NATO GÜNEY OSETYA' YA GİRECEK
Gürcistan-Osetya sorununun NATO elçilerinin son toplantısında görüşüldüğü de belli oldu ve alyans ülkelerinin dış işleri ve savunma bakanlarının sonbaharda yapılması planlanan toplantısında da gündeme dahil edilmesi mümkün.
17-08-2004 - 5 kez okundu
Rusya hiç bir zaman Gürcistan'la dost müttefik olmamıştır. Aynı dinden olan Gürcistan'ın "dost süngüleri himayesinde gelişmesi", "Georgiyev anlaşması"nın imzalanmasından sonra Gürcistan halkının bilincine aşılanmış bir efsaneydi sadece. Gürcistan Rusya için her zaman, kendisiyle Türk "kafirleri" arasında tampon bölge özelliği taşımıştır.
Rusya imparatorluğu Gürcü hükümdarlarının siyasi faaliyet yetkilerini ellerinden aldı ve Gürcistan'ı korkutmak için her türlü imkanları kullandı. Gürcistan günümüzde de, daha çok kendi kararsızlığı nedeniyle Kremlin yöneticileri tarafından aynı muameleyi görüyor.
Rusya askeri uçakları Gürcistan hava sahasını, askeri ve yolcu gemileri de gösterişli şekilde su sahalarını devamlı şekilde ihlal ediyor. Böyle bir durum, Gürcistan'ın Rusya'ya alternatif askeri bloklar ile işbirliğini genişletmek dışında bir seçiminin olmadığını gösteriyor.
Moskova'da bunu iyi anlıyorlar, bu yüzden Gürcistan'ın NATO'ya dahil olmak niyeti Kremlin yönetiminde özel huzursuzluğa neden oluyor. Gürcistan NATO'ya dahil olursa, bu durum Rusya'nın Güney Kafkasya'daki varlığına kalın bir nokta koyacaktır.
Artık Amerikalılar sadece Gürcistan polisini eğitmekle kalmıyor, bunun dışında Gürcistan ordusunu NATO standartlarına uygun şekilde yeniden yapılandırma işleri yürütüyor ve ülkeye değişik silahlar veriyor. Washington ve Tiflis arasında imzalanmış anlaşma, ABD'ye Gürcistana istenilen kadar askeri birlikler getirmek ve Gürcistan topraklarında her türlü operasyon gerçekleştirmek olanağı tanıyor.
Gürcistan ve Amerika arasında anlaşmaya varılan belgede, ABD'nin büyük ihtimalle önümüzdeki dönemlerde Gürcistan'a getireceği askeri birliklerin sayısının hiç bir şekilde kaydedilmediğini hatırlatalım. Söz konusu belgede, Kafkasya dağlarına çıkarılabilecek askeri birliklere kesin sınır getirilmiyor ve bu yüzden Irak savaşı nedeniyle İran körfezinde oluşturulmuş tüm Amerikan birliklerinin bile Gürcistan'a çıkarılması mümkündür.
Bunun dışında, anlaşma maddelerinden birine göre, artık Pentagon kendi ordusuyla bölgede istediği gibi hareket edebilir ve askeri manevraları konusunda Gürcistan'ı bilgilendirmek zorunda değil.
Anlaşmada-"ABD silahlı kuvvetlerinin ilk talebiyle uçaklar, gemiler ve araçlar Gürcistan sahasına geçmek ve serbest şekilde ilerlemek yetkisine sahiptirler"-deniyor.
Amerikan askerleri artık Gürcistan'da, hala da Gürcistan'da bulunan Rusya askerlerinden daha çok haklara sahiptirler. ABD askeri birlikleri, Amerikan büyükelçiliğinin yönetim ve teknik görevlileri gibi vize almadan Gürcistan sınırlarını geçebilirler.
Washington Rusya'nı Kafkasya'da, bu bölgede belirli tarihi hakları bulunan ellerin aracılığıyla sıkıştırmak isteyebilir. Türkiye, NATO'nun güney-doğu bölgesindeki anahtar devletidir ve Kafkasya bölgesinde devam eden ve başlamak üzere olan çatışmalarda barış operasyonlarında anahtar konumda olabilir. Moskova'da bu gerçeği çok iyi anlıyorlar.
Son zamanlarda Güney Osetya'da meydana gelen olayların uluslararası düzeye çıktığını, Türkiye başbakanı Recep Tayip Erdoğan'ın Gürcistan parlamentosu başkanı Nino Burconadze ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklaması da doğruluyor. NATO, Türkiye'nin Gürcü-Osetin çatışmasına karışma planları konusunda yorum yapmaktan çekiniyor, ama alyans Kafkasya'daki gelişmeleri dikkatle izliyor.
Gürcistan-Osetya sorununun NATO elçilerinin son toplantısında görüşüldüğü de belli oldu ve alyans ülkelerinin dış işleri ve savunma bakanlarının sonbaharda yapılması planlanan toplantısında da gündeme dahil edilmesi mümkün.
Böylece, Gürcistan'dan Güney Osetya'nı ısırmak isteyen Moskova artık çatışma tarafı sayıldığı için, "barış gücü" maskesi altında Gürcistan'da bulunma olanağını da kaybetmek durumuyla karşı karşıya kalabilir.
Türkiye artık söz konusu gelişmelere katılmış durumda, çünkü Gürcistan hava sahası Amerika'nın İncirlik üssünden kontrol ediliyor. Bunun dışında, Bakü'den Türkiye'nin Ceyhan limanına kadar uzanacak büyük petrol boru hattı da Gürcistan'dan geçecek ve bu Bakü-Novorosisk boru hattında yoğunlaşan Rusya'nın çıkarlarına karşıdır. Çünkü, Rusya petrol rotalarının yanında Azeri petrolü için transit ücretlerinin kontrolünü de korumak istiyor.
Aralarında anlaşmazlıkların ve sorunların olmasına, Özellikle Orta Asya ve Kafkasya'da aralarında mevcut rekabete rağmen, Türkiye ve Rusya arasında sıkı ekonomik ilişkilerin olduğunu kaydetmek gerekiyor. İki ülkeni, öncelikle Rusya'nın temel enerji kaynaklarının tedarikçisi olması özelliği birleştiriyor. Enerji açığı olan Türkiye, Rusya'dan doğal gaz ve kömür alıyor. Rusya ise bunun karşılığında döviz, yada çok talep gören Türk malları alıyor ve Rusya galiba Türkiye'nin bölgedeki yeni nüfus sahibi ve rakip olması gerçeği ile barışmışa benziyor. Türkiye ve Gürcistan arasında "Kafkasya'da güvenlik anlaşması"nın olması da bu yüzden olmalı. Söz konusu anlaşmada diplomasi yapılmadan açık şekilde, Kafkasya'da bulunma hakkının sadece Rusya'ya ait olmadığı bildiriliyor.
Dahası bu anlaşma "Kafkasya paktı" adlandırılıyor. Bu anlaşmanın bağlanmasının yanında Gürcistan'ın güya Çeçenistan savaşına etki etmesi, Moskova ve Tiflis ilişkilerinde soğukluğa neden oldu. Rusya'nın Türkiye'ni, Gürcistan'dan geçirmekle Çeçenistan'a gönüllüler ve silah geçirmesi ve Kafkasya'da mücahitlere mali desek sağlaması ile devamlı şekilde suçlaması da dikkate alınırsa, Rus-Çeçen savaşının Kafkasya'nın diğer bölgelerine de geniş şekilde yayılması sonucunda, genelde pozitif yönde gelişen Türkiye-Rusya ilişkileri keskin şekilde bozula bilir.
Bu eğilimi, mücahitlerin İnguşetya saldırısından ve Dağıstan'da gerginliğin artmasından sonra Rusya'nın aşırı optimistleri bile anlamaya başladılar.
Böylece, Rusya'nın yakın dönemde Orta Asya ve Kafkasya'daki nüfuzunu Türkiye'ye bırakacağı ihtimali, esassız değil.
Ahmad İçkeriyskiy,
Etiketler:
nato güney osetya ya girecek