ABHAZ YAŞAR ÖZ: BENİ DEVLET DESTEKLİ, ELİ KANLI TAŞERON YAPMAK İSTEDİLE
Susurluk davası hükümlüsü Yaşar Öz, Susurluk davasından hakim karşısına çıkan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın sözlerine sert tepki gösterdi. Kendisinin hiçbir şekilde muhbirlik yapmadığını, Ağar'ın anlattıklarının yalan olduğunu söyleyen Öz, 16 yıllık suskunluğunun ardından konuşma tehdidinde bulundu.
14-02-2009 - 5 kez okundu
Öz, Mehmet Ağar'ın Tansu Çiller'e kendisini 'kahraman' diye tanıttığını iddia etti. Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Susurluk davası kapsamında, 12 yıl sonra geçtiğimiz günlerde hakim karşısına çıkmıştı. Susurluk çetesi yöneticisi olmakla suçlanan Ağar, savunmasında terörle mücadelede Yaşar Öz'ü muhbir olarak kullandıklarını söylemişti. Mehmet Ağar, Öz için 'insan simsarı' ifadesini kullanmıştı. Mehmet Ağar'ın bu sözlerine halen kesinleşmiş hapis cezası sebebiyle Tekirdağ Cezaevi'nde bulunan Yaşar Öz tepki gösterdi. Avukatı aracılığıyla basına 6 sayfalık mektup gönderen Öz, Ağar'a "dönemin Başbakanı Tansu Çiller'e telefon edip kendisi için 'Kahraman yanımda, konuyu görüşüyoruz' demesini nasıl açıklayacağını" sordu. Ağar'ın kendisine, yeşil pasaport, silah taşıma belgesi ve emniyete ait sayısız araç plakası ile bu durumu açıklayan bir belge verdiğini savundu.
Ağar'ın sorularına cevap vermesini isteyen Yaşar Öz, aksi takdirde terörle mücadelede kullanılıp sonra bir bir ortadan kaldırılan taşeronları açıklayacağını söyledi. Öz şunları söyledi: "Benden aldıkları bir tek bilgiyi açıklasın. Açıklayamazsa ki zinhar söz konusu değil o takdirde ben tam 16 yıl süren suskunluğumu bozup adını terörle mücadele koyup benden rica ile ağırlıklı çıkara dayalı hangi kirli taleplerde bulunduklarını, benden nasıl devlet destekli eli kanlı taşeron yaratmak istediklerini, değerlerime tutunup başıma gelecek olumsuzlukları da göze alarak reddettiğim zaten zor durumdaki ya da planlı zor duruma düşürdükleri kimlere yöneldiklerini, amaçlarını birer ikişer hayata geçirdikten sonra bu kez de taşeronlarını nasıl bir bir ortadan kaldırdıklarını açıklayacağım. Hayat anlayışıma göre terörle mücadele adına olsa dahi muhbirlik şerefsizliktir, durumdan vazife çıkarıp bunu yapan da şerefsizdir."
İlginç ve düşündüren altı soruya cevap istedi
"Benimle olan tanışıklığı şuan hayatta olmayanlarla olduğu gibi inkar edeceği düzeyde olmadığı için bu durumu legal bir zemine oturtmak istemiş" diyen Öz, Ağar'a sorular da yöneltti. İşte Öz'ün soruları:
Sayın Ağar, 'insan simsarı' olarak nitelendirdiği kişileri makamının kapısında hatta merdivenlerin başında karşılayıp, aynı şekilde mi uğurlar?
Onlara 'kahraman' diye mi hitap eder?
Misafir ettiği anlarda, 'efendim' demesinden anlaşılacağı üzere, örneğin dönemin Başbakanı gibi daha üst düzey makamlara telefonda 'Kahraman yanımda, konuyu görüşüyoruz' bilgisini verip, insan simsarını olduğundan farklı mı yansıtır?
Görevleri arasında, insan simsarlarının faaliyetlerine son verip, onları adli makamlara teslim etmek olan sayın Ağar, bunu yapmayıp, tam tersi, hayatlarını kolaylaştırmak için kendisine ve yakınlarına yeşil ve hususi pasaportlar, yurdun her yerinde, her çapta ve markada silahlar taşıyabilmesini sağlayan izin belgesi kullanması için emniyete ait sayısız araç plakası ve bu durumu açıklayan belgeler mi verir?
Yürüttüğü faaliyetler bir dolu cana mal olurken önce milletvekili sonra da sırasıyla Adalet ve İçişleri Bakanlığı kapıları aralandı. Bu dönemde kolluk kuvvetlerince sözüm ona her yerde fellik fellik aranırken, her zaman olduğundan daha rahat ortalıkta dolaşmasına rağmen yakalanamayan insan simsarıyla Ankara'daki hangi fabrikada buluşup stratejiler belirlediğini açıklamak ister mi
İnsan simsarları herhangi bir nedenle emniyete alındığında telefon talimatıyla şahsı anında bıraktırıp, el konulan ruhsatsız silah gibi suç unsuru delilleri yine verdiği bir talimatla İstanbul'dan bir komiser eşliğinde Ankara'daki makamına getirttirip insan simsarına iade mi eder?
Bülent Ceyhan
Etiketler:
abhaz yaşar öz beni devlet destekli eli kanlı taşeron yapmak istedile