NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
10
9
3
11
1

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri
GÜRCİSTAN-RUSYA BUNALIMI VE HUKUKU YENİDEN DÜŞÜNMEK

Gürcistan-Rusya bunalımı ve hukuku yeniden düşünmek TURGUT TARHANLI* / Güney Osetya'daki gelişme, devletlerin kuvvete başvurma yetkileri sorununu yeniden sert bir biçimde gündeme soktuğu gibi, bu bağlamda kimlik politikalarının tartışılmasını da sağladı. Bunlar devletin şiddet kullanma meşruiyeti ve savaşın insani sınırları.
17-08-2008 - 5 kez okundu

Bu ayın ilk günlerinde, Gürcistan birliklerinin ülkenin kuzeyindeki Güney Osetya bölgesine yönelik askerimüdahalesi, Gürcü makamlarının beyanına göre, Gürcistan'ın ülke bütünlüğünün sağlanmasını hedefliyordu. Bilindiği gibi, Güney Osetya ülkenin kuzeybatı bölgesindeki Abhazya ile birlikte, ayrılma ve bağımsızlık yolunda 1990'larda atılan adımlar sonucunda, bu amaçlarına tam olarak varmasalar da, hukuki bakımdan, Tiflis'in sürekli ve etkili denetimi dışında kalmış görünen de facto siyasi oluşumlardır. Gürcistan'ın bu askerihamlesi istedikleri sonuca varmış görünmüyor.

KUVVET KULLANMANIN HUKUKU . Bu gelişme, devletlerin kuvvete başvurma yetkileri sorununu yeniden sert bir biçimde gündeme soktuğu gibi, bu bağlamda kimlik politikalarının tartışılmasını da sağladı. Sonuçta, bu iki temel tartışma konusu, bu bağlamda birarada ele alınabileceği gibi, birbirinden bağımsız bir değerlendirmeye de konu olabilir. Ben, bu yazıda, sorunun kuvvet kullanma tarafına temas edeceğim.

II. Dünya Savaşı sonrası dünya düzeni bakımından, bir devletin kuvvete başvurma yetkisinin yegâne nedeni meşru müdafaa olarak belirlenmişti. Bu, bugün için de hâlâ değişmiş değil, ama kuvvet politikalarının yükseltilmesini arzulayan devletlerin çabalarıyla, hukuken kabul gören meşru müdafaa kavramının kapsamının feci biçimde genişletildiği vakalarla yüzleştiğimiz de bir gerçek. Bilindiği gibi, bunun en yakın örneği, Bush Doktrini olarak da adlandırılan. 'önalıcı meşru müdafaa' kavramıydı.

ŞAVAŞIN İNSANİ SINIRLARI . Ama sorun, bir devletin sadece kuvvete başvurmasını temellendirmeye yarayan hukuki/siyasi gerekçeyle bitmiyor. Hukuken kabul edilebilir olsun ya da olmasın, kuvvete başvurmuş bir devletin bu politikasını nasıl icra ettiğini sormak, kısaca nasıl bir biçimde çarpıştığını sorgulamak da, yüzyılları bulan bir hukuki kaygının konusudur. Üstelik bu durum, sadece uluslararası (en az iki devletin doğrudan ya da dolaylı olarak dâhil olduğu) silâhlı çatışmalarla da sınırlı değildir, bu nitelikte olmayan çatışma biçimlerini de kapsar. Ve savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım gibi, uluslararası nitelikte suçlarla da bu bağlamda ve bu sahada karşılaşılmaya başlanır.

Gürcistan, her ne kadar meşru kabul edilebilecek ülke bütünlüğünün korunması ilkesine hayatiyet kazandırmak için bu hamlede bulunmuşsa da, bunun sonucunda Güney Osetya kentlerindeki askerihedefler kadar sivil hedeflerin de tarumar edilmesi savunulabilecek bir tablo değil. Evet, Birleşmiş Milletler kurucu antlaşmasının 2. maddesinde sıralanan temel ilkeler arasında yer alan ülke bütünlüğünün korunması ilkesi, tüm devletlerin saygı göstermesi gereken emredici nitelikte bir uluslararası hukuk kuralıdır. Ama silâhlı bir çatışmada uyulması zorunlu uluslararası insancıl hukuk kuralları da aynı ağırlıktadır.

Sorun, bu yanıyla, Rusya için de aynı faturanın çıkarılmasına yol açıyor ve hatta onun hukuk tanımazlık politikasını daha da öteye götürüyor. Rusya da, bağımsız kaynakların belirttiğine göre, askeribakımdan gereksiz ve orantısız bir kuvvete başvurarak insancıl hukuk kurallarını ihlâl etmiştir.

Rusya'nın bu ihlâl konumunun daha da ileri götürülmesi, bir başka hukuk kuralının kabaca çiğnenmesinin de bir sonucudur. Rus birliklerinin pervasızca Gürcistan topraklarında ilerlemesi, gene emredici nitelikte bir uluslararası hukuk kuralı olan 'saldırı yasağı'nın ihlâli anlamına gelir. Rus makamları, belirttiğim o hukuk kurallarıyla bağlı olmadıkları gibi bir gerekçeyi savunamaz. Bilindiği gibi, 1990'ların başlarında, Gürcistan ülkesinin kuzey topraklarındaki ayrılıkçı gelişmeler karşısında, Gürcistan kuvvetleriyle işbirliği içinde bir gözetim faaliyeti icra etmek üzere, Rus birlikleri de, bir uluslararası kuvvet statüsünde ve Gürcistan ile yapılan anlaşma sonucunda orada bulunuyordu. Ama bu son gelişme, biçimi ve hedefleri bakımından bunun ötesinde bir hareketi ifade ediyor.

YENİDEN HUKUKU DÜŞÜNME ZAMANI . Bu gelişmeler karşısında denilebilir ki, 2001 ve 2003 yıllarında ABD'nin yaptığı neydi? Hukuken, bu emsalin kendisinin zaten meşruiyetten yoksun olması, başka benzerlerinin de aynı mecrada savunulmasını önler. Ama belki sonuç olarak şu söylenebilir: "Terörle mücadele" şiarıyla hukuksuzluğun hem içte hem dışta yükseltildiği yıllardan sonra, belki son günlerin bu musibeti sayesinde, 1945 sonrasının nasihatını yeniden hatırlayabilir ve ortak hukukumuzu düşünmeye başlayabiliriz.

* Prof. Dr.; İst. Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi / ttarhanli@bilgi.edu.tr

Etiketler:
gürcistan-rusya bunalımı ve hukuku yeniden düşünmek

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır