ABHAZYA KOMİTESİ BAŞKANI SONER GOGUA'NIN MEKTUBU
Değerli Hemşerilerim,
Yıllardan beri hepimizin hayallerini süsleyen, gündemimizin en başında yer alan , anavatana yönelik çalışmalarımızın en başını çeken ama bir türlü istediğimiz sonuçları alamadığımız bir
hikayemizin, madalyonun öbür yüzüyle farklı bir bakış açısıyla sizlerle paylaşmak istedim. ANAVATANA GERIYE DÖNÜŞ SÜRECİ
Bu konuda geçtiğimiz yıllar içerisinde bir cok şey yazıldı, çizildi. Bir çok toplantılar,
konferanslar yapıldı.Yüzlerce simalar değişti , anavatana gidildi oradan diaspora gezileri
düzenlendi.Yeri geldi birbirimizi , yeri geldi anavatanı, yeri geldi tarihimizi, yeri geldi
kurumlarımızı suçladık, eleştirdik ama sonuç itibariyle maalesef genel gidişatı, süreci,
alnımıza yazılan bu kara tarihi bir türlü degiştiremedik. NEDEN
12-05-2008 - 5 kez okundu
Eğer hepimiz aslımızı inkar etmeden dünyanın neresinde olursak olalım gurur duyarak
Abazayız diyebiliyorsak, tarihimize, dilimize, adetlerimize sahip çıkıyorsak, kendi şahsi kapris
ve çıkarlarımızı bir yana bırakarak vatanımızın ve halkımızın ortak çıkarlarında bir araya
gelebiliyorsak, şehitlerimizin bize bıraktıkları ama yarın hesabını soracakları o büyük
sorumluluğun farkındaysak, çocuklarımıza bizim diyebilecekleri, kendi dillerini konuşup
kültürlerini yaşatabilecekleri bir vatan toprak parçası bırakmak istiyorsak NEDEN
Çocukluk dönemlerimde Abhaz kimliğimin ve tarihimizin bilincine vardığım andan itibaren
gurur duyarak haykırdığıim ABHAZ kimliğimden ve beni yetiştiren, karakterime şeklini veren
toplumumdan aldığım güçle en yüksek ulaşılabilecek noktaya gelmişken yani bir çok
arkadaşımın sen başardın ne sanşlısın dedikleri gibi anavatana dönüp burada yaşamayı ve
bir yerlere gelebilmeyi başarmışken, neydi bu içimde beni bir türlü rahat bırakmayan,
geceleri uykumu kaçıran, beni içten içe yiyen şey neydi.
NEYDİ beni tüm ailemi yarı yolda bırakarak Kandid Tarbanin Türkiyede ekip kurup uzun bir
dönem calıştıktan sonra ailevi problemlerimden dolayı gidemediğim daha sonra yemin ederek
herkesi ve herşeyi bir kenara bırakıp anavatana gelmeye zorlayan şey neydi. NEYDI savaş
zamanı bir takım insanlarımız duymazdan, umursamazdan gelirken yada birileri anavatanı
terkedip kaçarken bizi savaşa, hayatımızı tehlikeye atmaya iten şey neydi. Savaş sonrası o
zorlu yıllarda açlık ve sefalati çekerek, yeri geldiğinde diasporamızdan yardım olarak gelen
çocuk mamalarıyla ailemizi aç bırakmayarak ayakta tutmaya çalıştıran şey neydi. NEYDİ
savaş sonrası dönemde aturka diyerek anıldığımızda, yada ataları kaçıp gidenlerin torunları
hikayelerini dinlerken bize güç veren neydi.
Lütfen bu neydilerin adını koymamda bana yardımcı olun, içinden çıkamadığım bu karanlık
tunelde karma karışık duygularımın içerisinde bana bir yol gösterin.
Daha ne söylememiz yada ne yapmamız gerekiyordu ki insanlarımıza, arkadaslarımıza,
büyüklerimize herkese nasıl anlatmalıydık ki anavatanımıza, dilimize, kültürümüze, tarihimize
sahip çıkabilmenin, koruyabilmenin, yaşatabilmenin yegane yerinin Abhazya olduğunu ve
dolayısıyla anavatana geriye dönüşle sağlanabilecegini anlatabilmek için. Tüm eksik ve
yanlışlarına rağmen bugun Abazayım dememizi saglayabilen bir anavatanımız varsa
Abhazyada yaşayan, tüm zorluk, işkence ve baskılara rağmen bu topraklarda yaşamlarını
sürdürmeyi başarabilmiş o kardeşlerimize, o analara , o babalara borçlu olduğumuzu. Bugün
gelin mücadelemizde bir elde siz verin bir ses te siz olun diyen insanlarımızın onurlu
mücadelelerini.
Gelin suçlayalım birbirimizi senelerden beri yaptığımız gibi diaspora olarak biz
anavatandakileri ruslaşmakla, gurcüleşmekle, hristiyanlaşmak yada dinsizleşmekle, çok içki
içmekle, abazacayı iyi konuşamamakla, örf ve adetlerimiz unutmakla, diasporaya sahip
çıkmamakla, kardeş kardeşi vurmakla, çalıp çırpmakla. Yada tam tersi anavatan olarak
diasporayı mücadelen kaçmakla, vatana sahip çıkmamakla, türkleşmekle,
müslümanlaşmakla, geriye dönmemekle, tüm yıllar içerisinde en basit şekliyle en kolay
alabileceğimiz Abhazya vatandaşlığını bile almamakla, ayda birer dolar bile olsa toparlayip
anavatandaki problemlerin çözümünde katkıda bulunmamakla, bir kişiden oluşan Abhazya
temsilcisine 400,000 kişilik Abhaz diasporasi olarak sahip çıkamamakla. Nereye kadar değerli
hemşerilerim nereye kadar ve ne zamana kadar. Eger gerekiyorsa gelin suçlayalım, tartışalım
ama bunun da yeri Abhazya olsun.
Zaman bizim aleyhimize hızla akıp giderken, getiremediğimiz diaspora nüfusumuzun yerine
diğer tüm milletlerden insanlar akın akın Abhazya gelip demografik yapılanmamız param
parça olurken, diasporada her geçen sene kimliğimizi tüm değerleriyle beraber biraz daha
kaybederken nereye kadar.
Bu vatan , bu tarih bizim değerli hemşerilerim. Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım
hayat mücadelesini, geçim savaşını vermek zorundayız ve veriyoruz. Ama verdiğiniz bu
mücadele sizden sonra bırakacaklarınız için yeterli ve dogru olacakmıdır. Anavatanda bir
saniye bile görmeye duymaya dayanamadığımız mücaleleleri bulunduğunuz yerlerde
vermiyormusunuz.
O zaman gelin bu mücadeleyi, birlikte anavatanda verelim.Gelin biraz zorlanalım, belki bir
dönem işsiz kalalım, evimizi biraz geç alaılım, anlasılamayalım, anlatamayalım ama en azından
bu zorlukları biz çeker sırtlanabilirsek bizden sonrakilere, çocuklarımıza, gelecek nesillerimize
istedigimiz gibi bir yaşam ve vatan bırakalım.
Tüm değerli hemserilerime bir kez daha seslenmek istiyorum. İnanin Abhazya 10-15 sene
evvel bildiğiniz yada bıraktığınız Abhazya değil. Hizla kabuk değiştirmekte, ekonomisiyle,
politikasıyla, askeri ve polisiyle, parlamentosu, hükümeti ve muhalefetiyle , tüm
demokratik kurum ve kuruluşlarıyla her geçen gün daha ileriye gitmektedir. Geçmişteki
sıkıntılar her gecen sene azalmakta, turizm başta olmak üzere inşaat, mobilyacılık,
hayvancılık, gıda gibi bir çok sektorde genel olarak ekonomik büyüme ve kalkınmasıyla,
genişleyen pazar ağıiyla, Rusya pazarı ve 2014 kış olimpiyatlarıyla büyük imkanlar
sunmaktadır. Bu gelişen ekonomimizin en büyük problemlerinden biri iş gücü, kalifiye eleman
kısacası insan faktorüdür. Bu sektorlerde kazanç miktarları bir çok ülkeye nazaran daha iyi
rakamlara ulaşmıştır. Bu sebebledir ki bizim dolduramadığumız insan açığı baska milletler
tarafindan hızla doldurulmaktadır.
Tum yetersiz imkanlarıyla bugün Abhazya hükumeti geriye dönen insanlarımıza ev
verebiliyorsa (yurt dışında yıllarca çalışırız en azından emekli olduğumda elime topluca
geçecek parayla kafamızı sokabilecek bi ev sahibi olabilelim diye), yada kendi seçtiğimiz bir
evin alımında maddi destekte bulunuyorsa, işyeri açmak ve yatırım yapmak isteyenlere kira
bedellerinden, vergi ödemelerine kadar bir çok imtiyaz verebiliyorsa, ilk 5 sene içerisinde
çocuklarımızın tüm okul ve sağlık masraflarını karşılayabiliyorsa buna rağmen Abhazya da
yaşayan bir çok insan halen ev sahibi değilken yada ayda 50 dolar emekli maaşlarıyla
geçimlerini sağlayabiliyorken, hükümetin eğitimden askeriyesine, sağlık hizmetlerinden
belediye hizmetlerine kadar tüm hayatın en gerekli ve en önemli konularında yeni bir
yapılanmaya girildiğinden ve bir cok projeye başlanmasından dolayı ekonomik yeterlilik olarak
en sıkıntılı günlerden geçtiği göz önune alınırsa halen anavatanda bizi istiyorlarmı gibi sorular
yöneltmenin doğru olmayacağını düşünüyorum.
Gelin bu yeni yapılanmada diaspora olarak bizde gerekli olan, üzerimize düşen yeri alalım.
Savaş zamanında kazandığımız o zaferi ve bayrağı hep beraber ileriye taşıyalım.Vede
böylelikle Abhazyanın haklı bağımsızlığının uluslararası ortamda tanındığında, ekonomik ve
demokratik yapılanması tamamlandığında bu çorbada bizimde tuzumuzun olduğunu bilerek
gururla, sevinçle bir kez daha tum dünyaya haykıralım. APSNI APSUWA YRIPSADGILUP
Abhazya Parlamentosu Milletvekili
Yurt Dışındaki Soydaşlarla İlişkiler Komitesi Başkanı
Soner GOGUA>>>>> >>>>>>> >>>>>>Abhazya Parlamentosu Milletvekili Yurt Dışındaki Soydaşlarla İlişkiler Komitesi Başkanı
Soner GOGUA'nın mektubu
Saygılarımızla,
İstanbul Dostluk Kulübü
*********************************************
Etiketler:
abhazya komitesi başkanı soner gogua mektubu