Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6


Evet yıllardır anavatana dönüşü ısrarla savunan bir kesimin zaman zaman ifade ettiği dönüş meselesi esasında dile getirildiği kadar kolay bir mevzu gibi görünmüyor. İnsanların alışkanlıkları, çevresi, doğup büyüdüğü yer ile arasındaki uyum veya adına ne derseniz büyük bir bağ oluşturmuş durumdadır. Bu bağı koparıp anavatana dönüşün sağlanabilmesi için anavatana çok daha büyük bir bağ ile yeniden bağlanması gerekecektir ki bu da yöntem olarak çeşitli fikirlerin doğmasına vesile olmuştur.
Anavatana dönüş yöntemleri üzerinde durmak istemiyorum. Benim üzerinde duracağım konu kalanlarla ilgili. İsteyerek kalanlar, anavatana gitme fırsatını bulamadığı için kalanlar, gitmek isteyip fırsat bulup da mazeretleri nedeniyle kalmak zorunda kalanlar vs...Yıllardır anavatana dönüşü savunan insanlara cevaben hazırladığım bu yazı dönüş meselesine başka bir bakış açısı getirme amacını taşıdığından dönüş karşıtı olduğumun düşünülmesini istemem.
Evet yıllardır anavatana dönüşü ısrarla savunan bir kesimin zaman zaman ifade ettiği dönüş meselesi esasında dile getirildiği kadar kolay bir mevzu gibi görünmüyor. İnsanların alışkanlıkları, çevresi, doğup büyüdüğü yer ile arasındaki uyum veya adına ne derseniz büyük bir bağ oluşturmuş durumdadır. Bu bağı koparıp anavatana dönüşün sağlanabilmesi için anavatana çok daha büyük bir bağ ile yeniden bağlanması gerekecektir ki bu da yöntem olarak çeşitli fikirlerin doğmasına vesile olmuştur.
Anavatana dönüş yöntemleri üzerinde durmak istemiyorum. Benim üzerinde duracağım konu kalanlarla ilgili. İsteyerek kalanlar, anavatana gitme fırsatını bulamadığı için kalanlar, gitmek isteyip fırsat bulup da mazeretleri nedeniyle kalmak zorunda kalanlar vs...
Her Çerkesin anavatana dönüşü mümkün görünmüyor. Yaklaşık kırk farklı ülkede yaşayan Çerkeslerin tamamında dönüş fikri olmadığı gibi bu fikre sahip olanların da tamamının dönüş yapamadığı ortadadır. Hal böyleyken çeşitli yerlerde dile getirilen bazı ifadeler dönüş yapmayan veya yapamayan insanımızı dışlamakta, Anavatana dair özlemini kamçılamak yerine bu gibi ifadeleri dile getirenlere karşı büyük bir antipati oluşmasına dolayısıyla kendi toplumundan uzaklaşmaya neden olmaktadır. Dile getirilen bu ifadelerden birisi; Anavatan üzerine dönüş yapmayan insanların söz söylemeye hakkı olmadığına dair bir ifadedir. Bir diğeri anavatana dönmeyen çerkeslerin tamamiyle asimilasyona maruz kalacakları, Anavatan dışında bir yerde çerkes olarak yaşamalarının mümkün olmadığıdır. İmkanı olduğu halde anavatana dönmeyenler de kesinlikle ve kesinlikle "mutlu sürgünümsüler"dir(!).
İfadeleri ister beğenelim ister beğenmeyelim yeni bir tartışma yaratmak için değil farklı bir bakış açısını ortaya koymak için bir de olaya tersinden bakmakta fayda var diye düşünüyorum. Bana göre sürgünle birlikte yaklaşık kırk ülkeye dağılan Çerkeslerin bu acı olayı bir avantaja dönüştürmesi muhtemeldir. Kırk farklı ülkede ciddi olarak bulunuyor olmanın sağlayacağı yararları göz önüne getirirsek son günlerde sıkça dile getirilen "krizi fırsata çevirmek" ifadesi gibi biz de başımıza gelen felaketin fırsata dönüşmesini sağlayabiliriz diye düşünüyorum.
Kırk farklı ülkede, Çerkeslerin doğrudan temsilcisi bulunmaktadır. Yeterli çalışmalar yapılabilirse Anavatandaki ve tüm dünyadaki Çerkeslerin lehine çalışacak kadrolar teşkil edilebilir. Tüm dünyada büyük ülkelerin meclislerinde anavatana dair lehte kararların alınması sağlanabilir. Sürgünün Rusya tarafından resmen tanınması açısından BM ve AB nezdinde ciddi çalışmalar yürütülebilir. Bunun için elbette etkin bir organizasyon sağlanmalı ve tüm ülkelerdeki Çerkesler koordine olarak ahenk içerisinde çalışmalı. Görüldüğü gibi dönüş yapabilen Çerkeslerin dışında dönüş yapmayan, bulunduğu ülkede kalmayı tercih eden veya buna mecbur kalan Çerkeslerin de anavatan için ciddi çalışmalara katkı sağlayabileceği ortadadır. En azından teorik olarak bunun olamayacağını kimse iddia edemez. Dolayısıyla dönüş yapmayan veya yapamayan insanları dışlamak büyük bir düşüncesizlikten ibarettir. Bu olaya birkaç örnek de verebiliriz. İkinci Dünya Savaşından sonra ABD kendi gençlerine "Ülkeni seviyorsan ülkeni terk et!" derken tüm dünyaya yayılmayı öngörüyordu. Kendi vatandaşlarını belirli bir coğrafyaya sürmese de yurtdışında hemen hemen her coğrafyada kendi vatandaşlarının bulunması için bir dizi tedbirler aldı. Dolayısıyla yurtdışında bulunan vatandaşları da zamanla kendisine büyük katkılar sağladı.
Gelelim ikinci örneğe; 1948 yılında kurulan İsrail devletini Kudüs bölgesinde yaşayan Yahudiler kurmadılar elbette. Bu ülkenin kurulmasını sağlayan Yahudiler ABD, İngiltere, Fransa gibi büyük ülkelerde yaşayan, yaşadıkları ülkelerde belirli bir statüye ulaşmış olan Yahudilerdi. Hala kurdukları ülkeye gidip yerleşmeseler de Kudüsteki varlıklarını artırmak için dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan Yahudileri Kudüste ikamet ettirmek için çeşitli tedbirleri alıyorlar. 1948'den bugüne kadar Kudüse ciddi anlamda bir dönüş sağlanmaktadır, gelecekte de sağlanacaktır. Tabii ki Yahudilerin hepsi de Kudüse dönüp şu an sahip oldukları statülerini kaybetmeyi mantıklı görmüyorlar.
Sonuç olarak; yaklaşık kırk ülkede var olmamız büyük bir acı olay neticesinde olmuş olsa bile "krizi fırsata çevirme becerisini" gösterebilecekler için büyük bir zenginliktir. Bu yüzden anavatana dönüş yapamamış veya yapmamış insanımızı dışlamak, ötelemek yerine anavatan ve tüm dünya çerkesleri için çalışan, üreten, emek veren insanlara dönüştürmek çok zor olmasa gerek.

Ali Rıza AK

www.paukaf.com/koseyazilari

Etiketler:
kalanlar üzerine