KAF FED'İN AÇIKLAMASI ÜZERİNE* ÇERKES HALKINA SESLENİŞ
Çerkesler !
Saygıdeğer Halkımız !
Çerkes dilleri tarihinin en karanlık günlerini yaşıyor.
Son 50 yılda köyden kente yapılan göçlerle toplu yaşam alanlarımızı
kaybettik. Köylerimizin sokaklarında günlük yaşamımızın bir parçası olarak
aktif şekilde kullandığımız dillerimiz, göç ettiğimiz şehirlerde evlere
hapsoldu ve sadece aile içinde konuşulur hale geldi.
Ancak bu da uzun sürmedi, aradan daha bir nesil bile geçmeden 7 gün 24 saat
yayın yapan, cazibesiyle tüm hane halkını esir alan onlarca televizyon
kanalının bombardımanına uğradık.
Bu enformatik saldırıda, kartalın hergün Prometheus'un ciğerinden bir parça
kopartması gibi, biz de hergün dilimizin özgün bir parçasını kaybettik.
Bir taraftan televizyon yayınları, diğer taraftan tek tipleştiren eğitim
sistemi yavrularımızı kültürümüzün taşıyıcısı ebeveynlerin etki alanından
çıkarttı.
Sonuç olarak, atalarımızdan kutsal bir emanet olarak devraldığımız dilimizi
çocuklarımıza aktaramaz hale geldik.
Ve bugün düşürüldüğümüz bu asimilasyon girdabında hergün biraz daha
eriyoruz.
***
27-02-2011 - 5 kez okundu
Çerkesler!
Saygıdeğer Halkımız!
Sivil toplum örgütlenmelerinin görevi, toplumun sorunlarını tespit edip,
kamuoyuna mal etmek; sonra da çözmesi için siyasi iktidarların önüne
koymaktır.
Siyasi iktidarların görevi ise bu sorunlara toplumsal huzuru sağlayacak
şekilde çareler üretmektir.
Şunu net olarak bilelim: Toplumsal sorunlara çözüm üretmek iktidarların
lütfederek yapmaları gereken bir iş değil; mecburen yerine getirmeleri
gereken bir görevdir.
***
Yukarıda belirttik, Türkiye Çerkes diasporası'nın ciddi sorunları var. En
büyük sorunu da asimilasyon batağıdır dedik.
Sorun bu kadar ciddi iken, içe dönük faaliyetlere odaklanan kurumlarımızın
yaptıkları işler maalesef dilimizi ve kültürümüzü korumaya yetmedi.
Kurumlarımız, ülkedeki Çerkes varlığını siyasi iktidarlara etkili bir
şekilde hissettirip, Çerkesleri talepleri dikkate alınan bir unsur haline
getiremedi.
Sebebi de, temsil iddiasında oldukları Çerkes halkının nüfus gücünü bir
türlü ortaya koyamamaları, yani görünür kılamamalarıydı.
***
Çerkesler!
Saygıdeğer Kardeşlerimiz!
*Çerkes Hakları İnisiyatifi,* Çerkes Halkı'nın varlık mücadelesi ekseninde
bütünleşen, Çerkes Halkı'nın taleplerini görünür kılarak gündeme getirmeyi
ve sonuç odaklı bir strateji ile bu hakları elde etmeyi amaçlayan, diline ve
kültürüne duyarlı, varlığını geleceğe taşımaya kararlı Çerkesler tarafından
oluşturuldu.
*İnisiyatif, çalışmalarının hedefini, *
Çerkes halkını Ankara'da *"görünür kılmak",*
"D*emokratik kitlesel eylemler"* düzenlemek,
*"Devlet eliyle **anadili eğitim ve öğretimi **ile 7/24 **anadilde radyo ve
tv yayını * yapılmasını sağlamak ve Çerkeslerin tüm haklı taleplerini hayata
geçirmek olarak deklare etti.
Yani Çerkes Hakları İnisiyatifi, kurumlarımızın bugüne kadar yapmadığı bir
işe talip oldu: *Çerkeslerin yok oluşunun önüne geçecek talepleri
meydanlarda dillendirmek ve bu taleplerinin siyasi iktidarlarca dikkate
alınmasını sağlamak... *
***
Bu maksatla ilk olarak Ankara'da bir yürüyüş düzenlenmesi planlandı.
Realize edilebilmesi mümkün en yakın tarih de eylem günü olarak belirlendi:
13 Mart 2011 Pazar.
Böyle bir fikir geliştiren İnisiyatif'in kurucu ekibi, kamuoyuna herhangi
bir açıklama yapmadan önce Kafkas kurumlarının kapılarının çalınması
kararını aldı.
Bu bağlamda 13 Şubat tarihinde Kafkas Dernekleri Federasyonu Başkanı Sn.
Cihan Candemir ile de görüşülerek, kendisine Çerkes Hakları İnisiyatifinin
misyonu, vizyonu ve 13 Mart'ta Ankara'da yapılacak mitingle ilgili gerekli
tüm bilgileri verdi. Sn. Cihan Candemir konuyu yönetim kuruluna götürerek
alınan kararı duyuracaklarını söyledi.
Saygıdeğer kardeşlerimiz,
Bu noktada, teklifimizin kendilerine henüz yazılı hale getirilmeden,
kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmadan, yüzyüze ve sözlü olarak
iletildiğine dikkat çekmek isteriz.
Çünkü bu tutumumuz, Kaf Fed'in kendilerine teklif götürülmesinden *12 gün
sonra* eyleme destek vermeyeceğine dair yaptığı açıklamasında yer
alan, *"KAFFED
toplum yararına olacak tüm projelerde birlikte hareket etmeye her zaman
açıktır. Ancak bunun şartları vardır. **Öncelikle KAFFED'in yer alacağı
projeler, baştan birlikte kararlaştırılmış,** kendi çalışma programına uygun
projeler olmak durumundadır. (...)**Bu tür yaklaşımları işbirliği talebi
olarak değil, bir tür dayatma olarak** değerlendirmek söz konusu olmaktadır"
* sözünü baştan tekzib etmektedir.
Yani iddia ettikleri gibi Kaf Fed'e hiçbir şey dayatılmamış, ilk adımda
hiçbir yazılı belge bile sunulmamış, demokratik kitle eylemi düzenleme
düşüncemiz gerçekleştirmeyi planladığımız muhtemel tarihle birlikte
-tartışmaya, düzeltmeye açık bir teklif olarak- kendilerine sunulmuştur
sadece.
Eğer konuya sıcak bakılsaydı, format ve zaman konusunda elbette birlikte
kararlar alınabilecekti.
*****
*Yine Kaf Fed bildirisinde, "...platform kurucularının kimler olduğu,
kullanılacak sloganlar, mitingden beklentiler vb konularda Yönetim
Kurulumuzca değerlendirilmesine esas olacak şekilde yazılı bilgi verilmesi
istenmiştir. **Kurumsal yapı içinde değerlendirme yapmaya fırsat verecek bu
yazı ne yazık ki bu güne kadar gerçekleşmemiş..."** *şeklinde yer alan ifade
de gerçek dışıdır.
Bir kere bu saydıkları hususların hiçbirisi karar almalarına mani sebepler
değildir.
Biz yolun en başında kapılarını çalıp herşeyi yalın bir şekilde kendilerine
anlattık. Şayet herşeyi planlanmış olarak gitseydik "dayatıyorsunuz"
denileceği ihtimalini göz ardı etmemiştik. Nitekim ne kadar temkinli
davransak da bu sözü sarfetmelerine mani olamadık. Halbuki, "Prensip olarak
biz bu eylemde yer alacağız" deselerdi, bütün planlama birlikte
oluşturulabilirdi.
Ayrıca, diğer gerekçeler de mesnetsizdir.
İsimleri öne çıkarmama kararımıza rağmen, inisiyatifin kurucularının kimler
olduğu Candemir'le yapılan görüşmede kendisine pekala bildirilmiştir.
Eyleme olumlu yaklaşmıs olsalardı pekala "ortak akılla" birliktelik
oluşturulabilecekti.
Yani Kaf Fed -nedendir bilinmez- eyleme katılmamak için kendi kendine
inandırıcı olmayan suni gerekçeler üretmiştir.
***
Ancak zamanın kısıtlılığı, Kaf Fed'in ne zaman cevap vereceğinin belli
olmaması sebebiyle, kendileriyle görüşmemizden 4 gün sonra, yani ayın
17'sinde kurumlarımıza hitab eden ilk çağrımızı kaleme alıp yayınlamak
durumunda kaldık. Bu metni ayrıca Kaf Fed'e de ilettik.
Böylece ellerinde bir yazılı metin de olmuş oldu.
Ama Kaf Fed'in hantal yapısından menfi veya müspet cevap bir türlü çıkmak
bilmedi; ta ki ayın 24'üne kadar.
Ayın 24'ünde Kaf Fed Yönetim Kurulu Toplantısından yarım saat önce,
İnisiyatif yürütme kurulu üyesi arkadaşımız Cihan Candemir'i aradı. Candemir
arkadaşımızdan "şu gün, şu tarihte yapılacak eyleme katılımınızı..."
babından bir davet yazısı istemiş ve kendisine bu yazıya istinaden
değerlendirme yapacaklarını söylemiştir.
İstenen yazı Yönetim Kurulu Toplantısı başlamadan önce acilen kendilerine
iletilmiş; iletilirken de sözlü olarak "kararınız olumlu olsun , önümüze
düşün, hepimiz arkanızdan geleceğiz" denilerek kendilerine bir de "açık çek"
verilmiştir.
Tüm bu bilgilendirmelerimiz yetmemiş olmalı ki Kaf Fed açıklamasında hala, "
*değerlendirme yapmaya fırsat verecek bu yazı ne yazık ki bu güne kadar
gerçekleşmemiştir"* denilebilmektedir.
Kaf Fed bu hantallığıyla bir STK dan ziyade bürokrasi batağına gömülmüş bir
KİT görüntüsü vermektedir. Görüyoruz ki, bir seferde anlaşılabilecek bir
konu, yüz yüze görüşülerek, iki defa yazılı metin verilerek, prosedür
yazışması uygulanarak "Kaf Fed yönetimine" anlatılmaya muvaffak
olunamamıştır.
***
Aslında Kaf Fed'in 13 Mart yürüyüşüne katılmayacaklarını duyurdukları
açıklamasını okuduğumuzda, bütün görüşmelerin boşuna yapıldığını daha iyi
anladık. Kaf Fed'in bildirisinde yer alan şu ifadeler oldukça
manidardır: *"Ayrıca
kurulduğu günden beri KAFFED'i hedef almış kurumlarla** **KAFFED'i aynı
kefeye koyan bakış açısı da KAFFED'i rahatsız eden bir yaklaşımdır. Bu tür
yaklaşımları işbirliği talebi olarak değil, bir tür dayatma olarak
değerlendirmek söz konusu olmaktadır."*
Kendini bu kadar kutsayan, kimseyle bir araya gelemeyeceğini bu kadar net
ifade eden bir kurumdan, kitlesel eylemlerde önderlik yapmasını beklemenin
ne kadar abes bir şey olduğu ortada değil mi
***
*Kaf Fed'in açıklamasının devamında,** "(...)KAFFED'in yıllardır yaptığı
çalışmaları ortada dururken, tüm bu çalışmaları yok sayarak, dil sorununun
bir miting ile çözüleceği gibi bir görüntü vermek, KAFFED'in emeklerine
haksızlıktır"* deniliyor.
İşte bu tam bir saptırmadır. Bizim böyle bir ifademiz hiç olmadı. Hiçbir
faydalı çalışmayı reddetmedik, aksine yapılan doğru işler için her kim
olurlarsa olsunlar kendilerine candan teşekkür ediyoruz. Ancak bu
çalışmaların sonuç odaklı olmadığını, demokratik açılım sürecine Çerkes
halkının katılımını sağlamadığını, halihazırdaki yöntemlerinin sonuç
vermediğini de açık bir şekilde görüyoruz.
Kaf Fed'in satır aralarına sıkıştırdığı, "Yapılması gereken ne varsa biz
yaptık, kimsenin yeni bir konu başlığı açmasına gerek yok" anlayışını da
şiddetle reddediyoruz.
***
Açıklamadaki bir diğer anlamsız ifade de şu: *"Ancak, üzülerek ifade
etmeliyiz ki mevcut kurumsal yapılar içinde yer almak, onlara güç vermek
yerine,** bağımsız yapılanmalar,** **platformlar oluşturmak kolaycılığına
gidilmektedir." *
Peki bunun sebebi ne? Kaf Fed Yönetim Kurulu acaba bunu hiç düşündü mü?
Bunun sebebi kurumlarımızın tekelci tutumları değil mi
Kurumlar yeni fikirlere açık olmazsa, tabandan gelen uygulanabilir talepleri
kulak ardı ederse, "aynı kefeye koyulmak" korkusuyla başka kurumlarla bir
araya gelmekten kaçarsa, insanların alternatif oluşumlara yönelmesinden daha
doğal ne olabilir?* *
Ve ilave etmişler: *"İnternet ortamında farklı söylemlerle ortaya çıkan bu
kişi ve gruplar, herhangi bir eylem yapmaya kalktıklarında ise önce KAFFED
tabanına müracaat etmektedir"**.*
"Pardon" deyip hemen sormamız gerekiyor, Çerkes halkı Kaf Fed'in elinde
rehin midir?
Kaf Fed Çerkes toplumununun iradesi üzerine böyle ipotek koyma hakkına sahip
midir?
Kaldı ki İnisiyatif girişimcilerinin dörtte üçü Kaf Fed üyesi derneklerin
üyesi ve eski yönetim kurulu üyeleridir.
Ayrıca şunu da sormamız lazım, Kaf Fed bahsettiği "tabana" ne kadar
hakimdir?
*Vefat edeli neredeyse 3 yıl olan rahmetli Sadık Ergören'in Kaf Fed web
sitesinde hala Alanya Dernek Başkanı olarak gösteriliyor olması Kaf Fed'in
tabanla ilişkisinin somut bir örneği değilmidir?*
Kaf Fed gerçekten üye derneklerinin tabanıyla içiçe olsaydı bugün bu eyleme
karşı çıkıyor da olmazdı.
***
Hemşehrilerimiz!
Saygıdeğer Çerkesler!
Kendini halkın temsilcisi olarak ilan eden kurumlar görevlerini
yapmadığında, halkın kendi iradesini ortaya koyması ve sorunlarının çözümüne
yönelmesi en doğal hakkıdır ve bu kaçınılmazdır.
Hiçbir otorite bunu engelleyemez.
Hiçbir kurum Çerkes Halkının iradesine ipotek koyamaz.
Hiç kimse kendinde olmayan güçleri varmış gibi gösteremez.
Çerkes Halkı'nın varolma mücadelesi hiçbir kurum veya kuruluşun tekelinde
değildir.
Halihazırda kazanılmış azınlık hakları üzerinden bile Çerkes Halkı'nın
haklarını elde edemeyenlerin, bu hakları talep amaçlı çabaların önüne set
çekmeye de hakları yoktur.
Çerkes Hakları İnisiyatifi kimsenin rolüne talip değildir.
Kurumlarımızın boş bıraktığı bir alanı doldurmak gayretiyle yola çıkmıştır.
Sahneyi işgal etmek derdinde de değildir, herkesi aynı sahneye, yani
meydanlara çağırmaktadır.
Bu maksatla Çerkeslerin yoğun yaşadığı illerin çoğunda eylem organizasyon
gruplarını harekete geçirmiş, 13 Mart günü Ankara'da parlak bir yürüyüş
yapılması için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürmektedir.
Sudan gerekçelerle araya mesafe koyan ve "meydanlara sırtını dönen"
kurumlarımıza rağmen bu yürüyüşler başarıyla gerçekleştirilecektir.
Halkımızı 13 Mart'ta Ankara'da Sıhhıye'de toplanmaya,
Varlığımızı görünür kılmak,
'Haklı' taleplerimizi Türkiye kamuoyuna deklare etmek ve
Haklarımızı elde etme mücadelesini başlatmak için tarihi sorumluluğunu
yerine getirmeye davet ediyoruz.
Haydi 13 Mart'ta Ankara'da buluşalım
Haydi safları sıklaştıralım.
Haydi Çerkes kimliğimize sahip çıkalım.
Yaşasın Dilimiz!
Yaşasın Kültürümüz!
Yaşasın Çerkes Kalma Mücadelemiz.
*ÇERKES HAKLARI İNİSİYATİFİ*
Etiketler:
kaf fed açıklaması üzerine* çerkes halkına sesleniş