NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
3
4WORED1.MP3
4-5-6-7
11
35305319 - Adige Heku 01.MP3

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri
AVRUPA BİRLİĞİNE GÖNDERİLEN YAZI METNİ

Gürcistan yönetiminin 7 Ağustos'ta Güney Osetya'yı geri almak adına yoğun bombardımanla başkent Tshinval ve diğer yerleşim birimlerini yerle bir ederek başlattığı savaş Kafkasya'da yeni bir döneme işaret etmektedir. Bu yeni dönemin ilk işareti ise Tiflis tarafından izlenen saldırgan ve şovenist politikalara karşı, kardeş halkların yaşamını garanti etme sorumluluğunun farkında olarak Rusya Federasyonu'nun Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını tanımasıdır. Savaş sonrası yeni dönem gerek Güney Osetya gerekse Abhazya için bir dönüm noktasıdır.
02-09-2008 - 5 kez okundu

Bu savaş aslında Gürcistan�ın aşırı milliyetçi Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili�nin 2004 ve 2008 seçimlerinde halkına vaat ettiği, beklenen bir savaştır. Başta ABD ve AB olmak üzere uluslararası toplum, maalesef bunu önleyecek hiçbir girişimde bulunmamıştır. Oysa Saakaşvili�nin seçim vaadi olarak önce Güney Osetya ardından da Abhazya�yı geri almayı hedeflediği bilinen bir gerçektir. Saakaşvili 2006�da, 1994 Moskova Ateşkes Anlaşması�na ve BM kararlarına rağmen, Abhazya�nın Kodor Vadisi�ne asker göndererek Abhaz-Gürcü sorununun güç kullanarak çözme niyetinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Gürcistan yönetiminin, bölgede casus uçakları uçurmanın yanı sıra sınır bölgesinde Abhaz güvenlik güçlerine açıkça saldırı, adam kaçırma ve sivillere karşı terör eylemleriyle istikrarı bozup askeri harekâta uygun zemin hazırlama girişimleri de hiçbir zaman eksik olmamıştır. Diğer yandan savaşın başlamasını müteakip, Saakaşvili yönetiminin Güney Osetya�yı geri almak amacıyla 8 Ağustos sabahı tam seferberlik ilan ettiği, Gürcü top, tankları ve uçaklarının Oset kentlerini bombaladığı gerçeği unutulmuş, yerine bölgede barış gücü görevi ifa eden Rusya�nın müdahalesi olumsuz bir biçimde öne çıkartılarak gerçek saldırgan gizlenmeye çalışılmıştır. Oysa Saakaşvili rejiminin hesabının önce Güney Osetya�yı ele geçirmek hemen ardından Abhazya�yı saldırmak olduğu bir sır değildi. Savaşı başlatan tarafın Gürcistan ve sorunları silah zoruyla çözme niyetinde olanın Gürcü yönetimi olduğu gerçeğinden hareketle Abhazya ile ilgili şu önemli hususların altını bir kere daha çizme gereği duyuyoruz; * Abhazlar Kafkasya�nın tarihleri binlerce yıl geriye giden, kadim halklarından birisidir ve Abhazya bu halkın ezeli ve ebedi vatanıdır. * Tarihte krallıklar kurmuş Abhazya, halkının iradesi hiçe sayılarak, SSCB döneminde Gürcü asıllı Sovyet diktatörü Joseph Stalin tarafından özerk bölge olarak Gürcistan�a bağlanmıştır. Abhaz halkı bu haksızlığı asla kabullenmemiş ve neredeyse her 10 yılda bir kitlesel eylemlerle bağımsızlık talebini haykırmıştır. * 1991�de SSCB�nin dağılmasının ardından Tiflis yönetimi, Abhazya-Gürcistan ilişkilerini düzenleyen Sovyet anayasasını ilga ederken, Abhazya�nın özerklik statüsünü de tek taraflı biçimde iptal etmiştir. Bunun üzerine Abhazya da kendi kaderini tayin hakkını kullanmış ve bağımsız olmak istemiştir. * Abhazya�nın özerklik statüsünü muhafaza edebilmek adına federasyon öngören teklifine 1992�de işgalle karşılık verilmiş ve 13 aylık savaşın ardından Gürcü işgal güçleri yenilerek çekilmek zorunda kalmıştır. * Abhazya saldırıya uğrayan taraf olduğu halde 1995�den itibaren Bağımsız Devletler Topluluğu�nun haksız ambargosuna maruz kalmış ve bugüne dek uğradığı zarar 10�12 milyar doları aşmıştır. * 1994 Moskova Ateşkes Anlaşması çerçevesinde yürütülen barış müzakereleri ise Gürcistan�ın �üniter devlet� saplantısı nedeniyle sonuçsuz kalmıştır. * Sonunda Abhazya 1999�da halkının yüzde 97 oranında evet oyu kullandığı referandumla bağımsızlığını ilan etmiştir. * Abhazya daha 1992�de, savaşın arifesinde yüzünü Batıya çevirmiş, önce Avrupa�nın müttefiki Türkiye ile ilişkilerini geliştirmekten yana tercihini koymuştur. Nitekim dönemin Abhazya yönetimi ilk dış ziyaretini Türkiye�ye gerçekleştirmiş, ne yazık ki uzattığı el havada kalmıştır. Günümüzde de Abhazya�nın resmi olağan ilişki kurmak istediği ülkelerin arasında başta AB ile üyelik müzakereleri yürüten Türkiye olmak üzere Avrupa devletleri yer almaktadır. Hatta Abhazya yönetimi Gürcistan ile de sağlıklı ve barışçıl ikili ilişkiler kurmak istemiş, defalarca �Bizi ilk tanıyan Gürcistan olsun� şeklinde açıklamalarda bulunulmuştur. Ancak Batılı ülkeler haksız ve yanlış bir biçimde BDT ambargosunu destekleyerek Abhazya�ya Rusya�dan başka bir seçenek de bırakmamıştır. Bu süreçte Abhazya, devlet geleneği olan bir ülke olarak demokratik bir cumhuriyet inşa etme çabalarını bütün imkânsızlıklarına rağmen sürdürmüş, bunun için gerekli hukuki, siyasi, ekonomik ve toplumsal adımları atmıştır. BM Şartı�nın tanıdığı kendi kaderini tayin hakkını kullanan Abhazya, maalesef uluslararası toplumun çifte standardını aşamamıştır. Şubat 2008�de BM kararı olmaksızın tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova ile ilgili Batılı ülkelerin takındığı tutum çifte standardın en çarpıcı örneğidir. Kuşkusuz Abhazya, bağımsız devlet olarak tanınmak için Kosova ile kıyaslanamayacak kadar ciddi hukuki ve tarihsel temellere sahiptir. Ancak buna rağmen uluslararası toplum Abhazya�yı tanımama yönündeki tutumunu hakkaniyetten uzak bir şekilde sürdürmektedir. Gürcistan�ın başlattığı savaş ve sonrasında Rusya Federasyonunun tanıma kararının yarattığı yeni ortam, uluslararası toplumun Abhazya ile ilgili politikasını sorgulaması için iyi bir fırsat sunmaktadır. Açık olan soykırım politikası güden Gürcistan�ın kâğıt üzerinde olmaktan öteye gidemeyen, temelsiz �toprak bütünlüğü� iddiasını savaş çıkaran taraf olarak kendi elleriyle çöpe attığıdır. Ulaşılan noktadan sonra ne Güney Osetya ne de Abhazya�nın Gürcistan siyasi yapısı yapa toprak bütünlüğüne geri dönmesi mümkün değildir. Gürcistan, ne yazık ki barışçıl müzakere şansını da yitirmiştir. Hiç kimse Abhazya ve Güney Osetya�dan, ele geçireceği ilk fırsatta Abhaz ve Osetleri imha etme hedefiyle hareket eden ırkçı Gürcü yönetimiyle statü belirlemek için masaya oturmasını bekleyemez. Bu gerçeklerden hareketle Türkiye�de yaşayan Kafkas diasporası olarak uluslararası topluma sesleniyoruz: * Tarihi haksızlığa son verip Abhazya ve Güney Osetya�yı bağımsız devletler olarak tanıyın. Abhazya ve Güney Osetya�nın tanınması dışında herhangi bir barışçıl çözüm önerisinin yaşama şansı yoktur. * Kafkasya�da istikrar ve barışın anahtarı, Kafkasya�nın bu iki cumhuriyetinin uluslararası toplumca tanınmış devletler olarak uluslararası sistemde hak ettikleri yeri almalarıdır. * Sadece Gürcistan�ın tezlerini dikkate alarak tek taraflı hareket tarzları geliştirmekten vazgeçin. Kafkasya�da çatışmayı körükleyen, saldırganı cesaretlendiren hatta ödüllendiren politikaları bırakın! Abhaz ve Osetlerin de seslerine kulak verin. Abhazya ve Güney Osetya halkları için tarihsel haksızlığın sona erdirileceği ve hakkaniyetin gerçekleşeceğine dair inancımızla saygılarımızı sunarız. Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi Adına Başkan İrfan ARGUN

Etiketler:
avrupa birliğine gönderilen yazı metni

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır