NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
13
35WERE~1.MP3
4WORED3.MP3
2
4WORED1.MP3

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
ÇERKESLERİN ÇOK 'DEĞİŞTİĞİ' DE MUHAKKAK

Türkiye'de sıra dış politikaya ilişkin meselelere gelince yakın zamana kadar çok sıkı işleyen kural şu idi: "İç politika"da şahit olduğumuz bütün farklılık-çeşitlilik ve çatışmalar belirlenen "dış politika", yani "milli politika" karşısında hemen o saat ortadan kalkmalıdır. Zamanında sıkça yaşandığı gibi Yunanistan ile aramızda bir kriz mi baş gösterdi, "gün milli birlik ve beraberlik günü" olduğu için en öne çıkan biçimiyle iktidar-muhalefet ayrımına bu konuda yer yoktur... Askeri birliklerimiz sınır ötesi harekata mı başladı, iç çekişmelerimizi bir yana bırakıp birlik olmanın zamanıdır...
07-09-2008 - kez okundu

"Kıbrıs sorunu"na ilişkin yeni bir gelişme mi var, haydi hep beraber...

Bu kural, yani dış politikayı "milli" sıfatıyla taçlandırıp "iç çekişmeler"in çeşitliliğinden soyutlamak, bir müddettir eski gücünü ve inandırıcılığını kaybetmiş görünüyor. Artık bu ülkede de daha net biçimde anlaşılmaktadır ki, söz konusu "dış" yani "milli" politikalar söz konusu olduğunda da "millet"in toplum olarak arz ettiği çeşitlilik bu alana ilişkin gelişmelerin değerlendirilmesine yansıyabilir.

Bakın mesela bugün, siyasi ve sivil oluşumların "Kıbrıs politikası"na ilişkin geliştirdikleri çeşitli ve sırasında birbirine taban tabana zıt düşen yorum ve önerilere. Benzer bir çeşitliliği yakın zamanda yoğun olarak "Kuzey Irak" konusunda yaşadık. AB'ye ilişkin tavır farklılıklarını hatırlatmaya bile gerek yok. Ve de tabii en son örneğiyle Cumhurbaşkanı'nın Ermenistan ziyareti.

Muhakkak ki iyi bir gelişme bu. Dünkü yazımda değindiğim, toplumun hızla "değiştiğinin" bir işareti aynı zamanda. Ülkenin "iç politikası" toplumu nasıl bölmüş ise, "dış politikası" da sırasında benzer bir bölünmenin alanı-nedeni oluyor. Ülkenin başta komşuları olmak üzere başka ülkelerle geliştirdiği ilişkiler artık sadece Dışişleri-Genelkurmay işbirliğinin "koridorları"nda oluşan ilkelerle şekillenmiyor. Bu alandaki ilkeler ve tercihler toplumun son derece çeşitlilik arz eden kesimleri tarafından da sorgulanıp, sınavdan geçiriliyor. Türkiye toplumunun "yetişkinliğe" yönelik adımları bu alanda da hızlanmış durumda.

Bu "giriş"i, Türkiye Kafkas Dernekleri Genel Başkanı Cihan Candemir ve Radikal gazetesi dış politika sorumlusu Ceyda Karan'ın davetli olduğu NetTV'de yayımlanan "Diyalojik" programında konuştuklarımızı hatırlayarak yaptım. "Kafkaslar'da kriz" genel başlığı altında toplanabilecek olay ve gelişmeleri tartışacaktık.

Cihan Candemir'e yönelttiğimiz ilk soru, "dış politika"nın algılanmasına ilişkin yukarıda özetlediğim husus oldu. Bu çerçevede, bana göre Türkiye'de bir ilk yaşanıyordu. Gürcistan'ın Güney Osetya'ya askeri müdahalesiyle başlayan "kriz" ortamında ülkenin önemli bir topluluğu (Çerkesler) hükümetin (devletin) bölgeye yönelik dış politikasını açıkça "topa tutuyorlar"dı.

Türkiye'nin Gürcistan'a yaptığı (içinde askeri eğitim de bulunan) askeri yardım ve yapılan silah satışları sayıları 5 milyonu (?) bulan Çerkeslerin büyük tepkisini çekiyordu.

Kriz sürecinde Rusların Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanımasıyla bu tepki başka bir çehre de kazandı. Futbol maçları sonrasında gördüğümüz otomobil konvoyları bu kez bu iki ülkenin bağımsızlığını kutlamak için sokaklardaydı...Ellerde bayraklar, klakson sesleri, bağımsızlık sloganları...

Cihan Candemir'e sorduk o akşam: Neler oluyor? Bizim bildiğimiz kadarıyla, Kürtlerin "Kuzey Irak"a ilişkin gelişmeler boyunca gösterdikleri tepkiler dışında, ülkenin "dış politikası" toplum tarafından ciddi biçimde ilk kez protesto ediliyordu.. Düşünün, hem de Çerkesler, yani bugüne kadar "devlete en yakın" kabul edilen bir kesim tarafından... Ayrıca bugüne kadar "Ruslar" denilince anlattıkları hikayelerin sonu gelmeyen Çerkesler -çok yakından biliyorum, çünkü rahmetli anneannemden, büyük göçten başlayarak Çerkeslerin Ruslardan gördükleri eziyeti kim bilir kaç kez dinlemiştim- bugün Osetya ve Abhazya söz konusu olduğunda Rusya'nın uyguladığı politikadan hiç de şikayetçi değildiler...

Cihan Candemir, özetle "dünya değişiyor" diye cevapladı sorumuzu.

Haklıydı tabii ki; dünya hızla değişirken Türkiye toplumu yerinde sayacak değildi ya... O da Türkü, Kürdü ve Çerkesi ile değişiyor tabii ki. Daha da değişecek...

Kürşat BUMİN
Yeni Şafak Gazetesi

Etiketler:
çerkeslerin çok de muhakkak

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır