NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
8
4SIMD.MP3
12
35WERE~1.MP3
2

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
BİR TUTAM HAYAT/ BİR TUTAM SEVGİ

Onun hayatımızdaki yerini hafızamın geri dönebildiği en son güne , ilkokul öncesinden itibaren hatırlıyorum. Etrafı disipline eden, çok otoriter lider özellikli biri değil, tam aksine; Barışçıl, sevgi dolu, paylaşımcı ve merhamet abidesi bir Adiğe hanımefendisiydi.
05-02-2009 - kez okundu



Hayal meyal hatırladığım ilkokul birinci sınıf ve öncesi dönemde adeta köyümüzün tek pşınawosuydu. Seferhan Ninem Necip dedemizin vefatından sonra sanırım yirmi küsur yıl yaşadı.
Tüm Adiğe köylerindeki gibi kireçle bembeyaz sıvanmış, cam çerçeveleri farklı renkle boyanarak ayrılmış tertemiz ışıl ışıl mütevazı evi yaşlı genç herkesin uğrak yeriydi.
Seferhan ninem vita kutularında çiçek bakacak kadar titiz, ufacık bahçesinde her çeşit sebzeyi yetiştirecek kadar çalışkan, çat kapı gelen her misafiri için sekiz on dakikada bir sofra kuracak kadar bir Adiğe hanımefendisiydi.
Onun mutfağında sizi ağırlayacak mutlaka farklı şeyler her zaman bulunurdu. Seksenli yıllarda içi dolu tel dolabın yerini doksanlı yıllarda buzdolabı almıştı. Kuzenlerle beraber her iki dönem dede kim bilir kaç kez onun sevgi ve şefkatine sığınarak o dolapları boşaltmışlığımız vardır.
Düşünüyorum da onun ninnisini duymamış, ondan şeker, çikolata almamış sofrasında iki lokma ekmek yememiş bir nesil kalmışmıdır acaba?
Düğün yemeklerinin baş aşçısı, tüm köy doğumlarının tecrübeli ebesi, cenaze törenlerinin bilge kişisi olmak sanki onun zorunlu bir toplumsal göreviydi.
Hayatın ağırlığını en çok üzerinizde hissettiğinizde onla olmak, onun sohbetine katılmak modern ismiyle adeta bir stan-up gösterisini izlemek gibiydi. Adigece başlayan cümleleri bazen aniden Türkçeye geçiverir, yer değiştiren eklerle Türkçede ilginç bir hal alırdı. Bazen Adige olmayan muhataplarına bile Adigece konuşması bizim için yaşanılacak en tatlı anlardan biriydi.
Seksenli yılların köy hayatında vazgeçilmezimiz olan TRT1 deki siyah beyaz Türk filmlerindeki başrol oyuncularını ellerini çırparak Adiğece "gitme öldürecekler" diyerek uyarması, Dram konulu sahnelerde nerdeyse gözyaşı dökmesi onun berrak kalbinin dışa bir yansımasıydı adeta
***
Son yıllarda artık fazla köyde kalmıyordu. Kış aylarında Ankara da, yazınsa köyüne gelir sıcak yaz günlerinde evinde kalır sonbaharda tekrar yola çıkardı.
Uzun zamandır ziyaret edememiştim kendisini, son zamanlarda sağlığıda bozulmuştu. Ramazan bayramı tatilini fırsat bulup kendisini ziyarete gittim.
Elini öptüm, sarıldım.
Başını kaldırdı, yüzüme baktı, gülümsedi.
Simamı hatırlamasına rağmen ismimi çıkaramadı zayıflamıştı hafızası. Oturduk uzun uzun konuştuk. Seksen küsur yaşına rağmen hala o billur gibi konuştuğu Adiğe dilini kaybetmemişti.
Zaman geçmiş kalkma vakti gelmişti, vedalaştık...
O her zamanki asil Adiğe kadını yaşına rağmen yanımızda gelip bizi bahçe kapısına kadar uğurlamaya gelmişti. Aracın çalışmasıyla içten ve duygu yüklü kaafe seside birden yükselmişti.
_Ninecim hatırladın mı bu müzikleri dedim
Gözlerinin içi parlamıştı
—evet dedi onu bana verbilirmisin
Sonra öğrendim bulunduğu ortamda herhangi bir CD çalar cihazı yoktu. Ona söz verdim bir sonraki ziyaretimde onun dinleyebileceği kasetler getireceğime
Vedalaşarak ayrıldım.

***
Yoğun dünya meşgalesiyle insanlığımızı da kaybettiğimiz bir gün bir paylaşım sitemizde Seferhan Ninemizi kaybettiğimiz belirtiliyordu, on beş gün olmuştu toprağa verileli.
Kendime geldim o an
Ama bu kendine geliş, geç kalıştı da aynı zamanda...

Suçladım kendimi üzerimizde bunca emeği olan bir sevgi abidesi insanın vefatını bir web sayfasındanmı öğrenecektim. Ruhuna okuyabildiğim birkaç fatiha maalesef tesellim olamadı. Eminim bu duyguyu yaşan birçok dostumuz olmuştur.
Değerli arkadaşlar bu hayat hikâyesini neden yazma gereği duydum biliyor musunuz? Kabul edersiniz ki hepimizin etrafında bir ömrün karşılıksızca yükünü çekmiş dedelerimiz, ninelerimiz var ve biz günlük telaşlarımız içinde bu insanları kaybettiğimizde değerlerini anlıyoruz

Zamanında topluma kol kanat geren, bizleri şefkatle bağırlarına basan bu kutlu insanlara sarılmak için en uygun zamanımı arıyoruz? O gün bu gündür işte
Haydi, geç kalmayalım...


Mauşe Resul NİKBAY

www.paukaf.com/koseyazilari

Etiketler:
bir tutam hayat bir tutam sevgi

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır