RUS BÜROKRATLAR ABHAZYA'YI 'ÇIPLAK' BIRAKABİLİR
Rusya ile Abhazya arasındaki ilişkiler, devletlerarası ilişkilerde hukuki eşitlik prensibi temelinde hızla şekil almaya başladı. 30 Nisan'da da üst düzeyde ilk resmi belge olan "Abhazya Cumhuriyeti Devlet Sınırlarının Korunması ile İlgili İşbirliği Anlaşması" imzalandı. Belge 10 Temmuz'da Abhazya Parlamentosu tarafından onaylandı. Çeşitli önem derecelerinde yirminin üzerinde anlaşma da imzalanma aşamasında.
14-10-2009 - 5 kez okundu
Fakat, tıpkı eğlenceli düğünün günlük hayatla devam etmesi gibi, Eylül 2008 furyası da yerini yeni gerçekler, kaçınılmaz fikir ayrılıklarıyla rutin siyasi çalışmalara bıraktı. Başlangıç aşamasında sorunsuz görünen Abhazya-Rusya ilişkilerinde fikir ayrılıkları belirmeye başladı. Çıkan fikir ayrılıkları hem sadece Abhaz tarafı için sorun oldu, hem de Abhazların beklemedikleri alanlarda zuhur etti.
Abhaz siyasetçilerin devletlerarası belgeleri hazırlama deneyimine sahip olmaması sebebiyle, Abhazya - Rusya ilişkilerinin hukuki temelini oluşturan anlaşmalar hep Rus hukukçular tarafından hazırlanmaktadır. Neticede, Abhaz toplumunun bazı temsilcilerinin kanaatine göre, bazı belgelerde Rusya'nın çıkarları ön planda tutulmaktadır. Moskova'yı öfkelendirmekten çekinen Abhaz politikacılar belgeleri değiştirmeden imzalayıp onayladığından, bütün yetki ve kontrol de yavaş yavaş Rusya'nın eline geçmektedir, bu da haklı olarak toplumun memnuniyetsizliğine sebep olmaktadır.
Uygulamada bu memnuniyetsizlik, ilk antlaşmanın içerdiği bağlayıcı ve aşağılayıcı şartları (Rus ordu mensupları ve ailelerinin Abhaz yargı yetkisi kapsamından çıkartılması, hizmetlerini tamamlayanlar için Abhazya'da konut sağlama şartı v.d.), ayrıca Abhazya'nın temel iktisadi kuruluşları olan demiryolu, havalimanı ve İngur-GES (hidroelektrik santral)'i Rusya'nın işletmesine devretme planları Abhazya'nın muhalif parti ve hareketlerinin ortak bildirisinde eleştirilmiştir. Örneğin, "Abhazya Milli birlik Forumu" siyasi partisinin eşbaşkanı Astamur Tania bu konuyla ilgili şöyle diyor: "İlişkilerimizin, devlet fonksiyonlarının dost fakat yabancı bir devletin eline devredilerek geliştiği şeklinde bir izlenim var. Unutulmamalıdır ki, egemenlik bize bağışlanmadı, tarafımızdan kazanıldı".
Daha sonra ilk anlaşma şartlarının buzdağının görünen tarafı olduğu, asıl kısmının suyun altında kaldığı görüldü ki, bazı belgeler Abhazya devletini tehdit eden maddeler içermektedir. Örneğin, "Abhazya devleti hükümeti ile Rusya Federasyonu hükümeti arasında sosyo-ekonomik kalkınma konusunda yardımlaşma antlaşması"nın 4. Maddesinde şöyle denilmektedir: "İşbu antlaşma çerçevesinde yeniden inşa edilecek tüm askeri alt yapı ile hem sivil, hem askeri amaçlı yapılar Rusya Federasyonu'nun mülkiyetindedir. Sivil amaçlı yapılar ise Abhazya Cumhuriyeti'nin mülkiyetine Rusya tarafının alacağı karara istinaden ancak devredilebilir".
Bu maddenin içerdiği tehlikenin derecesini değerlendirebilmek için Abhazya ekonomisinin durumu ve gelişim eğilimlerini bilmek gerekir.
Şu anda Abhazya'da her hangi bir ciddi üretim tesisi bulunmamaktadır. Ülke neredeyse her şeyi ithal etmektedir. Dolayısıyla, olumsuz dış ticaret borcu tehdit edici bir ivmeyle artmaktadır. Ulusal para birimi bulunmamakta, dahili mal sirkülasyonu -ekonomik kalkınma zaten söz konusu değil- için gerekli nakdi kaynak ülkeye, -hacmi her geçen gün düşmekte olan- narenciye ihracatı ve düşük verimlilikte rekreasyon hizmetleri sayesinde girmektedir. 2009 yılı bütçesinin gelir hanesi yaklaşık 3,8 milyar ruble görünmekte ve bunun 2,3 milyarı Rusya desteğidir. Ekonomide şu anki mevcut gelişme -aslında gerileme- eğilimi devam ettiği sürece, ülkenin yıllarca devlet desteğine muhtaç olacağını anlamak için kahin olmaya gerek yok. Sonuç itibariyle, gelecek yıllarda ülkede inşa edilecek hiç bir şey halka ait olmayacaktır.
Gürcü-Abhaz savaşının başlıca nedeni, Abhazya'nın sömürülmesine dur diyerek, Gürcülerin pek işine gelmeyecek şekilde ulusal rezervlerin üzerinde halkın kontrolünü sağlama arzusuydu. Savaş neticesinde Abhazlar yeniden kendi ülkelerinin sahibi oldular. Fakat Abhazya halkının kanaatine göre, Moskova'dan gönderilen anlaşmaların birçok maddesi, -özellikle- ulusal kaynaklara el konulmasına yöneliktir.
İşte tam burada şu soruyu soruluyor: Peki, bu kadar kan ne uğruna döküldü?
Abhaz halkı çok yönlü desteği için Rusya'ya müteşekkirdir ve Rusya'yı güvenliğinin teminatı ve stratejik ortağı olarak görmektedir. Fakat "Sosyo-ekonomik kalkınma alanında yardım antlaşması"na benzer anlaşmalar haklı olarak memnuniyetsizlik doğurmaktadır, fakat bu memnuniyetsizlik Rusya'ya karşı kışkırtmada bulunmak anlamında anlaşılmamalıdır.
Abhazya zengin potansiyeli olan bir ülkedir ve kendini çevirebilecek güce sahiptir.
Bunun için, öncelikle etkili sosyo-ekonomik altyapının kurulması için reformlar yapılması gerekiyor;
İkincisi, ulusal para birimi, ihdas edilmeli ve resmi olarak ruble bölgesine dahil olmalıdır; bu, ekonomide verimlilik, işleme ve kalkınma için gerekli nakdi kaynağı temin edecek, devlete ise emisyon geliri sağlayacaktır. Bunun için gerekli bilimsel potansiyel ülkede mevcuttur.
Bazı şüpheli ticari projelerin finanse edilmesi yerine, belirtildiği şekilde reformların uygulanmasına destek sağlaması Rusya tarafından yapılabilecek gerçek dost yardımları olacaktır.
Abhazlar, anlaşmalarda tek taraflı olarak sadece Rusya'nın çıkarlarını gözetme inisiyatifinin üst düzey hükümet organlarına ait olmadığını bilmektedir. Rusya yönetimi, Abhazya ile ilişkileri azami düzeyde geliştirme yönünde stratejik bir amaç belirlemiştir. Fakat iş yürütme aşamasına geldiğinde sapmalar başlamaktadır. Yürütmede görevli bürokratlar abartılı bir şekilde "yırtınırken", Abhazları "pantolonlarını dahi parçalayarak" çıplak bıraktıklarının farkında bile değiller.
Öyle ki, söz konusu kesimler yaptıklarıyla Abhazya-Rusya ilişkilerini çoktan aştıklarını; yönetimin post Sovyet devletlerdeki konumunu pekiştirmek için büyük çabalar sarf ederken, Rusya'nın çıkarlarına zarar verdiklerini anlayamamaktadırlar.
Şu anda Abhazya ve Güney Osetya dünyanın hiçbir yerinde benzeri görülmemiş şekilde Rusya'nın etkisi altındaki iki ülkedir. Ve tüm dünya Moskova'nın ilişkileri nasıl geliştirdiğini izlemektedir. Bu süreci, özellikle yakın gelecekte Rusya'nın, politik ortak bölge ve entegre ekonomik alan oluşturmak zorunda kalacağı post Sovyet ülkeleri de dikkatle izlemektedir. Bu ülkeler oluşmakta olan Rusya - Abhazya ilişkilerini, Rusya ile yakınlaşma durumunda olabileceklere model olarak değerlendirmektedir. Ve gözlemlediklerinin iyimser hava yarattığını söylemek ise çok güçtür.
Japonya ve Tayvan gibi gelişmiş devletlerin kurulmasına ABD yardım etmiştir; tıpkı İngiltere'nin Hong Kong'a, Fransa'nın Monaco'ya, Almanya'nın İsviçre'ye yardım ettiği gibi. Rusya ise henüz başarılı, barışçıl oluşum olarak sunabileceği bir örneğe sahip değildir. Fakat bugün yapıcılığını sergilemek için elinde bir şans mevcuttur. Bunun için Abhazya'da, etkili, gelişmiş bir devletin oluşturulmasına destek vermelidir.
Görünüşe bakılırsa, Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev'in "Görüntümüz toparlayıcı, fakat bizimle ilişkisi olan herkes için de konforlu olması gerekiyor" diye belirtmesi "dış politikaya ayar" gereksiniminin algılanmasından kaynaklanmış olsa gerek.
Bu sinyalin, potansiyel müttefikler için de emsal teşkil edeceği dikkate alınarak, saygı çerçevesi ve işbirliği temelinde gelişeceğini ve Rusya'nın Abhazya politikasını olumlu yönde değiştireceğini umut ediyoruz.>>> >>>
Anatoliy Otırba
Gazeteci / Sohum
____________________________
Kaynak: Regnum, 11.08.2009
Etiketler:
rus bürokratlar abhazya 'çıplak bırakabilir