FEDERASYON VE SAMSUN
Federasyonda neler oluyor???
SAYIN MECİT TAV VE MECİT TAV'A İNCİ BİLGİLERİ AKTARAN SAMSUNDAKİ ARKADAŞLAR
İçeriğinden anlaşıldığı kadarıyla yukarıdaki açıklamayı Kafkas Dernekleri Federasyonu yönetim kurulu üyesi olarak yaptınız. ve doğal olarak sorumluluğuda Federasyona aittir.
Çerkes terbiyem gereği susabileceğim kadar sustum. Sineye çekebileceğim kadar çektim. Ama artık konuşma gerekliliği doğmuştur. Zira hayatım boyunca davam dediğim konularda ihanetim olmadı ve asla dostlarımı satmadım. Kişisel sorunlarımı ön plana çıkarmadım. Lider Kabul ettiğim insanların arkasındada sonuna kadar saf tuttum. Bu bundan sonrada devam edecektir. Kimsenin kuşkusu olmasın. Ne derneğin nede arkadaşlarımın bir kuruşlarına tenezzül etmediğim gibi bir lokma ekmeğimi bile paylaşmayı kendime görev bildim.
04-05-2008 - 5 kez okundu
1. Ben Federasyonun kurulması içinde, kurulduktan sonrada bu güne kadar her türlü fedakarlığı hiçbir menfaat gütmeksizin yaptım. (Kafkur ve Kaffed'in kuruluş toplantılarında Samsundan katılan temsilci imzalarını bulursanız incelemenizi tavsiye ederim). bazılarının engel ve muhalefetine rağmen bundan sonrada (bu ara kesintiye uğramış olsa bile)federasyonun kuruluş çizgisinde devam edeceğim
2. Federasyon denilen organizasyonun, ankara derneğinin ikinci katından veya içindekilerden ibaret olmadığının, bütün üye derneklerimizi kapsadığının bilincindeyim. bu nedenle en azından bu birliği korumam gerektiğini düşünerek birliği oluşturan derneklere saygım gereği doğrudan Federasyon hakkındaki eleştirilerimi fazlaca yazmıyorum. Ancak bir Federasyon çalışanının hala lider olarak kabul ettiğimiz ve önünde saygıyla eğildiğimiz Muhittin beye karşı davranışlarının niçin federasyon yönetimi tarafından önlenemediğinide anlamakta zorluk çekiyor Muhittin bey konusunda daha hassas olmaya davet ediyorum. Ayrıca son genel kurulun durumuna bakıldığında, motivasyon için yazdığım methiye mektubuna rağmen Federasyonun durumu herkese ayan-beyan ortadadır.
3. Ancak anlatılan bu iftiralarada cevap verme zorunluluğum bulunmaktadır. Çok başarılı bulunarak hakkında methiye düzdükleri ve iktidarının devamını sağlamaya çalıştıkları Eyüp Baloğlu dernek yönetimine seçilmediği halde tüm uyarılarımıza rağmen ve kasten Federasyonun Samsun'daki iletişim bağı olmuş ve dernekten ayrıldığımız son ana kadar Federasyon Başkanı veya çalışanları, Samsun Kafkas Derneği yönetim kurulundan kimseyi arama tenezzülünde bulunmamış ve ve sürekli Eyüp Baloğlu'nu muhatap kılmışlardır. Bu olay başkanlığı yürüttüğüm 2,5 sene fiilen devam etmiştir
4. Derneğimiz adına her yıl bastırılarak tüm derneklere dağıtılan takvimi Eyüp Baloğlu'nun kendi adına ticari olarak bastırarak, bunu kişisel bir ticaret haline getirdiği başkan olduğumda farkedilmiştir. Ve buna artık müsade edemeyeceğimiz kendisine bildirildiği için ilk problemler çıkmaya başlamıştır. Bu konuda Eyüp beye yaptığımız uyarıya rağmen takvimi bizden habersiz yine dernek adına ticari olarak basma girişimleri de gözlemlenmiş ama tartışmanın büyümemesi adına olay kapatılmıştır.
5. Başarı sayılan Nart dergisinin satış gelirleri Eyüp Baloğlu tarafından ticari bir kar olarak alınmakta ve portfoyüde sadece kendisinde tutulmaktaydı. Bu konularda Eyüp Baloğlunun döneminde yaşanan bir başka yolsuzluk örneğindeki gibi algılanmaması için portföy kopyasının federasyonda olması gerektiğini bu işin kurumsal olmadığını derneğin denetimi dışında dernek adına yapılan ticaretin sıkıntı yaratacağını belirtmemiz ikinci krizi doğurmuş dergi gelirini kar hanesine yazamayan başarılı dava arkadaşımız dergi dağıtımınıda durdurmuştur. Hem Federasyonda hemde Samsun Derneğinde defalarca deklere ettiğimiz ''Dergiyi kimin dağıttığı ve kaç para aldığı kazandığı konusuyla ilgilenmiyoruz, ama bu ticarette kurum adı kullanılıyorsa denetimi ve yetkisi dernekte olmalıdır '' cümlesi duymamazlıktan gelinmiş ve sürekli eyüp baloğlu ile aramda olan kişisel çekişme nedeniyle dergi dağıtımını baltaladığım yönündeki propaganda derinleştirilerek sürdürülmüştür.
6. Nart dergisi adına Samsunda bir gece düzenleyen ve bunu Samsun Derneği organizasyonu olarak yapan Eyüp Baloğlunun ayrılıkçı olarak düzenlediği geceye Federasyon yetkilileri ve çalışanları tam kadro gelmiş adeta Eyüp Baloğlunu vitrine koymaya çalışmışlardı ve onun dışnda bir daha Federasyon böyle bir ziyaret yapmamıştır. Ayrıca derneğe bırakılması gereken gece hesaplarının şaibeli şekilde verildiği görülmüş ama şahsın Federsyonla olan ilişkisinden dolayı bu şaibe tarafımca kapatılmıştır. Konu ile ilgili hata niteliğindeki duygusal zaafımı kabul ediyorum. Bu şaibeleride alenen tartışabilirim. ( Zaten benzeri şaibeler çok daha öncesinde Eyüp Beyin başkanlığı döneminde şimdi yanında olan bazı şahıslar tarafından ortaya atılmış ama o dönemde tarafımca şiddetle reddedilmişti. ancak başkan olduktan sonra yaptığım incelemelerde rastladığım bazı suistimaller bendede biraz hayal kırıklığı yaratmıştır).
7 . Başkanı olduğum ilk andan itibaren federasyonun bölgede zayıf kaldığı ve bu konuda yeterli çalışma yapılmadığı gerekçesiyle önce Vezirköprü derneği ikna edilip federasyona geçirilmiş ardından Termede dernek kurma fikrinde olan Süleyman Bayka'ya federasyona katılma şartı ile dernek kurma prosedürlerine yardım edilmiş. Suluovadan Rahmi Beyin yardımıyla Havza ilçemizde Federasyona bağlı dernek kurma çalışması başlatılmış. Hidayet Yalçıntekin Bey'in yardımıyla da bafra ilçemizde dernek kurma çalışması başlatılmış ve yer arama faaliyetine girilmiş. Federasyonu kesinlikle reddeden Çarşamba derneği ise ilk defa dönemimizde federasyona katılabiliriz fikrine gelmiştir.
Şİmidi vicdan sahiplerine soruyorum 2 yılda yapılan bu kadar yoğun bir çalışmanın içinden nasıl bir federasyon düşmanı yaratabildiniz. yada insanları ''ezelden beri federasyon düşmanıdır'' diye hangi insafsızlıkla kandırmaya çalışırsınız. Sert konuştuğumu ve kurallarımın katı olduğunu kabul edebilirim. beni uzlaşmazda bulabilirsiniz. Ama siz beni içinde bulunduğum kurumu satmakla suçladınız.
8. Samsun Derneği kasasında 2500 tl ile bana teslim edildiğinden bu yana geçen 2,5 yıllık dönem içinde derneği bir miktar borçlu olarak geri teslim ettiğim doğrudur. Ancak burada vicdan sahibi herkes takdir ederki çay bardağına muhtaç olan dernek, baştan aşağı yeniden tefriş edilmiş, bir yönetim odası kurulmuş ve iki personel çalışır hale getirilmiştir. Hatta son zamanlarda öğrenci bursu verilmeye başlanmıştı. Ve her ay en az 1-2 etkinlik düzenlenir hale gelmiştir. Masraflarında büyük bölümü tarafımdan karşılanmıştır. 19 Mayıs üniversiteside dahil olmak üzere 4 ayrı halk dansları ekibi kurulmuş. Ekip hocalarına ücret ödenme dönemi başlatılmıştır. Ve en önemlisi acaba birgün küçük bir yere sahip olabilirmiyiz fikri, yerini kültür plaza hayallerine bırakmıştır. Sonuçsuz da kalmış olsa, bu konuda gelinen noktayı ve en çok çabayı sarfeden nevzat yavuzla benim yaptıklarımı/yapamadıklarımı çalışma arkadaşlarım bilmekteydi.
9. Bana azami düşmanlık sarfeden bir thamadenin (!) derdi ise malum olarak Çerkes terbiyesinden yoksun Derneğimiz gençliğinin bir sürü serseriliğine göz yummayışımızdan kaynaklanmaktadır. Bizim önümüzde cereyan eden olaylardan başka dernek etrafındaki komşularında sürekli şikayette bulunmaları biraz daha katı kurallar getirmemize vesile olmuştur. Bu şikayetleri yada gördüklerimizi anlatacak olursak sanırım hoş bir tablo oluşmaz. Bunların Çerkes terbiyesinden anladıkları şeyin iyi akordeon çalmak ve iyi dansetmekten ibaret olduğu bellidir. Bu kişiler evimden getirdiğim ve daha iyi bir ortam için kullanımlarına sunduğum kişisel eşyalarımı ve kitaplarımı dernekten ayrılırken geriye götürmem sebebiyle dernek malını yağmalıyor türünden birde pişkince beni hırsızlıkla itham etmeye kalkmışlardır
10. Eyüp Baloğlu'ndan kurtulmak için bize destek veren ve üye kaydı tarafımdan yapılan dernek gençliğinin bir sürü pervasızlığa bulaştığını gördüğümüzde şok olduk ve taviz vermeyeceğimizi deklere ettiğimizde önce ekip olarak gösterilere çıkmama direnmesi, ardından ekip aidatlarını ödememe ve sonrasında üyelik aidatını ödememe gibi eylemlere başvuruldu. Genelde bir thamadenin (!) oğlu ve kız arkadaşı tarafından yönlendirilen bu gençlerin genel kurul öncesi taviz çalışmalarındanda son anda istediklerini alamayınca tekrar Eyüp Baloğlu'nun yanında yer almalarını çok görmedik. Genel kuruldan iki akşam önce gençlerle yapılan toplantıda, genel kurul sonrasında bu gençlerin büyük bir kısmını dernekten kovacağımızı ve dernekte yeni bir gençlik yapılanmasına gitmek zorunda olduğumuzu kendilerine bildirmiştim. Doğal olarak bu gençlerin bana oy vermelerini zaten beklemiyordum. Oylamayı kazanmak için gayret gösterseydim onların yakışıksız davranışlarına biraz göz yummam yeterli idi. Şimdi vicdan sahibi insanlar benim tek başıma aldığım kararın ve katı kuralların sadece bu sorumsuz gençlerin dernekteki hareketlerini önlemeye yönelik olduğunu bilmelerine rağmen derneğin sağlıklı yapılanması için bana destek vermeleri yerine bu ahlaksızlıkları sahiplenip üstünü örtmelerinin takdirinide size bırakıyorum. Şu anki dernek yöneticilerinin Dernekten istifamdan iki gün sonra uğradığım derneğin tuvaletindeki manzarayı dernek sekreterinden öğrenip incelemelerinide tavsiye ediyorum.
11. Gelelim şu festivale; ilk defa başkanlığım döneminde organize edilmiş iki festival için bizim acemiliğimizde dahil olmak üzere olabilecek her türlü olumsuzluk olmuş, bazı çerkes thamadeleri kapı kapı dolaşarak bu kominist organizasyonuna engel olun ve gitmeyin diye propaganda yapmışlardır, Federasyon adına aradığımız Cumhur Bey hiçbir destek imkanları olmadığını belirtmişlerdir. Daha sonra durumun vehametini duyan Muhittin beyin son andaki gayretleri ve Kayseri derneğimizin duyarlılığı ile şartlar zorlanarak, fedakarca kayseri gençleri imdadımıza yetişmişti (Bu birinci Festivaldeydi). (Çok şükürki Mecit Tav o sıra dernek Başkanı değildi.) İkinci festivalde ise baltalama daha çok artmış Abdulkadire iyi bir ders vermek adına samsuna kadar gelip bir köy şenliğine katılan elbruz ekibi festivalimize katılmadan alay edercesine samsundan gitmiştir. Dahası dernekteki dava arkadaşlarımızda ellerine birer kilo meyve alıp festival alanının kenarından festivali değil çektiğimiz çileyi sırıtarak seyretmişlerdir. Bu iki festivalde ben kendimden toplam 10000 liranın üzerinde zarar ettim ayrıca şimdiki başkan servet beyinde 2000 lirası batmıştır.
12. 21 mayıslar için kimsenin yalandan kendisini abartıp övmesine filan gerek yok. son 7-8 yıldır yapılan anma programlarına gelenlerin sayısı tamamen aynıdır. asla öyle binlerle ifade edilen rakamlar toplanamamıştır.Yanlızca geçen yıl tören için belki hata olarak daha büyük bir hazırlık yapılmış olması sebebiyle daha çok insanın toplanacağına inanılmış ve büyük bir alan tahsis edimiş doğal olarak kişi sayısı alan büyüklüğüne gore cılız kalmıştır. Samsundaki asimilasyonun etkisi nedeniyle bu sayıyı artırmak mümkün olsa bile çok özel bir çalışma ve ekip gerektirmektedir. Samsuna 21 mayıs için gelen topluluğun büyük kısmı Tokat ve Turhal derneklerimizin fedakarlığıyla gelmektedir. Onların bu gayretlerinede başkanlığım önceside dahil olmak üzere hep şükran duymuşumdur
Geçen yıldaki 21 mayıs öncesi Çarşamba ve Termedeki köy camilerinden anons yaptırmamıza rağmen durum değişmemiştir.
13. Benim Tayin olayımın kişisel mesele olarak algılatılmaya çalışılmasının bütün nedenide bu olayda federasyonun görevinide nezaketi kadar ihmal ettiğini geç farketmesinin ardından yavuz hırsız ev sahibini bastıması misali, telaşla gündeme getirmesinden kaynaklanmaktadır. Bakın bu olayın detayları büyük federasyonun nasıl yönetildiğini size anlatmaya yetecektir. Tayinimin çıkarıldığının ertesi günü bana bu konuda yardım edebilecekler aranmış ve yardım istenmiştr. Sağolsun bu kişilerde zaten gereğini yapmıştır. Ancak dernek başkanı olmam ve görünürde değil ama içerikte siyasi ve ırki neden içeren bu girişim için önce samsundaki il insan hakları kuruluna bilgi verilmiş. İnsan hakları derneği genel merkezine faks çekilmiş, Bimer'e faks çekilmiş, ve bilgi edinme kanununa göre genel müdürlüğümden bu olayın siyasi veya ırki içerik taşıyıp taşımağı sorulmuştur. Tabiiki biz buralara başvuru yaparken gelecek cevabıda biliyorduk. Ama bunlar yapılması gerekli rutin işlerdi. Doğal olarak bu rutin başvuruları Federasyonunda yapması gerekiyordu. Ama Federasyon başkanı ve çalışanları bu rutin görevi yapmak yerine bana ''Maalesef ak partide tanıdığımız yok Abdulkadirciğim'' cümlesiyle olayı kapatmışlardır. Birkaç gün sonra sendika yetkilisi arkadaşlarla toplantıda, bana karşı yapılan bu davranışın nedenlerini ve tekrarlanmaması için alınacak önlemleri tartışırken. ''Federasyonunuzun girişimleri ne aşamada'' diye sormaları içimi acıttı. Ve bende ''federasyonumuz tayinimi durdurduğu gibi bundan sonrada gereğini yapacaktır, merak etmeyin'' dedim. Oysaki federasyon ne bana ne de derneğimize geçmiş olsun mesajı bile göndermemişti. Bu olaydaki hafifliğe içerleyen arkadaşların hafifletilmiş şikayet mektubunada Federasyon cevap vermeye tenezzül etmemişti. Ardındanda bildik olaylar gelişmeye başladı. Olağanüstü genel kurul ilan eden derneğe nedeni sorulmadı . iki ayda iki defa olağanüstü genel kurul yapan dernekle ilgili ne bir telefon ne bir mesaj ne bir toplantı çağrısı yapılmadı. Web sayfalarındada en ufak bir cümle yer almadı. Bu kadar gürültünün üstünden 2 ay geçti, selehattin beyin istifa mektubuyla ortalık karıştı. Çünkü üstünü küllendirip kapattık diye düşündükleri konunun böyle basitçe kapanmayacağını/kapatılamayacağını geçte olsa anlamışlardı ama işi abdulkadirin kişisel meselesine yüklemekten başka mazeretleride kalmamıştı.
Buyrun sayın federasyon başkanı ve çalışanları buradan yakın isterseniz son Mecit Tav açıklamanızla sessizliğimizi bozmak zorunda kaldığımızdan dolayı artık samsundaki Çerkes cemaatimizin bir araya gelme umutlarınıda sağolun heder ettiniz. Daha önce BKD ayrışmasında olduğu gibi sanırım sayenizde birbirimizin cenezesindende imtina edeceğiz. Yönettiğiniz Federasyonun birlik başarısı bu olsa gerek.
Ayrıca arkadaşlarım ve büyüklerim olarak defalarca konuştuğum ve iyi niyetimi yitirmemeye çalıştığım, zaman zaman uyarmama rağmen, bu noktaya kadar kişisel intikam duygusu içinde federasyonla beni karşı karşıya getiren ve gerçektende intikam almayı başaran eyüp baloğlu fahri kanşat ve nevzat yavuzuda başarılarından ve eserlerinden dolayı kutluyorum.
14. Evet yaşamım boyunca Adige milliyetçiliği yapmış biri olarak hiçbir abhaz veya diğer çerkes kardeşlerime ikinci sınıf muamelesi yapmadım. tüm çerkes camiası insanları her zaman benim kardeşimdi. Ve bundan Sonrada bu kuralım değişmeyecek. Ama değişen zaman diliminde (federasyonun anlamsız direnişine rağmen) Adiğe derneklerininde artık gerekliliğinin ortaya çıktığını görüyoruz. Federasyon bunu kabullenmemeye ve ayrılıkçı olarak görmeye devam ederse Adige dernekleri ortaya çıktığı andan itibaren yeni bir Federasyon oluşturmak durumunda kalacaklardır. Biz bunu asla bir Federsyon karşıtlığı olarak düşünmedik. Hatta bir geçiş süresi içerisinde yine Federasyona bağlı olarak Samsun derneğinin adının değişmesinin yeterli olduğu düşüncesiyle beklemekteydik. Ancak gelinen noktada bana saygı anlamında istifa eden topluluğun dağılmaması amacıyla üzerime bir sorumluluk düştüğü ve aynı çatı altına giremeyeceksek bir dernek kurulması gerektiği, madem kurulacaksada zaten son birkaç yıldır hedefimizde olan adiğe derneğinin kurulacağı, bunun asla federsyona karşı olmayacağı, ilerideki gelecek kadrolarla da federasyonda yer alacağı aramızda deklere edilmiştir. Ve hala bu iyi niyetimiz devam etmektedir.
Umarım artık Federasyon Samsunda hatta tüm derneklerde yaptıklarını veya yapamadıklarını bir gözden geçirme gereği duyar. Çünkü biliyorumki çok zaman ayıramasalarda Federasyon içerisinde ve çevresinde, çok değerli engin birikimleri olan ve yaşamlarını da birikimleri kadar gıptayla izlediğimiz (yaşları çok olmasada) gerçek thamadelerimiz var. onların biraz ilgilendiklerinde Federasyonun bu türdeki sıkıntılarının büyük ölçüde aşılacağını düşünüyorum. Yok eger federasyonu sayın Cmhur Bal ve sayın Mecit Tav temsil etmeye devem edecekse bu da şimdiki yönetimin tercihidir deriz.
Chemshfue Abdulkadir Özyılmaz (Müstağfi Başkan)
Etiketler:
federasyon ve samsun