Acaba çok mu genç?

21 Aralık 1967 yılında Tiflis'de doğduğuna göre, daha otuz dokuz yaşında...

Lisans eğitimi Kiev Üniversitesi'nde... Uluslararası hukuk okumuş...

Yüksek lisansı New York'taki Columbia Üniversitesi'nde...

Hukuk doktorasını ise Washington'daki George Washington Üniversitesi'nde tamamlamış.

Strasburg Uluslararası İnsan Hakları Enstitüsü'nden de diploma almış.

Üst düzey bir donanımdan gelmekte...

Batı kültürüne de çok aşina... Olağanüstü bir İngilizcesi olduğu da bilinmekte... Eşi de Hollandalı.

* * *

Mihail Saakaşvili, 1995'te Gürcistan parlamentosunun reform ve hukuk komitesine başkan seçilip ve 1999'da milletvekili olmuş... Daha 32 yaşında...

Eduard Şevardnadze kendisini 2000 yılının Ekim ayında Adalet Bakanı yapmış...

Saakaşvili, hükümette bulunduğu süre içinde olup bitenlerden rahatsızlık hissetmiş. Adalet Bakanlığı görevine gelişi bir yılı bile bulmamışken, yolsuzlukları gerekçe göstererek 2001 yılının Eylül ayında görevi bırakmış.

Hükümetteki görevinden ayrılan Saakaşvili, ardından Birleşik Ulusal Hareket adlı siyasal oluşumu başlatmış.

Partisi, Haziran 2002'de yapılan yerel seçimlerden zaferle çıkmış.

* * *

Acaba bu hızlı koşu sırasında neler eksik kaldı?

Rusya'nın olağanüstü bir satranç yeteneğine sahip olduğu ve volkanik bir enerjiyle harekete geçebildiği, bölgeyi de Rusya'nın bu özelliklerinin derinden etkilediği unutuldu mu

Satranç dedim...

Saakaşvili dünya satranç şampiyonlarına göz atsa, Amerikalı Fisher hariç, 1958 yılından beri tüm şampiyonların hepsinin Rusya'dan çıktığını görecekti.

Spassky, Karpov, Kasporov...

Bunlar Rusya için...

Bunlar Ruslar için...

Ya da eski Sovyet'ler için önemli ipucu sayılamaz mı ?

Sayılmasa Saakaşvili Rus yönetim kültürünün her aşamasından nemalanmış Putin karşısında bir hamlede Çoban Matı olur muydu?

* * *

Rusya hep...

Harplerin...

Savaşların...

Acıların...

Ve aşkların toprağı olmuş.

Tolstoy'un "Savaş Barış"ıyla anılması bu yüzden...

Muhakkak okumuştur ama...

Gene de... İnsan soramadan edemiyor, bu romanı, dolayısıyla o kültürü dikkatinden kaçırmış olabilir mi

* * *

Pazar Star'da geçen hafta ölen Soljenistin'i yazdım.

Onun yaşamı, Rusya'yı anlamak için de inanılmaz öğreticiydi.

Aleksandr İsayeviç Soljenitsin 89 yaşında kalp yetmezliğinden Moskova'daki evinde öldü.

Ama kırklarında, üstelik de esaret kamplarında kanser oldu.

* * *

Soljenitsin, yirmi yaşını yeni aşmıştı ki İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyet ordusunda dört yıl görev yaptı...

Cephedeyken yazdığı mektuplarda Stalin'i eleştiren Soljenitsin tutuklandı ve 8 yıl bir kampta hapis cezasına çarptırıldı.

Yıldı mı, durdu mu, hayır...

Savaş bittikten sonra Moskova yakınlarındaki bir hapishaneye konulan Soljenitsin, 1950'de Kazakistan'da siyasal tutuklular için kurulan özel bir kampa gönderildi ve 3 yıl burada kaldı. Soljenitsin, ondan sonraki yıllarda da taviz vermediği için istenmeyen kişi ilan edilerek sürgüne gönderildi. İşte bu dönemde kansere yakalandı.

Uzatmıyorum... Ama dikkatli okunduğu vakit o toprakların kültüründen çıkan bir direncin hikâyesini bizzat Soljenitsin'in hayatında şaşarak buluyorsunuz.

Saakaşvili, Soljenistin'in yaşamını merak etti mi acaba?

* * *

Son birkaç gündür bunu düşünüyorum.

Saakaşvili bu hataları nasıl yaptı? Rusların ekmeğine nasıl böyle yağ sürdü?

Acaba gerçekten Tolstoy okumadı mı ?

Rus satrancını hiç merak etmedi mi

Soljenistin'in o inanılmaz direncinin hangi gelenekten kaynaklandığı hiç aklına takılmadı mı ?

13 Ağustos 2008, Çarşamba
Mehmet ALTAN

Etiketler:
saakaşvili tolstoy okudu mu