SEN!.. SEN OL KENDİN OL!...
DÜZCE'MİZ, bilindiği gibi kozmopolit yapıya sahip bir şehir. Böyle olmakla birlikte, memleketimizin değişik yerlerinden gelen insanları bünyesinde barındırır. Laz'ı, Gürcü'sü Çerkez'i, Abhaz'ı, Türkmen'i, Tatar'ı. Boşnak'ı, Arnavut'u, Kürt'ü ve Türk'ü hepsi bir arada kardeşçe yıllardır yaşıyorlar. Hepsi değişik kültürlere ve örf adetlere sahip etnik guruplardan müteşekkil bir kültür mozayii. Bunların hepsinin kendilerine has bir yemek kültürleri, şive veya dil kültürleri, halk oyunları ve yaşam kültürleri vardır.
08-01-2010 - 5 kez okundu
Bir Karadenizli düğününe gidersen bolca kemençe ve horon, Kafkas kökenli bir etnik gurubun düğününe gidersen, bu ister Gürcü, ister Çerkez veya Abaza olsun bol-bol akordeon dinler ve etnik halk oyunları seyredersin. Güneydoğu veya doğu kökenli vatandaşlarımızın düğününe gidersen bolca zurna ve davul eşliğinde halay çekersin. Bu örnekleri, Düzce'miz için bir hayli çoğaltabiliriz sevgili okurlar. Bunlar bu yörenin kültürü, hepsine sonsuz saygı duyuyorum ve hep beraber saygı duymalıyız. Bunlar kendilerini anlatır ve yaptığı işlemden gurur duyarlar veya duymalılar.
****
Memleketimizin diğer yörelerine gittiğiniz vakit, bu kültürlerin daha değişiğinin buralarda da yaşandığını göreceksiniz. Artvin'in Atabarını, Erzurum'un Halayını, Ege'nin Zeybeğini, Ankara'nın Seğmeni ve misketini, İç Anadolu'nun kaşık oyununu ve halk ezgililerini, Toroslarda Yörük'lerin kıl çadırlarında buz gibi ayranın içildiğini ve kavurmanın yendiğini de görürsünüz. Hâlâ, her türlü zorluğa rağmen ve dejenerasyona rağmen kendi örf ve adetlerini yaşadığını ve kültürünü yaşattığını hissedeceksiniz ve hepsi ile gurur duyacaksınız.
****
Fakat zamanımızda ve Düzce'mizde benim gözlemlediğim bir hadise var ki bana göre çok vahim ve çok acı. Gençlerimiz ve çocuklarımız maalesef ne olduklarını bilmeden veya neye benzediklerini bilmeden ucube gibi yaşıyorlar. Saçları 220 volt elektriğe tutulmuş gibi uzun ve dik bir şekilde ve de bir kavanoz jöle dökülmüş vaziyette. Kulaklarda küpeler, giydikleri pantolonlar neredeyse üzerlerinden düşecek tarzda ve yerlerde sürünerek ördek gibi badi-badi yürüyorlar. Ben hayretler içinde kalıyorum ve çok üzülüyorum sevgili dostlar. Bırakın kendi kültürümüzde böyle yaşamayı, başka bir medeniyetlerde bile böyle bir tarz görmezsiniz. İnanıyorum ki hiçbir medeniyette böyle bir yaşam tarzı olduğunu da zannetmiyorum. Babalar, analar ve biz büyükler, dikkat edelim, çok büyük bir kültür erozyonuna doğru hızla gidiyoruz. Büyük Türk Hakanı BİLGE KAAN bakınız asırlar önce bizler için ne söylemiş. " Ey Türk; bu sözüme kulak ver. Üstte mavi gök, altta yer yarılmadıkça töreni, elini, obanı, dirliğini, birliğini kim bozabilir. SEN, SEN OL. KENDİNE GEL, KENDİN OL." Evet Sevgili okurlar! Ne olursanız olun veya hangi etnik kökten olursanız olun ama kendiniz olun.
Hoşça kalın.
http://www.duzcedamla.com/index.php?option=com_content&task=view&id=17892&Itemid=140
Etiketler:
sen! sen ol kendin ol!