NART
NART

GİRİŞ
Kullanıcı Adı

Şifre





>Üye Değilim     >Şifremi Unuttum

ETİKET BULUTU

MÜZİK ÇALAR
8
12
4-5-6-7
4WORED1.MP3
4SIMD.MP3

Nart Ajans Reklam

HABERLER / Cemiyet Haberleri
BAĞIMSIZ KUZEY KAFKASYA CUMHURİYETİ

11 Mayıs 1918 tarihi bir çoğunuz için hiçbir anlam ifade etmeyebilir. Ancak bu tarihin Kuzey Kafkasya halkları için çok büyük bir anlamı vardır. Dört yüz yılı aşkın bir süre, Rus yayılmacıları ve işgalcilerine karşı bağımsızlık mücadelesi veren Kafkasyalılar, 11 Mayıs 1918 yılında bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi.
12-05-2010 - 5 kez okundu

Karadeniz'den Hazar'a kadar uzanan bir coğrafyada kurulan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti, bütün Kafkas halklarını içine alıyordu. Abhaz, Adıge, Oset, Çeçen, Karaçay-Balkar, Kumuk Türkleri, Dağıstan halkları hep bir araya gelmiş, bağımsızlık iradesini ortaya koymuşlardı. 1864 yılının 21 Mayısında halkının yüzde sekseni vatanlarından sürgün edilen, büyük bir soykırıma uğratılan Kuzey Kafkasyalılar, Çarlık rejiminin 1917 Ekiminde yıkılması ile birlikte hürriyetlerini elde etme şansına kavuşmuşlardı. Kuzey Kafkasyalılar, ard arda kurultaylar toplayarak bağımsızlık yolunda hızla ilerlemeye başladılar.3 Mayıs 1917 tarihinde Terekkale'de (Vladikafkas) bütün bölgelerden gelen 500 temsilcinin katıldığı bir kurultay düzenlendi. Beş gün süren yoğun bir çalışmanın ardından."Birleşik Kafkasya Dağlıları Birliği Geçici Yönetimi" oluşturuldu. Bağımsızlığa giden yolun ikinci adımı Dağıstan'ın Andi kasabasında atıldı.18 Eylül 1917 tarihinde bütün Kafkas halklarının temsil edildiği toplantıya 1500 delege katıldı. Andi kurultayı bağımsız Kafkasya'nın müjdesi sayılan önemli kararlar alıyordu. Beş maddeden oluşan kararlar şunlardı. 1) Kuzey Kafkasya ve Dağıstan halkları tek bir siyasiçatı altında birleşmiştir. 2) Bu birlik dahilinde bütün milletler tam bir otonomiye sahiptir. 3) Bu birlik iki yasama meclisinden oluşacaktır. Milletin egemenliği ilkesine dayalı yukarıdaki meclislerden ilki genel nüfusun otuz bini tarafından birer temsilciden müteşekkil Millet Meclisi'dir. Diğeri, birlik düşüncesinin gerçekleşmesi için her otonom unsur tarafından belirlenen ikişer temsilcinin katılımıyla oluşan senatodur. 4) Yasama Meclisi kendi arasında Yürütme Kurulu, bu kurul da kendi içinden bir başkan seçer. Seçilen başkan, aynı zamanda bütün birlik teşkilâtının da başkanıdır. 5) Birlik anayasasının korunması ve sürdürülmesi, kanunların, Yürütme Kurulu'nun ve her millete ilişkin yönetim ve yargı işlerinin anayasaya uygunluğunu denetlemek üzere bir Yüksek Denetleme Kurulu oluşturulur. Diasporadan Kafkasya'ya giden aydınlar, 1910 yılından itibaren bölgede okullar açtılar Bu kararları hızla uygulamaya koyan Kafkasya Dağlıları, Abdülmecit Çermoy başkanlığında bir yönetim oluşturdular. Bölgede istikrarın oluşturulması için mevcut hükümet derhal kolları sıvadı. Hükümet ilk iş olarak Kafkas diasporasının yoğun olarak yaşadığı Osmanlı Devleti'nden lojistik destek istedi. Osmanlı bürokrasisinde önemli konumlarda bulunan Çerkes aydınları, aslında 1910 yılından itibaren Kafkasya ile yakın irtibata geçmişler, bölgede bazı faaliyetlere de girişmişlerdi. İstanbul'da o tarihlerde kurulu bulunan Çerkes Numüne Mektebi'nin öğretmenlerinden birçok gönüllü Kafkasya'da okul açmış, eğitim faaliyetlerinde bulunuyorlardı. Yusuf Suat Neguç,Nuri Tsağo, Harun Tlesoruk, İbrahim Hızetl, Hafız Zekeriya Efendi gibi aydınlar bölgede etkili faaliyetlerde bulunuyorlardı. İstanbul'da basılan ders kitapları ,Kafkasya'da açılan okullarda okutuluyordu. Çarlığın çöküşü işte böyle bir ortamda gerçekleşmişti. Anlayacağınız Kuzey Kafkasya, henüz tam olarak kendi kadrolarını yetiştirememişti. Eğitim faaliyetleri devam ederken, kurulan hükümet savunma konusunda da tedbirler alıyordu. Oluşturulan Kuzey Kafkasya ordusu iki ateş arasında kalmıştı. Bir yanda Çar ordusu,diğer yanda da Bolşeviklerle savaşmaya çalışan Kafkasya ordusu çok zorlanıyordu. Devlet Başkanı Abdümecid Çermoy, başkanlıktan ayrılarak görevi Pşımaho Kosok'a devrederek yanına Dışişleri Bakanı Haydar Bammat'ı da alarak destek aramak üzere; Tiflis, Batum ve Trabzon'da görüşmeler yaptıktan sonra nihayet 6 Mayıs 1918 günü İstanbul'a ulaştı. Osmanlı dış politikasının şekillenmesinde büyük rolü olan muhaceret çevrelerinin oluşturduğu "Çerkes Teavün Cemiyeti"nin aracılığıyla Osmanlı Hükümeti ile görüşmeler yaparak yardım anlaşmaları da imzalayan heyet, 11 Mayıs 1918 Cumartesi günü bir nota ile Kuzey Kafkasya'nın bağımsız bir devlet olduğunu bütün hükümetlere duyurdu. Deklarasyonda şöyle deniyordu: "Aşağıda imzaları bulunan bizler, Kuzey Kafkasya'nın yetkili millet temsilcileri olarak şu konuları bütün dünya hükümetlerine duyurmayı şeref telâkki ederiz: Kuzey Kafkasya halkları, yasal ve olağan seçimlerle bir millimeclis oluşturmuşlardır. 1917 yılı Mayıs ve Eylül aylarında toplanan bu meclis, Kuzey Kafkasya Birliği'ni ilan etmiş ve vekiller heyetini kurmuştur. Alınan kararlar şunlardır: 1) Birleşik Kuzey Kafkasya halkları Rusya'dan ayrılarak bağımsız bir devlet kurmuştur. 2) Yeni devleti hudutları, kuzeyden Dağıstan, Stavropol, Terek, Kuban ve Karadeniz; doğudan Hazar Denizi; güneyden ise Transkafkasya (Gürcistan,Azerbaycan ve Ermenistan) hükümetleri ile yapılacak anlaşmalarla tespit edilecek sınırlardan oluşmaktadır. Bu kararların bütün dünya hükümetlerine duyurulması ve bilgilendirme görevi aşağıda imzaları bulunan yetkili delegasyona verilmiştir. Bu çerçevede, imzaları aşağıda yer alan bizler, bugünden itibaren bağımsız Kuzey Kafkasya Devleti'nin yasal şekilde kurulduğunu hür dünyaya beyan ederiz. Temsilciler Abdülmecit Çermoy ve Haydar Bammat" Birlik oluşturan Kafkas halkları, bağımsızlığa giden yolda her zaman olduğu gibi yine büyük bedeller ödediler. Kuzey Kafkasyalılar iki ateş arasında kaldılar. Bir tarafta Çar'lığın devrilmesi için mücadele eden Bolşevik Kızıl Ordu gerillaları,diğer yanda ihtilali bastırmaya çalışan Çar ordusu (Beyaz Ordu) General Denikin kuvvetleri. Kafkasyalılar her iki güç ile de kıyasıya savaştılar. Gönüllü Kafkas İslam Orduları Başkomutanı, Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa idi Kuzey Kafkasya'nın bağımsızlık ilanının ardından 26 Mayıs'ta Gürcistan, 28 Mayıs'ta da Azerbaycan peş peşe bağımsızlıklarını ilan ettiler. Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'ni Osmanlı Devleti hemen tanıdı. Almanya ve İngiltere, devleti resmen tanımamakla birlikte, heyetlerle temastan da çekinmediler. Rusya, Kafkasya'nın bağımsızlığının tanınmaması için yoğun bir diplomasi yürütürken, diğer taraftan yönetime hakim olan Bolşevikler, bütün güçleriyle Kafkasya'ya yüklendiler. Bu duruma diaspora seyirci kalamazdı, çoğunluğunu Kuzey Kafkasyalı gönüllülerin oluşturduğu "Kafkas İslam Orduları" adıyla teşkil edilen birlik, Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'nin yardımına koştu. Ordunun baş komutanı da, annesi Çerkes olan Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa idi. Kafkas İslam Orduları, kanlı savaşlardan sonra, 13 Ekim 1918 de Dağıstan'ın tarihi şehri Derbent'i düşman işgalinden kurtararak şehrin burçlarına yedi yıldızlı Bağımsız Kafkasya Devleti'nin bayrağını çektiler. Nuri Paşa komutasındaki kuvvetler, Hazar'dan batıya doğru ilerlemeye başladılar. 7 Kasım 1918 tarihinde Şamilkale (Mahaçkala) kurtarılarak resmi dairelere Kafkasya bayrağı çekildi. Kafkasya'da, Dağıstan ve Çeçenistan'da tam bir otorite sağlanmış, Şamil Alayları adında ordu birlikleri teşkil edilmeye başlanmıştı. Bu sırada Osmanlı'dan acı haber geldi. Birinci Dünya savaşı sonucunda yenilen Osmanlı, Mondros Ateşkes anlaşmasını imzalamış, ordusunu terhis etmişti. Kafkasya'daki orduya da geri çekilmesi için emir verilmişti. Bu durum, yeni teşkil edilen devlet için büyük bir yıkım demekti. Şamil Alayları, Kafkasya'daki 11. Kızıl Ordu birliklerinin tamamını imha etmişlerdi Nuri Paşa, emir gereği geri çekilme kararını orduya tebliğ etti. Buna rağmen subayların ve erlerin bir kısmı, ordudan ayrılarak gönüllü olarak Kafkasya'daki Şamil alaylarına katıldılar. O sıralarda henüz 17 yaşlarında olan İmam Şamil'in torunu Sait Şamil, Kafkasya İmamı Gotstatlı Necmettin Efendi tarafından Kafkasya'ya davet edilerek orduların başına geçirildi. Bu olay Kafkasya ordusuna geçici de olsa büyük bir motivasyon sağlamıştı. Yalnız başlarına kalan Kuzey Kafkasyalılar, lojistik destekten de mahrumdular. Kızıl Ordu'ya karşı kahramanca mücadeleye devam edildi. Türk Ordusu'ndan ayrılan Kafkas kökenli subayların komutasındaki Şamil alayları, General Lahof komutasındaki 11. Kızıl Ordu'yu tamamen imha ettiler. Bu sırada Çar adına savaşa devam eden General Denikin, Kızıllara yenilerek savaşı terk etmiş, Avrupa'ya kaçmıştı.Denikin daha sonra yayınladığı hatıratında ,hayatının en büyük hatasının Kafkasya'daki güçlere saldırarak ordusunu yıpratmak olduğunu söyleyecekti. Denikin'in savaşı bırakması ile rahatlayan Kızıllar, tüm güçleri ile Kafkasya'ya saldırdılar. Henüz tam olarak teşkilatlanmamış olan genç devlet, saldırılara uzun süre dayanamadı. Kızıl ordu birlikleri, lojistik destekten mahrum kalıp çöken Kafkas savunması sonucu,1921 yılı haziranında Kafkasya'ya girerek Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'ni, yeni kurulan Sovyetler Birliği'ne ilhak ettiler. 1921 haziranında işgal edilen Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'nin toprakları, kurulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne cumhuriyet statüsünde dahil edilmedi. Azerbaycan, Gürcistan, Özbekistan vb. on altı cumhuriyet birliğe devlet statüsünde dahil olurken, Kafkasya Cumhuriyeti tamamen lağvedildi. 1921 yılında ortadan kaldırılan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti, öylesine gaddar muamelelere maruz kaldı ki; anlatmakla bitmez. Tasfiye edilen devlet, küçücük parçalara ayrılarak aralara nifak tohumları sokuldu. Cumhuriyet statüsü yerine, alt düzeyde otonom yönetimler oluşturularak ,başlarına kukla yöneticiler getirildi. Kuzey Kafkasya toprakları hukuken Rus kolonizasyonu altındadır 1991 yılında Sovyetlerin dağılmasıyla bütün devletler bağımsızlıklarını kazanırken, Kuzey Kafkasya doğal olarak bu haktan yoksun kaldı. Bugün Kuzey Kafkasya bölgesinde yaşanan karışıklıkların temelinde, yukarıda özetlediğimiz tarihi gerçekler yatıyor. Bağımsızlık uğruna milyonlarca evladını şehit veren Kafkasya, halen de pes etmiş değildir. Dünya, hayali soykırımlar icat ederek, uluslararası kamuoyunu harekete geçirirken, nedense Çerkes soykırımı kimsenin aklına gelmez. Çok değil, bundan yaklaşık 150 yıl önce, Soçi, Tuapse ve Novorosisk limanlarının da dahil olduğu Karadeniz kıyısında yaşayan halkın yüzde doksan dokuzu Çerkesler'den oluşuyordu. Bugün ise durum tam tersidir. Ruslar'ın 1921 yılında yıkıp parçaladıkları Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti ve Kafkas halklarına karşı duydukları kin henüz bitmemiştir. Sovyetler'in dağılmasından sonra yeniden bağımsızlık meşalesini yakmaya çalışan Kafkasyalılar, bunun bedelini çok ağır şekilde ödemişlerdir. Tercihini bağımsızlıktan yana kullanan Çeçen halkının başına gelenler, daha dün gibi tap taze olarak belleklerimizde duruyor. Toplam nüfusları bir milyonu bulan Çeçen halkının,kırk iki bini çocuk,seksen beş bini kadın,toplam iki yüz almış bin ferdi katledilmiştir. Bundan 92 yıl önce Sovyet Rusya tarafından işgal edilen ve kolonizasyona tabi tutulan,Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'nin varlığı yeniden tesis edilmelidir. Kafkasya bölgesinde huzurun tesis edilmesi lazımdır. Bunun için de Rusya'nın bölgede ayrılık tohumları eken politikalarını terk etmesi gerekir. En kısa zamanda gerçek bağımsızlık günlerini görmek dileğiyle; Bağımsız "Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti"nin 92. kuruluş yıldönümü kutlu olsun. >> Mehdi Çetinbaş >> http://www.yazete.com/haberdetay.asp?Newsid=45395

Etiketler:
bağımsız kuzey kafkasya cumhuriyeti

YORUMLAR
Yorum yapmak için giriş yapın...

MIZAGE DERGİ YÖNETİCİLERİ KAYSERİ'DE
KARAÇAY-BALKAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 13. GENEL KURULU.
AYŞE & HAKAN EKER GELİN ALMA
ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'NDE MIZIKA DİNLETİSİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ CİHAN ERTOK İLE DEVAM DEDİ
ESKİŞEHİR KUZEY KAFKAS KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL KURULUNU YAPTI.
KAFKASYA UÇUŞLARI BAŞLADI
ARDA ARGUN'A LEON NİŞANI
ADİGE MİLLİ KIYAFET GÜNÜ KUTLANDI
KAFDAV YAYINCILIK ESKİŞEHİR KİTAP FUARINDA
/ 599>

EN ÇOK OKUNANLAR
Kayıtlı başka haber bulunmamaktadır