topluyordu. Muhammed Emin tarafından kurulan devlet sistemi bütün batı Çerkeslerinin topraklarını kapsamıyordu. Çekirdeği Abzeh ülkesiydi. Çerkes toplumundaki keskin sosyal çelişkiler naibin değişik sınıflara karşı esnek politika uygulamasını gerektiriyordu. Bu yüzden "aristokratik boyların" prens ve azilzadelerine karşı Muhammed Emin zaman zaman özgür köylülerin yard! ımını hesaplayarak sert bir tavır takındı.


1852'ye doğru uluslarası şartlar sert bir şekilde gerginleşi. Bu, Rusya ile batının büyük devletleri İngilitere ve Fransa arasında "doğu sorunu" etrafındaki anlaşmazlıkların sonucuydu. Aynı şekilde Rusya ile Osmanı İmparatorluğu arasında da derin anlaşmazlıklar vardı. Diplomatik çareler tükendikten sonra taraflar, anlaşmazlık yaratan sorunları savaş yoluyla çözmeye giriştiler. Savaşan devletlerin planlarında BatıKafkasya önemli bir yer tutuyordu. İngiliz - Fransız-Osmanlı ittifakının bu bölgeye özel bir dikkat göstermesinin nedeni sadece toprakların büyük stratejik önemi değil, burada Kafkasyalıları n Çarlığın kolonyalist politikasına karşı kurtuluş mücadelesine devam ediyor olmalarıydı. Müttefiklerin Kafkas halklarından Rusya'ya karşı savaşta yara! rlanma gayretleri buradan anlaşılablir. Rusya'ya karşı ittifaka katılanlar, kurtuluş hareketinin liderleri Şamil'e ve Muhammed Emin'e belli bir umut bağlıyorlardı.


Naibin Çerkesya'da o dönemdeki pozisyonu oldukça sağlamdı. Navangin kalesinden Gelencik istihkamı'na kadar olan sahilde yaşayan Çerkesler onun nüfuzu altında bulunuyorlardı . Nisan 1853'te Muhammed Emin Rayevski kalesinde bulunan Rus birliklerinin varlığına rağmen bütün Natuhayları iktidarına itaat ettirmeyi başardı.


Özel Kafkasya Ordusu komutanının savaş hakkındaki raporunda Muhammed Emin'nin genişleyen nüfuzu konusundaki rahasızlık ifade ediliyordu. Naibin taraftarlarına gözdağı verme amacıyla şiddetli bir darbe indirilmesine karar verildi. Bunun için Amiral Serebriakov, Adagum ile Abin istihkamı arasındaki ormanda geniş bir yol açılmasını teklif etti. Bu yol daha önce Nabercay ve Adagum boyunca açılmış olan yolla birleşecek ve Novorossisk ile Abin istihkamı arasında doğrudan ve engelsiz irtibat ve ulaşımı sağlayacaktı. Bu şekilde, Muhammed Emin'e karşı aktif askeri faaliyet durumunda Karadeniz kıyı hattı ve Karadeniz Kazak birliklerinin yardımı sağlanıyordu.


Sağ kanat komutanlığı naibin Çerkesya'daki faaliyetlerini sürekli izliyordu. Raporlarında, Muhammed Emin'in Çerkesleri "bir bütün halinde" birleştirmeye çalıştığı belirtiliyordu. Çarlıkla mücadelede Çerkes bütünlüğünün sağlanması için Muhammed Emin Çerkeslerin "barışçı" ve "barışçı olmayan" diye bölünmüşlüğüyle de mücadele ediyordu. Çerkes topraklarının işgal edilmesini beraberinde getiren Çarlığın askeri yayılmacılığının genişlemesi, askeri komutanlığın "barışçı" sınıfına soktuğu Çerkes boylarının (Besleneylerin, Temirgoyların, Kabardeylerin, Bjeduğların öfkesini çekiyordu. Çe! rkesler, onlara en iyi "topraklarının ellerinden alınmasıyla boyun eğmen zorunda kalacaklarını açıklayan naibin taktiğinin doğruluğuna gittikçe daha çok inanıyorlardı.


Devamı var...
AHPC

Etiketler:
muhammed emin batı kafkasya da 1848-1859 - a paneş

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır