KAHRAMANLIĞIN CİNSİYETİ
Kahramanlık deyimi,gözü kara,düşüncesizce olaylara balıklama dalma anlamında kullanılır oldu günümüzde.Oysa ki kahramanlık mefhumu,tüm ulusal tarihlerin mihenk taşını oluşturan ciddi bir kavramdır.Tarihsel olayların akışını değiştirenler,davranışları,düşünceleri ve yaşam felsefesiyle kendilerini çağının diğer insanlarından farklı bir boyutta muhafaza edebilen kahramanlar olmuştur.
07-02-2009 - 5 kez okundu
KAHRAMANLIĞIN CİNSİYETİ
Kahramanlık deyimi,gözü kara,düşüncesizce olaylara balıklama dalma anlamında kullanılır oldu günümüzde.Oysa ki kahramanlık mefhumu,tüm ulusal tarihlerin mihenk taşını oluşturan ciddi bir kavramdır.Tarihsel olayların akışını değiştirenler,davranışları,düşünceleri ve yaşam felsefesiyle kendilerini çağının diğer insanlarından farklı bir boyutta muhafaza edebilen kahramanlar olmuştur.
Kahraman deyince,insanların gözünün önüne hep güçlü bir erkek modeli gelir nedense.Ancak geçmişten günümüze tarihin seyrini değiştirebilecek özellikte kadın kahramanlar da azımsanmayacak sayıdadır.
Eski Çağ tarihinde Amazonlar'dan bahseden ilk kaynak,Homeros'un İlyada'sıdır. Samsun(Thermodon) dolaylarında yaşayan Amazonlar,Therniscyria(Terne) Savaşı'nda Yunanlılar'a yenilerek İskit ülkesi Palus Maiotis'e göç etmek zorunda kalırlar.Zeus'un üvey oğlu Herakles ile Hyppolite arasında yaşanan savaşta Hyppolite ölünce Yunanlılar Amazonlar'a boyun eğdirir ve erkek, kadını alt eder.Kimilerine göre tarihin ilk kadın savaşçıları,kimilerine göre erkek düşmanıdır Amazonlar.
Kuzey Kafkasya Halk Destanlarının sembolü olan Setenay Guaşe de Yunan mitolojisindeki gibi yarı tanrıça yarı insan özelliği taşıyan bir kadın kahramandır.Halk arasında bilge olarak kabul edilir ve Nart kurultaylarında önemli bir etkinliği vardır.Tüm mühim toplumsal konular ona danışılır."Gül" anlamına gelen "Setenay" adı,günümüzde hala Kafkas kökenli halklar tarafından kullanılmaktadır.
Laşınkay'ı bilir misiniz ki o,koskoca Tatar hanının yiğit oğlunun karşısına zırhları ile çıkarak onu tek bir hamlede yere sererek yaşadığı Çerkes köyünü işgalden kurtarmış yiğit bir Çerkes gelinidir aslında...Giydiği zırhlar içinde dal gibi incecik dikilince hanın karşısında,"bu mudur benim karşıma çıkarttığınız yiğit" diye hayretler içinde kalan han,dağ gibi oğlunu deviren bu delikanlının zırhlarının içinden dökülen saçları ile bir kadın olduğunu gördüğünde hayreti dehşete dönüşmüş ve hızla askerlerini geriye çekip gitmiştir.Thamatelerse,Laşınkay'ı ödüllendirmek ve ona hak ettiği saygıyı göstermek amacıyla bir karar almışlardır.Bu karar göre,Laşınkay'ın geçtiği ve girdiği mekanlarda onu gören herkes ayağa kalkacaktır.Ancak onurlu Laşınkay bunu kabul etmez ve der ki,Çerkes toplumunda herkes en az benim kadar saygıdeğerdir.O yüzden her kim ortama girerse onu gören herkes ayağa kalkmalıdır.Ve kahraman bir Adiğe kadını ile başlayan geleni ayağa kalkarak karşılama adeti, günümüze dek uygulana gelir...
M.Ö.6.yy.da yaşamış olan Peçenek lideri Tomris,tarihte bilinen ilk Türk kadın hükümdardır.Çağında zalimliği ile tanınan İran hükümdarı Kirus,Tomris'le evlenerek topraklarına da sahip olmak istemiş fakat bu teklifi reddedilince hiddetlenerek Türk kuvvetleriyle yaptığı savaşta Tomris'in oğlunu yenmişti.Yenilgiyi kabullenemeyen Tomris'in oğlu canına kıyınca evlat acısına düşen annesi,Kirus'tan intikamını alarak çağının insanlarını bu zalim hükümdarın pençesinden kurtarmıştı.
Gerçek kahramanlık,gerektiğinde şehadeti göze almaktır.İlk İslam şehidi olma onuruna layık olan da bir kadındı.Dininden dönmediği için Ebu Cehil'in işkencesi altında cennete gülümseyen Sümeyye,gözünü bile kırpmadan hayat uykusundan ahirete uyandı.
Fransa'nın ulusal kahramanı ve Katolik kilisesinin azizesi kabul edilen Jeanne d'Arc(Jan Dark)'ın İngiltere ile Fransa arasında gerçekleşen Yüzyıl Savaşları'nda gösterdiği kahramanlıklarla destanlaşan bir hayat hikayesi vardır.13 yaşında ordu komutasına geçen ve 17 yaşında kahramanlığının doruğunda olan Jan Dark,19 yaşında Bedford dükü tarafından kazıklara bağlanarak yakılmış, hazin bir ölümle yaşama veda ederek ,Çaykovski'nin,Shiller'in,Verdi'nin,Bernard Shaw'ın ve Brecht'in yapıtlarıyla ölümsüzleşmiştir.
Tarihte "93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Ruslar, Ermeniler'le birlikte Erzurum'u ele geçirmek için 9 kasım 1877'de aziziye Tabyaları'na saldırırlar.Bu olay üzerine minarelerden halka sesleniş ve cihada davete ilk tepkiyi,kundaktaki bebeğini bırakıp eline geçirdiği satırla halkını da ardından sürükleyen 20 yaşındaki Nene Hatun verir.sayıca çok az olan Türk birliklerinin kahramanca direnişi sonucunda pes eden Rus,eli boş dönerken Nene Hatun ismi de tarihin unutulmaz isimleri arasına yazılır.
Kurtuluş Savaşı, bir destandır şüphesiz.Topyekün bir savaştı bu ve Türk Milleti,kadını ve erkeğiyle vermişti var olma mücadelesini.Bu mücadelede adeta cephelerde büyüyen ve bu süreçte at binmeyi,silah tutmayı öğrenen küçük bir kız çocuğu vardı.Babasıyla Geyve Savaşı,Konya İsyanı,I.ve II. İnönü Savaşları ile Sakarya ve Gediz Muharebelerinde gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle TBMM'nin İstiklal Madalyası'na layık gördüğü ilk çocuk olarak tarihe geçmiştir 70.Alay'ın Nezahat onbaşısı.Gediz Muharebesi'nde geri çekilmeyi düşünen Türk askerinin karşısına dikilip:"ben babamın yanında ölmeye gidiyorum,siz nereye gidiyorsunuz?" diyen, cüssesi küçük ama yüreği büyük bir kahramandı o... Milli savunma Bakanlığı tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre Milli Mücadeleye katılarak düşmanla mücadele eden kadınlarımız arasında 62 şehit kadınımız tespit edilmiştir.Çankınlı Yusuf kızı Emine,Amasyalı Adil kızı Zeynep,Erzincanlı Osman kızı Emine,Adanalı Ayşe,Gaziantepli Güldane,arşiv belgelerinden tespit edilebilen birkaçıdır sadece...Sakarya ve Başkomutanlık Meydan Muharebelerine katılıp Afyon civarında Yunanlılara esir düşen ve yine kendi çabalarıyla kurtulup ardından üsteğmen rütbesi verilen Fatma Seher Erden,başarılarından dolayı binbaşılığa yükseltilen Ayşe hanım,1 temmuz 1920'de Fransızlara karşı 9.tümenin düştüğü duraksamada "ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?"diyerek ateş hattında kalan iki arkadaşını kurtarmak uğruna ileriye atılınca şehit düşen Tayyar Rahmiye,Tarsus'lu kara Fatma,kendisinden bilgi almak isteyen Yunanlılara karşı direnirken düşman tarafından Kavak Köyü'nde işkence yapılarak öldürülen ve ardından fırında yakılan Gaziantepli Yirik Fatma,Gördesli Makbule,Asker Saime Hanım,Halide Edip Adıvar ve daha birçoğu, Kurtuluş destanını yazan kadınlardandı.
Kahramanlığın cinsiyeti olmaz o,yürek işidir ve hayatta verdiği mücadeleler ve çektiği acılarla yine de gülümseyebilen her insan, isimsiz bir kahramandır.
NİHAL AKKUŞ
www.paukaf.com/koseyazilari
Etiketler:
kahramanlığın cinsiyeti