NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
13
8
1
35305319 - Adige Nise 15.MP3
35305319 - Adige Heku 01.MP3

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
ÇERKES DÜNYASI 7 TERCÜMAN

Türkiye bizim de vatanımız Atatürk ve silah arkadaşları ile omuz omuza çarpışan Abhazalar, kendilerine kucak açan Türkiye için her zaman göreve hazır olduklarını söylüyorlar... Rusya'nın Osmanlı İmparatorluğu ile karşı karşıya geldiği Kırım Savaşı'nı kaybetmesinden en çok zararı kuşkusuz Çerkesler gördüler. Onlarca yıl Osmanlı yönetiminde yaşayan Çerkesler, ve dizimizin şu anki konusu olan Abhazalar, Ruslar'ın bitmek bilmeyen hırsları karşısında bir anda ne yapacağın bilemeyen, çaresiz insanlar olarak ortada kaldılar. Rusya'nın bu yayılımcı politikası Abhazaları evlerinden, yurtlarından etti. Tabi ki burada en net ve güvenli adres ise Osmanlığı İmparatorluğu'nun kurulduğu topraklar olan Anadolu'ydu. 19. Yüzyıl'da, özellikle de 1864 yılında başlayan Büyük Çerkes Göçleri ile tahmini rakamlara göre 1 milyondan fazla Çerkes, Anadolu'yu kaçtı. Türkiye'ye yönelik göçler, küçük gruplar halinde yapılırken, Çerkesler, Trabzon'dan Düzce'ye; İstanbul'dan Diyarbakır'a kadar Anadolu'nun dört bir tarafına yerleştiler ve artık içimizden biri oldular. Çerkesler Anadolu'yu öyle benimsedi ki, İstiklal Savaşı sırasında kurulan ve görevi üzerindeki bombalar ile düşmanın üzerine koşarak kendisini feda edip düşmanı yok etmek olan fedailer grubuna gönülle seçilenler arasında Çerkesler'in sayıca fazlalığı dikkat çekiyor.
18-04-2008 - kez okundu


Biz kardeşiz
Kafkasya-Abhazya Dayanışma Komitesi yöneticilerinden İhman Kıymet'e göre, Çerkesler'in kendilerine kucak açan Anadolu'da sergiledikleri fedakarlığın, "Kardeşin kardeş için canını vermesinden" hiçbir farkı yok. Çerkesler'in halen avukatlıktan gazeteciliğe; doktorluktan subaylığa kadar tüm mesleklerde çalıştıklarını belirten Kıymet, "Ama sokakta bir insanın Abhaza olduğunu anlayamazsınız. Çünkü toplum içinde iken Abhazaca'yı kullanmayız. Kesinlikle Türkçe konuşuruz. Bizim Abhaza olduğumuzu anlamanız mümkün olmazı" dedi.
Türkiye'den şehidimiz var
Abhazya'nın bağımsızlığını ilan ettikten sonra, daha önce bağlı bulunduğu Gürcistan ile derin sıkıntılar yaşamaya başladığına dikkat çeken Kıymet, "Gürcüler'e karşı bağımsızlık savaşımıza, inanır mısınız, kazma ve kürekle başladık. Daha sonra çığ gibi büyüdük. Türkiye'den bile birçok Abhaza'nın yanısıra Türk kardeşlerimiz bile gönüllü olarak savaşa katıldılar. Onlarca şehidimiz bile var" diye konuştu. Abhazya'nın gözünde Türkiye'nin ağabey pozisyonunda bir ülke olduğunu belirten Kıymet, "Biz asla, 'Sizin için şöyle yaptık, böyle yaptık' demiyoruz. Sadece Türkiye'nin, kardeş ülke Abhazya'yı tanımasını istiyoruz" dedi.
"Yaşasın Türkiye, yaşasın Abhazya"
Abhazya-Gürcistan savaşı sırasında bölgede görev yapan, Abhazalar'a karşı uygulanan aşırı şiddete gözleriyle tanık olun, kendisine de işkence yapılan Abhaza Gazeteci Vilademir Ayüzba ise Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş'ın 17-24 Ekim 2008 tarihleri arasında yapmayı planladığı, fakat ertelenen Türkiye gezisinin hayal kırıklığı yarattığını söyledi. Bu ziyareti Gürcü lobisinin engellediğini belirten Ayuzba, "Herşeye rağmen Türkiye bizi mutlaka tanıyacak. Yaşasın Türkiye, yaşasın Abhazya" dedi.
Dişli'den, "Söz"ü bekliyorlar
Bu arada sözü alan komite yöneticisi İlhan Kıymet, ziyaretin ertelenmesiyle ilgili olarak, bir etkinliklerine katılan AKP Sakarya Milletvekili Şaban Dişli'nin, "Terslikler oldu. Bu ziyaret "engellendi değil de ertelendi" derseniz, memnun olurum. Duyulan rahatsızlığı başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün yetkililere ileteceğim. Konunun takipçisi olacağıma söz veriyorum" şeklindeki konuşmasını hatırlattı.
Gürcü askerleri ticareti engelliyor
Türk şirketlerinin Abhazya'da giderek artan faaliyetlerinin, Gürcistan'da rahatsızlık yarattığını belirten Gazeteci Ayüzba, "Bu rahatsızlık, Gürcistan medyasına yansıyor. Abhazya'daki lokantaların yüzde 40'ını Türkler işletiyor. Gürcü basına göre, Türk kargo gemileri, yasa dışı bir biçimde Abazya'ya giriyorlar. Türk gemilerin, kereste, metaller ve narenjiye taşıdıklarını, Türkiye'den Abhazya'dan en çok Marlboro ve Viceroy sigaraları kaçak olarak sokulduğunu yazıyorlar. Gazeteler, 'Türk işadamları, Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü göz ardı ediyor ve Abhazya'da yasa dışı ticari faaliyetlerde bulunuyor' diye yazıyorlar" dedi. Gürcü sahil güvenlik botlarının 1997 yılından bu yana Türk gemilerini bloke etmeye çalıştıklarına da dikkat çeken Ayüzba, ancak bu önlemlerin büyük ölçüde yetersiz olduğunu söyledi.
Dedelerim Osmanlı için şehit düştü
Sohbetimize katılan Hakkı Özdemir ise, dedesinin 4 kardeş olduğunu ve Abhazya'dan göç ettiklerini anlatıyor. Dedelerinin Osmanlı İmparatorluğu'nu toprak bütünlüğü için şehit olduğunu belirten Özdemir, şunları anlattı: "Dedelerimin ikisi bir daha dönmüyor. Şam'da 15 yıl askerlik yapıyorlar. Gazi olan dedelerim, savaş bitince Düzce'ye kadar yürüyerek geliyorlar"
Ruslar'ın tanıması da önemli
Yıllarca SEKA'da çalıştıktan sonra emekli olan Kadir Ural ise, bağımsız Abhazya'yı Ruslar'ın da tanımasının çok önemli olduğunu dile getiriyor. Rusya'nın Abhazya'nı tanıma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu belirten Ural, bu ülkenin halen Abazya'nın bağımsızlığını tanımadğını, ancak bölgeye siyasi ve ekonomik destek verdiğini söyledi.
Çerkesler bu
yazarı okuyor
Sohbetimize katılan isimlerden birisi ise Tarihçi, Araştırmacı Yazar ve Şair Zafer Süren. Abhazalar'ın yaşadığı sıkıntıları, sürgünleri ve acıları cümlelere döken Süren, "Yaşananlar binlerce kitapla bile anlatılamayacak çok" diyor. Çerkesler şu an Süren'in, "Tam'a Bahar Gelmeyecek" adlı şiir kitabını okuyorlar. Kitabın arka kapak yazısı, aslında bütün Abhazalar'ın düşüncesini anlatıyor: "Bu, gerçek ve acımasız bir savaştı. Yüzlerce Çerkes köyü ateşe verilmişti, onların ekinleri ve bahçeleri imha edilerek atlara çiğnetiliyor, harabeye çevriliyordu. Teslim olup boyun eğenler ise ovalara sürgün edilerek özel pristavların emrine veriliyordu. Bir kısım ise Osmanlı topraklarına göçürülmek üzere deniz kıyısına gönderiliyordu'



--------------------------------------------------------------------------------

Kitaptan bir şiir
Ölüm var önümüzde
Ne varsa miras kalıp gelen gerilerden.
Adımız kuma yazılıp silinmesin
Güneşe yazalım
Her gün yeniden doğalım.
Bir halk isek biz de
Geleceğe miras kalalım.
Yarın: Çerkezler ne yiyorlar, kültürleri nasıl?
Çelik Çelikyaman

_________________

Etiketler:
çerkes dünyası 7 tercüman

YORUMLAR

Fatal error: Uncaught Error: Call to undefined function mysql_query() in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/yonet/user.class.php:23 Stack trace: #0 /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/yorum.php(19): user->user() #1 /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/haberler.php(80): require('/home/nart/publ...') #2 {main} thrown in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/yonet/user.class.php on line 23