MESAJİNİZ: ÜZGÜNÜM AMA SÖYLEMELİYİM 'KRAL ÇIPLAK...'
Bu satırların yazarı, cebinde sürekli bir parça 'Kutsal Vatan Toprağı'nı taşıyan,
gördüğü her Kafkas Bayrağı'nda, gözleri dolan, yüreğinde fırtınalar kopan
ve metobolizmasının kimyası değişen bir kafkas milliyetçisidir.
Ancak bu hal, bugünlerde yaşananlar için gerçeklerin söylemesine mani değildir,
hatta doğrusu da budur ve Kafkas Karakteri de bunu gerektirir.
Bundan yıllar önceydi, Üsküdar'daki Abhaz Derneği'ne, Abhaz Cumhuriyeti'nden
üst düzey yetkililer gelmişti. Diasporadaki derneklerin temsilcileri ile
tanışma ve yüzeysel de olsa bir görüşme yapılacaktı.
31-08-2008 - 5 kez okundu
Bunu duyduğumda, heyecanla saatler öncesinden derneğe gitmiş, tanıdığım kimse de
olmadığından bir köşede beklemeye başlamıştım. Hemşerilerim gelecekti, onlara
yakın olmak istiyordum. Onları yakından görünce, adeta kayıp yıllar geri
gelecek, görmediğim atalarımla ve kutsal vatanımla temas sağlanmış olacaktım.
Sonra misafirler geldiler ve çok da uzun olmayan soru cevap faslı başladı.
Ancak, anlayamadığım bir atmosfer vardı; Benim yıllarca öğrendiğim pek çok şey
altüst oluyordu. Çünkü ruslar, üstelikte söz sahibi olarak konun tam da içindeydi.
Sorulan sorular ve cevapları, bu ana resmin yanında önemsiz birer teferruat olarak
duruyordu. Çünkü, büyük bir oyunun ve kandırmacanın içinde olunduğu, o günlerde
kendisini belli etmekteydi.
Bizlerin özyudumuzda değilde, gurbette oluşumuzun müsebbibleri,
Kutsal Kafkas Coğrafyası'nı bugün de tarumar edenler,
soydaşlarımızla el ele, kol kola Abhazya davasının içinde neler yapmaktaydılar?
Bağımsızlık için canını verenler, savaşlarda, sürgün yollarında
kaybettiğimiz atalarımız tüm bunlar gözlerimin önünden geçiyordu.
Büyük bir hayal kırıklığı ve buruk bir ruh hali ile oradan ayrıldım.
Bugünlerde yaşananlar, o zaman yazılmış ve gününü bekliyormuş maalesef.
Şimdi diaspoara, hiçbir zaman anlayamadığı bu oyunun dalgalı denizinde
kırık dökük sandalı ile savrulup durmaktadır.
Zaten Abhaz Cumhurbaşkanı'nın 2007 yılında yapılamayan ziyareti üzerine
kalem aldığımız yazımızda da belittiğimiz gibi, 'Diasporanın Güçsüzlüğü'
bu fikri zaafiyetten kaynaklanmaktadır. http://www.nartajans.net/nuke/News-file-article-sid-3573.htm
Diaspora, hiç bir zaman köylülükten ve ideolojik saplantılardan kurtulmuş,
karizmatik aydınlarını ve liderlerini yetiştirememiştir.
Bugün bu konularda söz söylemeye çalışan dernek yöneticilerinin genel profiline bakınız...
Eğitimlerine, iş tecrübelerine, birikimlerine vs. bakınız...Bir de yüzyılın başındaki
Kafkas ileri gelenlerinin profillerine bakınız...Her biri kaç dil bilir?...
Tahsilleri nelerdir?... Dünya ile ilişkileri nelerdir?... Tecrübelerine vs. bakınız...
Fark açıkça görülecektir; Diaspora ileri mi gitti, yoksa geriye mi Maalesef Kıral Çıplak...
Dünyanın en zorlu çoğrafyasında, Ahmet Amca, Mehmet Abi çizgisi ile aksiyon yaratmak
işte bu kadar oluyor. Azınlıkta da olsa nitelikli bir grup belki var. Ama onlarda,
yetiştirilme tarzları, kariyerleri, geçmiş dönem angajmanları vb. nedenler ile
'Aman devletimiz ne der? aman toplum ne der?' çıkmazında olduklarından
bilgi ve birikimleri, tozlu bir kütüphanenin aksiyon yaratma kabiliyetinden
öteye gidememekte, üstelik aksiyoneleri de boğan kısıtlayan bir atmosfer yaratmaktadır.
SONUÇ:
1. Diaspora, Kafkasya için bırakın fikir geliştirmeyi ve açılım yapmayı,
yaygın bir gösteri ve kutlamayı dahi yapamayacak kadar acz ve dağınıklık içindedir.
Diaspora yıllarını boşa geçirmiş, insan kaynağı ve fikri altyapı kuramamıştır. Bu nedenle etkisizdir ve
geliştirilecek hiçbir politikada dikkate alınmamalıdır.
2. Türkiye Cumhuriyeti, konuların özünü anlamaktan uzak, süper güçlerin bıyık altından
güldüğü içi boş, fantastik ve sürrealist girişimler ve fikirler içinde yalpalamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti kendi sınırlarını korumakta zorlanan, dış güçlerin cirit attığı
iç kavgalarını aşamamış, sonu belirsiz bir çalkantının içindedir. Bu nedenle etkisizdir ve
geliştirilecek hiçbir politikada dikkate alınmamalıdır.
3. Kafkasya ancak kendi evlatları tarafından ve sadece kendi öz dinamikleri ile kurtulabilir.
Bunun yolu çıkış noktasını hiçbir zaman unutmamaktır. Kafkasya bugün neden bu durumdadır? Kim
yüzünden bu haldedir?
4.Kafkasyanın müttefiklere de gereksinimi yoktur, çünkü hiç bir
müttefik tarih boyunca Kafkasya'nın yükünü çekebilecek güçte olmamıştır.
Büyük ve Soylu Kafkas Coğrafyası, ancak Tanrı'nın bu yerler için yarattığı evlatları
tarafından yüklenilebilecek kadar çetin bir mücadeleye sahiptir.
5.1864'ün hesabı ne bizim açımızdan ne de düşmanımız tarafından daha tam olarak kapatılmamıştır.
Bu onunla bizim aramızdaki ölüm kalım mücadelesidir. Başkaları, bu tarihin ancak figüranı olabilirler.
Bu nedenle içimizden yolunu kaybedenler olabilir.
Bizim yolumuz ve hedefimiz açık ve dosdoğrudur;'Rus esaretinden kurtarılmış, Bağımsız Kafkasya...'
gerisi ancak teferruattır.
Saygılarımla,
Murat ÖZDENER
Etiketler:
mesajiniz üzgünüm ama söylemeliyim çıplak