Babam 12 yaşındayken de gelip Turgutlu'ya yerleşmişler. Hani Bedri Rahmi Eyüpoğlu;
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Ninniler, masallar, küfürler de caba' der ya şiirinde, işte bizim üç dil garanti olacaktı ama olmadı. Çünkü önce annem Çerkezce babam azda olsa Yugoslavca bildiği için ikisi birbiriyle konuşamazdı. Sonra babam bizim ana dilimiz Türkçedir der evde birbirimizle sadece Türkçe konuşmamızı isterdi. Şimdi düşünüyorum da Çerkezce ve Yugoslavca'yı bilmek aslında çok hoşuma giderdi. Çünkü bizde her zaman annemden dolayı Çerkezlere babamdan dolayı Yugoslavya'ya karşı bir sempati olmuştur. Rahmetli anneannem bir gün televizyonda bir cinayet haberini izlerken katil zanlısına çok kızdı ve 'Müslüman Müslümana yapar mı bunu?' diye söylendi. Ben de ama öldüren Çerkez'miş dediğimde hemen yumuşadı ve 'belli yakışıklıydı kerata' deyiverdi. Bizlerde öyle Yugoslavya, Türkiye dışında bir başka takımla maç yapsa Yugoslavya'yı tutardık. Bir artistin Çerkez olduğunu öğrenince bir başka mutlu olurduk. Bir Rumeli havası duyduğumuzda coşardık. Akordeonla biri Şeyh Şamil çalsa bilmesek bile içimizden oynamak gelirdi. Ama ne Şeyh Şamil ne Rumeli türküsü İstiklal Marşımızın yerini tutamazdı. Biz o yüzden etnik kökenimize aldırmaksızın göğsümüzü gere gere Türk'üz derdik.Türk'üz demek bize gurur verirdi. Mutluluk verirdi. Halende hislerimizde en ufak değişiklik olmamıştır. Annemin Çerkez kökenli olması, babamın Yugoslav göçmeni olması beni nasıl heyecanlandırıyorsa, göğsümü gere gere Türküm demek de o derece gururlandırıyor.
Bütün bunları yazmamdaki sebep son günlerde ortaya atılan çift dil söylemi. Hangi etnik kökenden olursa olsun Türkiye'de birlikte yaşadığımız tüm halkımıza sesleniyorum;
Elbette herkes etnik kökeniyle gurur duyabilir. Elbette herkes ana dili ile konuşabilir. Ana dilini öğrenmek ve öğretmek için çalışabilir. Ama bir ülkenin resmi dili bir tane olur. Gelin kavramları birbiri ile karıştırmayalım. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni üç temel üzerine oturtmuştur. Bunlar Laik Devlet, Milli Devlet ve Üniter Devlet temelleridir. Gelin bu temellere dinamit yerleştirmekten vazgeçelim. Bu temellerden hangi biri zedelenirse ülke hepimizin üzerine çöker. Gelin yol yakınken aklımızı başımıza toplayalım. Bir kere daha yineliyorum hoşumuza giden ezgiler ne olursa olsun HİÇBİRİSİ İSTİKLAL MARŞIMIZIN YERİNİ TUTAMAZ. Türk halkı da üniterdevletten, milli devletten ve laik devletten vaz geçmez, geçemez.

Etiketler:
yepli şh şhont