KÖYDEN KENTE UZANAN BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
Röportaj: Tuba BALI
Kadınların iş hayatında etkinliği her geçen yıl artıyor. Özellikle son yıllarda ekonomik krizin de etkisi ile evde yaptığı yiyecek ve giyecekleri satan kadınlar hem aile bütçelerine katkı da bulunuyorlar hem de iş hayatına atılıyorlar. Zafer Çarşısında hizmet veren Lemiste Terzi sahibi Behiye Karakaya, köy hayatında ki zorluklarla hayallerini gerçekleştirmek için nasıl başettiğini ve çektiği bu zorlukları anlattı. 17 yaşındayken Çorum'a gelen ve tek başına kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan Behiye Karakaya ticaret hayatında yaşadığı önemli anılarını ve iş hayatında yaşadığı zorlukları bizimle paylaştı.
11-08-2009 - 5 kez okundu
Bize kendinizi anlatır mısınız
Adım Behiye Karakaya. 1971'de Çorum'un Danın köyünde doğdum. Ailemin maddi durumu kötü olduğu için okuyamadım. Ancak İlkokulu bitirebildim. 17 yaşıma kadar evde kendi kendime kıyafetler yapar ve kendi kıyafetlerimi dikerdim. 17 yaşında iken Çorum'a geldim. Bir terzinin yanında kalfa olarak çalışmaya başladım. 20 yaşımda eşim Tuncay Bey ile izdivacımı gerçekleştirdim ki kendisi ile tanışmam da çok ilginç ve güzeldir. 1 kız 1 erkek 2 çocuğum var. Şu an 'Leniste' isimli terzi atölyem var. Şu an emeklilik için gün sayıyorum 2 yıl sonra inşallah emekli olacağım. Emekli olduktan sonra yarım kalan ilköğretim öğrenimimi de tamamlayacağım.
Tuncay Beyle farklı bir şekilde tanıştığınızı söylediniz bunu nasıl olduğunu anlatır mısınız?
Eşim Tuncay Bey ile köyden Çorum'a geldiğim ilk yıllarda tanıştım. Eşim Kafkas Derneği'nin Başkanıydı. Bir gün tüm cesaretimi topladım ve derneğe uğramaya karar verdim. Cesaretimi topladım diyorum çünkü o zamana kadar hiçbir bayan uğramamış derneğe. Ben ilk oldum. Tuncay Bey beni çok güzel karşıladı ve benim cesaretime hayran kaldığını dile getirdi ve bana 'Kaşenlik' teklif etti. Bilmeyenler için söyleyeyim Kaşenlik: Çerkezlerin günümüze kadar devam eden bir adetidir. Bu adet bekar genç kız ve erkekler arasında evlilik öncesi dönemde gerçekleşmektedir. Diğer geleneklerde olduğu gibi Habze adı verilen kurallarla sınırlıdır. Kaşenlik birbirinden hoşlanan genç kız ve erkekler arasındaki arkadaşlık ilişkisine denmektedir. Kaşenlik teklifini kabul ettikten sonra aramızda güzel bir arkadaşlık başladı ve 20'li yaşlarda kendisi ile nişanlandık.
Lenistenin anlamı nedir?
Leniste Çerkezce bir kelime olup 'makas' anlamına gelmektedir. Bir atölyem olursa ismini hep Leniste koyacağım derdim. Bunun başardım. Şimdi ise bir gelinlik mağazam olursa ismini Dışe Leniste (Altın makas) koymak istiyorum.
Çorum'a gelişiniz nasıl oldu anlatır mısınız?
Çorum'a gelmek açıkçası en büyük tutkumdu. Gelmek demeyelim de gelip bir şeyler yapmak ve çalışmak diyelim buna. Bir gün Çorum'a işimiz dolayısı ile babamlarla beraber geldik. 17 yaşındaydım fakat geri dönmek istemedim. Tam otobüse binerken vazgeçtim. Aklımdan köye dönmeyi silmiştim bir kere. Kalabilmek ve kendi ayakları üzerinde durma isteği beynimin dört bir yanını sarmıştı. Bir güç beni geri dönmemem için engelliyordu. Babama çok ısrar ettim fakat ilk başta kabul etmedi. Bir süre uğraştıktan sonra dayanamayıp kalmamı kabul etti. "Yer sıkıntısı çekersin" dedi bana. "Yapamazsın kızım sen!" dedi. Her şeye rağmen kaldım ve hayallerimden vazgeçmedim. Babamlar gitti ve ben eşyalarımı ananemin evine koyduktan sonra hemen dışarı çıkıp iş aramaya koyuldum. İlk olarak Zafer Çarşısındaki bir terzi dükkanında eleman arandığını gördüm ve iş görüşmesi için gittim. Bana hemen başlamamı söylediler. Ertesi gün işime başladım. Hemen kabul edilmek benim için tarifi çok zor bir mutluluktu.
Sürekli anneannenizin yanında kalkmak zor olmadı mı ?
Anneannemin yanında sürekli kalmadım. Orası benim için geçici idi. Bir süre kaldıktan sonra kendime bir göz odası ve içinde tuvaleti dahi olmayan ve üst katında akli dengesi bozuk yani deli bir insanın kaldığı kiralık bir ev buldum fakat bulduğum evde ancak 15 gün kalabildim. Korkudan uyuyamadım geceleri. Kolay değil evi üst katta da olsa akli dengesi bozuk bir insanla kalmak. Sabahlara kadar uyuyamadığımı biliyorum. Sonra dayanamadım ve daha düzgün bir eve geçtim. 2 yıl da orada kaldım. 3 yıl başka bir yerde derken daha sonra evlendim zaten.
Tek başınıza ev düzeni kurmak sizin için maddi açıdan zor olmuyor muydu?
Olmaz mı benim için çok zor oluyordu. O kadar ki geceleri uyumayıp dantel, el işleri, dikiş nakış yapar satardım. Terzide kazandığım para ev kirama gidiyordu. Zaten yetmesi imkansızdı. Bu şeklide ayakta kalmaya çalıştım.
Meslek hayatınız da hiç unutamadığınız bir olay var mı ?
Evet hayatım da unutamadığım ve çok etkilendiğim bir olay eşimle beraber 1993 yılında Aphazya'ya gidişimiz ve şahit olduğumuz olaylardır. Aphazya maceramı anlatmak istiyorum.
1993 yılında eşim Tuncay Bey ile Aphazya'ya gitmeye karar verdik. Gittiğimiz yılda da çok vahim ve içler acısı bir savaş vardı. Gürcistan Devlet Konseyi Birlikleri demir yollarını koruma bahanesiyle Abhazya'ya giriyor. 1992 senesinde başlayan ve 1993'te biten Abbazya'nın bağımsızlık savaşı başlar.
Abhaz-Gürcü ihtilafı 14 Ağustos 1992'da Gürcü Milli Muhafız Birlikleri Komutanı Tengiz Kitovani'nin Sohumi (Sohum)'yi işgal etmesi ve buna Abhaz kuvvetlerin cevap vermesiyle patlak vermiş, ihtilaf bu arada topyekun savaşa dönüşmüş ve bu savaş da bir yıldan fazla sürerek Eylül 1993'de hem Gürcü kuvvetlerin hem de Abhazya'daki Gürcü nüfusun Abhazya'yı terk etmesiyle sonuçlanmış bir savaş. Biz bu olayı bilmiyorduk ve gittiğimiz de şahit olduk.İlk başta Aphazyaya almadılar.Aphazlara destek için gittiğimizi sandılar.Durumu anlattık fakat inanmadılar.Daha sonra Victor diye bir beyle tanıştık ve bize yardım edeceğini söyledi. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Bizi gizli bir dereden geçirdiler. Bizi karşılayan ise Çerkez askerleri oldu. Çok şaşırdılar bayan olarak nasıl cesaret ettiğimi sordular ki ben bu uğurda yani Çerkezlik söz konusu olduğun da tüm cesaretimi ortaya koyabilirim. Sonra Aphazya'ya gittik gördüğüm manzara inan içler acısıydı. İnsanlar kaşıklarda son lokmalarını bırakıp gitmişler. Her şey ortada olduğu gibi duruyor. O an tüylerim diken diken oldu ve çok duygulandım. Bu olay, hayatım da unutamadım olaylardandır.
Şu an da gitmek ister misiniz Aphazya'ya?
Elbette Aphazya'ya gitmek istiyorum. Emekli olduktan sonra gerçekleştirmek istediğim şeylerin başında Aphazya'ya gitmek geliyor. Umut ediyorum ki tekrar gideceğim.
Meslek hayatınız da yaşadığınız en talihsiz olay neydi?
Benim kıymet verdiğim ve sevdiğim ayrıca bir şirkette müdürlük yapan bir tanıdığımın kızı vardı. Kızının ismini vermek istemiyorum malum şahıs benim müşterimdi. Her geldiğinde ne gariptir ki kasamdan param eksilirdi. Her neyse bir gün başka bir müşterimin geldiği gün o şahısta vardı. Ben müşterimin provasını yaparken müdürün kızı o arada nasıl bir hız anlayamadım hala müşterimin çantasından cüzdanını çalmış. Müşterim de bankadan parasını yeni çekmiş ve öyle gelmişti. Aradan zaman geçti biz o şahısın yaptığını anladık ve polise haber verdik ki polise itiraf etmiş çaldığını. Sonradan anladım ki kızda kleptomani (çalma hastalığı)hastalığı varmış. Bu hayatımda unutamadığım bir olaydır.
Yaptığınız iş hayalinizde ki meslek miydi?
Evet kesinlikle hayalimdeki meslekti. Ben çocukken bile ağaç yapraklarından bebeklerime kıyafetler yapardım. Kendi kıyafetlerimi dikerdim. Şu an ki hayalim de ise sadece bana ait olan gelinlik mağazası olması ve inanıyorum ki insan azim ettiğinde isteği her şeye sahip olur.
Sizce rekabet nedir?
Rekabet çok güzel bir olaydır. Burada 12 terzi var hemen hemen içinde en yüksek maliyetle işi ben yaparım fakat en ok tercih edilen benim. Kimseyi rakip olarak görmüyorum. Tek rakibim kendim.
Bir kadının başarısında en önemli etken nedir?
Bir kadının başarısında en önemli etken ailesidir. Eşim Tuncay Bey bana her zaman destek olmuştur. İş hayatında olduğum için evde bazen zorlanıyorum yemek yetiştirmekte. Bir günde bana neden böyle yaptın bu yemeği demedi. Çok şanslı bir insanım.
Sizce kadınlar için ideal meslek nedir?
Bence kadınlar için en ideal meslek öğretmenlik. Tam kadınlar için uygun bir meslek olduğunu düşünüyorum.
Behiye hanım evde nasıldır?
Doğrusunu söylemek gerekirse evde hizmetçi gibiyim. Eve gider gitmez temizlik, bulaşık, çocuklar, eşim derken gece geç saatlere kadar sürüyor işim. Aileme zaman ayırmak beni yormuyor açıkçası zevk bile alıyorum diye bilirim.
Ne tür yemekler yaparsınız?
Elbette her tür yemeği yaparım fakat çoğunlukla Çerkez yemekleri evimiz de ilk sırayı alır. Kendi yöremizin yemeklerini yapmak ve arkadaşlarıma tanıtmak çok güzel bir duygu ve genelde arkadaşlarım çok beğenir.
__________________________________-
ALINTI:http://www.yildizhaber.com
Etiketler:
köyden kente uzanan bir başarı öyküsü