TÜRK HUKUKU'NDA İSİM VE SOYİSİM TASHİHİ PROSEDÜRÜ
Çoğumuzun hayalidir anadilinde bir isme ya da soy ismine sahip olmak... Bazılarımız bunu maddi ya da zamanla ilgili sıkıntılar dolayısıyla gerçekleştiremez ya da erteler, bazılarımızsa gerek Adıgece isim ve soy isminin Türkçeye yakınlaştırılarak kimlikte yazılmasının zorluğundan ya da değişim sürecinde yaşayacağı sıkıntılardan çekinir.
Bu hususların yanı sıra bir de ne yapması ve nasıl yapması gerektiğini bilmeyenler mevcuttur ki, kısa süre önce ismine Adıgece adımı da ekletmiş olmam ve hukukçu kimliği de taşımam hasebiyle bu konuda naçizane bilgilendirici ve kanunlardan ziyade uygulamadan bahseden bir yazı hazırlamak istedim.
24-09-2009 - 5 kez okundu
Öncelikle isim değişikliği Türk Hukukunda bazı şartlara bağlı tutulmuştur. Bu şartlar dar nitelikte olmayıp, yorum vasıtasıyla genişletilebilir. Şöyle ki kişinin çevresinde kimlikte yazılı olandan başka bir isim ya da soy isimle tanınıyor olması, kişinin kimlikteki isminin yanlış yazılmış, komik ya da ahlaka ve örf-adete mugayyir olması, kişinin kütükteki ismi dolayısıyla sık sık hukuki-fiili karışıklıklar yaşamakta olması gibi şartlar ya da hakimce "haklı neden" olarak nitelendirilebilecek başkaca ispatlanabilir bir neden mevcutsa kişi dava yoluyla ismini-soy ismini tamamen değiştirebilir ya da isim ekletebilir.
Bunun ardından, kimliğinizde yer almasını istediğiniz ismin asgari düzeyde de olsa Türkçe yazım kurallarına ve dil özelliklerine benzemesi-yaklaşması gerekmektedir. Örnek olarak, kendi aile adım olan "Ştım"ı soy ismim olarak kullanamıyor olmam bunun neticesidir. Kendi aile adım özelinde ele alacak olduğumda, bu ismin kimliğimde yer almasını sağlayabilmem için "ş" ve "t" harflerinin arasına "ı" harfi ekleyerek (Şıtım) kelimenin yazımını kolaylaştırmam zorunluluk arz edecektir. Zira isim değişikliği yoluna başvururken, isim değiştikten sonra yaşanacak olan birtakım sıkıntıları da gözeterek buna göre davranmak ve ismimizi Türkçe konuşulan bir ülkede kullanacağımızı göz önünde bulundurmak daha mantıklıdır. Kısacası isim ya da soy isim, Türkçe imla kurallarına uygun ve asgari düzeyde anlaşılır nitelikte olmalıdır ki sonrasında daha farklı sıkıntılarla karşılaşılmasın.
Bu şart sağlandıktan, yani anadildeki isim asgari düzeyde Türkçe yazımına yaklaştırıldıktan sonra, nüfus kaydındaki her türlü değişiklik (isim değiştirme, isim ekletme, soy isim değiştirme gibi) için Nüfus İdaresine karşı "tashih" davasının açılması zorunludur. Davada halk arasında yanlış bilindiği üzere kişi babasını hasım göstermez, dava Nüfus İdaresine karşı açılır. Bu dava, kişinin ikametgahı mahallinde bulunan Asliye hukuk Mahkemesinde açılır (nüfusa kayıtlı olunan yer mahkemesinde açılması da mümkündür). Davayı kişi şahsen açabileceği gibi, avukatı vasıtasıyla da yürütebilir. Ancak avukat vasıtasıyla yürütülmesi muhakkak ki daha kolay ve mantıklıdır. Davayı açacak olan kişi reşit değilse velisi açacaktır.
Dava genellikle bir ya da en fazla iki celsede sonuçlanır niteliktedir. Şayet mahkeme dosyasında eksik belge yok ise ve şahitler de ilk celse hazır tutulursa dava tek celsede bitecektir. Süre olarak ele alındığındaysa davanın açıldığı yer mahkemesinin yoğunluğuna bağlı olarak 1 ya da 4 ay içerisinde netice alınır. Kararın kesinleşmesi, ilan aşaması vs. de dahil edildiğinde isim tashihi davasının tüm süreci en geç 6 ayda tamamlanacaktır.
İsim ve soy isim tashihi davalarının en önemli öğesi ise şahitlerdir. Zira hakim genellikle (hatta diyebiliriz ki her daim) şahit beyanlarına göre karar vermektedir. Bu nedenle ilk celsede muhakkak, kişinin çevresinde almak istediği isim (ya da soy isim) ile tanındığına, kimlikte yazılı olan isim ya da soy ismin kişinin günlük hayatta kullandığından farklı olduğuna dair şahitlik edebilecek en az iki kişi hazır bulundurulmalıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 27. Maddesinde açıkça "Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir." Denmekle kastedilen durumlardan birisi de kütükte kayıtlı bulunan ismin, gündelik hayatta kullanılan isimden farklı oluşudur ki bu durum ancak şahit vasıtasıyla ispatlanabilecektir.
Dava bittikten ve hüküm kurulduktan sonra 10-15 gün içerisinde gerekçeli karar yazılacak, sonrasındaysa karar taraflara tebliğ olunacaktır. Tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar taraflarca temyiz edilmezse kesinleşir. Kesinleşen karar ve isim değişikliği yerel ya da ulusal bir gazetede ilan edilir. İlandan sonra ise ilan metni mahkemeye ulaştırılır ve gerekçeli kararın sureti alınarak Nüfus İdaresine başvurulup kütük ve kimlik değiştirme işlemleri yapılır. Sonrasında ise sigorta, tapu, ruhsat vs. belgelerin değiştirilmesi gerekecektir.
Dava prosedürü çok uzun olmasa da sonrasında değiştirilmesi gereken belge ve kayıtlar biraz zahmetlidir. İsmini-soy ismini değiştiren kişi bir süre yanında mutlaka ilgili mahkeme kararından bir suret taşımalıdır.
Kişinin soy ismini değiştirmesi halinde bu değişiklik sadece kendisini, eşini ve 18 yaşından küçük çocuklarını kapsayacaktır. Kardeşler, anne-baba ve 18 yaşından büyük çocuklar bu değişikliğin kapsamında değillerdir.
Dava fazla masraflı bir dava olmayıp hemen hemen herkesin açıp takip edebileceği niteliktedir.
Ana hatları ve uygulamasıyla isim ve soy isim tashihi prosedürü yukarıda izah edildiği şekildedir. Dilerim anadillerimizde isimlerimizi daha sık alır ve kullanırız. Bu, kendimizi unutmamakta önemli bir adımdır zira.
Av. Münteha Jan GÜLSU
Etiketler:
türk hukuku isim ve soyisim tashihi prosedürü