NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
2
apsuva
35WERE~1.MP3
13
8

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
DEDELERİMDEN MİRAS KALAN YEMEKLER...

Gürcistan'da çıkan savaş, Kafkaslardan göçe zorlanan dedelerimi hatırlattı bana. Atalarımın mirasını devam ettirme sorumluluğunu hissediyorum. Bunu ise gerek kaybolan dillerini öğrenerek gerekse yemeklerini ve yaşam tarzlarını çocuklarıma aktararak ayakta tutmayı ümit ediyorum. Bir savaşın etkilerini belki de en iyi biçimde çocukların gözlerinde izlersiniz. Tüm acıların yaşanmışlığının en pürüzsüz ve etkili anlatımını taşır küçük yüzlerdeki çizgiler. Bu yüzdendir savaş sonrası fotoğraf karelerinde onlarla sık sık göz göze gelmemiz.
25-08-2008 - kez okundu

Habil ile Kabil'den bu yana geçen binlerce yılda kaybedilen milyonlarca insana rağmen birilerinin iktidar ve kendi doğrularını nasıl acımasızca dikte edebileceğini gösterme hevesi uğruna yaşanan vahşetlere geçtiğimiz günlerde yenileri eklendi. Dedeleri Kafkas coğrafyasından benzer otorite savaşları uğruna zorla göçe tabi tutulup yıllar önce Türkiye'ye giden gemilere doldurulmuş biriyim ben. Karadeniz'in yol vermez dalgalarıyla binlercesini içine çektiği, hayatta kalanlarının zorluklarla mücadele edip dillerini, yaşam şekillerini bilmedikleri bir ülkede ben ve benim gibi sonradan gelecek nesilleri rahat etsin diye yeni bir yaşam kurduğu bir geçmişin sorumluluğu var omuzlarımda.

Yüzlerinde kederin en derin izlerini seyrettiğimiz her savaş çocuğunun fotoğrafı birer birey olarak bile neler yapabileceğimizi düşünmemiz gerekliliğini ortaya koyuyor. Her haber bülteninde çıkan kanlı görüntülere ağlayıp hiçbir şey olmamış gibi normal hayatlarımıza devam ediyoruz. Bir gün belki aynı karelerde bizim ülkemizin de olabileceği, bambaşka ülkelerdeki insanların aynı bizim gibi üzülüp geçebileceği gerçeğini unutuyoruz. Bu insanlara yerinizden kalkmadan bile yapabileceğiniz çok basit bir yardım belki onlar için çok şey ifade edecektir. IHH (ihh.org.tr) gibi pek çok kurum ile dünyanın savaşlarla kanayan pek çok ülkesine fayda sağlamanız mümkün. Atalarının yeni bir yaşam kurduğu, mutlu ve güvenli yaşam süren ben ise onların kültür mirasını devam ettirme sorumluluğunu hissediyorum kendimde. Bunu ise gerek kaybolan dillerini öğrenerek gerekse yemeklerinden tutun da yaşam tarzlarını çocuklarıma aktararak ayakta tutmayı ümit ediyorum.

Şıpsı paste

Malzemeler: 1 bütün tavuk, 4 baş kuru soğan, tuz.

Çorba malzemeleri: 2 yemek kaşığı tereyağı, 1 yemek kaşığı domates salçası, 5-6 adet patates (soyulup karelere bölünmüş), 5-6 diş sarımsak, 2,5 yemek kaşığı un, 1,5 lt. tavuğun haşlama suyu, 1,5 lt. su, tuz, 1 yemek kaşığı kişniş (havanda dövülmüş).

Paste malzemeleri: 2 su bardağı pilavlık bulgur, yarım su bardağı pirinç, 6 su bardağı su, tuz.

Sos malzemeleri: 2 yemek kaşığı zeytinyağı (veya tereyağı), 3 diş sarımsak, soyulup doğranmış, 1 tatlı kaşığı pulbiber

Hazırlanması: Tavuğun butlarını, kanatlarını, göğüs ve sırt kısımlarını parçalara ayırın. Derilerini soyup iyice yıkayın. Kanatları soyamazsanız ocakta ateşin üzerinde tütsüleyin. Etleri bir tencereye alarak üzerlerine çıkacak kadar soğuk su ekleyin. Soyulmuş 4 baş soğanı bütün olarak tencereye ilave edin. En son tuz ekleyip haşlayın.

Çorbanın hazırlanması: Tereyağını ve salçayı bir tencereye koyun. Salça kavrulduktan sonra patatesleri ve sarımsakları ilave edip bir süre kavurun. Kavurma esnasında patatesler tencereye yapışmaya başlarsa 1-2 kaşık et suyu ekleyebilirsiniz. Ardından suyu ve et suyunu tencereye ekleyin. Patatesler ezilmeye müsait bir hal alana kadar pişirin. 2,5 yemek kaşığı unu 1 kâse soğuk suda ezin. Çorbanın suyundan kaseye 1-2 kaşık ekleyerek kâsedeki suyu ılıtın. Ardından çorbayı devamlı karıştırarak kâsedeki suyu tencereye ekleyin. Ara sıra karıştırmak suretiyle 10 dakika pişirin. Tuzunu ekleyip tencerenin altını kapatın.

'Paste'nin hazırlanması: Çorba pişerken bulgur ve pirinci karıştırıp birkaç kez suyunu değiştirerek yıkayın. Yıkadıktan sonra su ve tuzla birlikte tencereye koyun. Tencereyi ocağa alın. Bulgurlar ve pirinçler sularını çektikten sonra tencerenin altını kapatın. Tercihen tahta spatula yoksa delikli bir kepçe ile pasteyi yoğurun. Spatulayı ara sıra çorbaya batırabilirsiniz. Pasteniz hamura yakın bir kıvama gelince üzerini spatulayla düzleştirin.

Sosun hazırlanması: Zeytinyağını tencereye alın. Doğranmış sarımsakları ekleyin. Yağ kızınca pul biberi ilave edin. Etleri bu sosun içine teker teker alın, alt ve üstlerini kızartın.

Servis yapılması: Yuvarlak ve derince bir tepsiye önce pastenizi ortası boş kalacak şekilde (havuz şeklinde) yayın. Havuz kısmına çorbasını koyun. Etrafına etleri dizin. Çorbanın üzerine sostan biraz gezdirin ve kişniş serpin. Tabaklara koyarken 1 kaşık paste, çorba ve 1 parça tavuk olmak üzere ayranla servis yapın. Bu yemeğin çorbası Anadolunun bazı yerlerinde sütle beyaz bir çorba olarak hazırlanıyor.

Şelame

Malzemeler:

Hamur için: 3 su bardağı un, 1 çay bardağı yoğurt, 1 çay bardağından biraz az zeytinyağı, 1 yumurta, 1 tatlı kaşığı tuz, yarım paket kabartma tozu, bir miktar su (en fazla 1 çay bardağı).

İç malzemeleri: 200 gr beyaz peynir, bir miktar doğranmış maydanoz.

Farklı iç malzemesi: 5-6 patates, haşlanıp ezilmiş, 1 tatlı kaşığı nane, tuz, karabiber.

Kızartmak için: 2 su bardağı ayçiçek veya mısırözü yağı

Hazırlanması: Hamur için gereken malzemeleri karıştırın. (Suyu azar azar ekleyerek kıvamını tutturun.) Unlanmış bir tahtanın üzerinde hamuru ikiye ayırın. Her bir parçayı merdane kalınlığında rulo haline getirin. Ruloları iki parmak genişliğinde parçalara kesin. Kestiğiniz parçalara elinizle hafifçe bastırın. Bunları una bulayın. Una bulanmış parçaları merdaneyle (nescafe tabağı genişliğinde) yarım santim kalınlığında açın. Açtığınız hamura 1 tatlı kaşığı iç malzemesinden koyun. Kenarlarına sıkıca bastırarak ay şeklinde kapatın. (İsterseniz ruletle de kesebilirsiniz.) Tüm hamuru aynı şekilde hazırlayıp üzerine kâğıt havlu serilmiş tepsiye birbirlerine değmeyecek şekilde dizin. (Birbirlerine yapışmasınlar.) Hamurları kızdırılmış yağda her iki tarafı da pembeleşene kadar kızartıp sıcak servis yapın.

Not: Hamurlardan bazılarını iç koymadan açıp ortalarına delik açarak da (hava kabarcığı olmasın diye) kızartabilirsiniz.

HATİCE ÖZDEMİR TÜLÜN

Etiketler:
dedelerimden miras kalan yemekler

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır