Kocaeli Gazetesi Yazarı M. Tanzer Ünal'ın "Türkiye'de yeni bir ihanet grubu" başlıklı yazısına cevaben KAFFED Genel Başkanı Vacit Kadıoğlu'nun kaleme almış olduğu yazı ekteki gibidir.
Sayın: M. Tanzer ÜNAL, Türkiye’de yeni bir ihanet grubu başlıklı yazınızı Kafkas Dernekleri Federasyonu olarak dikkatle okuduk ve değerlendirdik. Yazınız ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yapmamızın yanlış algıları ve yanlış tanımlamaları düzeltmek açısından gerekli olduğunu düşünüyoruz..
KAFFED olarak bizler toplumsal çalışmaların örgütlü olarak taban desteği ile yapılmasından yanayız. Ancak kişilerin veya gurupların farklı fikirleri beyan etmelerini çok sesli demokrasinin gereği olduğuna samimiyetle inanıyoruz. Türkiye’deki Çerkes toplumunun en büyük örgütlü kuruluşu KAFFED olarak bu genel yaklaşımımızı vurguladıktan sonra demokratik açılım, yeni anayasa süreci ile ilgili görüşlerimizi kısaca paylaşmak istiyoruz.
Sayın Ünal, Türkiye ‘de yaşayan Çerkesler hiçbir zaman Ülkenin bütünlüğü Bayrağı konularında bir tereddüt yaşamamış Cumhuriyetin kurulması aşamasında olduğu gibi Bugünde Türkiye Cumhuriyetinin savunucusu olmuşlardır. Bu ülkenin vatandaşları olarak biz kendimizi Türkiye’den ayrıştırmıyoruz fakat Çerkes kimliğimizi de inkar etmiyoruz. Bu kimliğimizle var olduğumuz gibi, bundan sonra da güzel örf adet ve dilimizle var olmak istiyoruz. Bu isteğimizin en doğal “insanlık haklarından” ve “anayasal vatandaşlık haklarımızdan” olduğunu düşünüyoruz. Yaptığımız ve yapacağımız çalışmaların “Hainlik” ile yakından uzaktan bir ilgisi yoktur, “AKP zamanında Hainlikler arttı” ifadenizi Çerkesler için kullanmanızı kabul etmemiz imkansızdır.
Türkiye de yaşayan biz Çerkesler, hiçbir art niyet taşımadan, tamamen insan hakkı olan Ana dilimizin devlet eliyle öğretilmesini, unutturulmamasını; binlerce yıllık kimliğimiz olan soy isimlerimizin, köy adlarımızı geri verilmesini; Çerkesce TV yayını istediğimizi, Çerkes halkının talepleri olarak Yeni Anayasa Çalışmalarımız içerisinde TBMM Anayasa komisyonuna sunmuş bulunuyoruz. Bu gibi çalışmalar ve bu çalışmalarda alınan kararlar T:C Devletine karşı bir hareket değil tamamen insani taleplerdir. Türkiye’de iç barışın her topluluk için verilecek insani haklar çerçevesinde oluşacağına samimiyetle inanıyoruz. Yıllarca bu doğal hakları asimilasyoncu politikalarla engellenen Çerkeslerin, bu haklarını talep etmelerini bir bölücülük bir ayrışma ve Hainlik olarak kabul etmeniz doğru bir yaklaşım değildir. Yazınızda ismini saygıyla zikrettiğiniz arkadaşlarımız da KAFFED’in üyesi olan Kocaeli Derneğimizin çok saygın eski ve yeni başkanları olarak görüşlerimizi size daha detaylı anlatabilirler diye düşünüyoruz.
Sayın Ünal, görüşlerini beğenelim veya beğenmeyelim, demokratik ifade hakkını kullanan Çerkes Hakları İnisiyatifi için kullandığınız “ihanet grubu” sözcüğünü çok ağır buluyoruz, haddini fazlaca aşan bir ifade olduğunu düşünüyoruz.
Çerkes toplumu yıllarca kurtuluş savaşında sevabı günahlarından çok fazla olan Ethem Bey’in etnik kimliğinin üzerine yapıştırılan “Hain Çerkes” Ethem ifadesinin sıkıntısını yaşamıştır. Geçmiş dönemlerde, “Çerkeslik” kimliği “Hainlik” sıfatı ile anılarak toplumsal baskı yaratılmıştır. Bu baskıları yaşamış bir nesil olarak benzer duyguları gelecek nesillerimizin yaşamasını hiç istemiyoruz. “Hain”, “ihanet” gibi ağır sözcüklerin, bizim literatürümüzde yeri yoktur. Ne amaçla kullanılırsa kullanılsın, hangi kişiler için kullanılırsa kullanılsın, belirli bir etnisiteyi veya gurubun adlarıyla birlikte kullanılmasının doğru olmadığını düşünüyoruz.”
Sayın Ünal, duygu ve düşüncelerimizi anlatabildiğimizi umuyor, yazınızda ki başlığı ve yazınız içerisinde Çerkes halkı ile ilgili bulunan yanlışları düzeltme yoluna gideceğinizi düşünüyoruz.
Saygılarımla,
Vacit KADIOĞLU
Genel Başkan
kafkasfederasyonu