NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
12
35305319 - Adige Nise 15.MP3
2
13
11

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri

Notice: Undefined variable: db in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6

Warning: mysqli_query() expects parameter 1 to be mysqli, null given in /home/nart/public_html/arsiv.nartajans.net/function.php on line 6
AYDIN...

Oysa, Çerkezler'in, Lazlar'ın, Türklüğün kurucu unsuru olduklarını, bu topluma entegre olmak için katıldıklarını, Kürtlerinse zaten yüzyıllardır, bu topraklarda kendi kültürlerine kapalı yaşadıklarını bilen ve hatırlatanlar da var. Ali Bayramoğlu alibayramoglu@tnn.net 04 Haziran 2009 Perşembe
04-06-2009 - kez okundu

Aydın...

Aydın, birçok ülkede olduğu gibi bu ülkede de, değişim taleplerine duyulan "öfke"nin, ülkeye "egemen olan yapı ve zihniyet"in en hızlı, en etkin, en keskin fatura kestiği kesim oldu.

Olmaya devam ediyor.

Keskin sosyal demokratlar, keskin muhafazakârlar, keskin militaristler değişimi dile getiren, bunu yaparken bizatihi değişimden etkilenen, etkilendikçe farklı olandan, farklılıktan yola çıkan aydın tipinden hâlâ nefret ediyor.

Kısacası, değişen topluma karşı tavırları neyse, değişen insana, aydına da tavırları aynı.

Kimdir, nedir aydın?

Aydın yaşadığı topluma ilişkin bilgi üreten, toplumun kendisini anlamasına ve yeniden üretmesine katkıda bulunan bir aktördür aslında. Toplumun kendisini anlamasına, kendisini üretmesine katkıda bulunmak, en az toplum kadar hızlı ve süreli bir devingenlik gerektirir.

Belki de bu nedenle bugün Türkiye'de yaşanan en önemli değişimlerden biri aydının yaşadığı değişimdir.

Değişen dünyayla birlikte aydın da değişiyor. Eski aydın tipi yavaş yavaş yok oluyor. Kendilerini üretemiyorlar ya da çok kötü kopyalarla direniyorlar bu değişmeye.

"Ana dil uygulamasına verilen tepki ve destekler" aslında bu konudaki "dev bir ayrım"ı resmetmeye yetiyor...

Sorunların çözümü, laiklik, vatandaşlık krizlerinin çözümü için hâlâ Fransız devriminin ve 19. Yüzyıl'ın katı ulus-devlet modelini öneriyorlar. Uluslararası merkezlerden ekonomik merkezlere o modeli yaratan ve işlevsel kılan tüm diğer yapılar bitmek bilmeyen bir "esneme süreci"ne girmemiş gibi davranıyorlar.

Varolan bir kimliği, Kürt kimliğini reddetmek için diğer kimliklerden, Çerkezler'den, Lazlar'dan söz ediyorlar. Bir kimliği kimlik kılan şey, o kimliğe ait olma duygusunun siyasileşmesi ve sistemin ortadan kaldıramayacağı bir talep haline dönüşmesi değilmiş gibi davranıyorlar.

Oysa, Çerkezler'in, Lazlar'ın, Türklüğün kurucu unsuru olduklarını, bu topluma entegre olmak için katıldıklarını, Kürtlerinse zaten yüzyıllardır, bu topraklarda kendi kültürlerine kapalı yaşadıklarını bilen ve hatırlatanlar da var.

Bu fark aslında anlamak, anlayarak sorun çözmek ile verili doğrulardan hareketle açıklamak ve açıklayarak sorun üretmek arasındaki farktır.

Dün ile bugün arasındaki farktır.

Dünün aydını önce "işlevi"yle tanımlanırdı. Bugünün aydınıysa önce "kimliği"yle var. Dünün aydını, evrensel doğrulardan hareket eder, olanı değil olması gerekeni söylerdi. İşlevi, yukarıdan aşağıya inen, devletten topluma empoze edilen bir modernizmi yayma ve meşrulaştırma işleviydi. Aydın-yığın ilişkisi bu yüzden her şeyin önünde gelirdi. 19. ve 20. Yüzyıl'ın ilk yarısı bu tip aydının çağları olmuştu. Ürettiği bilgi de işlevleriyle uyum içindeydi bu aydının. Topluma ait bilginin toplum dışındaki kaynaklardan elde edinilmesi toplumlara ait olmayan bu bilgilerin kanunlar haline çevrilerek mutlaklaştırılması ve toplumların kendilerini bu kanunlar çerçevesinde tanımlaması gerekliliği, bu bilgi üretiminin özünü oluşturuyordu.

Evrenselciliğin sağ-sol kutuplara ayrıldığı 20. Yüzyıl'da ise, bu toplum dışı kanunlara, bireylere ait olamayan bireysel iradeler ilkesi de eklendi. İnsanlar, toplumlarını ve kendilerini, bu kendilerine ait olmayan kanun ve iradeler çerçevesinde tanımaya zorlandılar.

Bugün ne oluyor?

Bugünün aydını bilgiyi, dünün ilkelerinde, ideolojilerde aramamakta, tersine ait olduğu toplum ya da kesimle etkileşim içinde üretmektedir. Bu yolla hem o toplumun parçası olmakta, hem de toplumun kendisini tanımasına ve sorgulamasına gerçek anlamda katkıda bulunmaktadır. Bugünün aydını, "olan" ile "olması gereken" arasındaki ince ve dar çizgide, yeteneği, sezgisi, kimliği ve bilgi üretimiyle dolaşan bir aktördür artık.

Ve şimdiki zamanla meşguldür...

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=04.06.2009&y=AliBayramoglu

Etiketler:
aydın...

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır