ÇERKES ÇALIŞTAYI, MUHALEFET VE HÜKÜMET
25-26 Şubat'ta Derbent'te yapılan Çerkes Çalıştayı ile halkımızı görünür, sorunlarını bilinir kılacak önemli bir adım daha atıldı.
Erol Karayel
erolkarayel26@gmail.com
29-02-2012 - 5 kez okundu
Çerkes Çalıştayı, Muhalefet ve Hükümet
29/02/2012
25-26 Şubat'ta Derbent'te yapılan Çerkes Çalıştayı ile halkımızı görünür, sorunlarını bilinir kılacak önemli bir adım daha atıldı.
Türkiye entelijansiyasının seçkin simaları, Kocaeli Üniversitesi Derbent Uygulama Oteli'nde biraraya gelerek Çerkeslerin durumlarını, sorun ve çözümlerini konuştular.
Verimli bir iki gün geçirdik diyebiliriz.
Hem bilgi dağarcığımızı doldurduk, hem de yeni dostlar edinmiş olarak ayrıldık Derbent'ten.
Program akışı hakkında bütün katılımcıların değerlendirmelerinin pozitif olması ise memnuniyet vericiydi. Hepsine emekleri, gayretleri için candan teşekkür ediyoruz.
***
Aslında, Çerkesler 'kol kırılır yen içinde' hesabı sorunlarını başkalarıyla konuşmayı sevmiyorlar. Onların kültürlerinde sızlanmak veya istemek yok çünkü. Böyle bir davranış kabalık ve bayağılık sayılıyor. Dışarıyla dertlerini değil, sadece folklorlarını (dansları, yemekleri, v.s.), dostluk ve sadakatlarını paylaşıyorlar. Ancak bir gerçek var ki bu “biz bizelik” hali artık aleyhimize eksi bakiye vermeye başladı. Bazı davranış kalıplarımızı acilen değiştirmemiz gerekiyor.
Çünkü Çerkeslerin iyice çetrefilleşmiş sorunları, tek başlarına çözemeyecekleri kadar büyük. Çözülebilmesi bu sorunlarını sosyolog mütefekkirlerin, kamuoyu oluşturma gücüne sahip aydınların ve mutlaka siyasilerin ve devletlerin sorunu haline getirebilmelerine bağlı.
İşte Çerkes Çalıştayı'nın önemi de bu noktada ortaya çıkıyor. Bu çalıştayla birlikte Çerkesler, güncel sorunlarını kısa bir süreliğine de olsa ülkenin önde gelen aydınlarınının gündemine taşımayı başarmışlardır. Tabiî esas olan ise bunu daimi kılabilmektir.
***
Çalıştayı organize ederken salonda yer almasını istediğimiz ikinci ayak siyasilerdi; hem hükümet, hem de muhalefet ayağından siyasiler.
Ancak itiraf etmeliyiz ki bunu başaramadık.
Çalıştay öncesi yaptığımız ziyaretlerde geleceklerini söyleyen, ajandalarına notlar alan, çok ilgileniyormuş havası veren ana muhalefet ve hükümet kanadı salonda kendilerine ayırdığımız koltukları boş bıraktılar.
Salonda AK Parti'yi temsilen bir “Çerkes gelini” olduğunu söyleyen -ki biz de kendisini o kimliğiyle kabul ettik- Kocaeli Milletvekili Azize Sibel Gönül yer aldı.
Bu önemli günümüzde bizi yalnız bırakmayan diğer politik sima ise BDP'nin delikanlı milletvekili Sırrı Süreyya Önder oldu.
Her ikisine de kalpten teşekkür ediyoruz.
***
Önce ana muhalefet, sonra hükümetin tutumunu ele alacak olursak...
Ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Emine Ülker Tarhan kendisine yapılan ziyarette CHP Kurultayı'na rağmen Çalıştay'ın ilk gününe yanında dört milletvekili ile katılacağını söylemiş, sonra da programa iki gün kala Kurultayı gerekçe göstererek katılamayacağını bildirmiştir. CHP'nin Abaza milletvekili Engin Özkoç da aynı şekilde davranmış ve son dakikada katılamayacağını iletmiştir.
Belirtelim ki CHP Kurultay'ı bizim nezdimizde geçerli bir mazeret değildir. Çünkü her iki isim de geleceklerine dair söz verirken ayın 26'sında Kurultay olduğu biliyorlardı ve programımızın Kurultay'dan bir gün önceki bölümüne katılacaklarını söylemişlerdi. Ancak ikisi de verdikleri sözün arkasında duracak iradeyi gösteremediler.
***
Hükümet adına ise Demokratik Açılımın Koordinatörlüğünü üstlenen Devlet Bakanı Bekir Bozdağ'ı makamına heyet halinde yaptığımız ziyaretle bizzat davet ettik. Kendisi o gün orada bulunmak istediğini söylediği halde gelmediği gibi, yetkili birini de görevlendirmedi. Belli ki açılımla ilgili bir yol haritaları yok, belli ki kafaları hala net değil, belli ki korkular hala üzerlerinde egemen.
Ya Çerkesler de denklemin içine girecek diye korkuyorlar; veya Çerkesleri hafife alıyorlar. Ama her iki halde de hesaplarının boşa çıkacağını görecekler. İçinde Çerkeslerin olmayacağı bir açılım projesi asla istedikleri sonucu vermeyeceği gibi iç barışı da sağlayamayacaktır.
Devleti idare ediyor olabilirler ama bizi “idare edemeyeceklerini” iyi bilmeliler.
Şu kadarını söyleyelim ki, sorunlarımızı ciddiye alıp bu ülkenin sınırları içinde çözme iradesi gösteremezlerse, yarın uluslararası bir sorun olarak önlerinde bulacaklarından hiç şüpheleri olmasın.
Sonra feveran etmesinler “Kim var bunların arkasında?” diye.
Bilsinler ki böyle bir tablonun hazırlayıcısı bizzat kendi öngörüsüzlükleri olacaktır.
Kaynak:http://www.ozgurcerkes.com
Etiketler:
Çerkes Çalıştayı Derbent Çerkesler Çerkes Hakları Erol Karayel